35,000 asker (Ancak Arnavut askerlerin firarı ve daha önceki muharebe kayıpları telafi edilemediğinden, bu sayıdan çok daha az asker muharebeye katılmıştır.) Yaklaşık muharip güç sadece 10.000 asker[1] Düzensiz sayısı belli değil 162 top (ancak cephane yetersizliğinden topların çoğu kullanılamamıştır)
Kayıplar
284-500 ölü ve yaralı
2,800 ölü 8,600 esir 1000 kadar subay 100 kadar top
Bijan Muharebesi veya Üçüncü Yanya Muharebesi, Balkan Savaşları'nda 4-6 Mart 1913 (Jülyen Takvim'de 19-21şubat 1913) tarihlerinde gerçekleşen muharebe. Savaşın sonunda gerçekleşen bu muharebe birçok bakımdan savaşın seyrini değiştirmiştir. Bizani (o zamanki adıyla Bijan), Yanya'daki en iyi istihkam edilmiş bölgelerden biriydi. Yanya ile birlikte 128 toptan kurulu 21 batarya ile korunuyordu. Vizani istihkamı da bizzat Wilhelm Leopold Colmar Freiherr von der Goltz tarafından inşa ettirilmişti.[2] Yanya'nın savunmasında olduğu gibi bu muharebede de Esat Paşa ve kardeşi Vehip Paşa komutadaydı. Yunan ordusunun başında ise Prens Konstantin ve General Sabuncakis bulunuyordu.
Ayrıca Esat Paşa, Berlin Askeri Akademisi'nde beraber eğitim aldığı Veliaht Prens Konstantin'e bu savaş sonunda kılıcını teslim etmiştir.
Yunan Ordusu Işkodra ile birlikte Balkanlarda direnebilen son Osmanlı Ordusuna, Mart1913'te Makedonya ve Epir'e girmek için saldırdı. Muharebe sonunda Osmanlı yenildi ve YanyaEpir zaptedildi.
Savaşın başlangıcında, Epir cephesindeki Yunan Ordusu, Bijan (Bizani)'daki Alman tasarımı savunma mevzilerine karşı bir saldırı başlatacak sayılara sahip değildi. Ancak, Makedonya'daki sefer sona erdikten sonra, birçok Yunan askeri, Veliaht Prens Konstantin'in komutasını üstlendiği Epirus kuvvetlerine takviye olarak gönderildi. Bunu takip eden savaşta Osmanlı mevzileri kırıldı ve Yanya alındı. Küçük bir sayısal avantaja sahip olmasına rağmen, bu Yunan zaferinde belirleyici faktör değildi. Aksine, Yunanların "sağlam harekat planlaması", Osmanlı kuvvetlerinin tepki vermesine izin vermeyen iyi koordine edilmiş ve yürütülen bir saldırıyı uygulamalarına yardımcı olduğu için kilit önemdeydi. [3]
Diğer Osmanlılar için bu muharebede yenilgiyi getiren faktörlerde 1. ve 2. Yanya Muharebelerindeki zaferlerine karşın kayıplarını telafi edecek yeterli takviyenin gelmemesi, Osmanlı ordusundaki Yanya kolordusunun önemli bir kısmını oluşturan Arnavut askerlerin Arnavutluk'un bağımsızlık ilanı ve liderlerden Avlonyalı İsmail Kemal Bey'in çağrısı üzerine firar etmeleri ayrıca müstahkem mevkiideki topların mermilerinin I. ve II. Yanya Muharebelerinde kullanılıp yerine yenilerinin getirilememesi olmuştur. Öyle ki bu muharebede Osmanlılar Yunan topçu ateşine cephane yetersizliğinden neredeyse hiç karşılık verememişlerdir.
Arka plan
Yunanistan'ın ana savaş çabası başlangıçta Makedonya'ya çevrildiği için, [3] Ekim 1912'de düşmanlıkların patlak vermesiyle Epir Cephesinde Teselya'daki durumun tam aksine Osmanlı Yanya Kolordusu başta Yunan Epir Ordusundan kağıt üstünde de olsa asker ve top yönünden sayıca üstündü. Osmanlı komutanı Esat Paşa'nın Gribovo'daki ilk saldırısını durdurduktan sonra, Yunanlar Preveze'yi (21 Ekim) kurtarmayı ve kuzeye Yanya yönünde ilerlemeyi başardılar ve Pente Pigadia'daki (Beşpınar) bir Osmanlı saldırısını geri püskürttüler. [3]5 Kasım'da Korfu'dan küçük bir kuvvet çıkarma yaptı ve önemli bir direnişle karşılaşmadan Himara kıyı bölgesini ele geçirdi [4] ve 20 Aralık'ta Yunan birlikleri Epir'deki mevzilerini iyileştirdi ve Yanya'nın kuzeyindeki Görice'ye muharebe ile girdi. Böylece Yanya kolordusunun son ikmal yolunu kesilmiş ve şehrin kuzeydoğu kanadını tehdit edilir haldeydi. [5][6] Bütün bunlara karşın 15-25 Aralık 1912 Birinci Yanya Muharebeleri ve sonrasında gelen Yunan Takviye kuvvetleri ile Yunanların sayısal üstünlüğüne karşın İkinci Yanya Muharebeleri Osmanlı'nın zaferi ile sonuçlandı.
Muharebenin Başlangıcı
Yanya'nın güneyindeki arazi mükemmel bir savunma alanı sağladı. Ayrıca, Osmanlı kuvvetleri, Alman General Rüdiger von der Goltz'un yönetimi altında inşa edilen kalıcı tahkimatlarla konumlarını daha da güçlendirdi. Bunlar beton topçu mevzileri, sığınaklar, hendekler, dikenli teller, ışıldaklar ve makineli tüfek mevzileriyle donatıldı. Yanya kale alanı, ana güney yaklaşımlarını koruyan Bijan ve Kastritsa'nınkiler olmak üzere iki büyük kalenin yanı sıra, batı ve kuzeybatı yaklaşımlarını kapsayan, şehrin etrafındaki bir halkada beş küçük kaleyi içeriyordu. Kalelerde, toplam 102 parça (çoğu 87 mm) top bulunuyordu. [6][3] Aralık 1912'ye kadar, her iki taraf da takviye edildi: Osmanlılar, , Manastır Muharebesi'nden sonra geri çekilen Vardar Ordusu'nun bir bölümünü aldı ve güçlerini 35.000'e çıkardı, Yunanlar ise Teselya cephesinde kendilerinden sayıca az Osmanlı kuvvetlerini yenilgiye uğratıp Selanik'i teslim aldıktan sonra bu cepheyi kapatmışlar ve boşta kalan birliklerini Epir ordusuna takviye olarak göndermeye başlamışlardı. İlk olarak Makedonya'dan 2. Tümen'i getirdiler ve bir dizi gönüllü alayın katılımı ile asker sayısını toplamda 25.000'e çıkardılar. [6] Yunanlar, 14 Aralık'ta kale alanına ilk saldırıyı başlattılar. Birinci Yanya Muharebeleri ile Osmanlılar, 22 Aralık'a kadar süren bir dizi hareket ve muharebelerle bunu püskürtmeyi başardılar ve hatta sayılarını 26.000'e kadar azaltan yüksek kayıplar ve firar eden Arnavut askerler pahasına da olsa bir miktar zemin kazandılar. [3]
Makedonya'daki operasyonların tamamlanmasıyla, Yunan Yüksek Komutanlığı dikkatini Epir'e çevirdi. İkinci tümene ilaveten 2 tümen daha burada Epir Ordusuna transfer edildi ve toplam Yunan birlikleri yaklaşık . 40.000 asker, 80 top ile birlikte (12 ağır 105 mm ve 155 mm silahlar) altı uçağa çıktı. [6][3] Öte yandan, düzgün yeni ekipman top, top mermisi takviyesi olmasa da Makedon cephesinden geri çekilen eldeki birliklerden ek sayıda Osmanlı askeri, savunucuları güçlendirdi. [6] Ancak Epir ordusunun artık asker top ekipman vs güç sayısı Yanya kolordusunu geçmişti. Dönem boyunca, kuşatma, topçu düelloları, Osmanlı ordusundan firarlarına karşın elde kalan Arnavut düzensiz birliklerinin Yunan tedarik hatlarına saldırıları ve Yunan uçaklarının şehre yaptığı keşif ve bombalama misyonları ile aktif olarak devam etti. [6] Aynı zamanda, kışın zorlukları her iki tarafın da moralini etkiledi. [7] Yunan Epirus cephe komutanı General Konstantinos Sapountzakis, 20 Ocak'ta cepheden yeni bir saldırı başlattı. Her ne kadar zemin kazansa da, Yanya Kolordusu zor durumuna karşın Yunanları Bijan kalesine geri itti, yüksek zayiat oranı ve kötüleşen hava, operasyonun birkaç gün sonra askıya alınmasına neden oldu. [6][3] Sonuçta II. Yanya Muharebeleri de Osmanlı zaferi ile sonuçlandı ancak elde yeterli asker kalmamış, takviye birlik kolordu alamaz halde olduğu gibi yeterli top mermisi de kalmamış ve taleplere rağmen gönderilemez haldeydi.
3. Yanya Muharebesinin hazırlıkları sırasında, yerel kadınlardan oluşan karma bir birlik, Yunan Ordusunun sol kanadında, Aydonat'da konuşlanmış Osmanlı gruplarının olası bir saldırısına karşı korumuştur. Ayrıca yerel kadınlardan oluşan gruplar, özellikle silah, yiyecek, giyecek ve diğer önemli malzemelerin taşınmasında Rum tarafına çeşitli şekillerde destek verdi. Belirli durumlarda kadınlar da Osmanlı kuvvetlerine karşı silahlı çatışmalara katıldılar, bazıları savaş alanında yüzbaşı rütbesine ulaşan Maria Nastouli gibi seçkinlerdi. [8]
Muharebe
Yenilenen başarısızlıktan sonra, Sabuncakis Epir ordusunda kaldı ancak ordunun başkomutanlık görevinden alındı ve yerine başkomutan olarak Veliaht Prens Konstantin getirildi. Konstantin şimdi kuvvetlerini dikkatli bir şekilde düzenlemeye başladı, daha fazla adam ve topçu yetiştirdi. Veliaht Prens, Yunan 4.Tümen komutanının saldırı planlaması ile ilgili genel toplantıdaki önerisinin aynen kabulü ile[1] 28 Şubat 1913'te ordusunun güneydoğudan Bijan'a saldırıyormuş gibi görüneceği ve asıl çabanın aslında kale bölgesinin güneybatı kanadına yönlendirileceği yeni ustaca hazırlanmış bir plan formüle etti [6][3]
Yunan topçusu 4 Mart'ta hazırlık bombardımanına başladı ve gün boyu devam etti. Bu bombardımanda Yunanların silah başına 150 mermi attıkları tahmin edilirken, Osmanlı karşı ateşi mühimmat eksikliği nedeniyle engellendi, toplar kullanılamadı bu durum Yunanların çok işine yaramıştır. [3] 5 Mart [E.U. 20 Şubat] 1913, üç Yunan piyade tümeni - 4., 6. ve 8. Piyade Tümeni - savunma çevresinin doğu ve batı sektörlerine saldırdı. Aynı zamanda, Metsovo Müşterek Tugayı kuzeyden bir oyalama saldırısı başlattı. [3] Ağır top desteğine sahip ilk Yunan birlikleri, sabah Tsouka sektöründe savunma hattını kırdı ve takip eden saatlerde Osmanlı savunması beş noktada kırıldı. Sonuç olarak, Tsouka (Çuka) 'dan Manolusa'ya kadar bölgeyi savunan Osmanlı birlikleri, kuşatmayı önlemek için derhal Yanya'ya çekildi. [9] Üstelik, farklı eksenlerden gelen bu atılımlar, tüm savunma çevresini çökertmek ve ön kademelerini kesmekle tehdit ettiğinden, Esat Paşa yedek birliklerini geri tutmak ve onları savunma rolüne sokmak zorunda kaldı. [3] 18.00 itibarıyla, Yunan 1. Evzone Alayı, Binbaşı Ioannis Velissariou komutasındaki 9. Tabur ile birlikte, Yanya'nın güney eteklerindeki Agios Ioannis köyüne girdi. [9]
Yunan ilerlemesinin bir sonucu olarak, Bijan ve Kastritsa kalelerindeki Osmanlı birliklerinin önü saat 16 civarı kesildi ve Osmanlı ordusunun geri kalanından ve Yanya'daki karargahından izole edilip sarıldı. kalelerin Yanya'nın durumu iyice kötü haldeydi. Kullanılamaz toplar az sayıda kalan birlikler karşısında Yanya ve kalelerinin düşmesi artık kaçınılmaz bir son ve an meselesiydi. Gece çöktüğünde, kalelerdeki askerler tüfekle ateş etmeyi bıraktı ve garnizonlarını terk ederek, oldukça gevşek Yunan kuşatmasından Yanya'ya gizlice çekilmeye çalıştı. 35 subay ve 935 askerden oluşan önemli sayıda Osmanlı askeri, Yanya'ya doğru çekilmek isterken şehrin güney eteklerinde konuşlanmış Yunan birlikleri tarafından ele geçirildi. [9] Bijan ve Kastritsa teslim olana kadar direnmeye devam etse de, ertesi sabah birçok Osmanlı mevzii teslim oldu. [3] Bu sırada Esat Paşa, savaşın kaybedildiğini anlayarak, mümkün olduğu kadar çok asker ve yaralıyı kuzeye tahliye etmeye çalıştı. Ancak Yunanlar ilerlemelerini sürdürürken, teslim olma müzakerelerinde yardım istemek için şehrin dış konsolosluklarıyla temasa geçti. 6 Mart [E.U. 21 Şubat] 1913 23.00'te Yanya'nın ve Osmanlı garnizonunun kayıtsız şartsız Yunanlara teslim edilmesini kabul etti. [3] Ertesi gün, Veliaht Prens Konstantin komutasındaki Yunan kuvvetleri şehrin bayraklarla kaplı sokaklarında geçit töreni yapıyorlardı. [7] Öte yandan Esat Paşa, Türkiye'ye vardığında ulusal bir kahraman olarak karşılandı. Zira Yanya Balkanlarda izole edilmiş halde İşkodra ile birlikte en son ana kadar zor şartlara karşın savunulup düşen son Osmanlı kalelerinden biriydi [3]
Hava muharebesi
Yunan kuvvetleri, operasyonlar sırasında ağırlıklı olarak Maurice Farman MF.7 çift kanatlılardan oluşan altı uçaklık küçük bir filo kullandı. Nikopolis (Preveze) yakınlarında bir hava sahası kullandılar ve kayda değer etkilerle birkaç keşif ve bombalama görevi gerçekleştirdiler. Havacılar arasında Bijan ve Yanya sektörlerinin üzerinde 1.600-2.300 metre (5.200-7.500 ft) yükseklikte uçan Dimitrios Kamperos, Michael Moutoussis ve Christos Adamidis vardı. . Birçok kez Osmanlı birlikleri, başlangıçtaki kafa karışıklığından kurtulduktan sonra, tüfekleriyle uçağı düşürmeye çalıştılar, ancak pek başarılı olamadılar. [10] Bununla birlikte, Yunanlar için uçan bir Rus pilotu olan N. de Sackoff, çift kanatlı uçağı yerden ateşle vurulduğunda, savaşta vurulan ilk pilot oldu. Daha sonra Preveze yakınlarına indi, uçağını tamir etti ve üssüne geri uçmaya devam etti. [11] Yanya'nın Yunan kontrolüne geçtiği gün, yine şehrin yerlisi olan Adamidis, coşkulu bir kalabalığın hayranlığı altında uçağını belediye binası meydanına indirdi. [a]
Sonrası
Savaş sırasında 2.800 Osmanlı askeri öldü, Yunanlar ise 280-500 ölü ve yaralı ile çok daha hafif kayıplar verdi. Yunanlar ayrıca yaklaşık 8.600 esiri ele geçirdiler, Osmanlı garnizonunun geri kalanı ise Arnavutluk'a çekilmeyi başardı. Yunanlar ayrıca 108 top ve büyük miktarda malzeme ele geçirdi. [3] 16 Mart [E.U. 3 Mart] 1913 Yunan kuvvetleri Ergiri ve Delvine'ye girdi ve ertesi gün Tepedelen'i aldı. [7] Savaşın sonunda Yunan ordusu Keravniya dağları (yukarıda Himare Gölü boyunca İyon kıyısı) Prespa'ya uzanan bir çizgiye ulaştı . [13] Epir cephesindeki başarı, Yunan karargahının , Bulgarlara karşı bir çatışmaya hazırlık olarak ordunun bir kısmını Selanik'e transfer etmesini sağladı. [6] Yunan Ordusunun karşı karşıya olduğu güçlü bir şekilde yerleşik muhalefet göz önüne alındığında, tarihçi Richard Hall, Bijan Savaşı'nı ve Yanya'nın düşüşünü Yunanistan'ın Birinci Balkan Savaşı'ndaki en büyük askeri başarısı olarak belirtiyor. [6] Sayısal üstünlük, son saldırı sırasında Yunanlar için belirleyici bir faktör değildi. Bunun yerine, Osmanlı tarafının zamanında tepki verme fırsatı bırakmayan iyi koordine edilmiş ve yürütülen bir saldırıya yol açan operasyonlarını planlama biçimleriydi. [3] Yanya'nın teslim olması, güney Epirus ve İyonya kıyılarında Yunan kontrolünü sağladı. Aynı zamanda, kuzeydeki İşkodra ile karşılaştırılabilir bir güney demirleme noktası sağlayabileceği yeni kurulan Arnavut devleti içinde önemli bir kayıptı. (ayrıca bkz . Arnavutluk Geçici Hükümeti ). [6] Kendisi de Arnavut olan Esad Paşa'nın dediği şekilde eğer Arnavut liderler firarları engelleyip Osmanlı ordusuna yardım etselerdi Yanya, İşkodra gibi bugün Arnavutluk sınırları içinde kalabilirdi. [b]
Notlar
^Greek aviation saw action in Epirus until the capture of Jannina on 21 February 1913. On that day, Lt Adamidis landed his Maurice Farman on the Town Hall square, to the adulation of an enthusiastic crowd. [12]
^ Osmanlı'nın da bu bağımsızlık ilanına benim olan elden çıkıp Balkan Birliği'nin üyelerinin (Sırbistan Karadağ ve Yunanistan'ın) eline gideceğine zaten bir zamanlar benden olan müslüman Arnavutlara gitsin mantığı ile cılız tepkiler harici duruma pek ses çıkarmadığı da ortadadır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu komutanları Arnavutluk'un bağımsızlık ilanını anlamakla birlikte bu ilanın çok erken yapıldığı kanısındaydı. Aynı zamanda Avlonyalı İsmail Kemal Bey'in Osmanlı Ordusundaki Arnavutları kendi bayrağı altında toplanmaya çalışmasına Esat Paşa'da dahil tepki göstermişlerdir. Osmanlı Mebusan Meclisi'nde çıkan bir kavgada tokat yiyen İsmail Kemal Bey'in bu tokatın acısı ve düşüncesizce intikam amaçlı hareketiyle sadece Osmanlı İmparatorluğu'na değil kendi halkına da kötülük yaptığı düşüncesindeydi. Nitekim Esad Paşa bu durumu şöyle izaha kavuşturur:
... "... eğer Arnavutluk’un istiklâlini ilan etmeyip de bekleseydi, harp sonunda Yanya’nın Arnavutluk hudutları içinde kalması muhtemeldi.”[14][15]
Zira bu bağımsızlık ilanı ile Avlonyalı İsmail Kemal Bey Osmanlı safında çarpışan Arnavutların mevziilerini terk etmesini ve kurulacak Arnavutluk devleti safında çarpışmasını isteyerek Yanya'da Osmanlı taburlarında firarları artırıp Yanya'nın Yunan Ordusu eline geçmesine zemin hazırlamıştır.
Kaynakça
Özel
^abYüksel Nizamoğlu, Çanakkale Savaşları Komutanlarından Esat Paşa’nın (Bülkat) Balkan Savaşları Sonuna Kadar Olan Hayatı, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı Yıl: 12, Bahar 2014, Sayı: 16, ss.19-20
^Aram Andonyan, Balkan Savaşı, Çev. Zaven Biberyan, Aras Yayıncılık, İstanbul, 1999, s. 405. ISBN 9789757265214.
^Esat Paşa, ” Balkan Harbi'nde Yanya Müdafaası”, Resimli Tarih Mecmuası, İstanbul, 1950,s.331
^Mustafa Talha SAVAŞ, Son Dönem Osmanlı Kumandanlarından Mehmed Esad (Bülkat) Paşa (1862-1952) (Yüksek Lisans Tezi),Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,2019,s.80
"Aviation in War". Flight Global. DVV Media International Ltd. 2019. 14 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2010.
"Like Today on 21/02/1913". Air Force (Yunanca). General Staff of the Hellenic Air Force. 2021. 21 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2021.
Schurman, Jacob Gould (1916). "The Balkan Wars: 1912–1913". Project Gutenberg. 1 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2010.