Necil Kazım Akses (6 Mayıs 1908, İstanbul - 16 Şubat 1999, Ankara), Türk besteci.
Çağdaş Türk müziğinin kurucu ve öncü kuşağı olan ve Türk Beşleri olarak tanınan grubun üyesidir. "Ankara Kalesi" adlı senfonik şiiri, "Minyatürler" adlı solo piyano eseri, keman ve viyola konçertoları, orkestra için "Konçerto" ve "Ballad"ı, beş senfonisi ve yaylılar için dört değerli kuarteti başlıca yapıtları arasındadır.
1908'de İstanbul'da doğdu. Babası, Harbiye Nezareti posta müdürlerinden Mehmet Kazım Bey, annesi daha sonra Kandilli Kız Lisesi Müdiresi olacak olan edebiyat öğretmeni Emine Hanım'dır.[1] Babasını küçük yaşta kaybetti; annesi ve teyzeleri tarafından müziksever bir aile ortamında büyütüldü.[2] Keman dersi almaya yedi yaşında başladı. Önce Mesut Cemil ve sonra Sezai Asal ile viyolonsel çalıştı.
1926'da kendi olanaklarıyla Avusturya'ya giderek Viyana Devlet Müzik ve Temsil Akademisi'ne yazıldı. Burada Walther Kleinecke'nin viyolonsel ve Joseph Marx'ın kompozisyon öğrencisi oldu. Bir yıl sonra Türk hükümetinin bursunu kazandı ve eğitimine burslu olarak devam etti. Viyana Müzik Akademisi’ndeki bestecilik bölümünü 1931’de tamamlayan sanatçı, hemen ardında da ustalık sınıfını bitirdi.[3] Viyana Akademisi'nin yüksek lisans derslerini sürdürürken, Prag Devlet Konservatuvarı’na da kaydoldu. Josef Suk ile yüksek kompozisyon ve Alois Hába ile mikrotonal[4] müzik çalıştı. Her iki kurumun da ileri devre kompozisyon bölümlerinden mezun olarak 1934'te yurda döndü. Viyana’da bulunduğu dönemde müzik araştırmacısı Sadeddin Arel'in kızı piyanist Sevil Naciye Hanım ile tanışıp evlendi, bu evlilikten kızı Sevil dünyaya geldi.[5]
Yurda döner dönmez Atatürk'ün Ankara’ya gelişinin 15. yıldönümü nedeniyle ısmarlanan "Bayönder" başlıklı operasını besteledi. Eser, Mustafa Kemal Paşa'nın Kurtuluş Savaşı sırasında ilk kez Ankara’ya gelişinin onuncu yılı kutlamalarında Adnan Saygun’un Taşbebek operasıyla birlikte 27 Aralık gecesi Ankara Halkevi’nde sahnelendi.
Soyadı Kanunu çıktığında, müzik öğrenimi görmesi için ailesini ikna etmiş ve kısa süre içinde devlet bursu kazanmasına yardımcı olmuş koruyucusu Hakkı Tarık Us’un isteği ile “Akses” soyadını aldı.[5]
Aynı yıl, Ankara'da Musiki Muallim Mektebi'nde öğretmenliğe ve müdür muavinliği görevine başladı; bu okulun devlet konservatuvarı haline getirilmesi için çalıştı. 1935'te, Ankara Devlet Konservatuvarı'nın kurulması amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı'nın çağrılısı olarak Türkiye'ye gelen Alman besteci Paul Hindemith'in yardımcılığını üstlendi. Hindemith ile birlikte konservatuvarın müfredatını oluşturdu.
1936'da kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı'na kompozisyon öğretmeni olarak atandı. Aynı yıl Bela Bartok, Adnan Saygun ve Ulvi Cemal Erkin ile birlikte Adana'nın Osmaniye ilçesindeki folklor araştırmalarına katıldı.
1938-1939 yıllarında İstanbul’da yedek subay olarak askerlik hizmeti yaptı. Bu arada Ankara Kalesi adlı sefonik yaptı üzerinde çalışmaya başladı. İlk eşi Naciye Hanım'dan ayrılan sanatçı; kısa süre sonra Saddet Hanım ile evlendi ve bu evlilikten Okşan ve Ahmet adlı çocukları doğdu.[6]
1939’da Halkevleri’nin 7. kuruluş yıldönümü nedeniyle gerçekleşen müzik festivalinde verilen bir konserde diğer Türk Beşleri’nin eserleriyle birlikte Akses’in “Çiftetelli” adlı eseri seslendirildi. 1938-39'da askerliği sırasında ilk taslaklarını yazdığı “Ankara Kalesi, Senfonik Tarih” (1942) adlı eseri Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Berlin'de Berlin Şehir Orkestrası tarafından seslendirildi ve Avrupa'da plak yapıldı. Bu eser, yurtdışında plağa alınmış ilk Türk yapıtı olma özelliğini kazandı.
1941'de Saadet Hanım ile evlendi, bu evlilikten Okşan (1942) ve oğlu Ahmet (1947) dünyaya geldi.[5]
1942'de sahne müzikleri besteleyen sanatçı, 1945'te Yaylı Çalgılar Üçlüsü’nü, 1946’da “Birinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü”’nü besteledi. 1946’da Akdeniz’den aldığı esinle “Poem” adlı eserini yazdı.[5] 1947'de bestelediği “Ballad” adlı eserden sonra besteciliği bir suskunluk dönemine girdi.
1948'de Konservatuvar müdürlüğü, 1949'da Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü yaptı. Kültür ataşesi olarak Bern'de (1954) ve Bonn'da (1955-1957) bulundu. 1958-1960 yıllarında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü oldu.
Besteci büyük senfonilerini, Melih Cevdet Anday, Orhan Veli, Cahit Külebi gibi Türk şairlerinin eserleri üzerine bestelediği liedleri, büyük korolu yapıtları 1960'lardan sonra ortaya koydu.[7] “Keman Konçertosu”, “Birinci Senfoni”, “Itri’nin Neva Kâr’ı Üzerine Scherzo” gibi önemli eserlerini birbiri ardına yazdı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın kuruluşunun 150. Yılı için “Bir Divandan Gazel” ve “Orkestra Konçertosu” adlı eserlerini yarattı. Bir Divandan Gazel’de ilk defa “rastlamsal" tekniği kullandı.
1971'de yeniden Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünü üstlendi. Hükûmetin değişmesi ve yeni kültür müsteşarı ile anlaşamaması üzerine 1972'de kendi isteği ile emekli oldu.[5]
Necil Kazım Akses, 1971'de "Centre Mediterranéen de Musique Comparée et de Danse"ın kurucu yönetim kurulu üyesi ve başkan vekili seçildi.[1]Devlet Sanatçısı unvanının ilk defa verildiği 1972 yılında, bu unvanın verildiği ilk 11 kişiden birisi oldu. bestecilik dünyasındaki en verimli dönemi emekli olmasından sonra başladı.[6] 1976-1977’de bir viyola konçertosu yazdı ve Koral Çalgan’a ithaf etti. Eser, 1978’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde Çalgan tarafından seslendirildi. İkinci ve Üçüncü Senfonilerini yazdı. Atatürk’ün doğumunun 100. yıldönümü için 1981’de yazdığı “Barış için Savaş” başlıklı senfonik şiir, Atatürk Sanat Armağanı’nı aldı. 1983’te Dördüncü Senfoni’yi tamamladı.
1985 yılında profesörlük unvanı alan Necil Kâzım Akses yaşamının son dönemlerine dek Ankara Devlet Konservatuvarı'nda kompozisyon dersi verdi. 1988’de “Atatürk Diyor Ki” başlıklı Beşinci Senfoni’sini tamamladı. Artık başka çalışma yapmamaya karar verdiyse de 1990’da “Yaylı Çalgılar Dörtlüsü”’nü tamamladı. 1992 yılında Sevda Cenap And Vakfı’nın Altın Onur Madalyası’na layık görülen Akses, Çanakkale Şehitleri’ne adanan “Ölümsüz Kahramanlar” başlıklı Altıncı Senfonisi’nin sadece ilk bölümünü tamamlayabildi.
Evin İlyasoğlu'nun hazırladığı “Necil Kazım Akses: Minyatürden Destana Bir Yolculuk” başlıklı kitap 1998 yılında yayımlandı. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesinde kompozisyon dersleri veren Akses, 16 Şubat 1999 Salı günü öldü.
Adı, Ankara'da ikamet ettiği sırada kaldığı Emek Semti'nde bir parka verilmiştir.[8]
Besteciliği
Daha çok büyük senfonik formların yaratıcısı olarak tanınan Necil Kazım Akses'in besteleri belirli evrelerle incelenebilir: Avrupa'daki öğrencilik yıllarına rastlayan ilk çalışmaları 1929'dan 1930'lu yılların sonlara kadar olan dönemi kapsar. "Piyano için Prelüd ve Fügler", "Allegro Feroce", "Piyano Sonatı" ve "Mete Operası" bu dönem ürünlerindendir. Bu dönemi yeni bir atonal stil yaratma istek ve arayışları olarak nitelendirilebilir.
1934'te yurda döner dönmez Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 15. Yıldönümü nedeniyle "Bayönder" başlıklı operasını besteler. Çalışmalarında kuşağının diğer bestecileri gibi geleneksel Türk müziği ve halk müziğinin etkileri vardır. Ancak bu öğeleri doğrudan armonize etmek yoluyla değil, stilize ederek kullanır.
1940'lar ile yeni dönemine girer. Bu dönem ile ve özellikle senfonik eserleri ile bir "Akses stili" belirginleşmeye başlamıştır. Bu stilin özelliğini ezgisel yönden Türk modlarına (makam) dayalı olmak, armonik yönden ise bestecinin kendi deyimiyle, a-modalite teşkil eder. Ankara Kalesi, Ballade, Birinci Senfoni, Keman Konçertosu, Itri'nin Nevakâr'ı Üzerine Scherzo, On Piyano Parçası gibi büyük soluklu eserleri bu dönemi ile ortaya çıkmaya başlar. Orkestrasyon giderek daha yoğunlaşmaktadır.
Necil Kazım Akses'in 1976'da "Bir Divandan Gazel" ile başlayan ve ölümüne dek süren bestecilik evresi son dönemini oluşturur. Besteci bu ileri olgunluk döneminde solistler, korolar ve geniş orkestra için yine büyük çaplı yapıtlar üretmiştir. İyice yoğunlaşan orkestra yazısında, rastlamsallık gibi yirminci yüzyıl müziğinin getirdiği birçok söylemden yararlanmıştır. Bu yönleri ile de "Türk Beşleri"nin yeniliğe en açık üyesi olarak seçkinleşmiştir.
Bestecinin 85 yaşındayken yazmaya başladığı bariton solo, koro ve orkestra için hazırlanmış büyük eserini Çanakkale Şehitlerine armağan ediyordu. "Ölümsüz Kahramanlar" başlığı altında sunduğu bu 6.Senfonisinin ilk bölümü tamamlanmış bir şekilde durmaktadır.
Bestecinin yurt dışında çalınan yapıtlarından bazıları şunlardır:
"Ankara Kalesi", Fritz Zaun yönetiminde Berlin Şehir Orkestrasıyla 1943'te çalındı(ve Polydor plak şirketince plağı yapıldı).
"Ballad", yurt dışında en çok çalınan yapıtı olup, 1950'den başlayarak Londra, Edinburgh, Birmingham, Münster, Paris, Teplice, Cluj, Brüksel, Viyana, Bükreş, Tunus, Prag ve Moskova'da yönetildi.
"Poem"'i 1949'da Franco Caraccioto yönetiminde ve çellist Antonio Saldarelli solistliğinde Roma'daki RAI Senfoni Orkestrası tarafından seslendirildi.
"Itri'nin Nevakâri Üzerine Scherzo", Sofya, Moskova, Kahire, Budapeşte'de çalındı.
"Birinci Senfoni" 1968'de Lessing yönetimindeki Viyana Tonkünstler Senfoni Orkestrası tarafından; 1972'de Keman Konçertosu ile birlikte Niyazi Tagizade yönetimindeki Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrası tarafından Bakü'de seslendirildi.
"İkinci Senfoni", Muhammed Nazar Mommadov yönetimindeki Orkestra Saz tarafından 1997'de Türkmenistan'da çalındı.
"Keman Konçertosu", EXPO 2000 Hannover'daki Dünya Fuarı münasebetiyle, diğer bazı Türk eserleri ile birlikte, Cihat Aşkın'ın solistliğinde ve Rengim Gökmen yönetimindeki NDR – Radyo Filarmonisi tarafından seslendirildi.
1990'lı yıllarda "Yaylı Çalgılar Dörtlüleri" (Numara 1 ve 4), Avrupa'da Dusseldorf, Prag, Bratislava, Budapeşte, Pecs ve Helsinki kentlerinde seslendirildi.
Unvanları ve ödüller
1957’de Almanya’nın birinci derece “Yaratıcı Hizmet Ödülü”
1963'te, İtalya'nın “Cavalliere Officiale unvanı”,