Asya veya Asya Kıtası, Avrupa'nın doğusunda, Büyük Okyanus'un batısında, Okyanusya'nın kuzeyinde ve Arktik Okyanus'un güneyinde bulunan kıta, yüz ölçümü olarak Dünya'nın en büyük kıtası, aynı zamanda nüfus açısından en kalabalık kıtasıdır. Sınırları değişkenlik gösterse de Avrupa ve Afrika kıtaları ile kara sınırı vardır. Avrupa ile birlikle Avrasya'yı, Avrupa ve Afrika kıtalarıyla birlikte Eski Dünya'yı oluşturur. İnsanlığın Afrika'dan çıktıktan sonra ayak bastığı ilk kıta olan Asya, aynı zamanda Dünya üzerindeki birçok dinin çıkış bölgesidir. Ortadoğu kökenli İslam, Hristiyanlık gibi İbrani dinler ile Hint Yarımadası kökenli Budizm ve Hinduizm gibi Dharmatik dinler buna örnektir. Kuzey Kutup Dairesi'nden Ekvator'a kadar uzanan Asya Kıtası, yeryüzünün en alçak noktası olan Lut Gölü ve en yüksek noktası olan Everest gibi çok farklı yeryüzü şekillerini içinde barındırır.
Tanım ve sınırlar
Tarihçi Herodot tarafından bu terim ilk kez bugünkü Salihli Ovası, sonraları da Gediz Havzası'nı nitelemek için kullanılmıştır. Sardes'in zenginliklerini anlatırken bu kenti Asya'nın başkenti olarak betimlemiştir. Zamanla Asya terimi önce Anadolu yarımadası sonraları ise Çin'e ve Moğolistan'a kadar (Marko Polo'nun keşifleriyle) olan toprakların tamamı için kullanıldı.
Asya, kuzeyden Arktik Okyanusu ile sınırlıdır. Kuzey doğuda, Amerika'dan sığ bir deniz olan 100 km genişliğindeki Bering Boğazı vasıtası ile ayrılmaktadır. Kıta doğuda Büyük Okyanus ile sınırlanır. Ancak kıyı açıklarında okyanus tabanından yükselen kuzey-güney doğrultulu dağların su üzerine çıkan kısımlarını oluşturan ada ve takım ada girlandları yer almaktadır. Burada; Aleut, Japon, Bonin ve Marian derin deniz çukurluklarından geçen ve "Andezit Hattı" adı verilen bir çizginin batısındaki bölge ile orada yer alan ada ve takım ada girlantları Asya anakarasına aittir.
Kıtanın güneydoğu sınırı biraz karışık olmakla birlikte Sunda Adaları ile Arafura Denizi arasından geçen hat sınır olarak kabul edilebilir. Kıtayı güneyden Hint Okyanusu sınırlandırmaktadır.
Asya-Avrupa sınırı
Asya'nın, Avrupa'nın doğusu ile iç içe girdiği batı sınırı ise oldukça tartışmalı bir meseledir. Mesela Anadolu Asya kabul edilmesine rağmen Avrupa'nın güneydoğusuna daha çok benzemektedir ve Doğu Avrupa Ovası da Asya'nın kuzeydoğusuyla benzerlik gösterir. Ancak kabul edilen görüşe göre Anadolu ve Kafkaslar Asya'dan sayılırken Trakya Avrupa'ya dahil edilmektedir.
İnsanların Asya'ya yayılması ile Asya tarihinde genel olarak Avrasya stepleri, Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu önemli rol oynamıştır. Asya kıtasının kuzey kısımları gür ormanlar ve tundra ile kaplı olması nedeniyle bu alanlarda çok az insan yaşamıştır.
Tarih öncesi
Asya'ya ayak basan ilk hominidin 1.8 milyon yıl önce Afrika'dan göç etmiş Homo erectus olduğu ve burada 40.000 yıl öncesine kadar da yaşadığı düşünülmektedir.[1] Bu türe ait Java Adamı ve Pekin Adamı gibi fosiller Güneydoğu ve Doğu Asya'da bulunmuştur. İlk modern insanın ayak basması ise 60.000 ila 100.000 yıl önce gerçekleşmiştir.[1]
Tarih öncesi çağlarda Asya'da üretilmiş çeşitli kalıntılar bulunur. Örneğin MÖ 10.000 yılına tarihlenen ve Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan Göbekli Tepe Asya kıtasında yer alır ve bilinen en eski insan yapımı dini yapılardan biridir. Bu tarihten kısa bir zaman sonra ise Ortadoğu'da Tarım devrimi başlamış, Bereketli Hilal denen bölgede ilk tarım faaliyetleri yürütülmüştür. Bu, ilerleyen çağlarda bu bölgede ilk devletlerin kurulmasına ve medeniyete zemin hazırlamıştır.
Orta Doğu, MÖ 7. yüzyıldan itibaren İrani kökenli Med ve Ahameniş İmparatorlukları'nın kontrolüne girmiştir. Büyük İskender M.Ö. 4. yüzyılda Türkiye'den Hindistan'a kadar bir alanı ele geçirerek Ahamenişleri çökertmiştir. Daha sonra bu devlet daha küçük devletlere bölünmüş, Selevkos ve sonrasında Partlar ve Sasaniler bu bölgeleri ellerinde tutmuştur. Roma kontrolüne giren Ortadoğu daha sonra çeşitli farklı halkın egemenliğine girmiştir. Bunlardan biri olan Osmanlı İmparatorluğu 16. yüzyıldan itibaren Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar'ı kontrol altına almış, ancak 20. yüzyılda yıkılıştır.
Çin'de MÖ 200 sonrasında, Qin Hanedanı döneminde büyük bir genişleme yaşanmış, Güney Çin ve Vietnam bu hanedanın hakimiyetine girmiştir. Ayrıca Konfüçyüsçülüğün temelleri atılmıştır. Daha sonra gelen Han Hanedanı İmparatorluğu daha da genişletmiş, Orta Asya'ya kadar uzanan bir devlete dönüştürmüştür. Bu hanedanın yıkılması ile Üç İmparatorluk dönemi başlamıştır. Bu hanedanları Tang, Song, Yuan ve Ming izlemiştir. Ming Hanedanı'nı Qing Hanedanı devirmiş, ülkeyi 17. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar yönetmiştir.
Birçok antik uygarlık, Çin'e bağlı İpek Yolu'nda gerçekleşen ticaret sonucunda Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa üzerinden birbirlerini etkilemiştirler. Hindistan'da başlayan Hinduizm ve Budizm dini Güney ve Doğu Asya üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Ayrıca Avrasya steplerinde gelişmiş İskitler, Hiung-nu, Kimmerler ve Sakalar gibi halklar Asya kıtasının geniş bölgelerini kontrol etmiştir. Daha sonra bu bozkırlar, Türki ve Moğol halkların istilalarında da rol oynamıştır.
İslam halifeliği ve diğer İslam devletlerinin 7. yüzyılda başlayarak tüm Ortadoğu'yu kontrol altına almış, daha sonra Hindistan ve Endonezya'ya kadar genişlemiştir. Haçlı SeferleriMüslümanların elinde bulunan Kutsal Toprakları geri almak için Hristiyan Avrupa'nın girişimi ile 12. yüzyılda başlayan bir takım mücadeleler olacaktır. Moğol İmparatorluğu 13. yüzyılda Asya, Çin'den Avrupa'ya kadar uzanan bölgelerin büyük bir kısmını, tüm Asya'nın ve Avrupa'nın büyük kısmını ele geçirecektir.
Rus İmparatorluğu ilerleyen zamanlarda Sibirya'nın tüm kontrolünü ele geçirdi ve 19. yüzyılın sonunda Orta Asya'yı hakimiyet altına almaya başladı.
Eski Dünya kara kütlesinin bir parçası olan Asya 44.391.163 km2yüzölçümü ile dünyanın en büyük kıtasıdır. Asya, kuzey-güney doğrultusunda 8.490 km genişliğindedir. Aynı zamanda 1.010 metrelik ortalama yükseltisiyle de dünyanın en yüksek kıtasıdır. Asya bu yükseltisini; dünyanın en yüksek zirvelerini bünyesinde barındıran Himalaya Dağları'na borçludur.
Dünya üzerinde bulunan çeşitli en büyükler Asya'da toplanmıştır. Asya; kıtaların en genişi (44 391 163 km2) ve ortalama yükseltisi en fazla olanı (1 010 m)'dır. Ayrıca dünyanın en yüksek tepesi Everest tepesi, 8.848 m, en büyük gölü olan Hazar Denizi, en derin gölü Baykal Gölü, dünyanın deniz seviyesinden en alçak yeri olan Lut Gölü, göl yüzeyi -392 m ve dünyanın en alçak havzası Turfan Havzası -154 m Asya kıtasında bulunmaktadır.
Her türlü iklimin görüldüğü Asya kıtasını dört iklim kuşağına ayırmak en uygun yoldur. Bunlar; Kuzey ve Kuzeydoğu Asya, Orta Asya, Güney ve Güneydoğu Asya ile Akdeniz ve Ekvator bölgesidir. Kıtanın kuzeyinde bulunan Arktik Okyanusu ve Kuzey Kutbu, bölgenin iklimini tamamen etkiler. Deniz, senenin birkaç haftası haricinde don halindedir. Irmaklar ancak yazın iki üç ay akabilir. Kalan zamanlarda don halindedir.
Kuzeyi teşkil eden Sibirya bölgesinde sıcaklık kışın -50 dereceye kadar düşmekte, yazın ise, en sıcak mevsimde ancak 15 dereceye çıkabilmektedir. Kuzey kuşaktan hemen sonra gelen Orta Asya sert bir kara iklimine sahiptir. Tibet YaylasınınHimalaya ve diğer dağ silsilelerinin bulunduğu bölgede sıcaklık farkları çok yüksektir. Kara ikliminin bir başka özelliği olan yağışların az olması da haliyle mevcuttur. Güney ve Güneydoğu Asya bol yağışlı ılıman Muson iklimine sahiptir.
Yağışlar mevsimlere göre değişiklik arz etmekte olup, yağışlarda en büyük tesir, yazın denizden karaya esen muson rüzgarlarıdır. Kışın tam aksi istikamette, yani karadan denize doğru esen muson rüzgarları, Hindistan' dan çıkıp denizi aşarak, Japonya'nın üzerinden geçerken, Japon adalarına bol yağmur yağmasına sebep olurlar.
Ön Asya'da Akdeniz kıyılarında bulunan bölgelerde, ılıman Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yaz mevsiminde çok sıcak olan bu bölge kış aylarında ılıman ve bol yağışlı olur. Ekvator bölgesindeki adalarda ise, bütün sene boyunca ortalama sıcaklığı 27 °C olan ekvator iklimi hakimdir. Asya kıtasının en sıcak bölgesi Arabistan ve Irak bölgesidir. Bağdat'ta yazın sıcaklık gölgede 50 dereceye kadar çıkar.
Her yönde olduğu gibi yağışlarda da büyük farklılıklar göze çarpar. Yağış ortalaması kuzeybatıdaki çöllerde sıfırdır. Cava, Sumatra, Borneo adaları ile Birmanya'nın bulunduğu güneydoğuda yağış ortalaması 3000 milimetreyi geçer. Akdeniz kıyıları genellikle kış aylarında bol yağış alır. Hindistan ve Birmanya' da yaz mevsimi boyunca devam eden yağışların arkasından sık sık kış kuraklığı gelir.
Kurak mevsimin uzun olduğu bölgelerde mahsul yılda ancak bir defa ekilir. Yağışlar olmadığı zaman ekim yapılamadığından mahsul seneye kalmaktadır. Bu sebepten Hindistan ve Çin'de yağışların yetersiz olmasından dolayı zaman zaman büyük kıtlıklar olmuştur. Kurak mevsimin uzun olmadığı bölgelerde bir yılda iki defa mahsul alınabilir.
Bitki örtüsü
Bitki örtüsü, tabii olarak iklime bağlı olduğu içindir ki, Asya kıtasının bitki örtüsü de iklimi ile çeşitlilik arz eder. Arktik Okyanusu yakınlarında, buz ve soğuktan dolayı sadece buzlar eridiği zaman ortaya çıkan yosun ve bir iki çeşit bitkiden müteşekkil bir bitki örtüsü mevcuttur. Hiç ağaç bulunmayan bu ovalık bölgede bulunan bu tip bitki örtüsüne "tundra" adı verilir. Tundra bölgesinin güneyinde Tayga denilen bölge yer alır. Meşe, çam, ladin vs. ağaçlarından meydana gelen bu balta girmemiş ormanlık bölge, kıtayı doğudan batıya bir yeşil kuşak gibi aşar. Bu Tayga bölgesinin güneyinde Orta Asya'nın tipik karakteri olan bozkırlar ve çöller şeridi uzanır. Bu şeridin güney sınırı olan Orta Asya dağ silsilelerinin akabinde bulunan Muson bölgesinde yaprak döken ağaçlar bol bulunur. Bu daha ziyade kıyı bölgeleridir.
Asya, 4.4 milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık kıtasıdır. 1.2 milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin bu kıtada yer almaktadır. Asya dinlerinin de doğduğu kıtadır. İbrahimi dinler arasında yer alan İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik dinlerinin her üçü de Ortadoğu'da ortaya çıkmıştır. Yine geniş kitlelere hitap eden Budizm ve Hinduizm de Asya menşeli dinlerdir. Asya aynı zamanda medeniyetler beşiğidir. Türk, Fars, Arap, Çin ve Hint medeniyetleri bu kıtada binlerce yıldır varlıklarını devam ettirmektedirler. Kıtada 100'ün üzerinde dil konuşulmaktadır. Kıtanın doğusunda sarı, güney kısmındaki adalarda siyah geri kalan kısımlarında ise beyaz ırktan insanlar yaşamaktadırlar.
Asya ekonomisi, 49 farklı devlette yaşayan 4.4 milyardan fazla insandan (dünya nüfusunun %60'ı) oluşur.[2] Asya dünyadaki en hızlı büyüyen ekonomik bölge ve SAGP'ye göre GSYİH bakımından en büyük kıtasal ekonomidir. Çin, Japonya ve Hindistan dünyanın en büyük on ekonomisi arasındadır.
Doğu Asya ve Güneydoğu Asya ülkeleri genel olarak imalat, sanayi ve ticaret[3] ile büyümek için ileri teknoloji endüstrilere ve finans endüstrisine[4] odaklanırlar, Orta Doğu'daki ülkeler ise ekonomik büyüme için esas olarak ham petrole[5] bağımlıdırlar. Yıllar geçtikçe, hızlı ekonomik büyüme ve dünyanın diğer ülkeleriyle büyük ticaret fazlalığı nedeniyle Asya'da, 4 trilyon ABD doları üzerinde döviz rezervi, Dünyanın toplamının yarısından fazlası, birikmiş durumdadır.
^Kudüs, İsrail Devleti tarafından başkent olarak kabul edilmektedir. Meclis ve bakanlıkların çoğu Kudüs'te yer alırken bazı idari binalar Tel Aviv'de bulunmaktadır.
^Kudüs, Filistin Devleti tarafından başkent olarak kabul edilmektedir.[7] Ancak idâri binalar Ramallah’ta bulunmaktadır.
Kaynakça
^abPeking Man 19 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. The History of Human Evolution. American Museum of Natural History. April 23, 2014.
^"Population of Asia in 2014" [2014'te Asya Nüfusu]. World Population Statistics. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2014.