The Smyrna Cassaba Railway / İzmir – Kasaba Demiryolu (SCR) Şirketi tarafından 1863'te inşasına başlanan ve 93 kilometrelik kısmı 10 Ekim 1865'te hizmete giren İzmir – Kasaba demiryolu'nun başlangıç noktası olan ve 25 Ekim 1866'da hizmete giren Basmane Garı, 19. yüzyılda Avrupalıların, İzmir Limanı ile limanın ard alanı arasındaki ticareti kolaylaştırmak için giriştikleri demiryolu yatırımının bir parçasıdır.[10][11] Bazı kaynaklarda gar binasının ünlü Fransız mimar Gustave Eiffel tarafından klasist tarzda tasarlandığı ve Fransız Régie Générale firması tarafından 1876'da inşa edildiği ve aynı tarihlerde aynı firma tarafından inşa edilen Fransa'daki Lyon Garı ikizi olduğu iddia edilse de bu bilgi yanlıştır. Gar binası Fransızlar tarafından değil, İngilizler tarafından inşa edilmiştir. Demiryolu hattı ile birlikte ancak 29 yıl sonra Fransızlara devir edilmiştir. Lyon Garı ile de benzememektedir.[12]
2022'de gar binasında modernizasyon ve restorasyon çalışmaları yapılmaya başlanmıştır.[13]
İçerik ve yeri
Konumu Basmane, Konak, İzmir olan gar binası kentseldir. 20. yüzyılın ortalarına kadar Yahudilerin ve Türklerin birlikte yaşadığı Basmane semti adını bir zamanlar buralarda kurulmuş olan ve çoğunluğu gayrimüslimlere ait olan basma kumaş işletmelerinden almaktadır. Semtin merkezinde yer alan ve Sanayi Devrimi'nin özelliklerini yansıtan gar, dönemin Avrupa'da geçerli yönelimlerini, özellikle de inşa sürecinde egemen olan İngiliz ve Fransız etkilerini göstermektedir. İzmir'in hemen hemen bütün kesimlerinden ulaşımın kolay olduğu binaya, Anafartalar Caddesi üzerindeki ana giriş kapısından ulaşılır.
Yapısal özellikleri
Basmane Garı, üç bölümlü, simetrik ve ana girişin yer aldığı orta bölümün yükseltildiği bir kurguda inşa edilmiştir. Dönemin Neoklasik özelliklerini yansıtan alınlık, sıva, silme gibi öğeler cephede rahatça görülebilir. Kesme taştan dikdörtgen planlı gar binasının merkezil olarak yükselen kırma çatılı orta bölümü, üç katlıdır ve burası istasyonun ana salonudur. Demiryolu sistemine ait yazı ve simgeler de bu bölümün üzerinde yer alır. Her bir katın ötekinden silmelerle ayrıldığı tipik bir düzene sahip olan bu bölümde, binanın zemine bastığı noktalar gibi, duvar köşeleri ve kemerli giriş kapıları da kesme taş dizileriyle ağırlık kazanmıştır. Yan kanatlarda ise cephe, düz cephe görünümüne hareketlilik getiren üçgen alınlıklı bir bölüm ile kırma çatılı diğer bir bölüm olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 1922'deki Büyük İzmir Yangını'nda büyük hasar gören gar, 1927'den sonra onarımdan geçmiştir. Gar, günümüzde de hâlâ güncelliğini korumuş olmakla birlikte istasyon olarak kullanılmaya devam etmektedir.[11]
Ortam tecrübesi
Binaya girildiğinde Fransız mimarisinin izlerini rahatça görebiliriz. Basmane Garında eski Fransız Mimarisinden esintiler fark edilse de yapımında kullanılan materyallerle Basmane semtinden de kopuk değildir. İçinde bulundurduğu demir makaslarla beraber Endüstri Devrimi'nin izlerini de taşır. Ve binaya girildiğinde 1800'lerde bir insanın binaya girdiğiyle aynı hisleri hissedersiniz. Meydandan erişilen uzun ve yüksek giriş cephesinin yanındaki alınlıklar, dışa taşarak girişi vurgulamıştır. Girişten ulaşılan ana koridorun sağ ve sol yanında bekleme salonu, idari birimler ve hizmet birimleri bulunmaktadır. İstasyonun iç mekan tasarımında rasyonel bir yaklaşım hakimdir.
Yapı ve malzeme nitelikleri
Simetrik olarak inşa edilen istasyon üç bölümden meydana gelmektedir. Girişi de içinde barındıran orta bölüm yükseltilmiş, iç mekanlarda ise rasyonel bir yaklaşım görülmektedir. Yaklaşık yirmi üç metre, iki basık tanozu taşıyan ve peronu örten çatı, kendi döneminin özelliklerini taşıyan demir makaslarla taşınmaktadır. Demir yolu sistemini anlatan semboller, üç katlı bir düzende dik çatılı orta bölüme yerleştirilmiştir. Her bir kat, diğerinden silmelerle ayrılmış, duvar köşeleri ve kemerli giriş kapıları da kesme taşlarla desteklenmiştir. Yan cepheler ise alınlıklı ve kırma çatılı olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Peron bölümünü örten çatıyı taşıyan yapıda çelik, cephelerde ise kesme taş kullanılmıştır. Cephelerdeki kesme taş kullanımı mekana renk ve doku bakımınından doğallık katmış, sert ve sağlam bir görünüm elde edilmiştir. Günışığında cepheler sade ve doğal bir görünüme sahipken, akşamları yapılan ışıklandırma ile cephelerdeki kesme taş kullanımının oluşturduğu bütünlük, tarihi bir atmosfer oluşturmuştur.