Osmanlı Zaferi Yunanların Manalusa'daki ufak toprak kazançlarına karşın sonrasında Osmanlıların ağır kayıp verme pahasına toprak kazançları ile biten Osmanlı Zaferi Manalusa Muharebesi (15-21 Aralık)-Pirik Yunan Zaferi[1] Lüzeç Muharebesi (15-25 Aralık)-Osmanlı Zaferi[2]
Birinci Yanya Muharebeleri, Birinci Balkan Savaşı sırasında Pista Muharebesi akabinde Yunanların doğrudan Osmanlı Yanya Kolordusundan Yanya Kalesi'ni almak için yaptığı saldırılardır. Yunanların Manalusa Muharebesi'nde zorlukla kazandığı küçük ilerleme haricinde muharebeler Osmanlı lehine sonuçlanmış hatta Osmanlılar asker kaybı pahasına firarlara rağmen Epir Ordusundan bir kısım ek topraklar kazanmış ve Yanya Kalesi üzerindeki saldırılar geçici sürede olsa engellenmiştir.
Muharebeler Öncesi
Osmanlı Ordusu son olarak Pista Muharebesi'ni kaybetmesi akabinde tamamen Yanya müstahdem bölgesine çekilmiş ve Yunanlar kuzeydeki yerler haricinde 3 yönden Yanya'yı kuşatır hale gelmiştir. Bu muharebeler sürerken 20 Aralıkta Yunanlar Görice Muharebesi ile Görice'yi de alarak kuzeyden de Yanya Kolordusunu takviye alamaz hale getirmiştir.
15 Aralıkta 25.000 kişiye ulaşan Epir ordusu[3] bu tarihte artık Yanya Kolordusu'nu kuşatma ve yok etme amaçlı saldırıya geçerek Yanya Muharebelerini başlatır.
Muharebeler
Manalusa Muharebesi (15-21 Aralık 1912)
14 Aralık'ta Pista zaferinin ardından Yunan Epir Ordusu Yanya Bijan kalesinin güney batısındaki Manalusa Tepelerindeki Osmanlı mevziine ve aynı anda güneydoğudaki Lüzeç köyündeki Osmanlı mevziilerine saldırıya geçer.Buradaki ana amaç Yanya savunmasında önemli yer tutan Bijan (Bizani) kalesinin ikili kıskaçla alınmasıdır.[4] Eğer burası çevresi alınırsa Yanya kaçınılmaz şekilde düşecektir.
Manalusa (Μανολιάσα Monaliasa) tepelerine yapılan Yunan saldırısı ile, tepeyi tutan son yenilgilerle morali bozuk ve disiplin yönünden zayıf Osmanlı birliklerinden tepe alınır. Ancak Esad Paşa ne pahasına olursa olsun tepenin Yunanların elinden alınmasını emreder.[4] 15 Aralıkta takviye birliklerle birlikte bölgede Miralay Cavit Paşa'nın 21. Piyade Tümeninin ve Cevat Paşa'nın olduğu Osmanlı birlikleri vardır.
Miralay Cavit Paşa elindeki birliklerle Yunanlar tepeye yerleşmeden saldırıya geçme taraftarı olduğundan birliğinin başında askerlerinin moralini yükseltip en ön safta saldırıya geçer ancak bir süren sonra kendisi şehit olur. Yerine kurmay başkanı Emin bey geçer ancak o da yaralanır. Saldırıları püskürten Yunanlar ilerlemeye başlarlar. Tümendeki Yanya ve Malakas taburları Lüzeç'e kadar geri çekilip Yunan ordusu Lüzeç sırtlarını ele geçirir. 21. Tümen tekrar takviyelerle 16 Aralıkta saldırıp Manalusa'nın güney tarafını alır ancak bu defa da Yunanlar kendi birliklerini toplayıp takviyelerle karşı saldırıya geçip 21.Tümen saldırısı tekrar püskütür. Bijan tarafını da topçu ateşine tutarlar. İki tarafın topçu düellosu da gün boyu sürer durur.Miralay Hüsnü bey komutasında 18.tümene bağlı birlikler 16-17 Aralıkta yardıma gelirler. 4 tane Osmanlı saldırısı buna rağmen Yunanlarca geri püskürtülmüştür. Yunanların bu başarısının bir sebebi de topçu birliklerini çok iyi pozisyonda korumalı şekilde geçide konumlandırmalarıdır. Osmanlıların topçuları ise açıktadır.[1] 19 Aralıkta Osmanlılar tekrar saldırıya geçer ve bu seferki saldırı başarıya ulaşır. İlaveten Yunan topları Osmanlıdan teknolojik olarak ileri daha seri ateş edebilmektedir. Manalusa geri alınırsa da Yunanlar tekrar zayıflamış Faik bey komutasındaki tümene saldırır Bijan kalesine iyice yaklaşırlar kaledeki topçu bataryaları yoğun ateşle düşmanı engellese de Yunanların ele geçirdiği mevzileri de geri alınamamaktadır. Bijan'daki (Bizani'deki) karargahtaki barakaların bir kısmı Yunan topçu ateşi ile tahrip edilince karargah Kaçka'ya taşınır.[1]
21 Aralıkta buradaki birliklere avcı hattına kadar çekilip burada savunmada kalmaları talimatı verilir. Muharebede Osmanlı 60 ölü 150 Yaralı, Yunanlar ise 33 ölü 325 yaralı kaybı vermiştir.[1] Yunanların Osmanlılara yakın kayıplarına karşın muharebe Yunanlar lehine sonuçlanmıştır.
Lüzeç Muharebesi (15-25 Aralık 1912)
Manalusa Muharebesi'nin tam aksine olarak Lüzeç'te 15 Aralık'ta saldırıya geçen Yunanlar 57.Piyade alayının 3. taburunun çok sert direnişi ile karşılaşmıştır. Yunan kuvvetlerinin ilk saldırıları püskürtülmüştür ancak Yunanların sonradan gelen takviye birlikleri ve Osmanlı redif askerlerinin gereksiz geri çekilmesi ile tekrar saldırıya geçmiştir. Osmanlı birlikleri gerilemiş fakat direnişlerini sürdürmüştür.16 Aralıkta gün boyu süren çatışmaların ardından Esat Paşa birliklerine gece saldırı yapma emri verir. 16 Aralık gecesi taarruza geçen Osmanlı birliklerinin 67. ve 69. piyade taburları Yunanları durdurmakla kalmayıp birde bir Yunan müfrezesini de kuşatır ağır kayıplar ve bir kısım subaylarının yaralanması ile Yunanlar geri çekilmek zorunda kalır. Yunan topçu bataryalarının kendi çekilen askerlerini Osmanlı askeri sanıp ateş açmaları da kayıplarını daha da ağırlaştırır.[5]
Ancak yorgun düşen Osmanlı 21. tümeni düşmanını takip edemez. Bunun üzerine Yunanlar takviye birliklerle toparlanıp tekrar saldırıya geçip Osmanlıları tekrar geriletirler. 17 Aralık günü sis altında çatışmalar ağır aksak ilerler. 18 Aralıkta Esad Paşa Osmanlı batı ordusu komutanlığı ile temasa geçip Arnavutluk'a çekilen Vardar ordusunun birliklerinden bir kısmını ister. İsteği kısmen kabul edilir bunlar olurken sol kanattan olmak üzere birliklerine saldırı emri verir. Gelen takviyelerle saldırıya geçen Osmanlı Ordusu Manalusa Muharebesi ile kaybedilen Manalusa sırtlarını, Aya İlya ve Lüzeç mevziilerini Yunanlardan geri alır. 19 Aralıkta Osmanlı ilerleyişi yüksek kayıplarla yavaş olarak sürse de Yunanlarda büyük çok daha ağır kayıplara uğramaktadır. Sabuncakis Genel komutanlıka başvurmuş, birliklerini toparlamak için harekâtı durdurmayı talep etmektedir.[6]
Ancak Osmanlılar içinde harekâtta sorunlar vardır zira Osmanlı Garp ordusu Esad Paşa'nın ek takviye, top mermisi ve Yanya Ordusunun elindeki Sahra toplarına nazaran engebeli arazide daha hızlı hareket eden Yunanların elindeki Dağ toplarından takviye olarak birliklerine verilmesi istemlerini reddeder.[7] Garp Ordusu kuşatılanİşkodra'dan Yanya'nın daha iyi durumda olduğu düşüncesindedir ve elde kalan sınırlı sayıdaki birlikleri İşkodra savunması için ayırmıştır. Esad Paşa derin bir hayal kırıklığına uğrar. Ancak birlikleri ile buna rağmen saldırıyı sürdürür. Osmanlı Ordusu 22 Aralıkta Manalusa'daki Manalusa Muharebesinde Yunanların ele geçirdiği mevziilerinin tamamını geri alır. Sonrasında Kanlıtepe'yi Yunanlardan geri alır ve 25 Aralıkta Yunanlar Lüzeç- Manalusa bölgesinden çekilir. Kısacası Yanya saldırılarına tamamen son verip geri çekilmek zorunda kalırlar ve Birinci Yanya Muharebesi Osmanlı zaferi ile sonuçlanır.[6]
Sonuçları
Birinci Yanya Muharebesi her ne kadar Osmanlı zaferi ile sonuçlanmış olsa da verilen kayıplara karşın Osmanlı Batı Ordusu komutanlığı gerekli takviyeleri orduya yapamamıştır. Öte yandan Arnavut firarları ve top mermisi takviyesi yapılamaması ve Esad Paşa'nın istediği dağ toplarının sağlanamaması savaşta giderek durumun Yanya'da Osmanlılar aleyhine dönmesinin önünü açmıştır. Öyle ki sadece Yanya redif tümeninden firar eden Arnavutların sayısı bile 2033 kişiyi bulmaktadır.[8] Öte yandan Osmanlılar Yunan çete saldırıları ile de uğraşmak zorunda kalmıştır. Yine Görice'nin Yunanlarca ele geçirilmesi de Yanya ordusunun ikmal hatlarının zayıflamasının diğer bir nedenidir. Öyle ki oluşan durum neticesi asker yemekleri bile aralık sonunda aksamaya başlamıştır.
Oluşan bu durumda rağmen Esad Paşa ve Yanya Kolordusu İkinci Yanya Muharebelerinden de başarı ile ayrılmıştır. Bu muharebeler esnasında Osmanlı'ya sadık az miktarda Arnavut milisler Saranda'daki Yunanların takviyelerini aldığı limanı basıp limanın uzun bir süre faaliyet gösteremez hale getirmiş Yunanlara gelen erzak ve ekipmanı tahrip etmiştir.[9]
Ancak bu başarılar bile durumu tersine çevirememiştir. Zira II. Yanya Muharebelerinde Yanya kolordusu Yunanları ağır kayıplara uğratsa da kendileri de ağır kayba uğramış, Osmanlı top bataryaları neredeyse cephanenin tümünü harcamış ve yeni cephane gelmemiştir. Kaybedilen erlerin yerine yeni askerde gönderilmemiştir. Yunanlar ise sürekli takviye ve topçu takviyesi almaktadır. Netice olarak 3.Yanya Muharebesi olarak da bilinen Bizani (Bijan) Muharebesi ile Yanya kalesi düşmüş ve bölgedeki Osmanlı kuvvetleri teslim olmak veya bölgeden çekilmek zorunda kalmıştır
Kaynakça
^abcdefYüksel Nizamoğlu,(2010) Vehip Paşa (Kaçı)'nın Hayati ve Askeri Faaliyetleri (Doktora Tezi),İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,s.86-89
^abcEdward J. Erickson (2003), Defeat in Detail - The Ottoman Army in The Balkans, 1912-1913, s.235
^abcRichard C.Hall, The Balkan Wars 1912–1913 Prelude to the First World War,Routledge,2000 s.64