Göktürk kağanlığı Kuzeyde Tunguz Halkları ve batısında Sasani İmparatorluğu olmak üzere 562 deki sınırları ve en büyük sınırları 32 bin kilometrekare olarak 571 yılındaydı
Göktürk Kağanlığı (Göktürkçe: 𐱅𐰇𐰼𐰜; Türük, 𐰚𐰇𐰜:𐱅𐰇𐰼𐰜; Kök Türük, veya 𐱅𐰇𐰼𐰚; Türk,Çince: 突厥汗國; pinyinTūjué hánguó), asıl ismiyle Türk Kağanlığı[16]Göktürkler tarafından kurulmuş ve 552-744 yılları arasında Orta ve İç Asya'da hükümdarlık sürdürmüş bir Türk imparatorluğudur[15][17][18][19][19][20][21][22][23] ve bozkırların ilk model devletidir.[24] Asya Hun İmparatorluğu'ndan sonra 2. Büyük Devlet lakabını almıştır.
Göktürkler (MS 552-744), gerek ilk kez Türkadını kurdukları siyasi birliklere vermeleri ve gerekse de; bir Türk diline ait bilinen en eski yazılı kaynaklarını vermeleri bakımından, Türk kültür ve edebiyat tarihi açısından önemli bir yere sahiptir.[25]
Adlandırma
Türk adı bugün kullanılan şekli ile ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları'nda geçmektedir. "Türk" adıyla kurulmuş ve Türk adını resmî devlet adı olarak kullanan ilk devlettir.[26][27]
Göktürkler, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında kendilerinden 𐱅𐰇𐰼𐰜 (okunuşu sağdan sola doğru: Türük)[28][29] veya 𐰜𐰇𐰚:𐱅𐰇𐰼𐰜 (okunuşu sağdan sola doğru: Kök Türük ya da azınlık görüşüne göre Ökük Türük)[30] olarak bahsetmiştir.[28][29]Tonyukuk Yazıtı'nda ise Göktürkler 𐱅𐰇𐰼𐰚 (okunuşu sağdan sola doğru: Türk)[31][32] olarak geçmektedir. Çince kaynaklar kavmi 突厥 (Pinyin: Tūjué; Wade-Giles: T'u-chüeh, Guangyun: dʰuət-kĭwɐt) olarak kaydetmiştir. Devlet ve halk Türk tarihyazımında bazen Kök Türkler olarak da adlandırılmaktadır.[30]
Göktürkler, 542'ye kadar Altay Dağları'nın güney eteklerinde yaşamışlardır. Çin kaynakları, ittifakla Göktürklerin Hunlardan geldiğini ifade etmektedir. Göktürkler, "Aşina" adını taşıyan ve kelime anlamı olarak kurt neslini ifade eden bir Hun ailesine mensupturlar. Kurt, Oğuz Kağan Destanı'nda yol gösterici olarak ifade edilmektedir.[33] Göktürk Kağanlığı 552-745 yılları arasında varlığını sürdürdü. Çin'in Siyenpi (Sien-pi) kökenli Kuzey Zhou, Kuzey Qi, Sui ve Tang hanedanları ile uzun süre savaşmıştı. Kardeş kavgaları, diğer Türk halklarıyla arasında yapılan savaşlar, iç savaşlar ve Çinliler ile olan uzun savaşlar devletin yıkılmasına neden oldu.
Aşina ailesi, Chou Kitabı ve Kuzey Hanedanlar Tarihi 'ne göre, Hiung-nu'nun ayrı bir kolu[34][35] ve Sui Kitabı ve T'ung-tien e göre, Ping-liang'ın "Karışık yabancı" (雜胡 / 杂胡, Pinyin: záhú, Wade-Giles: tsa-hu)larındandır.[36][37]Sui Kitabı 'nın aktardığına göre, Sonraki Vey (Kuzey Vey) imparatoru T'ai-wu (T'o-pa Ch'ou, Fu-li, Büri)'nun Chü-ch'ü'yü yok ettiğinde (18 Ekim 439 tarihinde[38][39]), Aşina'nın 500 hanesi Cücenlerlere koşup Chin-shanlara (Altay dağları) yerleştiler.[36] Altay dağlarının kuzeyinde demir işleri yaparak Cücenlerin egemenliğinde yaşadılar.[36][40] Çin tarihsel kaynakları Cücen kağanı Anagui'nin, kızıyla evlenmek isteyen Göktürk kağanı Bumin'e “Senin gibi demirci bir kölem benim kızımı hangi cesaret ve cür'etle nasıl isteyebilir?”[41] dediğini kaydetmiştir. Anagui'nin bu ifadesi üzerine kimi araştırmacılar Göktürkler'in Cücenlerin egemenliği altında çalışan "demirci köleler" (鍛奴, Pinyin: duànnú, Wade-Giles: tuan-nu)[42][43][44][45] olduklarını iddia etmiştir. Bunun Cücen toplumuna has 'vassallık' sistemi olabileceğini iddia eden araştırmacılar da bulunur.[46] Ancak Denis Sinor'a göre, Anagui'nin bu ifadesi Türklerin demircilik sanatlarında uzmanlaşmış olduğunun bir kanıtıdır.[47][48]
İlk Göktürk Kağanlığı (552-588)
Göktürk Kağanlığı (552–581), 6. yüzyılın ortasında, Asya'nın doğusunda Çin devletinin, batısında Sasani-İran devletinin sınırladığı İç Asya bozkırlarında, doğuda Avarlar, batıda Eftalit/Ak Hunlar ile yapılan mücadeleler sonucunda ortaya çıktı. İlk Kağanları doğu kanadını yöneten Bumin Kağan, batı kanadını yöneten kardeşi İstemi Yabgu'dur. Bu Orhun yazıtlarında şöyle anlatılmaktadır:
Üze kök tengri asra yagiz yir kilindukda ikin ara kişi oglı kılınmis. Kişi oglında üze eçüm apam Bumin Kagan İstemi Kagan olurmis. olurupan Türk budunung ilin törüsin tuta birmis, iti birmis Tört bulung kop yagı ermis. Sü sülepen tört bulungdaki budunug kop almis. Kop baz kılmı. Baslıgıg yükündürmis tizligig sökürmis. İlgerü kadirkan yiska tegi kirü temir kapigka tegi kondurmus.
Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış. İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tabi kılmış. başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda demir kapıya kadar kondurmuş. (Kültigin yazıtı, Doğu yüzü)[49]
İli derleyen anlamında "İliğ Kağan" diye de adlandırılan Bumin Kağan (Aşina Tumen)'in ölümünden sonra, yerine oğlu İssik Kağan (Aşina Kolo, 552-553) geçtiyse de iktidarı fazla sürmedi. Bir yıl sonra Mukan Kağan (Aşina Yandou ya da "İrkin", 553-572) Moğol soylu Kitanları yenerek hükümdarlık tahtına oturdu. Kendisi için çok büyük bir Yuğ (matem) töreni düzenlendi, bu törene çeşitli devletlerden pek çok ileri gelen katıldı. Mukan Kağan zamanında devlet muazzam bir genişliğe ulaşmıştı.[50][51]
Mukan Kağan döneminde imparatorluk gittikçe yükselerek ihtişamlı ve heybetli bir hale geldi. Mukan Kağan Çin kaynaklarında sert, heybetli ve kudretli görünüşü ve başarılı devlet adamlığı ile anlatılmaktadır. Kızını Çin imparatoru ile evlendirerek Çin imparatoriçesi yapmıştır. Bu evliliği iyi kullanarak Çin'in tüm zenginliklerinin kendi ülkesine akmasını sağlamıştır. Mukan'dan sonra tahta kardeşi Taspar Kağan (572—581) geçti. Taspar Kağan, Budizmi kabul eden ve Çin'i baskı altında tutan yönleriyle sivrildi. Taspar'ın yerine İşbara Kağan (Aşina Şetu, 581—587) geçti.
Bumin Kağan'ın ilk yılları ve saltanatı
Bumin KağanAşina soyuna mensuptu. Aşina soyu Bumin'in idaresi altında ticaret maksadıyla Çin'e doğru ilerledi. Bu dönemde bölgede önemli askeri-siyasi güç olan Topa devleti zayıflamış, birbiri ile düşmanlık eden Doğu Topa ve Batı Topa olmak üzere bölünmüştü. Batı Topa düşmanı olduğu Doğu Topa ve Cücenlerin baskıları sebebiyle Aşina soyu ile yakınlaşmaya çalışıyordu. Bumin, 546 yılında ticari ilişkilerini geliştirmek maksadıyla Batı Topa'ya elçi gönderdi. Bumin Kağan aynı yıl Tiele boyunun Cücenlere karşı isyanından yararlanmaya karar verdi. O, Cücen Hanı Anahuan'ın yanına elçi gönderip hatun kızı ile evlenmek istediğini bildirdi. O, önceden biliyordu ki Cücen Hanı kendi vasalına[52][53] kızını vermeyecek ve onu cezalandırma fikrine düşecekti. Böyle de olmuş ve Anahuan elçiye "Siz benim demir eritenimsiniz, böyle bir şeye nasıl cüret edersiniz ?" şeklinde cevap vermişti.[54][55][56][57][58] Bundan sonra Bumin Batı Topa devleti hükümdarının kızı ile evlenmek istedi. Çetin durumda olan Batı Topa devletinin hükümdarı Bumin'in bu teklifini kabul etti.[54][55][56] 552 yılında Bumin, Batı Topa ile kuvvetlerini birleştirdikten sonra Cücenlerin üzerine hücum ederek onları mağlup etmişti.[59][60][61][62] Bu hadiseden sonra o, kendi devletini ilan eder ve bu Göktürk Kağanlığı'nın kurulma tarihi olarak kabul olunur.[63][64] Bumin Kağan 552 yılında öldü. Ondan sonra devletin batı koluna oğlu İssik Kağan ve doğu koluna ise İstemi Yabgu (553-576) önderlik etmiştir.[65][66] İstemi Yabgu fiilî hâkimiyete sahip olsa da kendisini kağan ilan etmedi.
Kara İssik Kağan'ın saltanatı (552-553)
Kara İssik Kağan'ın[67] hâkimiyeti kısa süreli idi. Bu kısa müddet sırasında Cücen Devleti'nin dağılmasıyla toprakları Göktürk Kağanlığı'na tabi oldu. Cücenlerin bir kısmı Topa Devleti çöllerine bir kısmı ise batıya ilerleyerek bölgedeki devletlere sığındılar. Göktürkler ve Topa Devleti arasındaki antlaşmaya göre oraya sığınan Cücenler geri iade edildi ve 555 yılında öldürüldüler.[68] Bundan sonra Göktürklerin hücum istikameti günümüz Tibet ve Moğolistan civarına yöneldi. Ancak Kara İssik Kağan daha fazla ilerleyemedi ve öldü.
Mukan Kağan'ın saltanatı (553-572)
Mukan Kağan'ın[69] hâkimiyeti uzun müddet devam etti. Onun hâkimiyeti yılları Göktürk Kağanlığı'nın yükseliş devridir. Mukan Kağan döneminde Göktürkler, Batı Topa devleti ile ittifaklarını sürdürerek topraklarını genişletti. Batı Topa devleti 557 yılında dağıldıktan sonra toprakları Göktürk Kağanlığı'na katıldı.[70]
Mukan Kağan güçlenmeye çalışan Cücenler üzerine hücum etti. Mağlup olan Cücenler, Çin'e sığındı ama Göktürkler ve Çin arasında olan ilişkiler sebebiyle Cücenler geri iade edildi. Göktürkler, Cücenlere tamamen son verdi.[71] Mukan Kağan Cücenlerden sonra Batı Hitayları da mağlup ederek topraklarını genişletti ve Hitaylar Kore'ye göç etmek zorunda kaldılar. Mukan Kağan, daha sonra güneyde yaşayan Kırgızlar ve diğer dağınık halde yaşayan boyları da kendine tabi kıldıktan sonra bozkırlarda hâkimiyetini güçlendirdi.[72]
Mukan Kağan devletin doğu kısmını yönetiyordu. Doğudaki yükselme ile birlikte İstemi Yabgu idaresi altında olan batı da hızlıca yükselerek topraklarını genişletti. İstemi Yabgu, Altay Dağları'nın batısını, Issık Göl ve Tanrı Dağları'na kadar olan toprakları kendisine tabi kılmıştı. İstemi Yabgu'nun batıda topraklarını genişletmesi sebebiyle Sasaniler ve Doğu Roma ile ilişkiler başlamıştı.[73]İpek Yolu'nu gözetim altında tutmak için Göktürkler, Sasanilerle iyi ilişkiler kurmuştu. İstemi Yabgu, Sasaniler ile ittifak kurarak diğer bir Türk devleti olan Ak Hunlar'ı mağlup etti. Ak Hun devletinin toprakları Göktürkler ve Sasaniler arasında bölüştürüldü.[74]
Sasaniler ile olan ilişkiler İpek Yolu üzerinde hâkimiyet kurma mücadelesi sebebiyle kötüleşmeye başladı. İstemi Yabgu Sasanilere karşı Doğu Roma ile ilişkiler kurmaya başladı. Doğu Roma, İpek Yolu ticaretinin Sasaniler gözetiminde yürütülmesinden memnun olmaması sebebiyle İstemi Yabgu ile ittifak kurdu.[75] Bu ittifaktan sonra 19 yıl sürecek olan Doğu Roma-Sasani Savaşı başladı. Doğu Roma ve Sasaniler arasındaki savaşlar Sasanilere ağır darbe indirdi ve daha sonraları Arapların Sasanileri ele geçirmesini kolaylaştırdı.
Mukan Kağan devrinde Çin'de iç savaşlar şiddetlenmişti. İç savaşlar sebebiyle zayıflayan Çin, Göktürklerin desteğini kazanmak ve Göktürklerin Çin'e yaptığı akınları durdurmak sebebiyle Mukan Kağan'a elçilerle hediyeler göndermişti. Bundan sonra Mukan Kağan sık sık Çin'e elçiler gönderdi. Elçilerin Çin'den hediyelerle dönmeleri bir gelenek haline geldi.[76]
Mukan Kağan, 572 yılında öldü ve yerine ağabeyi Taspar Kağan geçti.[77]
Taspar Kağan'ın saltanatı (572-581)
Taspar Kağan[78][79] kardeşi Mukan Kağan gibi Çin'le iyi ilişkiler kurmaya ve Çin'deki iç karışıklıktan yararlanmaya çalıştı. Çin'den gelen hediyelerden sonra iki devlet arasındaki ticari ilişkiler gelişmeye başladı. Ticari ilişkilerin gelişmesi ve rahat hayat tarzına uyum Türk toplulukları arasında Çin kültürünün yayılmasına sebep oldu. Hatta Çinli misyonerlerin faaliyetleri dolayısıyla Taspar Kağan Budizm'e girmişti.[80][81] Taspar Kağan ikiye bölünmüş Çin'in devletleri ile (batıda Qi; doğuda Zou) denge siyaseti yürütmeye çalışsa da başarılı olamamıştır. 557 yılında Zou ve Qi arasında savaş başladı. Nihayetinde Zou, Qi'yi mağlup ederek topraklarını ele geçirdi. Bundan sonra Göktürk Kağanlığı ve Zou arasındaki ilişkiler bozuldu. Taspar Kağan ordusuyla Çin'e ilerleyerek Pekin ve çevresine akın etti.
Taspar Kağan da devletin doğu kolunu yönetiyordu. Batı kolunu yöneten İstemi Yabgu esasen Taspar Kağan'a bağlı olsa da bağımsız hareket ediyordu. İstemi Yabgu 576 yılında öldükten sonra yerine oğlu Tardu Kağan geçti. Bundan sonra Taspar Kağan'ın hâkimiyeti zayıflamaya başladı. Taspar Kağan Çinle iyi ilişkiler kurmayı başaramadı ve Göktürk Kağanlığı zayıflamaya başladı. Taspar Kağan, yönetimde olduğu devletin doğu kolunu da ikiye bölerek kendisine bağlı olmak şartıyla kardeşi İssik Kağan'ın oğlu İşbara'yı doğuya, kardeşi Jutan'ın oğlu Börü'yü ise batıya tayin etti.
Taspar Kağan ile Çin arasındaki anlaşmazlıklar her iki devletin dış ilişkilerini de büyük ölçüde etkiledi. Sui hanedanı fırsattan istifade ederek Çin'de hâkimiyeti ele geçirdi. Bundan sonra Çin'de siyasi birlik sağlandı.
581 yılında Taspar Kağan öldü.[81] Onun ölümünden sonra kimin Kağan olacağı uğrunda Göktürk İç Savaşı başladı. Taspar Kağan, ölümünden önce Mukan Kağan'ın oğlu Apa'nın kağan olmasını vasiyet etse de kurultay Apa'nın hakkı olmadığını öne sürerek Taspar Kağan'ın oğlu Amrak'ı[67] kağan ilan etti. Buna rağmen aynı yıl Amrak, İşbara Kağan'ın lehine hâkimiyetten feragat etti.
İşbara Kağan'ın saltanatı (581-582)
İşbara Kağan'ın başa geçtiği dönemde Göktürk Kağanlığı'nda iç savaş şiddetlenmiş ve devlet zayıflamıştı. Devletin batı kolunu yöneten Tardu artık doğunun hâkimiyetini kabul etmeyerek bağımsız siyaset yürütmeye çalışıyordu. Çin'deki Sui hanedanı devletin doğu ve batı kolundaki anlaşmazlıklardan istifade ederek Tardu'ya elçiler gönderdi. Çin, Türk tüccarlarını ülkesinden çıkardı. Bu olay Göktürk Kağanlığı'nın doğu kolunun durumunu daha da kötüleştirdi. Kıtlık ve yoksulluk ortaya çıktı. Bu nedenle doğuda yaşayan boyların bir kısmı batıya göç etti.
Sui hanedanının da desteği sonucunda Tardu, İşbara Kağan'ın hâkimiyetini tanımadığını ilan etti. Bu olaydan sonra Göktürk Kağanlığı fiilen Doğu Göktürk ve Batı Göktürk kağanlıklarına bölündü. İşbara Kağan'ın yönetiminde devletin yalnızca doğu toprakları kaldı.
Göktürk Kağanlığı'nın bölünmesinden sonra ortaya çıkan Doğu Göktürk Kağanlığı, Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir. Kültürel ve sosyal açıdan Hun dönemine göre daha hızlı gelişen Türk toplulukları, fethettikleri geniş topraklara yayılmış ve daha sonra kurulacak Türk devletlerinin temellerini atmıştır. Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yıkılmasından sonra ortaya çıkan Türk devletleri, Türklerin varlığını ve kültürünü Avrupa'ya yaymıştır. Birinci Göktürk Kağanlığı'nın bölünmesine ve Çin baskısına rağmen Doğu Göktürk Kağanlığı ayakta kalmaya çalışmıştır.
585 yılında artan isyanlar ve dış baskılar sonucunda İşbara Kağan, Çin hâkimiyetini kabul etmek zorunda kalmış ve Çin'den yardım istemiştir. Doğu Göktürk Kağanlığı'nı hakimiyet altına alan Çin'in asıl amacı Çin için tehlike olan Türkler de dahil olmak üzere bütün Türkistan halklarını Çinlileştirmekti. Bu nedenle Çin, Doğu Göktürkleri Çince konuşmaya, Çinliler gibi giyinmeye ve Çin adetlerini kabul etmeye mecbur etmiştir. Bu nedenle İşbara Kağan, bu mesele hakkında 585 yılında Çin imparatoruna mektup yazmıştır. İşbara Kağan, Çin imparatoruna yazdığı mektupta şöyle demektedir : "Size bağlı kalacak, haraç verecek, kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem, uzun saçlarımızı kestiremem, halkıma Çin elbiseleri giydiremem. Adetlerinizi, kanunlarınızı almama imkan yoktur. Çünkü bu bakımdan bütün milletim hassasiyetle çarpan tek yürektir"
Tardu'ya karşı savaşamayacağını gören İşbara Kağan, İmparator Yang Jian'ın bir vasalı olmayı kabul etti. Yönetimi kardeşi Baga Kağan'a bırakarak tahttan feragat etti.[82] Aynı yıl öldü.
Baga Kağan'ın saltanatı (587-589)
Baga Kağan'ın[67] saltanatı iki yıl sürmüştür. İşbara Kağan'ın döneminde olan sorunların devamı olarak durum daha da kötüleşti. Bu nedenle Türk boyları isyana başladı. Baga Kağan'ın tek güç kaynağı olan Türk toplulukları, birbirini izleyen göçlerle daha da zayıfladı. Baga Kağan'dan sonra iktidara Tulan Kağan geldi.
Tulan Kağan'ın saltanatı (589-600)
Tulan Kağan döneminde sorunlar daha da kötüleşti. İktidarda olduğu süre boyunca ülkeyi bu sorunlardan kurtaramadı. Tulan Kağan, Batı Göktürk Kağanı Tardu ile ittifak kurdu ve Çin'e karşı sefere çıktı. Çin onları yendi[83] ve Tulan Kağan öldürüldü. Yerine kardeşi Yami geçti. Yami Kağan, Çin'e bağlılığı kabul etmek zorunda kaldı. Tulan Kağan'ın ölümüyle Göktürk Kağanlığı'nın bölünmesi tamamen resmiyet kazandı.
Yami Kağan'ın saltanatı (600-609)
Yami Kağan[84][85][86] Göktürk Kağanlığı'nın resmi olarak bölünmesinden sonra iktidara gelen ilk kağan oldu. Onun hükümdarlığı döneminde Çin'in Doğu ve Batı Göktürk kağanlıkları üzerindeki baskısı daha da arttı. Çin, Göktürk teginleri arasındaki muhalefeti kızıştırarak etki alanını artırmaya çalıştı. Yami Kağan'ın karısı Çinli Sui hanedanından Prenses An idi.[87]
Batı Göktürk Kağanı Tardu başlangıçta Çin ile iyi ilişkilere sahipti. Tardu Kağan, Doğu Göktürk Kağanlığı'nı da hâkimiyeti altına almaya çalıştıktan sonra Çin ile arasındaki ilişkiler bozuldu. Çin, Yami Kağan'ı Tardu Kağan'a karşı kullanmaya çalıştı. Yami Kağan Çin'e bağlılığı kabul etti ve hatta İşbara Kağan'ın kabul etmediği kültürel Çinlileşmeye göz yumdu. Yami Kağan döneminde Doğu Göktürk Kağanlığı zayıfladı. Yami Kağan'ın 609 yılında ölümünden sonra yerine oğlu Şipi geçti.[87]
Şipi Kağan'ın saltanatı (609-619)
Şipi Kağan[88] Doğu Göktürk Kağanlığı'nın çöküşünü durdurmayı başardı. Babası gibi bir Çinli prensesle evliydi ancak Çin'in beşinci kol faaliyetlerine izin vermedi. Hükümdarlığının ilk yıllarında iç savaşlara odaklanmış ve onları engellemiştir. Kısa sürede batıda Tibet'ten doğuda Amur'a kadar olan bölgeyi kendisine tabi kıldı.
Şipi Kağan, Çin ile iyi ilişkiler kurmaya çalışmadı. Bölgedeki varlığını sürdürmek için Çin'e karşı mücadele etme politikası izlemiştir. Batı Göktürk Kağanı Taman, Çin ile yakınlaştı ve Çin'e yerleşti. Şipi Kağan, Taman'ın Çin ile yakın ilişkilerinden memnun değildi. Şipi Kağan araya girerek Taman'ı Çin'in elinden aldı ve öldürdü.
Çin, Doğu Göktürk Kağanlığı'nın güçlenmesinden memnun değildi. Daha önce Çin, Göktürk teginleri arasında bir ihtilaf yaratarak kağanlığı zayıflatmayı başarmıştı. Bu kez, Şipi Kağan'ın kardeşi Çiki Şad'a kağanlık teklif edildi. Ancak Çiki Şad teklifi kabul etmedi ve onunla evlenmek üzere gönderilen Çinli prensesi geri yolladı. Bu başarısızlıktan sonra Çin, Şipi Kağan'ın komutanlarından birini öldürdü. Çin, komutanın cesedini Göktürklere göndererek Çin ile temas kurmaya çalıştığını ancak Göktürklerle dostane ilişkileri nedeniyle öldürüldüğünü söyledi. Bu şekilde Şipi Kağan'ın komutanlarına olan güvenini sarsmaya çalışan Çin yine de başarısız oldu. Şipi Kağan, Çin'e gönderilen haracı kesti ve savaş hazırlıklarına başladı.
Şipi Kağan, Çin imparatorunun ülkenin kuzeyine gideceği haberini aldıktan sonra onu yakalamak için harekete geçti. 11 Eylül 615 tarihinde[89] Şipi Kağan'ın ordusu Sui imparatoru Yang'ı Yen-Men'de kuşattı.[90] Bu dönemde Çin'de iç savaş şiddetlenmişti. 616 yılına kadar süren iç savaş sonuçsuz kaldı. 617'de Çin İmparatorluğu çöktü. Şibi Kağan, Çin'e karşı sefere çıkarken hastalandı ve öldü. Li Yuan bu durumdan yararlandı ve Tang Hanedanlığı'nı kurdu.[91][92]
Şipi Kağan'ın 619 yılında ölümünden sonra yerine kardeşi Çula geçti.
Çula Kağan'ın saltanatı (619-621)
Çula Kağan hükümdarlığı yıllarında kardeşi Şipi Kağan'ın politikasını sürdürdü. Çula Kağan'ın hükümdarlığı sırasında Çin'de bir iç savaş patlak verdi. Sui hanedanının taht taliplerini Tang hanedanından Li Yuan'a karşı destekledi. Bu politikayı izleyerek Çin'deki iç karışıklığı artırmaya çalıştı. Çula Kağan da bir Çinli prensesle evliydi. Onun yönetimi uzun sürmedi. Çula Kağan 621'de hastalandı ve öldü.[93] Daha sonra kardeşi İllig iktidara geldi.
İl Kağan'ın saltanatı (621-630)
İl Kağan[94] da Şipi Kağan ve Çula Kağan'ın Çin'e karşı sert politikasını sürdürdü. Her ne kadar hücum politikası izlemesine rağmen ülke en zayıf dönemine girdi. 626 yılında İl Kağan Hsüan Kapısı Olayı'ndan istifade ederek Çangan'a doğru hızla ilerledi. 23 Eylül 626 tarihinde[95] İl Kağan ve onun demir süvarileri Pien Köprüsü'nün kuzeyinde Vey Nehri'ne ulaştılar. 25 Eylül 626 tarihinde[96] köprünün ortasında beyaz atın kesilmesiyle T'ai-tsung ile İl Kağan arasında ittifak gerçekleştirildi. Tang tazminatını ödedi ve daha da haraç vermeye söz verdi. Bunun karşılığı olarak İl Kağan süvarilerin geri çekilmesine razı oldu (Vey Nehri Sözleşmesi[97] veya Pian Köprüsü Sözleşmesi[98]).[99]
Ancak, Ekim 627'den önce Moğol ovasında yaşanan sert iklimler, ağır kar yağışı fırtınası toprakları birkaç metre derinliğe kadar örttü. Göçebelerin hayvanların otlatmaları önlendi ve bu nedenle hayvanların büyük çoğunluğu öldü.[100]Yeni Tang Kitabı 'nın aktardığına göre, 628 yılında T'ai-tsung şöyle konuştu: Göktürk elinde yaz ortasında kırağı görüldü. Güneş beş gündür aynı yerden doğdu. Ay üç gündür aynı parlaklıktaydı. Bozkır kırmızı renkli hava (Kum fırtınası) ile dolduruldu.[101] Böylece Göktürk ile Tang arasındaki güç dengesi drastik bir şekilde değişti.[100]
İl Kağan, Çin'e karşı yürüttüğü düzensiz savaşlarda başarılı olamadı ve hâkimiyeti gittikçe zayıfladı. Göktürklere tabi olan halklar bu zayıflamadan istifade etmeye çalışarak ayaklandı. Seyanto HanıYinçü liderliğindeki isyan Tang hanedanı karşısında onu çaresiz bıraktı.
27 Mart 630 tarihinde[102] meydana gelen Yinşan Muharebesi'nde[103]Li Çing komutasındaki Tang ordusu İl Kağan komutasındaki Göktürkleri yendi.[104][105][106] İl Kağan İşbara Şad'ın yanına kaçtı. Fakat 2 Mayıs 630 tarihinde[107] Tang ordusu İşbara Şad'ın çadırına ilerledi. İl Kağan esir alınıp Çangan'a gönderildi.[106] Böylece Doğu Göktürk Kağanlığı çöktü ve Tang'ın Çi-mi[108] sistemine girdi. T'ai Tsung, Vey Nehri'ndeki ayıbımı kapatmak için bana yeter. dedi.[105]
Tahakküm dönemi (630-681)
İl Kağan'ın ölümünden sonra Doğu Göktürk Kağanlığı çöktü ve Doğu Göktürkler Çin egemenliğine girerek bölgeye dağıldılar. Çin İmparatoru T'ai-tsung kendisini Türklerin Gök Kağanı ilan ediyordu. Hakanlığa bağlı Türk ve diğer boylar etrafa dağılmaya başladılar, bunlardan bir kısmı ise Çin'e sığındı. Göktürk teginlerine Çin'de makamlar verilerek onları asimile etmeye çalıştılar. Aşina Cieşeşuay, Doğu Göktürk Kağanı Şipi Kağan'ın oğluydu ve Çin'de yüksek bir askeri göreve terfi ettirildi. 639'da Aşina Cieşeşuay, Çin imparatorunu esir almak için bir plan yaptı. Kardeşi Tölis Kağan'ın oğlu Aşina Holoku ve 40 eski astından oluşan bir grupla bu planı gerçekleştirmeye çalıştı. Planın hayata geçirileceği gün fırtına çıktığından imparator saraydan ayrılmadı. 19 Mayıs 639 tarihinde[109]Kür Şad'ın esin kaynağı olan Aşina Cieşeşuay yanına topladığı 40 eski astı ile T'ai-tsung'ın yaz sarayı olan Chiu-ch'eng Sarayına saldırdı.[110] Uzun süre savaşmalarına rağmen başarılı olamadılar ve saray atlarını kaçırıp Vey Nehri'ni geçtiler.[111][112] Çoğu Çin ordusu tarafından öldürüldü.
Aşina Cieşeşuay'ın isyanından sonra GöktürklerinSarı Irmak'ın güneyinde bulunmalarının iyi olmadığını dile getirenler çoğaldı. T'ai-tsung da Göktürk siyasetini değiştirmeye karar verdi.[113] 13 Ağustos 639 tarihinde[114] T'ai-tsung, Li Simo (Aşina Simo)'yu Çelebi Kağan olarak atadı ve çeşitli eyaletlerde oturan Göktürk ve etnik azınlıkları Sarı Irmak'ın kuzeyine götürmesine ve orada surlar inşa ederek uzun süre sınır kalelerini muhafaza etmesine dair ferman çıkardı. Ancak Çelebi Kağan Seyantolardan korkarak kaleden çıkmak istemeyince T'ai-tsung, Tarım Bakanı Kuo Sipen'i Seyontolara yollayarak, Göktürklerle savaşmaması talimatını verdi.[110]
28 Şubat 641 tarihinde[119] Çelebi Kağan ilk defa nehri geçerek eskiden Dingxiang Kalesinin bulunmuş olduğu yerde çadırı kurdu. 30.000 hanelik halkı, 40.000 sağlam askerî ve 90.000 atı vardı.[120] Kağan, imparator T'ai-tsung'a “Bendeniz haddim olmadığı halde merhametiniz sayesinde kabilenin başı oldum. Kabul olunursa nesillerimiz boyunca devletin bir bekçi köpeği olarak kuzey kapıyı koruyayım. Eğer Seyantolar istila ederse ailemin Çin Seddinin içine girmesine izin veriniz.” dedi. T'ai-tsung kararnameyi çıkarıp buna izin verdi.[120]
679 yılında Şanyu Genel Valiliği'nin[121] Göktürk liderlerinden Aşide Wenfu ve Aşide Fengzhi, Aşina Nişufu'yu kağan yaparak Tang'a karşı isyan ettiler.[122] 680 yılında, Tang ordusu Aşina Nişufu ve onun ordusunu yendi. Aşina Nişufu kendi adamları tarafından öldürüldü.[122] Aşide Wenfu, Aşina Funian kağan yaparak yine Tang'a karşı isyan etti.[122] Aşide Wenfu ve Aşina Funian Tang ordusuna teslim oldu. 5 Aralık 681 tarihinde[123] Aşide Wenfu ve Aşina Funian da dahil olmak üzere 54 Göktürk Çangan'ın Doğu Pazarında halka açık bir alanda idam edildi.[122] 682 yılında Kutluk, Funian'ın adamlarının kalıntısı ile birlikte isyan etti ve Heişa Kalesi'ni fethetti.[124]
Doğuda bunlar olup biterken batıdaki sınırlarını Kırım'a kadar genişleten İstemi Yabgu öldü. Yerine oğlu Tardu Kağan geçti. Tardu, 603 yılına kadar hükümdarlığını sürdürdü.
Doğuda Ta-po'nun ölümü üzerine tahta çıkan To-lo-pien (ya da sonraki adıyla Apa Kağan) toyda / kurultayda yapılan kengeş'te (müzakere) onaylanmadı. Yerine Ta-po'nun yeğeni Şa-po-lio / İşbara Kağan ilan edildi. Çin politikalarının da tesiriyle batı kağanı Tardu, To-lo-pien'i destekledi.[127] İşbara'nın Apa'nın annesini öldürtmesi doğu ile batı arasındaki ilişkileri bir daha düzelmemek üzere bozdu. İki budun artık birbirlerine düşman hale geldi.[128]
Tardu'nun ölümünden sonra Batı Göktürkler, güçlerinin zayıfladığının bir göstergesi olan, yabguluk ve şadlık adları altında Aşina ailesine mensup kişilerce yönetildikten sonra 630 yılında Çin egemenliğine girdi. Bundan sonra On Oklar adını alarak Türgiş boyunun önderliğindeki boylar federasyonu şeklinde yüzyılın sonuna kadar Çin hakimiyetinde kaldılar.
Batı kağanlığının 658'de yıkılmasıyla I Göktürk Kağanlığı yıkılmış oldu.[129]
Tardu Kağan'ın ilk yılları ve saltanatı
Tardu Kağan bağımsızlığını ilan ettikten sonra kendisine tabi olan toprakları genişleterek hâkimiyetini güçlendirdi. Batı Göktürk Kağanlığı'nın sınırları doğuda Tibet'ten batıda Kırım'a değin uzanıyordu. Doğu Roma ile yapılan savaşlarda zayıf düşen Sasaniler ile mücadelesi sonucunda Tardu Kağan Sasani devletinin iç işlerine dahi müdahale edebilmiştir. Tardu Kağan'ın asıl amacı gücünü pekiştirdikten sonra Doğu Göktürk Kağanlığı'na boyun eğdirmek ve Çin'i baskı altında tutmaktı. Tardu Kağan amacına ulaşmak için Çin'e karşı bir sefere çıktı ancak yenildi. Bu yenilgiden sonra Tardu Kağan'ın hâkimiyeti zayıfladı. Tardu Kağan'ın ölümünden sonra oğlu Taman Kağan iktidara geldi.
Taman Kağan'ın saltanatı (603 - 611)
Tardu Kağan'dan sonra Arslan Taman Kağan iktidara geldi. Taman Kağan, Tardu Kağan'ın aksine Çin ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Taman Kağan erken yaşta kağan oldu ve onun küçüklüğünden istifade eden Teleütler isyan ederek ordularını bozguna uğrattı. Daha sonra 610'da Taman Kağan'a karşı bir isyan çıktı. Yangsu Tigin'in oğlu Şikoey yeni kağan ilan edildi. Taman Kağan Çin'e kaçtı. Bu durumdan endişe duyan Doğu Göktürk Kağanlığı'nın hükümdarı Şipi Kağan, Taman Kağan'ı Çin'den alıp öldürmüştür. Taman Kağan'ın saltanat yılları Batı Göktürk Kağanlığı'nın zayıflamaya ve parçalanmaya başladığı dönemin başlangıcı olarak kabul edilir.
Şikoey Kağan'ın saltanatı (611 - 618)
Şikoey Kağan,[130] Taman Kağan'dan sonra iktidara geldi ancak iktidarı ciddi bir olayla anılmamaktadır. Taman Kağan'ın kısa yönetimi sırasında artan Çin etkisinden kurtulamasa da Çin ile ilişkilerden uzak durmaya çalıştı. Saltanatı sırasında Şipi Kağan ile savaşlar yaptı. Şikoey Kağan 618'de öldü.
Tong Yabgu Kağan'ın saltanatı (618 - 628)
Tong Yabgu Kağan, Tardu Kağan'ın küçük torunu idi. Tong Yabgu Kağan'ın saltanatı yıllarında Batı Göktürk Kağanlığı, Çin'de patlak veren iç karışıklıklar neticesinde bağımsız siyaset yürütmeye başlamıştır. Tong Yabgu Kağan'ın saltanatı Batı Göktürk Kağanlığı'nın en güçlü dönemi kabul edilir.[131][132] O, ordudaki düzensizlikleri sonlandırarak Tiele boylarının isyanını bastırdı. Onun hâkimiyeti yıllarında Tang hanedanı ile de iyi ilişkiler kurulmuştu. Tong Yabgu Kağan Tang hanedanından bir prenses ile evlenmişti. O, Sasanilere karşı Doğu Roma ile müttefik oldu. Müttefik kuvvetlerinin saldırıları sonucunda Sasanilere karşı önemli zaferler elde edildi. Tong Yabgu Kağan'ın 628 yılında[133] ölümünden sonra Batı Göktürk Kağanlığı zayıfladı ve bir çöküş dönemine girdi.
Tong Yabgu Kağan, Hazar Kağanlığı'nın kurulmasında rol oynamıştır. Hükümdarlığı sırasında Kafkasyaşadı, yabgusu ve tudunu olan Böri Şad, Tong Yabgu Kağan'ın ölümünden sonra bağımsız bir politika izlemeye başlamış[134] ve Hazar Kağanlığı'nın temellerini atmıştır.
Se Yabgu Kağan'ın saltanatı (631 - 633)
Se Yabgu Kağan,[130] Tong Yabgu Kağan'ın oğluydu.[135] Nuşibi kolunun desteğiyle iktidara geldi. Onun saltanatı sırasında Batı Göktürk Kağanlığı zayıfladı ve Çin'in ülkedeki etkisi yeniden arttı. Ancak Batı Göktürk Kağanlığı'nın birliğinin babasının zamanındaki gibi yeniden sağlanmasını talep eden Nuşibi kolunun isteklerini karşılayamayınca tahttan indirilmiş ve yerine Bağaşa Tulu Kağan geçirilmiştir. Se Yabgu Kağan Kanglılar'a kaçtı ve Belh'te öldü.[136]
Batı Göktürk Kağanlığı'nın gerilemesi ve çöküşü
Se Yabgu Kağan'ın ölümü ve Doğu Göktürk Kağanlığı'nın düşüşünden sonra Batı Göktürk Kağanlığı Çin'in hedefi haline geldi. Se Yabgu Kağan'dan sonra başa Bağaşa Tulu Kağan gelmesine rağmen bir yıl sonra hastalandı ve öldü.[130] Bağaşa Tulu Kağan'dan sonra kardeşi[135]İşbara Teriş Kağan iktidara geldi.[130] Saltanatı sırasında Çin'in etkisi arttı ve boylar isyan etti. Bu karışıklığı fırsat bilen Çin ordusu kağanı öldürdü. İşbara Teriş Kağan'ın ölümünden sonra doğuda Nuşibi kolunun desteklediği İl-Kullıg İşbara Kağan ve batıda ise Tulu kolu tarafından desteklenen Doğu Göktürk Kağanlığı'ndan İl Kağan'ın oğlu Yukuk Şad başa geldi. Birkaç yıl sonra Hazar Kağanı Ériş Kül Kağan da kendisini Batı Göktürk Kağanı ilan etti. İl-Kullıg İşbara Kağan ile Yukuk Şad arasındaki mücadelenin ardından 638 yılında İli Nehri Antlaşması imzalandı. Bu barışa göre İli Nehri'nin kuzeyi Yukuk Şad ve ona destek olan Tulu boylarına güneyi ise İl-Kullıg İşbara Kağan ve onu destekleyen Nuşibi boylarına verildi. Ancak bu barış uzun sürmedi. 642'de Tulu boyları Yukuk Şad'ı desteklemeyi bıraktı ve Nuşibiler bundan yararlanarak Yukuk Şad'ı yendi. Yukuk Kağan Kunduz şehrine kaçtı ve orada öldü.[137] Bazı tarihçiler tarafından ilk Hazar kağanı olduğu iddia edilen[138] Eriş Kül Kağan da kağanlıkta hak iddia etti ancak 650'de İl-Kullıg İşbara Kağan tarafından öldürüldü. İl-Kullıg Kağan, 657 yılına kadar saltanatına devam edebildi. Hükümdarlığı sırasında Çin ile savaşmaya çalıştı. Türgiş ve Karlukları birleştirmeyi başarsa da Çin ile savaşta zafer kazanamadı. İl-Kullıg İşbara Kağan esir düşerek Çangan'da tutsak edildi ve böylece Batı Göktürk Kağanlığı yıkılmış oldu.[139]
681 yılında Asena (ya da Aşina) ailesinden Kutluk Kağan, Çin'in kuzeyine yerleşmiş Türk boylarını yeniden toparlamayı başardı. Çin, Kitan ve Dokuz Oğuzlar (Uygurlar) ile yapılan savaşlar sonucunda Ötüken ormanında Göktürk Kağanlığı yeniden güçlendi. Kutluk, ili (devleti/ulusu) yeniden derlediği için İlteriş adını aldı.
692'de ölen İlteriş'in yerine kardeşi Kapgan kağan oldu. Devlet kurulduğundan beri kağanlık danışmanı olan Tonyukuk'un da bulunduğu Kitan'a Tatabılara, Basmillara, Çiklere, Azlara, Bayırkulara, Türgişlere/On Oklara (Batı Göktürk budunu, Kitabelerde sürekli Türgiş Kağanı Türküm, budunum idi ifadeleri bununla ilgilidir), Kırgız ve Dokuz Oğuzlara yapılan seferlerle II. Göktürk Kağanlığı'nın sınırları Okyanus'tan Mâveraünnehir'deki Temir Kapığ (Demirkapı)'ya kadar ulaştı. İpek Yolu'nun büyük bir kısmı denetim altına alınmış oldu.
Kapgan'ın, Bayırkuların kurduğu bir pusuda öldürülmesi üzerine Göktürk Kağanlığı'nın başına oğlu İnel (ya da Ünal) geçti. Ancak Kutluk'un oğlu Bilge'yi, İnel'in kağanlığını kabul etmedi. Boy begleri (beyleri) Bilge'yi kağan ilan etti. İnel kabul etmese bile öldürüldü. Yeni kağan başa geçince kardeşi Kül Tigin'e ordunun komutanlığını verirken, Tonyukukavezirlik görevini verdi. Onun dönemi de amcası dönemindeki gibi devletin egemenliğindeki boyların başkaldırılarıyla geçti. Çin'in desteklediği Uygur-Karluk-Basmıl bağlaşmasının Ötüken'e yönelik sürekli saldırıları, İpek Yolu'nun kilit noktası olan Çungarya[kaynak belirtilmeli]'nın Çin'in denetimine geçmesi ve batıda On Ok budunu hakimiyetine alan Türgişler'in gün geçtikçe güçlenmesi neticesinde II. Göktürk Kağanlığı çöküşe sürüklendi. Bilge Kağan'ın, danışmanı Tonyukuk'u ve küçük kardeşi Kül Tigin'i kaybetmesinden sonra zehirlenerek[kaynak belirtilmeli] öldürülmesi üzerine yerine geçen Tengri Kağan çocuk yaştaydı. Onun kağanlığına karşı gelen Ozmış da ülkeyi toparlayacak güçte değildi. Uygurlar, 744'te Ötüken'e girerek Göktürk Kağanlığı'na son verdiler.
İlteriş Kağan'ın saltanatı (682 - 691)
680 yılında Aşina soyundan gelen Kutluk Kağan,[140][141] Çin'e isyan ederek İkinci Göktürk Kağanlığı'nı kurdu. Kısa süre içinde Ötüken'i kağanlığın başkenti yaparak ülkeye düzen getirdi.[142][143][144] Daha sonra ordusunu güçlendirdi, yeni politika ve stratejiler belirledi. Bu nedenle ülkeyi birleştiren, düzenleyen manasına gelen İlteriş lakabını aldı. Onun hâkimiyet yıllarında uzun müddet esaret altında kalan Türk toplulukları yeniden bir bayrak altında birleşti. İlteriş Kağan'ın ordularının baskısı Çin'e ağır darbeler vurdu. Çin'e yaptığı bir sefer sırasında 23 şehri ele geçirerek okyanus kıyılarına ulaştığı Çin tarihi kayıtlarına geçmiştir. İlteriş Kağan'ın ölümünden sonra yerine kardeşi Kapgan Kağan başa geçti.
Kapgan Kağan'ın saltanatı (691 - 716)
Kapgan Kağan da kardeşi İlteriş Kağan'ın politikasına yakın bir politika izledi. Kapgan Kağan, İlteriş Kağan'ın Çin'e olan baskısını daha da artırarak defalarca Çin üzerine hücum etti. Seferlerinde başarılı olan Kapgan Kağan devletin gücünü artırarak etki alanını genişletti. İlteriş Kağan döneminde başlayan Türkleri yeniden tek bir bayrak altında birleştirme siyaseti Kapgan Kağan'ın döneminde başarılı bir şekilde sonuç verdi. Onun hakimiyet yıllarında Kırgızlar, Türgişler, Basmiller de kağanlığa katıldı. Daha sonra Oğuzlar ve Karlukların da kağanlığa katılması ile tek devlet politikası sağlamlaşmış oldu.
Kapgan Kağan döneminde gerçekleştirilen tarım reformları ve askeri başarılar sonucunda Türk toplumunun refah düzeyi yükselmiştir. Onun döneminde gerçekleştirilen tohum reformu ve Çin yöntemlerinin kullanılması sonucunda bu alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.
Kapgan Kağan'ın 25 yıllık saltanatı boyunca Türk toplulukları hem ekonomik hem de kültürel olarak gelişmiştir. 716 yılında ölümünden sonra yerine İnel Kağan geçmiş ancak Kül Tigin tarafından esir alınıp öldürülmüştür.
Bilge Kağan'ın saltanatı (716 – 734)
Bilge Kağan'ın esas adı Bögü idi. Otağa çıktıktan sonra Bilge ismini aldı. İlteriş ve Kapgan Kağan döneminde bastırılan isyanlar Bilge Kağan döneminde yeniden başladı. O, bu isyanları kontrol altına almayı başardı ve devletin düzeninin bozulmasının önüne geçti. Bu ayaklanmalar sırasında kağanlığa bağlı olmaya karşı çıkan Karluklar ve Uygurlar yeniden kağanlığa bağlandı. Bu ayaklanmalarda Göktürk Kağanlığı'nın artan baskısını azaltmak isteyen Çin'in etkisi söz konusu idi. Bu nedenle Çin'i cezalandırmak için Tonyukuk komutasındaki Göktürk ordusu Çin'e sefere çıktı. Yuan Chen komutasındaki 300.000 kişilik Çin ordusunun bozguna uğratılması Çin'e ağır bir darbe indirdi. 722'den sonra Çin'in mukavemetinin kırılmasının sonucunda Çin ile barış görüşmeleri yapıldı.
Bilge Kağan döneminde Türk toplulukları kültürel olarak daha da gelişmiş hale geldi. Bilge Kağan yerleşik yaşama geçme fikri ve Taoizm ve Budizm'e olan ilgisinden veziri Tonyukuk'un tavsiyeleri üzerine vazgeçmiştir.
731 yılında Bilge Kağan'ın kardeşi Kül Tigin öldü. Onun ölümünden sonra Çin ile ilişkiler yeniden bozuldu. 733 yılında yapılan savaşta Çin ordusu bozguna uğratıldı. 734 yılında Bilge Kağan, bakanı Buyruk Çor tarafından zehirlendi.[145] Ölmeden önce Buyruk Çor ve ailesini cezalandırdı.
İkinci Göktürk Kağanlığı'nın gerilemesi ve dağılması
Bilge Kağan'ın ölümünden sonra devlette karışıklık ve isyanlar baş gösterdi. Bilge Kağan'ın ölümünden Göktürk Kağanlığı'nın dağılışına kadar geçen 11 yıl boyunca Yollıg Tigin, Bilge Kutluk Tengri Kağan,[67]Ozmış Kağan[146] ve Kulun Beg hüküm sürdü.[67] Hükümdarlıkları sırasında kağanlıkta Çin etkisi ve iç savaş yeniden arttı ve Göktürklere tabi olan Basmil, Karluk ve Uygur boyları bağlılıklarını bozdular. Son Göktürk kağanı Ozmış Kağan, Basmillere karşı yapılan mücadelede yenildi ve esir alınarak öldürüldü. Basmillerin lideri "İrteriş Kağan" adı altında hükümdar ilan edildi. Böylece 744'te Basmil Kağanlığı, Göktürk Kağanlığı'na son verdi. Ancak Basmil devletinin de ömrü uzun sürmedi ve başka bir Türk devleti olan Uygur Kağanlığı tarafından yıkıldı.[147]
Devlet teşkilatı
Yönetim
Devleti "Kağan" unvanlı hükümdar yönetirdi. Kağan'da bilgelik, alplık ve erdemlilik özellikleri aranırdı. İl denilen ülkeyi bilgili, kahraman, özü sözü doğru, erdemli devlet başkanı yönetirdi. Kağan'ın vazifeleri arasında savaş gücüyle devleti kurma ve düzene koyma, yeni alınan yerlere iskân, töre yani kanunları düzenlemek, halkı doyurup giydirmek vardı.[kaynak belirtilmeli] Ülke geniş bölge teşkilatı gereğince Doğu ve Batı olmak üzere ikili devlet sistemine göre idâre edilirdi.[kaynak belirtilmeli] Hükümdarlık hakkı tanrıdandır. Tanrı hükümdar olmasını istediği kişilere “kut” verir. Bilge Kağan ve atalarına da kut vermiştir. Metinlerde birçok defa tanrı adı zikredilir. Kağan, hakan, kam, kan sözcüklerinin ve tengri, umay, yer- su gibi tanrı ve tanrıçaların kullanımı ve alakaları da devlet anlayışında tanrısal öğeleri tasvir eder. Hükmün ilahi temeli diğer krallık ve yönetimlerde de görülebilir ancak burada ilgi çekici olan tanrının yansıması olan kağanın halktan kopmamış olmasıdır.[148][149]
Kağan ve kağanın eşi Kağatun'nın[150] dışında toplam 28 unvan vardı.[151][152] Önceleri sayısı bir olan Yabgu'ya, toprağı genişledikçe ihtiyaç çoğalmıştır. Şehzadelere Tegin veya Tigin adı verilirdi. Tiginler, genel valilik, başkomutanlık gibi önemli memuriyetleri yaparlardı.
Tigin (特勒): prens
Şad (設): vali, askerî komutan
Yabgu (葉護): bakan
Kül çor (屈律啜)
Apa (阿波)
İlteber (俟利發)
Tudun (吐屯)
İrkin (俟斤)
Yanhongda (閻洪達, yánhóngdá)
İlteber (頡利發)
Tarkan (達幹)
Göktürk Kağanlığı çatısı altında 12 budun toplanmıştır. Göktürk Yazıtları'ndaki budun adları şunlardır:[33]
Tüm budunlara genel isim olarak “Köktürk” adı da kullanılmış, Çinliler de "Tukyu" kelimesini kullanmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Göktürk İmparatorluğu'nun 193 yıllık dönemi içinde egemenliği altında şu devlet kuruluşları bulunmuştur:[33]
Türk devlet kuruluşları: Dokuz-Oğuz (Üç-Oğuz), On-Uygur, Kırgız, Basmil, Karluk, Türgiş (Türkeş/On-Ok), Ediz, Yağma, Çiğil, Tatar (Dokuz-Tatar)
Moğol, Mançu, Tunguz ve Acem soylu toplumların devlet kuruluşları: Avar (Apar), Kıtay (Kıtany), Kurıkan (Üç-Kurıkan), Bayırku, İzgil, Tangut (Toygut), Tongra, Altı Çub Soğdak (Sogd), Tezik (Tacik), Az, Çik, Berçik, Tatabı.
Hükümet
Orhun Yazıtları'nda geçtiği üzere, Göktürklerde hükûmetin karşılığı ayukı tabiri idi.[153] Hükûmet meseleleri devlet meclisi toyda görüşülüyordu. Ancak, coğrafi şartlar ve ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle toy her zaman toplanamıyordu. Memleket işlerinin asıl görüşülmesi gerektiği anlarda ayukı (hükûmet) devreye giriyor, bütün asıl meseleler, o an için ayukıda konuşuluyordu. Ayukının en önemli görevi toyun verdiği kararların ülke çapında uygulanmasını sağlamak, icraatleri takip etmekti. Ayukı buyruklardan (bakanlardan) oluşan bir hükûmetti. Buyruk adı verilen bakanların başında bir nevi sadrazamın, başbakanın karşılığı olan aygucı bulunurdu. Aygucılar hükümdar adına ordu komutanlığı yapan, diplomatik ilişkileri yürüten, geniş yetki ve sorumluluk sahibi olan kişilerdiler.[154] Çin kaynaklarına göre Göktürk hükûmeti 9 bakanlıktan oluşuyordu. Bakanların yazıtlardaki karşılığı ise buyruk idi.[153]
Hükûmet üyelerinin taşıdıkları unvanlarından ve yazıtlardaki ifadelerden gayet önemli kişiler oldukları anlaşılmaktadır (çor, ilteber, buyruk-çor vb.). Kimi hükûmet üyelerinin merkezin dışındaki bölgelerde özellikle askerî vali durumunda oldukları, bazılarının tudunluk (vergi memurluğu) yaparak, vergi toplama işleriyle meşgul oldukları bilinmektedir.
Hükûmetin başında ise hanedandan olmayan aygucılar veya ügeler bulunurdu. Bunlara ilaveten devlet merkezinde ayrıca tamgacı ve bitikçiler bulunurdu. Tamgacılar, katip ve mühürdar, bitikçiler ise haberleşmelerden sorumlu katip idiler.
Görüldüğü gibi Göktürk Kağanlığı'nın devlet teşkilatında; devlet başkanlığı, yasama kurulu toy ve hükûmet birbirlerinden ayrı kurumlar idi. Yani ayrı işlevleri vardı. Ancak, hükümdarlığı şahsında temsil eden kağan (devlet başkanı) ülkeden birinci derecede sorumlu olduğu için bütün yönetimi elinde bulunduruyordu. Başbakanların atamasını yapıyor, töre değişikliklerini toya öneriyor, devlet mahkemesine (yargu) başkanlık ediyordu. Çünkü Tanrı'nın siyasi iktidar ile donattığı tek kişi kağan idi. Diğer eski Türk devletlerinde olduğu gibi, Göktürklerde de milletin hemen her şeyi kağandan beklemesi (doymak, giyinmek, çoğalmak, huzur ve güvenlik) tam otoriteyi doğuruyordu.
Göktürk Kağanlığı devlet sisteminde Çin kaynaklarının ifadesi ile 28'den fazla unvan olduğu gibi, bu unvanları taşıyan kişilerin birer makama da sahip olmaları gayet doğaldır. Göktürk yazıtları da unvanlar ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir. Yazıtlara göre devlet hiyerarşisi şöyle sıralanmaktadır: kağan, kağan ailesi, budun (millet), şadapıt beyler, tarhanlar, buyruk beyler (bakanlar), Dokuz Oğuz beyleri vb. Çin kaynakları ise kağan ve hatunu söyledikten sonra en büyük unvan olarak yabgu sonra şad, tegin, tudun, ilteber, erkinden söz etmektedir.
Ordu
Göktürk ordusu, devletin daimi savunma gücüydü ve paralı değildi. Ordunun çoğunluğunu süvariler oluştururdu. Yaya birlikler savaştan ziyade yardım kollarında görev alırdı. Eski Türk ordusunda en büyük kuvvet 10 bin kişilik askerî birlik idi. Bu birliğe "tümen" adı verilirdi. Bütün yerleşik kavimlerde görülen, hareketsiz kütle muharebesi usulüne göre yetiştirilmiş, ağır teçhizatlı orduların (piyade) aksine, hafif silahlı ve oynak süvarilerden kurulu Türk ordularının uyguladığı strateji süratli, ani ve şaşırtıcı hücumlara dayanan, dağınık muharebe sistemiydi. 10'lu sistem sosyal ve idari bakımlardan da mühim iki fonksiyon getirmişti: Biri, devlet güçlerinin tümünün kabile, soy vb. ayrılıklarına bakılmaksızın 10'lu sisteme göre bölünerek, merkezden tayin edilen kumandanlar aracılığı ile en üstte tek idareye bağlanması. Böylece herkesin birbirine yardımcı olduğu bir birliği meydana getiriyordu. İkinci olarak da, bütün idari görev sahipleri aynı zamanda "asker" olduklarından, ordunun vazife ciddiyeti her türlü sivil, idari ünitelere yansıdığı için devlet mekanizmasının askerî disiplin içinde çalışması temin ediliyordu.[155]
Yazıtların birçok yerinde, Göktürkler'in hâkim güç olmasına sık sık değinilir. Özellikle; Bilge Kağan'ın ağzından yazılan, Kül Tigin abidesinde, Bilge Kağan sık sık, "Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş çöktürdük." diyerek Göktürkler'in görkemli gücünü zikreder.[25]
Göktürklerin başkenti Ötüken'dir. Burası Orhun Irmağı ile Selenge Irmağı'nın Tarım kolu arasında, ormanlar içinde bitki örtüsü ve suyu bol bir şehirdi.[156] Ötüken'den başka Barshan, Çargelen-Çumgal, Çaldıvar, Atbaş, Şirdakbeg, Nanageldi, Fergana, Yassıkugart, Çikircik başlıca Göktürk'ün şehirleridir.
Göktürklerde karar, seçim, insan ve hayvan sayımı için ziyafetli devlet meclisi mahiyetinde Kengeş Meclisi toplanırlardı.
Meclis
Göktürk Kağanlığı'nda bir meclisin var olduğu, Çin kaynaklarından ve Orhun Yazıtları'ndan anlaşılmaktadır. Göktürklerde meclis sözünün karşılığı toy idi. Bu meclisin üyelerine toygun (Çince: 忽里勒台) denirdi.[157]
Göktürk kağanları toyun doğal başkanı oluyorlardı. Kağan olmadığı zaman toya, hanedana mensup olmayan aygucı başkanlık ederdi. Bu kişiler ayrıca başbakan konumunda idiler. Göktürkler hakkında ilk bilgileri veren Çin kaynağı Chou Shu'nun 50. bölümünde, Göktürklerin henüz devlet olarak kurulmadıkları döneme ait bilgileri verirken, bazı rivayetlerden bahsedilmektedir. Bu rivayetlerden sonra esas tarihi bölüme geçilirken, doğruluğu belli olmayan bir öyküden söz edilmektedir:
Daha boy aşamasında olan Göktürkler, kendi aralarında bir önder seçmek için hepsi bir araya toplanmış, ağaçlık bir yerde yükseğe sıçrama yarışması düzenlemişlerdi. Sonuçta en yükseğe sıçrayan önder olarak seçilmiştir. 545 yılında ilk Çin elçisi An-no-p'an-t'uo, Göktürk merkezine vardığında, Göktürkler, kağanları Bumin Kağan ile birlikte sevinmişler ve:
Şimdi büyük ülkenin elçisi geldi, bundan dolayı ülkemiz gelecekte yükselecektir. diyerek birbirlerini tebrik etmişlerdi. Bu kayıtlar ile Göktürklerin henüz devlet haline gelmeden bile meclis veya ona benzer işlevi gören bir yapıya sahip oldukları anlaşılmaktadır.[158]
Toyun kağan seçiminde oynadığı rolü gösteren en iyi kanıt ise 582'de taht değişikliği sırasında meydana gelen olaylardır. Taspar Kağan'ın ölümünden sonra, onun ölmeden önce kağan olarak tayin ve vasiyet ettiği Ta-lo-pien toy tarafından kağan olarak tanınmadı. Çünkü Ta-lo-pien'in annesi Türk kökenli değildi ve bir Çin prensesiydi. Bu yüzden toy tarafından İşbara daha layık görülerek kağan seçildi. Bu tarihi olay Göktürk kağanlarının, meclisin onayını almadan tahta geçemediğini ve Göktürklerin gelişmiş bir hukuk yapısına sahip olduklarını göstermektedir.[159]
593 yılında gerçekleşen bir diğer olay da; Tou-lan Kağan'ın Çin asıllı eşi Çin'de kendi sülalesini yıkıp iş başına gelen Sui Hanedanı'na karşı bazı Çinliler ve Soğdlar ile iletişim kurarak, birtakım gizli etkinliklerde bulunuyordu. Bunu öğrenen Sui Hanedanı durumu kağana bildirdi. Kağan önce bunlara karışmak istemedi ise de, Çin elçisi Göktürk toygunlarından (milletvekili) birine rüşvet vererek, kağanın hatununun kurduğu gizli planı ortaya çıkartınca devlet meclisi üyelerinin hepsi, bu gizli plandan dolayı kağanla alay ettiler. Zor durumda kalan kağan, bunun üzerine Çinliler'i (asi olanları) ve Soğdları cezalandırdı.[160] Bir diğer olay da Bilge Kağan'ın 723 yılında, şehirlerin surlarla çevrilmesi ve Budizm ve Taoizm'in kabul edilmesi için ileri sürdüğü önerilerin Göktürk toyunda kabul edilmemesidir.[161][162]
Diğer taraftan halkın tahta çıkma töreninde kağanı bir keçe üzerine koyarak, havaya kaldırması, kağanın seçimine, halkın katılımı olarak düşünülmüştür. Toylara başta kağan olmak üzere katılan sivil veya askerî devlet erkanı şunlardı: hatun, aygucı veya üge (başbakan), tegin (şehzade, prens), kül-çor, apa, erkin, tudun (vergi memuru), il-teber (yüksek devlet memuru, idareci), tarhan, buyruklar, şadapıt gibi unvanlar taşıyanlar.[163]Toylarda önce dini, millî törenler yapılır, devletin bütün sorunları görüşülür, sonra ziyafetler verilirdi.
Göktürk Devleti'ni diğer kabilevi devletlerden ayıran en önemli özellik kamu hukukunun olmasıdır. Göktürk Devleti'nde yüksek devlet mahkemesine "yargu" denirdi. Adliye (könilik) müessesesi mevcuttur. Göktürk Devleti'nde halk (kün) şahsi hukukla donatılmış, iktisaden hür ve özel mülkiyete sahiptir. Tarım ve arazisi üzerinde de özel mülkiyet geçerli oluyordu.[164]
Mahkemelerin (Yarguların) vazifeleri töreyi ve örfi hukuku uygulamaktı. Göktürk devlet adamı Tonyukuk, mahkeme başkanlığı (yarganlık) görevini yapmıştır. Hükümdarlar da mahkeme başkanlığı (yarganlık) yaparlardı.[164]
Ekonomi
Göktürk Kağanlığı'nın ekonomik yapısı kendi kendine yetme esasına dayanan aile ekonomisi ve devlet ekonomisi olmak üzere iki başlık altında incelenir. Orta Asya'nın iklim koşulları gereği ekonominin temeli hayvancılık olmuştur. Bunun yanında savaş ganimetleri, vergiler, tarımsal etkinlikler, avcılık, el sanatları ile ticaret de diğer ekonomik öğeler arasında yer almıştır.
Aile ekonomisi
Orta Asya'nın doğa ve iklim koşullarının gereği olarak kendi kendine yeterli olma zorunluluğu üzerine kurulan aile ekonomisinde Göktürkler gereksinimlerini kendi kaynaklarından sağlamışlardır. Geçim kaynaklarının en önemlisi hayvancılık olmuştur. Göktürkler, ekonomik getirisi fazla olan at ve koyun başta olmak üzere deve, keçi ve sığır sürüleri de yetiştirmişlerdir. Sürülerin fazlalığı gücün ve zenginliğin göstergesi sayılmıştır. Yetiştirilen hayvanlar genellikle canlı iken satılmış, bunun yanında gereksinim fazlası olan hayvansal ürünler, etler, konserveler, deri, yün ve yünlü ürünler de satılan hayvansal ürünlerin arasında yer almıştır. Ayrıca avlanan sansar, kakım, kunduz, sincap, tilki, kaplan, pars, panter gibi hayvanlar ve bu hayvanların ürünleri de önemli ekonomik kaynaklardan olmuştur. Böylece Göktürkler en önemli geçim kaynakları olan atlara ve koyunlara dokunmadan hem et gereksinimlerini karşılamış hem de bu hayvanların kürklerini işlenmiş ya da işlenmemiş olarak satıp gelir elde etmişlerdir. Ülke içerisinde ekonomi değiş-tokuş esasına dayanırken, Göktürkler gereksinim duyduğu eşyaları ya çevreden ya da belirli aralıklarla ülkeye gelen tüccarlardan elde etmişlerdir. Göktürk Kağanlığı'nda üretim tarzları, sahip olunan yer altı ve yerüstü kaynaklar, yaşam koşulları ve askerlikle ilgili gereksinim, toplum içerisinde çeşitli mesleklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Göktürk Kağanlığı'nda başlıca meslek demircilik ve madencilik olmuştur. Bu madenci ve demirciler Altaylar Bölgesi'nde demir, Tanrı Dağları'nda, Kaşgar-Kuçar bölgesinde altın, gümüş, kurşun, kükürt gibi madenleri işlemişlerdir. Madenci ve demirciler dışında halıcılar, kilimciler, keçeciler, debbağlar, çizmeciler, çorapçılar, börkçüler, dokumacılar, terziler, marangozlar ve tahta oymacıları da bu meslek gruplarına örnek olarak verilebilir. Göktürk Kağanlığı'nda oldukça kalabalık bir halde bulunan bu meslek grupları üye oldukları esnaf ve zanaatkar kollarına göre kılıç, kalkan, kargı, mızrak, ok temrenleri, insan ve atlar için zırhlar, tolgalar, at teçhizatı, eyer ve koşum takımları, kazanlar, ibrikler, kovalar, çadır ve otağlar, arabalar, tabaklar, maşrapalar, ince bronz işlemeli tasvirlerle süslenerek yapılan kömür mangalları, heykeller, ok kutuları, kılıç kapsarları, kemer tokaları, katış uçları yapmışlardır. Bu eşyalara sahip olmak bir güç ve zenginlik göstergesi sayılmıştır.[165][166]
Devlet ekonomisi
Göktürk Kağanlığı'nın devlet ekonomisi devletlerarası ticarete dayanmıştır. Bunun yanında yenik ve Göktürklere bağlı ülkelerden alınan vergiler, armağanlar ile İpek Yolu'ndan elde edilen gelir, ganimetler, yağmalar, askerî yardımlar, savaşlarda alınan tutsaklar için ödenen kurtuluş fidyeleri ile savaş tazminatları devlet ekonomisini oluşturan öğeler arasında yer almıştır. Göktürk Kağanlığı ülke içerisinde kendi toplumundan, gücü oranında ve uğraş alanına göre vergi toplamıştır. Bu vergiler evlerden alındığı gibi, her bir boydan ya da boy üyelerinin durumuna göre toplu olarak da alınmıştır. Göktürk Kağanlığı'nda iktisadi ve mali işlerle tudun denilen ekonomi bakanı ilgilenmiştir. Vergiler tudunlara bağlı olan amga / imga denilen devlet hazinedarları tarafından toplanmıştır. Göktürkler para da darp ettirmişlerdir. Göktürkler darp ettirilen ve şekil olarak diske benzeyen bu Göktürk parasınasatir demişlerdir. Göktürklerin ekonomik tutumu, aynı zamanda askerî stratejilerini ve dış politikalarını büyük ölçüde etkilemiştir. Göktürk Kağanlığı, Çin başta olmak üzere Bizans, Sasani ve Hindistan ile ticari alışverişte bulunmuştur. Özellikle Göktürk Kağanlığı'nın dış alım ve satımlarında ilk sırada Çin yer almıştır. Göktürk Kağanlığı ile Çin arasında sürekli devam eden bir elçilik ve kervan akışı olmuştur. Çin İmparatoru Kao-tsu 622 yılında Göktürkler'in Çin sınırına saldırıda bulunmaları üzerine Göktürk kağanına bir elçi göndererek şu isteklerde bulunmuştur: Sayı bakımından Çin İmparatorluğu ile Göktürk Kağanlığı aynı değildir. Göktürkler Çin topraklarını ele geçirse bile buralarda yaşayamazlar. Üstelik elde ettiğiniz ganimetlerin hepsi milletinizin eline geçti. Size ne kaldı? Siz en iyisi ordunuzla birlikte geri dönün ve Tang İmparatorluğu'ndan gelen altın paraların ve ipekli kumaşların hepsi cebinize girsin.Göktürkler Çin imparatorunun bu önerisini kabul edip geri dönmüşlerdir. Bu tarihi kayıt Göktürklerin, Çin'i ele geçirmekten çok, askerî güçleri sayesinde denetim altında tutarak ekonomik gereksinimlerini elde etmek amacını güttüklerini göstermektedir. Göktürk ekonomisinde, pazar kimliğinde olan kervanlar, önemli bir yer tutmuştur. Sasani ile Çin başta olmak üzere birçok ülkeden, Göktürk ülkesine kervan gelmiştir. Göktürkler uzak yerlerden gelen kervanlara arkış demişlerdir. Yabancı ülkelerden gelen bu kervanlar genellikle Göktürk kağanlarının karargâhını yani orduyu takip etmişlerdir. Göktürkler ticaret ile uğraşan kişilere satıkçı demişlerdir. Göktürk tüccarları ise genellikle hayvan sürülerinin ticareti ile ilgilenmekteydi. Nitekim 584 yılında Göktürk kağanı İşbara Kağan Çin sarayına mektup yazarak koyun ve atlarla ipek değiştirilmesini istemiş, bunun üzerine bin at Çin tarafından satın alınmıştır. Yine 588 yılında yaşanan bir diğer tarihi olay da Tu-li Kağan'ın Çin imparatoruna bir elçi göndererek 10 bin at, 20 bin koyun, 500 deve, 500 sığır sunarak bir pazaryeri kurulmasını istemesidir. Bu iki tarihi kayıt Göktürk ekonomisinde hayvancılığın yerini göstermesi bakımından önemlidir. Bunun dışında Göktürk tüccarları Bizans İmparatorluğu'na işlenmiş ya da işlenmemiş demir satmaktaydı. Bizans imparatorunun izniyle Göktürk tüccarları ile birlikte Soğdlu tüccarlar da Konstantinopolis'de ticaret merkezi kurmuşlardı. Göktürkler, demir ile at başta olmak üzere koyun, et, konserve, yün, yağ, bal, yünlü kumaş, ipekli giysi, zamk, boynuz, kılıç, zırh, kalkan, topuz, eyer, ham ya da işlenmiş madenler ihraç etmişlerdir. Ayrıca Göktürkler tilki, samur, sincap, sansar, kakum, kunduz, kaplan gibi av hayvanlarının kürklerini de ihraç etmişlerdir. Bunun yanında Göktürkler, dış ülkelerden ise ipek başta olmak üzere hububat, pirinç, ipekli işlemeler, işlenmiş cam ve gümüşler, çeşitli süs eşyaları ile yerleşik toplumların yaptıkları ürünleri ithal etmişlerdir. Göktürkler batıda İpek Yolu için Çin ve Sasani gibi devletlerle savaşmaktan kaçınmamıştır. Göktürkler armağanlar, yağmalar ve ticaret sayesinde elde ettikleri ipekleri Soğd şehir devletlerindeki tüccarlar sayesinde batıya satıp ticari üstünlüğü ele geçirmeye çalışmışlardır. Göktürk-Bizans ittifakı ile iki yönden saldırıya uğrayan Sasani İmparatorluğu 579 yılına kadar düzenli olarak Göktürklere yıllık 40000 altın ödemiştir. İstemi Yabgu'nun ölümünden sonra Türk Şad'ın vergi miktarını arttırması üzerine Sasaniler, Göktürkler ile karşı karşıya gelmiş ve yenilgiye uğramışlardır. Yine Göktürk-Bizans ittifakının bozulması üzerine Göktürkler 576 yılında Kerç Kuşatması ile Ukrayna'daki Kerç Kalesi'ni fethetmiş, bunun üzerine Bizans İmparatorluğu Göktürk Kağanlığı'na yıllık vergi vermeyi kabul etmiştir. Bu tarihi kayıtlar Göktürklerin yaptıkları savaşlarda, fetihlerde ve çıktıkları seferlerde ekonomik etkenlerin en az diğer etkenler kadar değer taşıdığını göstermektedir. Sahip olunan ekonomik güç ve olanaklar, Göktürklerin otoritesini ve egemenliğini pekiştirmiştir.[167][168]
Tarım
Orta Asya'nın iklim koşulları Göktürkleri tarım yapmaktan alıkoymasına rağmen, kışlaklarda, hayvancılık gereği yapılan göç güzergahlarında ve ele geçirilen ülkelerdeki ekime uygun topraklarda az da olsa tarım yapıldığı bilinmektedir. Göktürkler, buğday, arpa, darı, çavdar ve at yemi olarak burçak ve yulaf ekmişlerdir. Göktürkler çiftçilere tarıgçı / tarıdacı, ekilen tarlaya da tarıglag demişlerdir. Göktürk kağanı Kapgan Kağan, 696 yılında Çin ile yaptığı antlaşmanın bir maddesinde, Çin'in Göktürkler'e 3000 adet tarım aleti ile yaklaşık 1250 ton tohumluk darı vermesi koşulunu getirmiştir. Göktürkler döneminden kalan sulama kanallarına da rastlanmıştır. Göktürkler döneminde yapılan ve yüksek teknik bilgiye dayanan Tötö Kanalı'nın boyu 10 km'ye yakındır. Bütün bu tarihi kayıtlar Göktürklerin azımsanamayacak ölçüde tarım ile uğraştığını göstermektedir.[169]
Kültür
İnanç ve kuruluş mitolojisi
Göktürkler inanç ve düşünce yapılarına göre Gök tanrı (Tanrı veya Tengri) tarafından devlet kurma görevinin kendilerine verildiğine inanır ve bu doğrultuda hareket ederlerdi. Bu yüzden kendilerini Göktürk olarak tanımlamışlardır.[kaynak belirtilmeli] Gök rengi, yani mavi kutsaldı.[kaynak belirtilmeli] Yine ibadetler göğe en yakın yerlerde, yükseklerde yapılırdı.[kaynak belirtilmeli] Bugün hâlen Anadolu'daki Türkmenler, belli kutlamalar için yüksek dağlara, tepelere çıkmaktadırlar.[kaynak belirtilmeli]
Göktürklerde hükümdar soyunun adı yazılı Çin kaynaklarına ve Türk sözlü geleneğine[kaynak belirtilmeli] göre Asen (Asena, Zena, Aşena, Aşina 阿史那) dir. Bu kaynaklarda Göktürk Kağanlığı'nı kuran bu ailesi kendi tanımlamada dişi bir kurdun soyundan geldiği anlatılmaktadır.
Kurt başlı tuğ
Doğu Göktürk kağanlarından Şipi Kağan[170] (609~619), Suy Hanedanın son ve Tang Hanedanı'nın ilk yıllarından Çin'in iç siyasetine müdahale etmiştir. 617 yılında Çin otoritesine karşı isyan eden Çinli general Liang Shidu'ya[171] kendi askerlerini komuta ettirmiş[kaynak belirtilmeli] ve Tadu Bilge Kağan[172] unvanı ve kurt başlı tuğu[173] armağan vermiştir.[174] Aynı şekilde Liu Wuzhou'ya[175] Dayan Kağan (定楊可汗) unvanı ve kurt başlı tuğu vermiştir.[176]
Nevin Halıcı'ya göre ayran, MS 1000 tarihinden önce göçer Türkler tarafından tüketilen geleneksel bir Türk içeceğidir. Celalettin Koçak ve Yahya Kemal Avşar'a (Mustafa Kemal Üniversitesi Gıda Mühendisliği Profesörü) göre ayran, ilk kez binlerce yıl önce acı yoğurdu suyla seyrelterek lezzetini arttıran Göktürkler tarafından üretildi.[178]
Sanat ve edebiyat
Orta Asya'da yapılan araştırma ve kazılarda GökTürkçe yazılı eserler bulunmuştur. Para, taş ve ağaç üzerine yazılan metinlerden, para ve taşlar üzerine yazılanlar günümüze kadar gelmiştir.[kaynak belirtilmeli]
İlk Türk abidelerinde yazılara altıncı yüzyılda rastlanmıştır. Bunlar kısa metinlerdir. Elde kalan Bengü Anıtları, Orhun Yazıtları veya 'Türük Bengü Taşları' da denen üç büyük yazıttır. Taşların üzeri oyulmak suretiyle yazılmıştır. Bu yazıtlar; Göktürk Kağan'ı Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adlarına yazılıp, dikilmiştir. Yazıtlar kireç taşına yontularak yazıldığından zaman ve açık havanın tahribatına maruz kalıp, bozulmuştur. Bu yüzden bazı satırları ve birçok kelimeleri okunamaz durumdadır. Kül Tigin kitabesi, içlerinde en az tahribata uğrayanıdır.[kaynak belirtilmeli]
Tonyukuk Yazıtı'nın bir görseli
Ankara'da Gazi Üniversitesi'ndeki, Bilge Kağan Yazıtı'nın bir kopyası
^Menander Göktürklerden gelen mektubu "İskitçe"[3] olarak tanımlar. Kaynaklarda "İskit" bozkırlı halklar için kullanılan genel bir tanımdır. Mevcut mektubun Sogdça değil Göktürkçe olduğu kabul ediliyor.[4] 607’de Ch’i-min Kağan’ın Sui imparatoruna gönderdiği mektubun Türkçeden Çin diline çevrildiği iddia ediliyor.[5]
Göktürk Kağanları
Doğu Kağanları
Kağan
Kağanlık yılları
Unvanı
Notlar
Bumin İl Kağan
551-552
Türkçe Bumin İl Kağan (yazıtlarda Bumin Kağan), Sogdça'da βwmyn γ'γ'n ve Çincede Tŭmèn Yīlì Kĕhàn (T'u-men Yi-li K'o-han)
Adı: Türkçe Bumin ya da Tümen, Çincede Tŭmèn (T'u-men)
Yĭxījì Kağan
552-553
Çincede Yĭxījì Kĕhàn (Yi-hsi-chi K'o-han)
Adı: Türkçe Ḳara, Çincede Kēluó (K'e-luo) 科羅.
Mùgān Kağan
553-572
Eğer Mugan Türkçe ise Eski Türkçede sözcükler M ile başlamadığı için Buḳan Ḳaġan olması gerekir ancak Türkçede Buḳan diye bir sözcük ya da adın varlığı bilinmiyor (ne var ki Kırım'a saldıran Gök Türk komutanının adı Yunanca kaynaklarda Boukhanos Βουχανος olarak geçiyor); Soğdçada Mwγ'n γ'γ'n (Mwx'n x'γ'n olarak da yazılıyor), Çincede Mùgān Kĕhàn (Mu-kan K'e-han) 木杆可汗.
Kağan olmadan önceki unvânı: Çincede Yāndū Sìjīn (Yen-tu Ssu-chin) 燕都俟斤 (Sìjīn 俟斤 = İrkin/Erkin).
Tapar/Taspar Ḳaġan
572-581
Soğdçada T'sp'r γ'γ'n ve Çincede Ta/Tuóbō Kěhàn (T'o-po K'e-han) 佗鉢可汗.
Adı: Türkçede Tapar ve Soğdçada T'sp'r (Taspar ya da Tatpar).
Ānluó Kağan
581
Adı Soğdça Umna olup Çincede Ānluó (An-luo) 菴羅 olarak geçmesine karşılık kağanlık unvânı alıp almadığı bilinmemektedir.
(İç Savaş, devlet birkaç yönetici arasında bölünür, Nevêr tarafından birleştirilir)
Işbara Ḳaġan
582-587
Türkçede Işbara Ḳaġan, Soğdçada Nw'’r γ'γ'n ve Çincede Ĕrfú Kěhàn (Er-fu K’e-han) 爾伏可汗 ile Shābōlüè Kěhàn (Sha-po-lüeh K’e-han) 沙鉢略可汗.
Türkçe Tölis Ḳaġan ve Yabġu Ḳaġan, Çincede Tūlì Kěhàn (T'u-li K'e-han) 突利可汗 ve Yèhù Kěhàn (Ye-hu K'e-han) 葉護可汗.
Adı: Türkçede bir olasılıkla Çulluġ, Çincede Chŭluóhòu (Ch'u-luo-hou) 處羅侯.
İllig Ḳaġan
621-630
Türkçe İllig Ḳaġan ve Çincede Xié/Jiélì Kěhàn (Hsieh/Chieh-li K'e-han) 頡利可汗.
Adı: Çincede Duōbì (To-pi) 咄苾.
Dabu Kağan (âsî)
630-638
Çince'de Dabu Kěhàn (Ta-pu K'e-han) (?)(?)可汗.
Yugu Şad
638-639
Çincede Yugu Shè (Yü-ku She) (?)(?)殺.
Yiminishusilipi Kağan
641-643
Çincede Yĭmí Níshú Sìlìbì Kěhàn (Yi-mi Ni-shu Ssu-li-pi K'e-han) 乙彌泥孰俟力苾可汗 ya da Yĭmí Níshú Qílìbì Kěhàn (Yi-mi Ni-shu Ch'i-li-pi K'e-han) 乙彌泥孰俟利苾可汗. Soğdça Nîzek adının Çincedeki biçimi Níshú'dur (Ni-shu) 泥熟. 俟 karakteri Sì (Ssu) ve Qí (Ch'i) olarak okunmaktadır.
Adı: Çincede Simo (Ssu-mo) 思摩.
Yizhu Chebi Kağan (âsî)
638/639-648/650
Önce Çabış (Çavuş; Çincede Chēbí [Ch'e-pi] 車鼻) iken sonradan Çincede Yĭzhù Chēbí Kěhàn (Yi-chu Ch'e-pi K'e-han) 乙注車鼻可汗 olarak geçen unvânı aldı.
Adı: Çincede Hubo (Hu-po) 斛勃.
Āshǐnà Nizek Beg Kağan (âsî)
679-680
Adı: Soğdça-Türkçe Nizek Beg olabilir, Çincede Āshǐnà Níshúfú (A-shih-na Ni-shu-fu) 阿史那泥熟匐. Fú 匐genellikle Türkçe Beg için kullanılmıştır.
Türkçe Ḳutluġ Ḳaġan ve İltiriş Ḳaġan, Çincede Gǔduōlù Kěhàn (Ku-tuo-lu K'e-han) 骨咄祿可汗ve Xié/Jiédiēlìshī Kěhàn (Hsieh/Chieh-tieh-li-shih K'e-han) 頡跌利施可汗.
Adı: Türkçe Ḳutluġ, Çincede Āshĭnà Gǔduōlù (A-shih-na Ku-tuo-lu) 阿史那骨咄祿.
Ḳapġan Ḳaġan
691-716
Türkçe Bögü Ḳaġan ve Ḳapġan Ḳaġan, Çincede Mòchuò Kěhàn (Mo-ch'o K'e-han) 默啜可汗.
Kağanlıktan önceki unvânı: Türkçe Bögü ya da Beg Çor olduğuna ilişkin görüşler vardır, ben Beg Çor'u daha doğru buluyorum; Çincede Mòchuò (Mo-ch'o) 默啜.
İnel Ḳaġan
716
Türkçe İnel Ḳaġan (bir görüşe göre İni İl-Ḳaġan, ancak ben şimdilik İnel görüşünü destekliyorum), Çincede Yíniè Kěhàn (Yi-nieh K'e-han) 移涅可汗.
Adı: Türkçe Bögü olabilir, Çincede Fújù (Fu-chü) 匐俱.
Bilge Ḳaġan
716-734
Türkçe Bilge Ḳaġan, Çincede Píjiā Kěhàn (P'i-chia K'e-han) 毗伽可汗.
Adı: Çincede Mòjílián (Mo-chi-lien) 默棘連.
Yīrán Kağan
734-740
Çince'de Yīrán Kěhàn (Yi-jan K'e-han) 伊然可汗.
Teŋri Ḳaġan
740-741
Türkçe Teŋri Ḳaġan, Çincede Cheng/Dēnglì Kěhàn (Ch'eng/Teng-li K'e-han) 登利可汗.
(Adı ve unvânı bilinmiyor; Bilge Ḳaġan'ın oğullarından biri).
(Adı ve unvânı bilinmiyor; Bilge Ḳaġan'ın oğullarından biri)
Ḳutluġ Yabġu
741-742
Türkçe Ḳutluġ Yabġu, Çincede Gǔduōlù Yèhù (Ku-tuo-lu Ye-hu) 骨咄祿葉護.
Ozmış Ḳaġan
742-744
Türkçe Ozmış Ḳaġan (bunu Özmiş diye okuyanlar varsa da yazıtlarda Ozmış olarak yazılmıştır), Çincede Wūsūmĭshī Kěhàn (Wu-su-mi-shih K'e-han) 烏蘇米施可汗.
Kağanlıktan Önceki Unvânı: Türkçe Ozmış Tigin.
Báiméi Kağan
744-745
Çincede Báiméi Kěhàn (Pai-mei K'e-han) 白眉可汗 (Ak Kaşlı Kağan) olduğuna göre Türkçede Aḳḳaş Ḳaġan olabilir ancak elimizde bunu kanıtlayacak yazılı bir belge bulunmamaktadır.
Adı: Türkçe yazıtlarda İstemi; Yunancada Silziboulos ΣΙΛΖΙΒΟΥΛΟΣ / Σιλζιβουλοσ, Dizaboulos ΔΙΖΑΒΟΥΛΟΣ / Διζαβουλοσ, Stembis ΣΤΕΜΒΙΣ / Στεμβισ, Arapçada Sincibû ve Çincede Shìdiănmì (Shih-tien-mi) / Shìdìmĭ (Shih-ti-mi). Yapılan incelemeye göre Ziboulos, Zaboulos, Cibû ve sonraki Tǒng Yabġu Kağan için kullanılan Yunanca Ziebel, Ermenice Cebu, Gürcüce Cibgu Türkçe Yabġu'ya denk gelmektedir. İstemi ve Stembis ise bu adın Çince çevriyazısına daha yakın durmaktadır. İlk hece olan Sil/Di/Sin/Shì Türkçe Sı sözcüğüne benzemektedir. Bu durumda, Gök Türk yazıtlarında İstemi Ḳaġan olarak geçen bu kişinin gerçek unvânı Sı Yabġu olabilir mi?
^Taagepera, Rein (1979). "Size and Duration of Empires: Growth-Decline Curves, 600 B.C. to 600 A.D.". Social Science History. 3 (3/4). s. 129. doi:10.2307/1170959. ISSN0145-5532. JSTOR1170959.
^abOsman Nedim Tuna, "Ekin Ara İdi Oksuz Kök Türk Anca Olurur Ermiş (KT; D; 2-3) İbaresi Üzerine", Türk dili araştırmaları yıllığı Belleten 1993, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1995 s. 77-81. (Türkçe)
^Türkoğlu Gök Alp, Sınırlandırılmış Türk tarihi, Sevinç Matbaası, 1976, s. 125. 11 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^馬長壽, 《突厥人和突厥汗國》, 上海人民出版社, 1957, Ma Zhangshou, Tujue ve Tujue Kağanlığı, s. 10-11, "鍛奴"的突厥部落集团 "Demirci Köle" Türk Kabile Grubu, 突厥的鍛工主耍是以奴隸的身分爲柔然奴隸主汗庭服務的 Türk demircinin büyük bir çoğunluğu köle sıfatıyla Cücen Kağanı'nın sarayına hizmet etmekteydi.) (Çince)
^陳豐祥, 余英時, 《中國通史》, 五南圖書出版股份有限公司, 2002, ISBN 978-957-11-2881-8, p. 155 (因突厥人工於鍛鐵,故世為柔然「鍛奴」。(Tujueler demir dövmeyi işlediler, o yüzden Cucenler için "demirci köle" oldu) (Çince)
^Denis Sinor, Inner Asia: history-civilization-languages : a syllabus, Routledge, 1997, ISBN 978-0-7007-0380-7, p. 26. Contacts had already begun in 545 A.D. between the so-called "blacksmith-slave" Türk and certain of the small petty kingdom of north China,
^abcdeBauer, Susan Wise (2010). The History of the Medieval World: From the Conversion of Constantine to the First Crusade. W. W. Norton & Company. p. 238. ISBN 978-0-393-05975-5.
^Gary Seaman, Daniel Marksm, Rulers from the steppe: state formation on the Eurasian periphery, Ethnographics Press, Center for Visual Anthropology, University of Southern California, 1991, ISBN 978-1-878986-01-6, pp. 96–97.
^Gary Seaman, Daniel Marksm, Rulers from the steppe: state formation on the Eurasian periphery, Ethnographics Press, Center for Visual Anthropology, University of Southern California, 1991, ISBN 978-1-878986-01-6, p. 97, 100.
^Deny; Jean Deny, Louis Bazin, Hans Robert Roemer, György Hazai, Wolfgang-Ekkehard Scharlipp (2000). History of the Turkic Peoples in the Pre-Islamic Period. Schwarz. p. 108.
^abGöktürkler I-II-III, 3 cilt bir arada 1. Baskı, sf: 27-28-30-31, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2012, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
^Göktürkler I-II-III, 3 cilt bir arada 1. Baskı, sf: 35-48, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2012, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
^Göktürkler I-II-III, 3 cilt bir arada 1. Baskı, sf: 50-57, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2012, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
^薛宗正, 突厥史, 中国社会科学出版社, 北京 (Xue Zongzheng, Tujie Shi, Chinese Social Sciences Press, Beijing, 1992, ISBN 7-5004-0432-8 / K-49 (精), p. 265.
^Zhenping Wang, Ambassadors from the islands of immortals: China-Japan relations in the Han-Tang period, University of Hawaii Press, 2005, ISBN 978-0-8248-2871-4, p. 140.
^Zhu Zhenhong, "Taohuashi and Tiankehan (Tangri Qaghan)", Eurasian History 朱振宏,「桃花石」與「天可汗」, 欧亚学研究
^abGöktürkler I-II-III, 3 cilt bir arada 1. Baskı, sf: 54-63, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2012, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
^Xiong, Victor Cunrui (2006). Emperor Yang of the Sui Dynasty: His Life, Times, and Legacy. SUNY Press. p. 213. ISBN 0-7914-6587-X.
^中国人民解放军军事科学院, 中国军事通史, 第十册 第十卷, 唐代军事史(上), 军事科学出版社, 1998, (Çin Halk Kurtuluş Ordusu Askerî Bilim Akademisi, Çin Askerî Genel Tarihi, 10. Cilt, 1. Bölümü: Tang Dönemi Askerî Tarihi - I, Askerî Bilim Yayınevi), s.184. books.google 11 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Çince)
^abÖztüna, Yılmaz. Devletler ve hânedanlar: İlk çağ ve Asya-Afrika devletleri (1989), T.C. Kültür Bakanlığı, sf. 141.
^L.M.Gümilev :Eski Türkler, tr:Ahsen Batur, Selenge yayınları, İstanbul, 2002, ISBN 975-7856-39-8, pp.265-266
^Lev Nikolayeviç Gumilev: Eski Türkler (trans:D.Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul, 2002, ISBN 975-7856-39-8 pp.273-275
^Kevin Alan Brook. The Jews of Khazaria. 2nd ed. Rowman & Littlefield Publishers, Inc, 2006.
^Hans J. Van de Ven, "Warfare in Chinese History" sf. 118, IQ Brill Academic Publishers.(2000) ISBN 90-04-11774-1
^Peter B. Golden, Nomads and sedentary societies in medieval Eurasia, American Historical Association, 1998, ISBN 978-0-87229-108-9, p. 25.
^Scott Cameron Levi, Ron Sela, Islamic Central Asia: an anthology of historical sources, Indiana University Press, 2009, ISBN 978-0-253-22140-7, p. 54.
^Elena Vladimirovna Boĭkova, R. B. Rybakov, Kinship in the Altaic World: Proceedings of the 48th Permanent International Altaistic Conference, Moscow 10–15 July 2005, Otto Harrassowitz Verlag, 2006, ISBN 978-3-447-05416-4, p. 225
^Anatoly Michailovich Khazanov, Nomads and the Outside World, Univ of Wisconsin Press, 1984, ISBN 978-0-299-14284-1, p. 256.
^András Róna-Tas, An introduction to Turkology, Universitas Szegediensis de Attila József Nominata, 1991, p. 29.
^Ahmet Taşağıl:Göktürkler, AKDTYK yayınları, ISBN 978-975-16-2460-a, p. 358-9
^Mackerras, Colin (1990), "Chapter 12 - The Uighurs", in Sinor, Denis, The Cambridge History of Early Inner Asia, Cambridge University Press, pp. 317–342, ISBN 0 521 24304 1
^Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler, Doğubatı Yayınları, 2011 s.242-289
^abKafesoğlu, İbrahim (1984). Türk Millî Kültürü. İstanbul: Ötüken Neşriyat. s. 283. ISBN975-437-236-5.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ss. 302,303. ISBN978-605-5200-41-1.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Kafesoğlu, İbrahim (1982). Türk Milli Kültürü. Ötüken Neşriyat. s. 113. ISBN975-437-236-5.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Kafesoğlu, İbrahim (1984). Türk Millî Kültürü. İstanbul: Ötüken Neşriyat. s. 250. ISBN975-437-236-5.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Chou Shu. 50. s. 908.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Suei Shu. 84. s. 1865.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Suei Shu. 51. ss. 1332,1333.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. s. 296. ISBN978-605-5200-41-1.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. s. 297. ISBN978-605-5200-41-1.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^abEski Türk Tarihi Türklerin Kökeni, Yönetimleri ve Çin ile İlişkileri. Ahmet Taşağıl. Kronik Kitap Yayınları. ss. 45-46-56-57.
^Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ss. 318,319,320. ISBN978-605-5200-41-1.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Koca, Salim (2002). Eski Türklerde Sosyal Ve Ekonomik Hayat, Türkler III. Ankara. s. 8-53.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ss. 321,322,323,324,325,330. ISBN978-605-5200-41-1.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Özbilen, Eşref Bengi (2002). Erken Türk Devletlerinin Ve Topluluklarının Ekonomik Hayatı (Başlangıçtan MS 840'a kadar). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Ahmetbeyoğlu, Ali (2015). Sorularla Eski Türk Tarihi. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ss. 319,320. ISBN978-605-5200-41-1.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Turkish Delights Nevin Halici Gastronomica: The Journal of Critical Food Studies, Vol. 1, No. 1 (Winter 2001), pp. 92-93 Published by: University of California Press Article DOI: 10.1525/gfc.2001.1.1.92
^Kocak, C., Avsar, Y. K., 2009. "Ayran: Microbiology and Technology". In: Yildiz, F. (Ed.), Development and Manufacture of Yogurt and Functional Dairy Products. CRC Press, Boca Raton, U.S., pp. 123–141.
^Walter Pohl, Die Awaren: ein Steppenvolk im Mitteleuropa, 567–822 n. Chr, C.H.Beck (2002), ISBN 978-3-406-48969-3, s. 26–29.