Bu madde bir çalgı hakkındadır. Başlığın diğer anlamları için Tulum peyniri sayfasına bakınız.
Tulum, Anadolu'nun kuzeydoğusunda Rize, Artvin, Ardahan, Erzurum ve Gümüşhane'de[1] kullanılan nefesli bir halk çalgısı. Balkan yarımadası ve İskoçya'da kullanılan gaydadan en önemli farklı pes sesleri kontrol edebilen boruya sahip olmamasıdır.
Tarihçe
Tulum'un bir enstrüman olarak kullanılmaya başlandığı tarih hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte Mezopotamya'da ortaya çıktığı sanılmaktadır. Aristophanes'in Akharniyalılar oyunundan (MÖ 425) ve Suetonius’un imparator Nero'nun (MS 54–68) hayatını anlattığı eserinde Utricularius adlı bir tulumcunun varlığından Antik Çağ'da Akdeniz uygarlıklarınca ödünçlendiği anlaşılmaktadır.[2]İskoç gaydasının atası olan gayda-tulum benzeri nefesli sazların Romalılar tarafından Mısır, Anadolu veya Trakya üzerinden kıta Avrupasına taşındığı teorisi bu yüzden kabul görmektedir. 17. yüzyılda bölgeye gelen Evliya Çelebi seyahatnamesinde "dankiyo tulum sazı" ve "Sazende-i dankiyo düdüğü" olarak tanımladığı enstrümanı Trabzon yakınlarında yaşayan halkın icat ettiğini bildirmiştir.[3] Bununla birlikte Antik Yunanca olup "Hayvan derisinden yapılmış torba" anlamına gelen[4] dankiyo kelimesi bugün Trabzon'da neredeyse hiç bilinmediği gibi dini sebeplerle ya da küçükbaş hayvancılığın terkedilmesiyle unutulmuştur.[5]Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesine kadar Rumlar tarafından özellikle Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de (Krom, Santa, İmera) yoğun olarak kullanılmaktaydı. Yine 1900 lü yıllara kadar AraklıKaradere vadisindeki Hemşinli orjinli köylerde çalınmakla beraber günümüzde sadece halk tarafından eskiden çalındığı bilinmektedir.[6] Bunun yanı sıra Bayburt'un kuzeyinde yer alan ve Trabzon' a komşu olan bazı köylerde kullanılmaktadır. 1970'lere dek Holo[7] boğazı köylerinde de çalındığı bilinmekte, kemençenin bazı parçaları çalmak için tulum gibi akort edildiğinden Trabzon folklorunda etkisi sürmektedir. Rize'nin İkizdere (bazı köyleri), Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin, Hemşin, Fındıklı, Güneysu, Artvin'in Arhavi, Hopa, Borçka, Yusufeli, Şavşat, Murgul ve Erzurum'un İspir ve Tortum ilçelerinde geleneksel olarak çalınır. Artvin'in iç bölgelerinde Gürcüler tarafından da geleneksel enstrüman olarak kullanılmaktadır. Ardahan ilinin kuzeyi olan Posof ve Hanak'ta kullanılır. İç bölgelerde Tatos Dağları sınırından itibaren yerini davul-zurnaya bırakmaktadır.[8] Tulum, Gümüşhane'de, şehir merkezinin doğusunda bulunan Merkez ilçe köylerinin genelinde davul-zurnayla beraber geleneksel çalgıdır.[1] Önceleri bu yörede yoğun olarak çalınmakta olan tulum günümüzde yerini daha çok davul-zurnaya bırakmıştır ancak bazı Gümüşhane köylerinde yoğun olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
iran'da Ney Anban adıyla bilinmektedir.
Yapısı
Tüyleri temizlenmiş çebiç adı verilen oğlak derisinden delik yerleri bağlanıp, gövde bölümü elde edilir. Ön ayaklardan birine lülük, birine de nav takılarak yapılmaktadır.[9] Geleneksel olarak boynuzdan yapılan navlar günümüzde ahşaptır. Mübadele ile Yunanistan'a göçen Karadeniz Rumları nav bölümünü boynuzdan yapmaya devam etmektedir ve içine yöresine göre zimbon (Trabzon), çimon/çibu (Rize), zimbon ve çimon kelimeleri Latince "tulum" anlamına gelen tsimpona teriminden ödünçlenmiştir. Terim Yunancaya zampuna (ζαμπούνα η) İtalyanca ise sampogna “tulum, koyun postundan yapılan çoban çalgısı" formunda geçmiştir. Adı verilen kamıştan yapılan komalı-pentatoniksipsi yerleştirilmektedir.[10] Lülükten dudula adlı ağızlıktan üflenerek şişirilen enstrümanda sıkışan hava nav içinde bulunan zimbona gelir ve burada parmaklar sayesinde istenilen ses elde edilir.
Akort
"B - si" "A -la" "G -sol" karar seslerinde akort edilen ve komalı pentatonik bir enstrüman olup tek oktavlık ses rengine sahiptir.
Etimoloji
Türkçe tulum "deri kap". 13. yüzyıl öncesinde ilk olarak Hakas lehçesinde tulug formunda tespit edilmiştir.[11] Yunanca tilimos “meşin torba”? veya tol-mak “dolmak” fiilinden türediği de ileri sürülmektedir.[12]