Azerbaycan müziği, (Azerice: Azərbaycan musiqisi) Azerbaycan halkının müzik kültürüdür. Bir yandan Azerbaycan müziği, 20. yüzyılın başlarına kadar sözlü nitelikte olup halkın günlük yaşam yaratıcı faaliyetlerinden köklenmekte, diğer yandan profesyonel sanat özellikleri kazanmaktaydı, özellikle muğam ve aşıkların yaratıcılığında belirginleşmektedir.[1]
Azerbaycan müziği hakkında ilk bilgiler, arkeolojik kazılar sırasında elde edilen bir dizi eserlerden - Gobustan (M.Ö. XVIII-III binyıllar) ve Gemikaya (M.Ö. III-I binyıllar) kaya resimlerinden alınmıştır. "Kitabi-Dede Korkut"ta (VII yüzyıl), Nizâmî-i Gencevî'nin ve Muhammed Fuzûlî'nin eserlerinde Orta Çağ'ın müzik hayatı, müzik türleri ve müzik aletleri hakkında zengin bilgiler verilmiştir. Azerbaycan'ın ünlü alimleri olan Safiyeddin Urmevi (XIII. yüzyıl), Abdülkadir Meragi (XIV. yüzyıl), Mirzebey (XVII. yüzyıl), Mir Möhsün Nevvab'ın (XIX. yüzyıl) risalelerinde Orta Çağ müzik kültürünün ve icracılığının yüksek gelişim düzeyi açıklanmış, Azerbaycan müziğinin teorik temelleri işlenmiştir[1].
Azerbaycan Halk Müziği
Halk müziğinin önemli bir bölümünü düğün ve yas törenlerinde söylenen şarkılar (ağıt, mersiye) oluşturmaktadır. Azerbaycan halk müziği tür açısından çeşitlilik göstermektedir- şarkı, dans, aşık sanatı, muğam. Şarkılarda olduğu gibi danslarda da yaratıcılarının ruh halleri yansıtılmıştır. Kadın dansları sakin, zarif ve liriktir (Vağzalı, Uzundere), erkek dansları ise canlı, güçlü ve coşkuludur (Gazahlar, Gaytağı, Hançobanı). Halk danslarının çoğu solo olarak yapılır, ancak çift ve grup dansları da bulunmaktadır (halay, yallı, yordu-yordu, cengi).[2][3]
Azerbaycan halk müziğinde 7 ana makam kullanılmaktadır: rast, şur, segâh (özellikle yaygın), şüşter, bayatı-şiraz, çargâh ve hümayun, her biri özel bir duygusal karaktere sahiptir ve belirli melodiler içerir. Rast makamının anlamı kahraman ve cesur danslar için önemlidir.[4] Kadın danslarında daha çok segâh, şur kullanılır. Besteci Üzeyir Hacıbeyov, "Azerbaycan Halk Müziğinin Temelleri" adlı eserinde şunları yazmaktadır:
“
Ritmik yapısına göre Azerbaycan halk müziği, belirgin metrik ölçüye sahip müzik ve ölçüsüz müzik olarak ikiye ayrılır. Belirgin ölçülü müzikler halk şarkıları, tüm halk dansları türleri, ayrıca tesnifler (vokal müzik) ve rengler (enstrümantal müzik) tarafından oluşturulur. Bu formların ölçüleri genellikle 6/4, 4/4, 3/4, 2/4, 4/8, 6/8, 3/8'dir. Doğu'nun diğer halklarının müziğinde bulunan 7/8, 5/4 gibi ölçüler tamamen yoktur. 4/4 ölçüsü Azerbaycan müziği için 2/4'ten daha karakteristiktir.
”
Azerbaycan müziğinin bir başka özelliği de mikrointervala (oktavda 17 basamak) sahip olmasıdır.[5]
Azerbaycan halk müzik enstrümanları çeşitlilik göstermektedir. En yaygın olanlar nefesli çalgılar — tütek, balaban, zurna; telli çalgılar — tar, saz (çeşitleri: cura saz, büyük saz, goltuk saz), ud, kanun; yaylı çalgılar — kemençe; vurmalı çalgılar — def, nağara, goşa nağara'dır. 11 telli Azerbaycan tarının yaratıcısı, 19. yüzyılda yaşamış ve "Tarın Babası" lakabını almış Azerbaycanlı müzisyen ve tasarımcı Sadıkcan'dır. 4 Ekim 1920'de "ASRİ'nin tüm proletarya örgütlerinin müzikal eğitimini genişletmek ve planlı olarak yaymak amacıyla" bir kararname ile müzik aletleri millileştirilmiş ve Halk Komiserleri Konseyi'nin yönetimine devlet malı olarak geçmiştir. 1 Mayıs 1932'de besteci Üzeyir Hacıbeyov, ilk notalı Azerbaycan halk çalgıları orkestrasını S. Rüstemov adına kurmuş, Ocak 2000'de Azerbaycan Devlet Filarmonisi bünyesinde Azerbaycan Devlet Halk Çalgıları Orkestrası kurulmuştur. 5 Aralık 2012'de Azerbaycan tarı çalma sanatı, UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras listesine dahil edilmiştir.[6]
Dans ritimleri genellikle 6/8 ve 3/4 üzerine kuruludur. Azerbaycan'ın ağızdan ağıza geçen profesyonel müziğinin en önemli türü, birçok Orta ve Yakın Doğu ülkesinde olduğu gibi, muğamdır.
Azerbaycan müziği Kafkasya'nın diğer bölgelerinde de icra edilmektedir, özellikle Ermeniler arasında, muğam sistemi ve kemança ile tar gibi müzik aletleri benimsenmiştir. Kanun ve ud gibi müzik aletleri, Ermeni müzisyenler tarafından Azerbaycan müziğine dahil edilmiştir.[7]
19. yüzyıl tarihçisi Nikolay Dubrovin'e göre, Ermeni düğünlerinde de Azerbaycan şarkıları çalınmaktaydı.
Lek ve Lezgi danslarında ve müziğinde de Azerbaycan müzik kültürünün etkileri görülmektedir. Lezgi ve Tabasaranlı şarkıcı-şairlerin özellikle Azerbaycan aşıklarından alınan şarkılar ve konuları kullanarak şiirler yazdığı ve onların şiir formunu kullandıkları belirtilmektedir.[8]
2008 yılında UNESCO, Azerbaycan muğamını "İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Mirasının Şaheserlerinden" biri olarak ilan etti. Sözlü geleneğin profesyonel sanatına ait bir başka alan da aşıkların (kelime anlamı "aşk" olan) müzikal ve şiirsel yaratıcı faaliyetleridir — şarkıcı-hikâye anlatıcı-şairlerdir.[9]
Azerbaycan'daki aşıkların öncüleri, ozanlar idi. "Aşık" ismi 16-17. yüzyıllarda Kafkasya'da ortaya çıktı. Azerbaycan'da aşıklar "El anası" (Halkın Anası) olarak adlandırılmıştır, çünkü her zaman halkın isteklerini ifade etmiş, aşk özgürlüğünü savunmuş, vatan sevgisini dile getirmişlerdir. Aşıklar, saz eşliğinde hikayelerini anlatırlar. Aşıkların eserlerinin içeriği: destan, sosyal konular. En yaygın türler: destan (kahramanlık-epik hikâye), deyişme (yarışma), ustadname (nasihat şarkıları), gazelleme (övücü şarkılar), şikeste, misri (lirik şarkılar).
Azerbaycan'ın temel halk çalgıları: tar, kemençe, tef (mugam üçlüsünde), saz (aşıkların eserlerinde), nağara, goşa-nağara (bayram törenlerinde), balaban, zurna.
Aşıkların vokal-enstrümantal sanatı, her birinin birçok doğaçlama varyantı olan klasik melodilere (80'den fazla) dayanmaktadır. Bu sanat, belirli stilistik özelliklere sahiptir (kısa melodilerin çoklu tekrarları veya varyantları, bazen tek bir nota, dar bir melodi aralığı vb.).
1928 yılında Bakü'de ilk cumhuriyet aşıklar kongresi düzenlenmiştir. 2009 yılında Abu Dabi'de (BAE) düzenlenen UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Koruma Komitesi'nin dördüncü oturumunda Azerbaycan aşık sanatı UNESCO'nun Temsili Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne dahil edilmiştir.[10]
Tesnif
Tesnif, Azerbaycan ulusal klasik müziğinin küçük vokal türüdür. Tesnif, hanendelerin (muğam icracıları) repertuarında önemli bir yer tutar. Azerbaycan vokal sanatının en parlak temsilcilerinden biri Bülbül'dür. Tesnifler genellikle mugamdan önce veya sonra icra edilir. Şiirsel temelini gazeller oluşturur, aynı zamanda koşma, bayatı, geraylı ve diğer lirik şiir formları da kullanılır. 20. yüzyılda hanendeler, tesniflerde Azerbaycan şairlerinin (Samed Vurgun, Süleyman Rüstem, Aliağa Vahid, Bahtiyar Vahabzade, İ. Safarli vb.) şiirlerini kullanmaya başlamışlardır. Kara Karayev, Fikret Amirov, Tevfik Kuliyev, Alekper Tağıyev, Zakir Bagirov ve müzikolog M. S. İsmayılov, tesnifleri eserlerinde geniş ölçüde kullanmışlardır.[11]
Akademik Müzik
19. yüzyılın sonlarından itibaren modern Azerbaycan topraklarına yoğun bir şekilde Avrupa, özellikle Rus müzik kültürü girmeye başlamıştır. Bakü'de senfoni orkestrası, özel opera topluluğu, RMO şubesi organize edilmiştir. Şuşa'da müzik ve edebiyat derneği kurulmuş ve 1897 yılında Azerbaycan'da ilk müzikli oyun olan "Leyli'nin Mezarı Üzerinde Mecnun'un Ölümü" sahnelenmiştir. İlk keman ve piyano eserleri 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Lüteran kilisesinde orgun bulunması ile org eğitimi mümkün hale gelmiştir. Hayyam Mirzazade, org için ilk eser koleksiyonunu yayımlamıştır.[12][13]
Muğam
Muğam, Azerbaycan müziğinin ana sözlü klasik geleneği olup şarkı ve dans folklorunun yanı sıra yer almaktadır. Muğam, monodik bir döngüsel kompozisyon olup, belirgin bir forma sıkı sıkıya bağlı olan, sabit (kanonik) ve özgür (doğaçlama) unsurların organik bir sentezini içermektedir. Muğamlar, çok seslilik unsurları ile karakterizedir: vokal melodilerin temel notalarını tutma, tar ve kemençe partilerinin taklit edilmesi. Azerbaycan'da muğam genellikle bir muğam üçlüsü (tar, kemençe ve tef çalan sanatçılar) eşliğinde icra edilir, bazen hanende (şarkıcı) aynı zamanda tef de çalar. Muğam, kompozisyonun iskeletini oluşturan serbest biçimde doğaçlamalar ile ritmik tesnifler (vokal) ve rengler (enstrümantal) arasında gidip gelir. Muğam icrası, materyal ve form bilgisi ile birlikte virtüözlük ve teknik açıdan özel bir hazırlık gerektirir. Muğamın sözlü bölümü, Orta Doğu'nun tanınmış şairlerinin lirik gazellerine dayanmaktadır. Profesyonel müziğin sözlü geleneklerinin belirli bir türünü oluşturan enstrümantal-vokal muğamlar, "zerbi-mugam" (ritmik muğam) olarak adlandırılır ve burada vurmalı çalgılar önemli bir rol oynar.
Muğam sözü, Arapçadakimakam sözünden türemiştir. Tahminen 14. yüzyıla kadar yakın doğu ülkelerinin ortak müziği olmuş ama daha sonra ortaya çıkan siyasi-iktisadi değişikliklerden dolayı parçalara ayrılmıştır. Klasik doğu muğamı aslen 12 tür ve 6 koldan oluşmaktadır. Asli muğamlar: Uşşak, Neva, Buselik, Rast, Irak, İsfahan, Zirefkand, Büzürk, Zengüle, Rehavi, Hüseyni ve Hicaz; kolları ise, Şahnaz, Selmek, Maya, Nevruz, Kerdaniye ve Güvaşt'tan oluşmaktadır.
Karabağ, Şirvan ve Bakü bölgelerinde 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarından itibaren üç büyük muğam okulu mevcuttu. Özellikle Karabağ'ınŞuşa şehri bu sanatla ünlüydü.[15]
Voyager uzay aracına dünya müziğini temsil etmek üzere takılan Voyager Altın Plak'ta, balabanı ile çalınan Azerbaycan muğamının kısa bir seçkisi, insanlığın pek çok kültürel başarısı arasında yer aldı.[16][17]
Muğam üçlüsü - Azerbaycan'ın ulusal müzik aletleri olan tar, kamança ve gaval ile performans gösteren klasik bir muğam üçlüsü, Azerbaycanmuğam destgahını seslendiren geleneksel bir müzisyen topluluğu; şarkıcı ve sazende grubu.[19][20]
Üçlünün seslendirdiği muğamın tamamına muğam desgahı denir.[21] Dasgah, muğamın tamamı, yani derâmedi, bütün dalları olduğu gibi tasnif ve her bir kolun renkleri veya diringleri sırasıyla seslendirilir.[21] Muğam bestesinde yer alan bölümler, eserin müzikal-şiirsel içeriğini belirleyen doğaçlama resitatif tarzda ses ezgilerinden oluşmaktadır. Bunlar, kesin ritimli şarkı ve dans bölümleriyle serpiştirilmiştir. Şarkının bölümlerine tesnif, bölümlerine de renkler denir.[21]
Adından da anlaşılacağı gibi Muğam üçlüsü üç kişiden oluşuyor. Bu grup muğamları bir bütün olarak, bir destgah halinde, tüm incelikleriyle dinleyiciye ulaştıran tek müzisyen üçlüsüdür.[22]
İlk zamanlarda sazanda grubunda tar, kamança ve balaban, tesnif ve renkler çalındığında nakkare
kullanılmıştır.[22] Ünlü tarzan Mirza Sadık Esad oğlu tarafından rekonstrüksiyonundan sonra artık yüksek sesli nakkareye gerek kalmamış, yerini şarkıcının tuttuğu yumuşak sesli tef almıştır. Böylece bu grup sadece 3 kişiden oluşmaktadır. Bu grup, 19. yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar bir tarzen, bir kemançacı ve bir hanendeden oluşmaktadır.[19] Azerbaycan halk müziğinin gelişmesinde ve muğam icra okulunun yaratılmasındaki rolleri benzersizdir.[22]
Âşıklık Geleneği
Âşıklık geleneğinin öncüleri, ozanlardı (diğer adlarıyla şuarâ, dede, yanşak, vb.). "Âşık" terimi, 16.-17. yüzyıllarda Güney Kafkasya'da ortaya çıkmıştır. Azerbaycan'da aşığa "El anası" (Halkın Anası) denirdi, çünkü aşığın şiirleri her zaman halkın umutlarını, özgürlük aşkını ve vatana bağlılığı ifade ederdi. Aşık, saz eşliğinde kendi şiirlerini icra eder. Aşıkların eserlerinin içeriği epik ve sosyaldir. En yaygın türler arasında destan (kahramanlık hikayesi), deyişme (yarışma), ustadname (öğretici şiirler), güzelleme (övgü şiirleri), şikeste ve mişri (lirik şarkılar) bulunur.
Azerbaycan'da Âşık sanatı, şiir, hikâye anlatma, dans, vokal ve enstrümantal müziği geleneksel bir performans sanatında birleştirir. Bu sanat Azerbaycan kültürü'nün sembollerinden biridir ve ulusal kimliğin bir koruyucusu olarak kabul edilir.
Kopuz eşliğinde karakterize edilen Âşıklar, klasik repertuvarında 200 şarkı, destan olarak bilinen 150 edebi-müzikal kompozisyon, yaklaşık 2.000 şiir ve çok sayıda hikâye yer almaktadır.
Azerbaycan halk enstrümanları arasında tar, kemança, def (muğam üçlüsü), saz (aşıkların icrasında), nağara, qoşa-nağara (kutlamalarda), balaban ve zurna bulunur. Âşıklar, genellikle üç teli kuart ve kuint arasında ayarlanmış olan saz eşliğinde icra ederler, bu da basit bir armonik çok seslilik oluşturur. Âşıkların vokal ve enstrümantal sanatı, her biri birçok doğaçlama varyanta sahip 80'den fazla klasik melodiye dayanır. Bu sanat, kısa melodilerin sık tekrarı, dar melodik aralık gibi belirli stilistik özelliklere sahiptir.[23]
Azerbaycan müzik aletleri(Azerice: Azərbaycan musiqi alətləri) Azerbaycan'da, öncelikle halk çalgı aletleri topluluğunda kullanılan müzik aletleridir. Eski müzik aletleri, halkın tarihi, kültürel ve manevi anıtlarıdır. Azerbaycan halk çalgı aletlerinin sınıflandırılması Azerbaycan'da var olan çalgı aletlerinin türleri belirlenirken klasik şiirlerden alınan dizeler de çok değerli kaynaklardır[24][25][26][27].
Nizâmî-i Gencevî 'nin, Fuzûlî'nin, Nesimi'nin, Hakanî'nin şiirlerinde halk çalgı aletlerinin isimleri geçerken, minyatür okulu ressamlarının eserlerinde de bu aletlerin tasvirleri verilmiştir. Sonraki dönemlerde bazıları zamanla kaybolmuş, diğerleri ise gelişerek daha yaygın hale gelmiştir[28][29].
Yaratılış dönemlerine göre Azerbaycan çalgı aletleri dört gruba ayrılır[30][31]:
Eski dönemde ortaya çıkan ve günümüze kadar ulaşan aletler: tar, kemençe, tulum, düdük, saz, balaban, zurna, davul, tef vb.
Eski dönemde ortaya çıkıp unutulmuş, sonradan yeniden hayata döndürülen aletler: barbat, rud, çeng, kos, kaşık, çanak vb.
"Çağdaş" olarak adlandırılan aletler: Koşkar rubabı, dutar, setar, tambur, davul, daire, kerene, musigar vb.
Çağdaş dönemde icat edilen aletler: sineud, zülfar, dilruba, esa nej, neyvari vb.
Üçüncü gruba dahil edilen aletler, zamanında Azerbaycan'da yaygın olarak kullanılmış ancak sonraları çeşitli nedenlerden dolayı gözden düşmüş ve kullanılmaz hale gelmiştir. Fakat bu tür aletler başka bölgelerde, dünyanın çeşitli halkları tarafından geliştirilmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Bu "modern" aletleri elde etmek çok zor değildir. Küçük değişikliklerle bu aletleri Azerbaycan'da kullanılan formlarında yeniden üretmek mümkündür[32].
Yapılarına göre, Azerbaycan'da orkestralarda, çeşitli topluluklarda ve solo performanslarda kullanılan halk çalgı aletleri şunlardır[33]:
Kendinden ses çıkaranlar: şakşak, kemen ve laggutu.
Tesnif
Tesnif, Azerbaycan klasik müziğinin küçük vokal türüdür ve hanendelerin (mugam icracıları) repertuarında önemli bir yer tutar. Gazeller, qoshma, bayatı, geraylı gibi lirik şiirler üzerine kuruludur. 20. yüzyılda hanendeler, Azerbaycanlı şairlerin şiirlerini de tesniflerde kullanmaya başlamışlardır. Ünlü Azerbaycanlı besteciler Kara Karayev, Fikret Amirov, Tofik Kuliyev, A. Tağıyev ve Z. Bağırov gibi isimler, tesnifleri eserlerinde genişçe kullanmışlardır.[34]
Opera Sanatı
Azerbaycan'da opera sanatının temeli, besteci Üzeyir Hacıbeyov'un 1907 yılında Fuzûlî'nin aynı adlı şiirine dayanan "Leyli ve Mecnun" operasıyla atılmıştır. Hacıbeyov, müzik notaları ile solo vokal doğaçlamasını (mugam) birleştirerek muğam-operası türünü yaratmıştır. Hacıbeyov'un "Arşın Mal Alan" opereti de Azerbaycan operası için önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1927'de R. M. Glière'in yazdığı "Şahsenem" operası, Azerbaycan müziğini profesyonel zorluklara yaklaştırmıştır. Azerbaycan'ın klasik müzik-sahne formlarına dayanan ilk operası, 1935 yılında Magomayev'in "Nergiz" operası olmuştur. Fikret Amirov'un 1953'te yazdığı "Sevil" operası, Azerbaycan'ın ilk lirik-psikolojik operasıdır.
Senfonik Müzik
A. Zeynalı'nın "Fragmanlar" süiti (1931), Azerbaycan senfonik müziğinin ilk örneği olarak kabul edilir. Azerbaycan'da 1920-30'larda gelişen senfonik müzik, 1940-60'larda zirveye ulaşmıştır. Kara Karayev'in öncülüğünde, Azerbaycan müziği uluslararası arenada önemli bir yer edinmiştir. Karayev'in 1943 tarihli iki bölümlü 1. Senfonisi, dramatik ve lirik imgeler arasında keskin kontrastlar içerir. Amirov'un senfonik müzik tarzı, halk şarkıcıları ve hanendelerin gelenekleri ile Avrupa senfonik müzik ilkelerinin bir sentezidir. 1947'de Amirov, Nizami'nin anısına yazdığı ilk Azerbaycan senfonisini bestelemiştir ve ertesi yıl "Şur" ve "Kürd Ovşarı" senfonik muğamlarını yaratmıştır.
Caz
Azerbaycan cazı, 1930'larda Tofik Kuliyev ve Niyazi'nin birlikte kurdukları ilk caz orkestrası ile başlamıştır. Azerbaycan cazının öncüsü ise Vagif Mustafazade olmuştur, caz ile Azerbaycan halk müziğini birleştirerek caz-mugam türünü yaratmıştır. 1957'de şarkıcı Reşid Behbudov, caz ve Azerbaycan halk müziklerini birleştiren bir konser grubu kurmuştur.
Bakü Piyano Festivali
2022 yılından itibaren Bakü'de "Baku International Piano Festival" düzenlenmektedir. Festivalin kurucusu S.Novrasli'dir. İlk festival 20-27 Mayıs 2022 tarihlerinde, ikinci festival ise 15-29 Haziran 2023 tarihlerinde düzenlenmiştir. Üçüncü festival 15-29 Haziran 2024 tarihlerinde gerçekleştirilmiş olup, etkinlikte film gösterimleri, sanat etkinlikleri, tiyatro performansları ve edebi yarışmalar düzenlenmiştir.[35]
Popüler Müzik
Azerbaycan'ın modern vokal sanatının öncüleri arasında Şövket Mammadova ve Bülbül bulunur. 1960'ların başında Müslüm Magomayev, Anatollu Ganiyev ve Şahlar Guliyev gibi şarkıcılar popülerdi. 1970'lerin sonunda Reşid Behbudov, Mübariz Babayev, Flora Kerimova ve Sövket Alekberova gibi isimler yeni nesil müzisyenler olarak öne çıkmıştır. 1980'lerin başında Akif İslamzade en başarılı pop müzisyeni olmuştur. 1990'ların başında Niyameddin Musayev ve Baloğlan Eşrefov'un şarkıları popüler olmuştur. Azerbaycan'ın 2008 yılında
Eurovision'a katılmasıyla birlikte, pop müziği uluslararası bir düzeye çıkmıştır.[36]
Meyhana
Azerbaycan'a özgü, vurmalı çalgı eşliğinde okunan veya deklamasyon şeklinde icra edilen metrik bir müzik-şiir türüdür. Meyhanada iki veya daha fazla meyhana ustası karşılıklı olarak doğaçlama söyler. Meyhananın yapısal özellikleri tam olarak olmasa da bayatı, koşma, geraylı ve diğer halk ile âşık şiiri formlarına benzerlik gösterir. Ancak, meyhananın kendine özgü yapısı bu türe renk katar. Meyhanaya bu eşsiz görünümü veren unsur, vurmalı çalgının ritmik temelinin tekrar eden bir yapıda düzenlenmesidir. Sovyetler döneminde, Aliağa Vahid meyhana türünün önemli bir şairiydi.
Azerbaycan Halk Şarkısı
Azerbaycan'ın halk şarkıları, ritüel, gündelik, lirik, tarihi, iş ve mizahi gibi çeşitli türlerde zengindir. 1927 yılında Müslim Magomayev'in editörlüğünde Üzeyir Hacıbeyov'un yazdığı ve işlediği "Azerbaycan Türk Halk Şarkıları" koleksiyonu yayımlanmış ve bu eser Azerbaycan'da müzik folklorunun temelini atmıştır. Halk şarkılarının melodik yapısı genellikle inişli çıkışlı hareketlerle karakterizedir.
Şarkılar ve Romanslar
İlk Azerbaycan şarkıları Ü.Hacıbeyov ve M.Magomayev tarafından 1920-30'larda yazılmış, 1950'lerden itibaren bu tür diğer besteciler tarafından geliştirilmiştir. Asaf Zeynallı'nın "Çocuk Süiti" Azerbaycan çocuk müziğinin temelini atmıştır. Hacıbeyov, doğu şiir formlarına dayanan romanlar ve gazel-romanslar yaratmıştır. Tofik Kuliyev'in şarkıları, halk müziğinin melodik özelliklerini Sovyet lirik şarkılarıyla birleştirmiştir.[37]