Arnavut milis zaferi Arnavutlar ve Osmanlı Arnavut milisleri direnerek Sırpların Arnavutluk'a girmesini geciktirdiler Osmanlı sonrası Arnavutluk'un bağımsız devlet olması ve Osmanlı sonrası Sırp işgaline uğramaması için zaman kazandırdılar. Geciktirilen Sırp ilerleyişi sayesinde Arnavutlar; Sırplara, Karadağlılara, Yunanistanlılara karşı silahlandı.
Luma Muharebesi, Arnavutlar arasında Lumë Ayaklanması (Kryengritja e Lumës) olarak da bilinir, Sırplara karşı Lumë'de Osmanlı Arnavutluk bölgesinde yerel Arnavut halkın Sırplara karşı Birinci Balkan Savaşı sırasında girdikleri bir seri çatışmalardır. Sırplar Adriyatik Denizi'ne çıkmayı beklerken beklenmedik şekilde Osmanlı yandaşı olan veya olmayan yerel Arnavut halkın birlik olup direnmesi ile karşılaşmışlardır. Kendilerinin ummadığı şekilde Sırp 3. Ordusu birlikleri kendilerinden sayıca az olan Arnavut milislerce yenilgiye uğratılmış ve bu durum ayrıca batıya hareketlerini de geciktirmiştir. Bu durum 28 Kasım 1912'de zorunluluktan veya değil Osmanlı'ya karşı bağımsızlık ilan edecek Arnavutluk Devleti'ne savunmasını örgütlemek ve Sırbistan, Yunanistan, Karadağ'a direnmek için zaman kazandırmıştır.
Arka plan
Balkan Savaşı başlangıcında Sırplar 3 ordu grubu hazırladılar. Bunlardan 2. Ordu belli birlikleri ile Bulgarlara yardıma gidecekken 1. ordu Kumanova tarafına ve 3. ordu ise Makedonya üzerine yürüyecekti Osmanlı Ordusunun bölgede Karabağ'a karşı İpek Müfrezesi Sırplara karşı ise Vardar ordusu bölgede bulunmaktaydı. Arnavutlarla Osmanlı'nın arası özellikle 1910-1912 arasındaki isyanlardan iyi olmasa da son Arnavut isyanı Osmanlıların isyancıların taleplerini kabul etmesi ile sonuçlanmıştı. Öte yandan Osmanlı Ordusunda ve yönetiminde Ahmet İzzet Paşa gibi pek çok Arnavut kökenli subaylar devlet adamları bulunmaktaydı netice olarak Arnavutlar Sırp Karadağ ve Yunanların kendi yurtlarını topraklarına katma yönündeki emelleri karşısında başlangıçta her zaman olduğu gibi Osmanlı'nın yanında yer aldılar. Ancak belirtmek gerekir ki 1912 Arnavut İsyanı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun isyanı bastırmadaki sorunları Balkan Birliğindeki devletleri Osmanlı'nın kötü hali konusunda ikna etmiş ve kötü haldeyken saldırmaları yönünde teşvike neden olup Balkan savaşını hızlandıran faktörlerden biri olmuştur.
Ekim 1912'nin ikinci yarısında, Sırp ordusunun Arnavut toprakları üzerindeki işgal operasyonları devam ederken, Kosova'da ve başka yerlerde, Luma, Opoja, Vërrin, Gora, Has, Dibra vilayetlerinde çok sayıda meclis organize edildi ve çok sayıda meclis düzenlendi. 14 Ekim 1912'de Üsküp'te toplanan "Kurtuluş" komitesinin olağanüstü toplantısında kararlaştırılan genel seferberlik, Sırp işgalci saldırganlığıyla karşı karşıya kalmaya başladı. Öte yandan Arnavutların işbirliği yaptığı Osmanlı Vardar Ordusu Sırplara karşı Kumanova Muharebesi'ne ağır yenilgi alıp Kosova ve Makedonya Sırpların eline geçip Karadağ ordusu'da İşkodra yönüne ilerlemeye başladığında Arnavutların Osmanlı'dan yardım alma ümitleri çıkmaza girdi.
Kasım ayının ilk haftasında, Kumanova Muharebesi sonrası Sırp 1. Ordusu Manastır üzerine yürürken, Sırp 3. ordusu, Kosova Ovası'nı ve Dukagjini'yi işgal ettikten sonra Kuzey ve Orta Arnavutluk'u ele geçirip Adriyatik Denizi kıyılarına ulaşmayı hedefledi. 5 Kasım 1912 gibi erken bir tarihte, kötü şöhretli General Bozidar Jankoviç, "Shumadia-1" Tümeninin alaylarıyla Prizren'e girdiğinde, Adriyatik'e yönelik operasyonlar için güçlerini yeniden toplamaya başladı. Bu askeri planı gerçekleştirmek için Sırp komutanlığı, "kıyı birimleri" olarak adlandırılan iki ayrı birlik oluşturmuş ve bu birliklerin birimleri Prizren'de konuşlandırılan "Šumadija-1" ve " Drina-2" tümenlerinden seçilmiştir.
Sırp komutanlığı hükûmeti Nikolay Painçuk Luma ele geçirilip Drina kıyılarına hakim olmadan Adriyatik üzerine bir yürüyüşün birliklerini tehlikeye sokacağının bilinciydeydi.Drina Vadisi üzerinden Adriyatik yönünde hareket edecek sözde "kıyı birimleri"ni tehdit edebilecek herhangi bir tehlikeden kaçınmak için, üçüncü ordunun komutanlığı bu eyaleti işgal etmeyi üstlenen "Luma Müfrezesi"ni yarattı. Müfrezenin amacı Luma bölgesi Has, Vërrin, Opoja, Gora daki Arnavutları silahsizlandirmak direnen halkın direnişini kırmaktı.
Ancak Sırp gücünün büyüklüğü tartışma konusudur. 16.000 olduğunı iddia eden varsa da bu rakam çoğunlukla folkloriktir ve çoğunlukla diğer folklorik 12.000 zayiatı desteklemeye hizmet eder. 16.000, Drina'nın sağ tarafından Adriyatik'e ulaşmak için acele eden "Šumadija 1 (Shumadia 1)" ve "Drina" birimlerinden oluşan iki gruba denk gelmektedir. Ancak bu birimler sadece kısmen muharebeye katılmıştır ve muharebenin ikinci aşaması olan (13-18 Kasım) 15-17 ve 18 Kasım çatışmalarını kaçırmışlardır. Sırp askeri raporlarına göre, bu aşamada Sırp asker ve subaylarının sayısı yaklaşık 3.000 Arnavut'a karşılık 4.200'e yükselmiştir. Savaşın üçüncü aşaması olan (18 Kasım - 6 Aralık 1912'de), "Shumadia 1" bölümünün geri kalanının, yaklaşık 14.000 askerin katılımı, 3.600 topçu personelinin desteği sağlanmıştır. Ağır hasar gören ikinci aşama taburları da dahil olmak üzere, paramiliter birlikler hariç Sırp kuvvetinin toplam sayısı 21.800'e ulaşmıştır.[2]Robert Elsie bu rakamı 20.000 civarı olarak belirtmektedir.[3]
Askerî harekât öncesi General Jankovina Luma halkına ya boyun eğin veya biz zorla eğdiririz tarzında aşağıdaki şartların yerine getirilmesini talep eden bir mektup gönderdi:
1.Arnavut Soyluların, imamların ve zenginlerin silahsız olarak görüşmeye gelmesi; 2. Ana koşul olarak Arnavutlar Sırplarla "huzurlu" olarak yaşamak istiyorsa, ellerindeki bütün silah ve tüfeklerin kendilerine tesliminin garanti edilmesi; 3. Kosova'dan gelen Arnavutlardan Llapjani, Hasjani, Prizren, Dukagjini vb. içlerinde bulunan Sırplara karşı savaşanların silahsızlandırılması, 4.Arnavut liderlerden İsa Bolatin'nin derhal teslim edilmesi veya yerinin söylenmesi aynı zamanda diğer liderler olan Ramadan Zaskoci, Riza Beun, Kolesjan'dan İslam Spahiu'nun ve Bajram Daklani'nin teslim edilmesi veya teslim olmaları 5. Halkın, Sırp ordusuna direnişin liderleri yerleri ve köyler etrafındaki hareketler hakkında sürekli bilgi vermesi 6. Her köyden 5 kişinin bu kabul edilecek şartların güvencesi bağlamında rehine olarak Prizren'de kalması. Bu şartlar sağlanmazsa, Sırp komutanlığı bütün köylerin yakılıp yıkılacağını ve Arnavutların mülklerine el konulacağını da ayrıca belirtmektedir.[4]
Bu nihai koşullar, Luma ve diğer çevre bölgelerin halkı ve soyluları tarafından hiçbir şekilde kabul edilmedi, bu nedenle Sırp ordusu, Luma'yı ve diğer çevre Arnavut bölgelerini işgal etmek için askeri operasyonlar başlattı.
İstilacı Sırp ordusuyla karşı karşıya kalan, Luma, Has, Vërrin ve Opojan Gora'dan binlerce Arnavut savaşçı ve Kosovalı Arnavutlar Sırp ordusuyla savaşmaya başladı. Bu durumda Paštrik yaylaları (Has ve Yakova yaylalarının bulunduğu yer), Şar Dağları (Gjalicë, Pikllimes, Koretnik) Arnavutlar için doğal bir kale haline geldi. Jeo-stratejik konum göz önüne alındığında, Arnavut birlikleri Yakova, Has, Qafe Zhur, Sharr ve Opoja Yaylası'nın önüne yerleştirildi. Arnavut direniş örgütlerine Baftjar Doda, Cafer Doda, Ramazan Zaskoci, Ramazan Cejku, Isjan Lika, Islam Spahija, Elez Isufi, Hoca Mehmedi, Osman Lita, Cen Daci, Bajram Gjana, Jemin Gjana, Dervish Bajraktari, Muhtar Nika, Necip Bilali, Sylë Elezi, Ahmet Qehaja ve diğerleri önderlik etti. [1]
Muharebe
Jeo-stratejik konum göz önüne alındığında, Arnavut birlikleri cepheye şu şekilde konuşlandırıldı: Yakova yaylası (Qafë Morinë - Qafë Prush); Has (Planejë - Gorozhup); Zhur Boyun; Verri (Billushë - Jeshkovë - Lybeqevë - Lez); Sharr (Siyah ve Siyah); ve Opoja (Llapushnik geçidi). Arnavut direnişinin organizasyonları,Debre Tejmalla'dan Ramadan Zaskoci, Ramazan Çejku, Qazim Lika, İslam Sali Spahija, Hoxhe Mehmed, Osman Lita, Cen Daci, Bajram Things, Dervish Nezir Bajraktari, Muhtar Nika, Nexhip Aga Bilali, Sylë Elezi, Ahmet Ilaz Qehaja, Jemin Gjana, Elez Isufi, Suf Xhelili, Baftjar Doda ve Xhafer Doda, Bajram Curri; Yakova yaylasından, Sali Bajraktari Has, Sheh Hasan Prizreni, Opolje Kuklibeg'den Jahja Sait Sahiti, Kapllan Opoja, Nail Hyseni, Dani Rapça, Esat Berisha, Abdul Osmani ve Arif Krusa'dan tarafından yapıldı.
Sırp birliklerinin Beyaz Drina'nın diğer tarafına geçmesini önlemek için Arnavutlar, Shalqin, Domaj ve Gjinaj köylerinde pusu kurdular. Luma kuvvetleri yaklaşık 4.000 kişiden oluşuyordu, Debre kuvvetleri ise yaklaşık 600 kişiydi.
Luma sınırındaki ilk muharebe Morina'ya kadar devam etti. Sırp ordusu 2-3 gün savaştı ve Arnavutların gerilla savaşı vurkaçları ile çok sayıda ölü ve yaralı ile ağır kayıplar verdirdi. Kaybın ardından Sırp ordusu 37 etnik Arnavut sivili rehin alarak Prizren'e götürerek halkı ayaklanmaya destek vermemeleri yönünde tehdit etti. Yeni birimlerle takviyelerle tekrar Luma'ya doğru ilerlediler. Arnavutlar taktiksel bir geri çekilme ile Sırplarının ilerlemesine izin verdiler. Ancak taktiksel gerilla vurkaç saldırıları da düzenlediler, Šumadija tümeninin müfrezeleriyle karşı karşıya olan Arnavut kuvvetleri, Beyaz Drina nehrinin kıyılarında ve Koretnik ve Gjallicë'nin yamaçlarında düzensiz bir şekilde savaştı. Sırp birliklerini sürekli saldırılarla vurdular ve Morinë ve Përbreg'den diğer birçok Arnavut savaşçı da katıldı. Arnavut gerillalarının taktiksel olarak geri çekilmesi ve konumlanmaları sonuç verdi. Geri çekilme planı, çok sayıda Sırp askerinden değil, aynı zamanda topçu ve ağır silahlardan da kaynaklandı. Takip ederken, Sırp kuvvetleri Arnavut vurkaç ve gerilla saldırılarıyla daha sonra tuzağa düştü. Šumadija bölüğü ağır kayıplar verdi ve cepheden ayrılmak zorunda kaldı.[1] Bu arada Sırp geri hatlarına da Arnavut birlikleri sızmıştı.
15 Kasım 1912 sabahı, savaş konseyi Sırp birliklerine çeşitli yönlerden saldırma emri verdi. Dağlık araziye konumlanmaları Sırpların araziyi fazla tanımayıp hakim olamaması ve yağmur ve gök gürültüsü ile kötü hava koşulları sayesinde, Luma Arnavutları, kötü donanımlı olmasına rağmen, Kolesjan tepelerinde Sırp kuvvetlerine büyük bir saldırı başlatmayı başardı,geri hatlarına da saldırdılar ve onlara ciddi kayıplar verdirdi. Güçlü direniş nedeniyle, Sırp kuvvetleri Kolesjan ve Gabrica'dan çekildi ve kendilerini Shejesë'nin güney kıyılarında ve Kara Drina'nın doğu kıyılarında konumlandırdı. Savaş Konseyi, 16 Kasım'da Arnavut kuvvetlerinin sahada yeniden düzenlenmesinden sonra, Arnavut kuvvetlerine Sırp mevzilerine yönelik saldırılarını sürdürmelerini emretti ve esas olarak Shejesë'nin sol tarafında çatışmalar meydana geldi. Sırp ordusu paniğe kapıldı ve her yöne ateş ederken kaçmaya başladı ve birçok kişi vurularak öldürüldü ve diğerleri nehirde boğuldu. Yaratılan durumun avantajına, Arnavut kuvvetleri Kolosh'tan Zbor ve Nangë'ye hareket etti ve takip etmek için üç grup kurdu. Çatışmalarda Arnavutlar, liderlerden biri olan Radomirë bayraktarı İbrahim Zeqiriyi kaybetse de kayıpları Sırplardan önemli ölçüde daha azdı.[1]
Sırplar panik içinde sıkışıp kaldılar ve savaş alanını terk ettiler, birçoğu Drina ve Shejesë nehirlerinde öldü veya boğuldu. Yaratılan durumdan yararlanmak için, savaş konseyi zaten Zbor-Nangë bölgesine taşındı ve orada daha fazla takip için iki yönlü 3 gruptan oluşan bir saldırı belirledi. Bu arada Sırp 3. Ordusu Prizren'den Luma'ya destek ve sıkışan birliklerini kurtarmak için taze kuvvetler göndermek istese de bunların önü Arnavutlarca Prizren ve Luma bölgesi arasında tepelere ve geçitlere mevzilenen Arnavutlarca kesildi. Sırp kuvvetlerini önlemek için Vërrin, Dobrushë, Qafë Zhur, Billushë, Lez ve Lezkovac bölgesinde ağır çatışmalar yaşandı. Sırp birlikleri, Arnavutlara arkadan saldırmak için Vërrin'in ön hattını kırmaya çalıştı ama başarılı olamadılar. Sırp tarafı çok sayıda kayıp verdi. Arnavutluk savaş konseyi, 15 Kasım'da Ramazan Zaskoci başkanlığında bir toplantı yaptı. 17 Kasım 1912'de konsey, tüm cephelerde Sırplara karşı daha fazla saldırı kuvveti emri verdi. Lumë'nin dağlıları, Galipë ve Zbor tepesinde yeniden bir araya gelmeye çalışan ve başarısız olan Sırp birlikleriyle savaşmaya devam etti. Sırp ordusu yüzlerce askeri kaybettikten sonra askerlerden birçoğu savaş alanından firer etti. Ancak Arnavutlar takibi bırakmadı, Beyaz Drina ve Kara Drina kıyılarında nihai son muharebe yapıldı. Bicaj bölgesinden Luma Kulesi'ne doğru kaçarak birkaç Sırp müfrezesi imhadan kurtulmayı başardı. [1]
Sırp kaynakları,
"17 Kasım 1912 gününün tamamında, başta Luma nehrinin sol tarafından olmak üzere her taraftan gelen saldırılarla Sırplar ve Arnavutlar arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Birçok Sırp askeri kaçarak nehirde boğuldu. En güçlü Arnavut kuvvetleri, Beyaz Drina nehrinin sağ kıyısındaydı."[1]
Sonuçları
Luma Arnavutları kanlı bir muharebe ile Luma Kulesi'ni ele geçirerek bir zafer kazandılar. Arnavut kuvvetleri 17 Kasım akşamı Prizren yönüne çekilmeye çalışan Sırp konvoyunun arabalarına saldırdı. Bu çatışmalar sırasında Sırplar çok sayıda asker ve malzeme kaybetti.
Dağlardaki çatışmalar, savaşa katılan bir Sırp askeri olan Kosta Novaković'in anılarında anlatılmıştır. Şöyle yazmıştır:
Luma bölümümüzün başaramadığımız ilk görevi olan Luma'nın silahsızlandırılmasından bahsetmeyeceğim ve bunun için komutanlarımıza dönmeyi seçtik. Bu mücadelenin bedelini canımızla ödedik ve çok asker, çok mühimmat, yiyecek ve barınak kaybettik. Luma'daki korkunç çarpışmadan sonra 4 gece uykusuz kaldıktan sonra, belime kadar suda yürüdükten sonra nihayet başka bir taburla desteklendik ve hemen bitkin bir halde Prizren'e 8 km uzaklıktaki Zhur bölgesine kaçmaya başladık.
Bu muharebe sırasında elde edilen başarı, kuvvet ve silah bakımından yetersiz olmasına rağmen galip gelen Arnavut milislerin becerilerininde ilgili asker altını çizmiştir.[1]
Savaşın birincil kaynakları çelişkili olduğundan, kayıp sayısını hesaplamak zordur. Sırp askeri raporları, Kosta Novaković tarafından verilen tanımın aynısı olan "birkaç yüz"den söz etti. Sırp tarihçiler daha sonra bu sayının 198 ölü ve 31 yaralı olduğunu tahmin ettiler. Luma dağlılarının anlatısal hikayeleri, sayıyı 16.000'e, hatta 18.000'e kadar çıkarmaktadır; bu, yaygın olarak dolaşan ve savaşa adanmış Arnavutluk anıtında kullanılan 12.000'den çok daha fazladır.
Ohri'den Elbasan'a gönderilen 20 Kasım 1912 tarihli bir Osmanlı telgrafında, Arnavutlar tarafından üç subay ve "sayılamayan" sayıda askerin, yaklaşık 1000 tüfekle ele geçirildiği bildirildi. Elbasanlı Akif Paşa'dan Ahmet Zogoğlu'na gönderilen 2 Aralık tarihli bir başka telgrafta, Sırpların altı tabur kaybettiğini belirtiyor. Üsküp'teki İngiliz konsolosluğu, Şubat 1913'ün sonlarında 8 taburunu kaybettiklerini bildirdi. Sali Onuzi, Osmanlıların 1.000'in üzerinde olan ikinci aşama (13-18 Kasım) raporlarına dayanarak sayıyı 2.000 civarında yerleştirir. Bu, paramiliter birimlerle ilişkili potansiyel kayıpları hariç tutar.
Muharebe akabinde General Janković Luma'daki Arnavutların yok edilmesini emretti, burada Sırp ordusu erkek, kadın ve çocuklardan oluşan tüm nüfusu katletti ve bölgedeki 27 köyü yaktı. 1912-1913 Sırp saldırılarının ardından Arnavutlara karşı işlenen en büyük vahşetlerden birinin yaşandığı bölge Luma oldu. (Bkz. Balkan Savaşlarında Arnavut Katliamları) Luma Arnavutları ya yok edildi veya sürüldü.Kadınlar ve çocuklar saman demetlerine bağlanarak kocalarının ve babalarının gözleri önünde ateşe verildi. Kadınlar daha sonra barbarca parçalara ayrıldı ve çocuklar süngülendi.[5]
Leon Troçki, dönem boyunca raporlar topladı ve raporunda şunları söyledi: "Her şey çok akıl almaz, ama yine de doğru!" Luma'dan gönüllü olarak vazgeçen 400 adam Prizren'e götürüldü ve her gün kırk ila altmış kişilik gruplar halinde idam edildi. Haberle bağlantılı olarak, Luma'daki 300 silahsız Arnavut'un Prizren'de yargılanmadan idam edildiği bildirildi.[6][7] Katliamları düzenli Sırp birlikleri işledi, ancak milisler tarafından işlenen katliamların bile Sırp makamlarının zımni onayı ve tam rızasıyla gerçekleştirildiğine hiç şüphe yoktu. Savaşın başında Sırp yetkililer "Arnavutları yok edeceğiz" dediler. Avrupa protestolarına rağmen, bu sistematik imha politikası engellenmeden devam etti.[8][a][b]
Luma Muharebesi, 18 Kasım 1912 sabahı, Arnavut kuvvetlerinin üçüncü Sırp ordusuna karşı galip gelmesiyle sona erdi. Luma Muharebesi, kuzeybatıdaki kilit şehir İşkodra ve güneydeki Yanya'daki Bizani MuharebesiManastır Muharebesi ve bölgedeki Osmanlı-Arnavut direnişi gibi diğer olaylarla birlikte, bağımsız Arnavutluk için önemi vardır. Zira bu bölgelerdeki direnişler Arnavutlara bağımsızlık ilanı ve direniş için zaman kazandırmıştır. Arnavutluk Bağımsızlık Bildirgesi 28 Kasım 1912'de Avlonya'da okunup topraklarının Osmanlı'nın yenilgileri ardından yabancı devletlerin (Sırbistan,Karadağ,Yunanistan) eline geçip paylaşılacağından korkan Arnavutlar,içlerinde Osmanlı'dan zaten öncesinden ayrılma taraftarı olanlarla birlikte Osmanlı'ya karşı rahatça bağımsızlık ilan etmesini sağlamıştır.[c] Özellikle Luma savaşı, orta Arnavutluk Adriyatik kıyısını güvence altına alarak, Avlonyalı İsmail Kemal Bey ve diğer Arnavut temsilcilerin Dıraç'ta karaya çıkmalarına yönetim oluşturmalarına izin verdi, çünkü Avlonya zaten Himara'da çıkartma yapıp isyan çıkartan Yunan kuvvetleri tarafından tehdit ediliyordu. [13][d]
Notlar
^During the First Balkan War beginning in October 1912, Serbia took advantage of the power vacuum left by the crumbling Ottoman Empire to invade and conquer Kosovo and the Luma and Dibra regions in late October and early November of that year. While the Great Powers recognised Albania as a sovereign state on 29 July 1913, Kosovo, Luma, Dibra, Ohrid and Monastir remained under Serbian military rule and on 7 September 1913, King Peter I of Serbia proclaimed the annexation of the conquered territories. A large uprising against Serbian rule took place in the Luma region and in the mountains vest of Gjakova, which was suppressed by a force of over 20,000 Serbian troops who advanced into Albania, almost reaching Elbasan. An amnesty was declared by the government in Belgrade in October 1913, yet the pogroms against the Albanian population continued. During this uprising and later during World War I, the Luma tribe was decimated by Serbian forces.[9]
^The logic of this sort of chauvinistic harangue became evident in the Balkan wars. Serbian and Montenegrin units committed many massacres of Albanians in the course of hostilities. The indiscriminate slaughter in the Lumë tribal area of northeastern Albania was reported in the Serbian socialist press and was later retold in the report of the Carnegie Endowment for International Peace, which summed up the rationale of Albanian horrors: "Houses and whole villages reduced to ashes, unarmed and innocent populations massacred en masse, incredible acts of violence, pillage and brutality of every kind—such were the means which were employed and are still being employed by the Serbo-Montenegrin soldiery, with a view to the entire transformation of the ethnic character of regions inhabited exclusively by Albanians." Villagers, alerted to the intentions of invading armies "by tradition, instinct and experience," fled before the invaders, who set the abandoned cottages to flame.[10]
^ Osmanlı'nın da bu bağımsızlık ilanına benim olan elden çıkıp Balkan Birliği'nin üyelerinin (Sırbistan Karadağ ve Yunanistan'ın) eline gideceğine zaten bir zamanlar benden olan müslüman Arnavutlara gitsin mantığı ile cılız tepkiler harici duruma pek ses çıkarmadığı da ortadadır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu komutanları Arnavutluk'un bağımsızlık ilanını anlamakla birlikte bu ilanın çok erken yapıldığı kanısındaydı.Aynı zamanda Avlonyalı Ismail Kemal Bey'in Osmanlı Ordusundaki Arnavutları kendi bayrağı altında toplanmaya çalışmasına Esat Paşa'da dahil tepki gostermişlerdir.Osmanlı Mebusan Meclisi'nde çıkan bir kavgada tokat yiyen İsmail Kemal Bey'in bu tokatın acısı ve düşüncesizce intikam amaçlı hareketiyle sadece Osmanlı Imparatorluğu'na değil kendi halkinada kötülük yaptığı düşüncesindeydi. Nitekim Esad Paşa bu durumu şöyle izaha kavuşturur:
... "... eğer Arnavutluk’un istiklâlini ilan etmeyip de bekleseydi, harp sonunda Yanya’nın Arnavutluk hudutları içinde kalması muhtemeldi.” [11][12]
Zira bu bağımsızlık ilanı ile Avlonyalı İsmail Kemal Bey Osmanlı safında çarpışan Arnavutların mevziilerini terk etmesini ve kurulacak Arnavutluk devleti safında çarpışmasını isteyerek Yanya'da Osmanlı taburlarında firarları artırıp Yanya'nın Yunan Ordusu eline geçmesine zemin hazırlamıştır.
^But Vlorë was threatened by the Greeks, who had landed in Himaré, and there was fear that their armies might increase as the fight between them and the Albanians of the surrounding regions had begun. In order to protect the town, Albanian forces from Vlore left for the passes of Logara.[13]
^Esat Paşa, ” Balkan Harbi'nde Yanya Müdafaası”, Resimli Tarih Mecmuası, İstanbul, 1950,s.331
^Mustafa Talha SAVAŞ, Son Dönem Osmanlı Kumandanlarından Mehmed Esad (Bülkat) Paşa (1862-1952) (Yüksek Lisans Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019, s.80
Onuzi, Sali, Mundja e Serbeve ne Lumë 1912 [The loss of the Serbs in Lume 1912] (Arnavutça), Kosovari Media, 26 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 8 Ocak 2016