1917'deki Ekim Devrimi sonrasında kurulan Sovyetler Birliği dünyadaki tüm komünist ayaklanmalara destek vermiş, bununla birlikte sömürgeci ve emperyalist müdahalelere karşı da mücadele etmiştir. Ekim Devrimi'nin ardından Sovyetlerde Rus İç Savaşı (1918-1922) sürerken aynı yıllarda Anadolu'da Türk Kurtuluş Savaşı (1919-1922) devam etmekteydi. Bu dönemde yeni kurulan Sovyetler, batılı devletler ile savaşan Türkiye heyeti ile diplomatik ilişkiler geliştirdi ve Türkiye'ye para, silah ve mühimmat yardımı gönderdi.
1933 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin onuncu kuruluş yıldönümü törenlerine Sovyetler Birliği'ni temsilen dönemin savunma bakanı Kliment Voroşilov katıldı. Öte yandan Atatürk tarafından Sovyetler Birliği'ne kuruluş yıldönümü için film ısmarlanmıştır. Bir yıl sonra yapımı tamamlanan filmi Sergey Yutkeviç yönetti ve Türkiye'nin Kalbi Ankara ismiyle yayımladı.
Ticaret ve iş birliği antlaşmaları
Moskova Antlaşması ile iki ülke arasında dostça ilişkiler kuruldu; Türkiye Batum'u Gürcistan'a bıraktı, Kars Oblastı Türkiye'de kaldı, Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan Özerk Oblastı oluşturuldu.
Türkiye, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar tarafsızlığını korudu. Sovyet hükûmeti tarafından Türk hükûmetine, Rus nakliye gemilerinin Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan Türk Boğazları'ndan serbestçe geçebilmesi için baskı yapılmaya başlandı. Türk hükûmetinin, Sovyetler Birliği'nin taleplerini reddetmesi, bölgedeki tansiyonu arttırarak krizi bir güç gösterisine dönüştürdü. Bu olay, daha sonra Truman Doktrini'nin ortaya çıkmasına belirleyici bir faktör olarak hizmet etti.[2] Bu kriz Türkiye'nin yüzünü tamamen Batı'ya, yani Amerika Birleşik Devletleri ve NATO'ya döndürmesine neden oldu.
Türkiye'nin NATO üyeliği
Türkiye, 1952'de NATO'ya üye oldu ve Kore Savaşı ve Soğuk Savaş'ta Sovyetler Birliği ile farklı cephelerde yer aldı.
Soğuk Savaş dönemi
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz.
Kıbrıs'ta Türk ve Rum topluluklarının çatışmaya başlaması, Türkiye'nin bu çatışmalara askeri tutum göstermek için hazırlanması sonrası Sovyetler Birliği'nin resmi haber ajansı TASS, Sovyetler Birliği'nin adadaki Rumlara her türlü desteği sağlayacağını, gerekirse müdahaleye başlayacağını yazdı. Bu dönemde Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı çeşitli güvenlik şüpheleri bulunuyordu. Türkiye bu bağlamda adadaki durumu dengelemek ve Kıbrıs'a yapılacak olası çıkarmada Sovyetler Birliği müdahalesiyle karşılaşmamak amacıyla Sovyetler Birliği ile ilişkileri düzeltmeye gitti. Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş'ın katılığını kaybettiği yıllarda Türkiye'yle ilişkileri geliştirmek için bazı adımlar atmış, dönüş alamamıştı. Kıbrıs'ta yaşanan gelişmelerin ardından Türkiye'den de olumlu dönüş gelince Sovyetler Birliği Politbüro üyesi Nikolai Podgorny, bir heyetle birlikte Türkiye'yi ziyaret etti ve iki ülke arasında ilişkilerde yeni dönem başlamış oldu. 25 Mart 1967 tarihinde Türkiye-SSCB arasında “Teknik ve İktisadi İşbirliği Anlaşması” imzalandı ve bu anlaşmanın sağladığı kredi ve teknik destek sayesinde Türkiye'de, İskenderun Demir Çelik Fabrikaları, Aliağa Rafinerisi, ATAŞ Rafinerisi, Batman Petrol Rafinerisi, İPRAŞ gibi bir dizi sanayi tesisi inşa edildi. 1972'de iki ülke arasında sekiz maddelik "İyi Komşuluk İlişkileri Deklarasyonu" imzalandı ve Sovyetler Birliği, Kıbrıs'ta Türkiye'ye yönelik desteğini açıkladı.[3][4]
Kaynakça
^Ergüder, Jülide (1978). 1927 Komünist Tevkifatı: İstanbul Ağır Ceza Mahkemesindeki Duruşma. Birikim Yayınları. s. 11.
^Suavi Aydın, Yüksel Taşkın (2014). 1960'tan Günümüze Türkiye Tarihi (2014 bas.). İstanbul: İletişim Yayınları. s. 150. ISBN978-975-05-1462-3.|erişim-tarihi= kullanmak için |url= gerekiyor (yardım)
^Hale, William M. (2013). Turkish foreign policy since 1774 (3.3 bas.). New York, NY. s. 108. ISBN978-0415599870.