Kadın Basketbol Takımı; EuroLeague'de 2022-23 ve 2023-24 sezonlarında şampiyon oldu. Aynı kupayı 2016-17 EuroLeague sezonunda Erkek Basketbol takımı ile kazanan Fenerbahçe Spor Kulübü; Avrupa basketbolunun en üst düzey liginde hem erkeklerde hem de kadınlarda şampiyon olan ilk ve tek spor kulübü oldu. Kadın Basketbol Takımı ayrıca; 2022-23 sezonunda EuroCup şampiyonu ASVEL Féminin'i yenip; Fiba Super Cup'ta şampiyon olmuş ve bu kupayı kazanan ilk ve tek Türk Kadın Basketbol Takımı olmuştur. 2024 yılında Türk Derbisinde EuroCup finalisti Beşiktaş'ı yenerek, üst üste ve toplamda 2.kez kazanan Fenerbahçe;Fiba Super Cup'ı kazanan tek Türk Kadın Basketbol takımı olma özelliğini devam ettirmiştir.Sarı Kanaryalar ayrıca, EuroLeague Women'de 2013, 2014, 2017 ve 2022'de final oynarken, 2016 ve 2021'de üçüncü, 2012 ve 2015'te ise dördüncü oldular. Sarı-lacivertliler ayrıca 2004 ve 2005 yıllarında EuroCup Kadınlar'da Dörtlü Final'e ulaşıp, 2005 yılında final oynadılar. Türkiye'de ise ulusal düzeyde 47 şampiyonlukla (18 Süper Lig, 3 Türkiye Şampiyonası, 14 Türkiye Kupası ve 12 Cumhurbaşkanlığı Kupası) halen en başarılı takım konumuna sahiptir.
Kadın Voleybol Takımı Türkiye'de 7 kez Sultanlar Ligi Şampiyonluğu, 4 kez Kupa Voley
Şampiyonluğu, 5 kez de Kadınlar Şampiyonlar Kupası'nı kazanmıştır.Avrupa Kupalarında 2009'da CEV Kadınlar Kupası'nda üçüncü olmuş, 2009-10 ve 2010-11 sezonlarında Şampiyonlar Ligi'nde Dörtlü Final'e kalmış, sırasıyla Avrupa ikinciliği ve üçüncülüğü kazanmıştır. Takım, 2010 yılında Katar'da yapılan Kadınlar Dünya Şampiyonası'nda yenilgisiz Dünya Şampiyonu olmuş ve tarihi bir başarı elde etmiştir.[7] 2011-12 sezonunda ise Fenerbahçe iki sezondur kıl payı kaçırdığı Avrupa Şampiyonluğu ünvanına ulaşmıştır.[8] 2012-13 sezonunda bu kez Avrupa şampiyonu ünvanıyla davet edildiği Dünya Kulüpler arası Voleybol Şampiyonası'nda üçüncü olmuştur. Sarı-lacivertliler aynı sezon CEV Kupası'nda final oynayarak ikinciliğe ulaşmışlardır. 29 Mart 2014'te erkeklerde CEV Challenge Kupası şampiyonu, kadınlarda CEV Kupası şampiyonu olmuştur. Böylece voleybol şubesi, aynı gün içinde hem erkeklerde hem kadınlarda Avrupa kupası kazanarak spor tarihine geçmiştir.[9][10] Türkiye'de bunu başaran ilk ve tek takım olan Fenerbahçe, Avrupa'da da bu şerefe erişmiş sayılı birkaç kulüpten biri olmuştur.
Fenerbahçe atletizmde takımlar düzeyinde, 21 kez Avrupa Şampiyonu olmuş, bunun haricinde de çeşitli dereceler almıştır. Erkek Atletizm Takımı A takımlar düzeyinde 1993 ve 2009 yıllarında B Grubu, 1999 yılında C Grubu'nda şampiyon olmuş, 1992, 1995, 1996 ve 2019'da ise ikinciliğe ulaşmıştır. Genç erkek takımı 2013, 2014, 2017 ve 2019'da Avrupa şampiyonu, 2010, 2011, 2015 ve 2016'da ise Avrupa ikincisi olmuştur. Genç erkek kros takımı ise üç yıl üst üste Avrupa şampiyonluğunu (2009, 2010 ve 2011), 2012 ve 2018'de Avrupa üçüncülüğünü, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017'de ise Avrupa ikinciliğini kazanmıştır. Kadın Atletizm Takımı 1997 yılında C Grubu'nda, 1998 yılında B Grubu'nda ve 2015'te A Grubu'nda Avrupa ikincisi, 2016'da ise A Grubu'nda Avrupa üçüncüsü olmuştur. Genç kadın atletizm takımı 2010, 2012, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında Avrupa şampiyonluğuna, 2011 ve 2013 yıllarında ise Avrupa ikinciliğine ulaşmıştır. Genç kadın kros takımı 2015, 2018 ve 2019 yıllarında Avrupa şampiyonluğuna, 2016 ve 2017'de Avrupa ikinciliğine ve 2009'da Avrupa üçüncülüğüne ulaşmıştır.
Yüzme takımı da Avrupa'da başarılı olmuş ve bu branşta 2004 ve 2005 yıllarında iki kez Avrupa şampiyonu olmuştur.[11]
Boks şubesi sporcuları, çeşitli kategorilerde Avrupa ve Dünya şampiyonu ünvanlarını kazanmışlardır. Takım olarak ise 1999 yılında Ukrayna'nın Lviv kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonlar Kupası'nda ikinciliğe ulaşmıştır.
Fenerbahçe Erkek Masa Tenisi Takımı Avrupa ETTU Kupası'nda 2007-08 sezonunda final oynamıştır. Kadın takımı ise ETTU Kupası'nda 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında üst üste iki kez şampiyon olmuştur.[12][13] 2013-14 sezonunda Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final oynamış, 2014-15 sezonu Şampiyonlar Ligi'nde ise tek bir maçta bile yenilmeden kupayı kazanarak Avrupa şampiyonu olan ilk ve tek Türk takımı olarak tarihe geçmiştir.[14][15] Aynı zamanda o sezon kazanılabilen bütün kupaları kazanmıştır.
2010-11 sezonunda 5 ana branşın 5'inde de (Futbol Erkek, Basketbol Erkek, Basketbol Kadın, Voleybol Erkek, Voleybol Kadın) şampiyon olmuştur ve Türkiye'de bu başarıyı gösteren ilk ve tek kulüptür. Ayrıca bunun dışında kalan şubelerinden de şampiyonluklar almış ve tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşamıştır.
Tarihçe
1907-1923
Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II. Abdülhamit devrinin son günleri yaşanmaktadır. Saltanatının son zamanlarını yaşayan II. Abdülhamit'in rejimi her alanda etkisini yitirmeye başlamıştır. Bu azalma futbola da yansımış, artık Türk gençleri de futbol oynamaya başlamıştır. Kulübün ilk temelleri; Ayasofya Camii baş vaizi Abdurrahman Hulusi Efendi'nin oğlu ve Saint Joseph Lisesi'nde beyaz sarığıyla derslere giren edebiyat muallimi Enver Yetiker Bey'in telkinleriyle; yolu yine bu okuldan geçmiş olan öğrenciler ve Kadıköy'ün gençleriyle birlikte 1906 yazında atılmıştır.[16] 1903 yılında Saint-Joseph Fransız Lisesi'nden mezun olan Nurizade Ziya Bey, İngiltere'ye yüksek tahsil için gitmiş, burada oynanan futbol sporuyla tanışmış ve Payitaht'a dönüşünde, mezunu olduğu lisenin edebiyat muallimi Enver Yetiker'e bir futbol takımı kurma fikrini paylaşmıştır.[17] Enver Bey, yıllar sonra bir mecmuaya verdiği mülakatta, içinde bulunulan istibdai dönemle birlikte, kulübün kuruluş öyküsü hakkında şu dizelerle bilgi vermiştir; "Rolüm, istibdat içinde kıvranan gençlere hürriyet sevgisi aşılamaktı ve futbol toplantıları bu iş için en uygun zamanlardı"[18] Sultan II. Abdülhamit'in rejimi, 1907 yılına doğru etkisini yitirmeye başlayınca, bu durumdan yararlanan Kadıköylü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa'ların ve Londra Sefareti Başkatibi Mehmed Nuri Bey'in torunu Ziya Bey ile Harekât Ordusu Feriki Şevki Paşa'nın oğlu Ayetullah Bey ve ünlü edebiyatçı Samipaşazade Sezai Bey'in yeğeni Necip (Okaner) Bey, Necip Bey'in Kadıköy, Moda Beşbıyık Sokak'ta bulunan 3 numaralı evinde yaptıkları görüşme neticesinde, 1 senedir arzuladıkları futbol takımının tamamen fiiliyata geçmesi hakkında kimi kararlar almışlardır. Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan devrin zenginlerinden Saint-Joseph Lisesi mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey'e kulübün kurucu başkanlığı, Osmanlı Bankası memurlarından, Saint-Joseph Lisesi mezunu Ayetullah Bey'e katiplik görevi, Bahriye Mektebi'nden henüz yeni mezun olmuş Necip Bey'e de kaptanlık ve veznedarlık görevi verilmiştir.[2][19] Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapılması, armalarının Fenerbahçe Burnu'ndaki ışık saçan Fener'den (Fenerbahçe Feneri), formalarındaki renkleri ise Fener Bahçe'sindeki papatyaların "kıskançlık" ve "temizlik" sembolü olan renklerinden, yani sarı ile beyazdan oluşması kararlaştırılmıştır.Kulübün kadrosu ağırlıklı olarak Saint-Joseph Lisesi ve Kadıköy semtindeki gençlerden oluşturulmuştur. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul'da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile olmuştur.[20] Kulüp sayısındaki artış İstanbul'da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurmuş, bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kurulmuştur.
Kulüp kuruluşunda Sarı-Beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında Sarı-Laciverde çevirmiştir. 1908-09 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi'ne katılmıştır. Fenerbahçe - Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet[21] ilk kez 17 Ocak 1909 tarihinde oynanan İstanbul Futbol Ligi müsabakası ile başlamıştır. Bu tarihten itibaren de o zamanlardaki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genellikle bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır. Fenerbahçe Kulübü'nün ilk arması Fenerbahçe Burnu'ndaki ışık saçan beyaz deniz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştur.[2] Ancak kulüp yöneticileri, bunu tatminkâr bulmadıklarından ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa zamanda bu armayı iptal etmiştir. 1915 yılında futbolcu Solaçık Hikmet'in çizdiği arma herkesin beğenisini kazanmış ve kabul edilmiştir.
1910 yılında Kuşdili Kulübü'nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.
Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911-12 sezonunda hiç yenilmeden şampiyon olmuştur. Bu şampiyonluğun en önemli yanı ise, Fenerbahçe'nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıdır. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltmiş, imkânlarını arttırmıştır. Altıyol'da bir kulüp lokali kiralanmış, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğalmıştır. Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı, Fenerbahçe Spor Kulübü'ne dönüştürülmüştür. Kulübün kuruluş günü olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kulübü ziyaret tarihi (3 Mayıs 1918) olan 3 Mayıs kabul edilir.
Kuruluş amacı
Kulübün amacı, kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerinde şu şekilde belirtilmiştir:[22]
Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır.
Kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır.
I. Dünya savaşı
I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte genç nüfus silah altına alınmaya başlanmıştır. İngiliz takımları İstanbul'da yaptığı maçları bırakmıştır. 1914-15 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig, iki ayrı küme hâlinde oynanmıştır. İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazanan Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Birliği Ligi'nde birinci olan Galatasaray takımları, gerçek İstanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 Şubat 1916 günü İttihatspor sahasında (bugünkü Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu) karşılaşmışlardır. Muzaffer'in golüne karşılık Said Selahaddin'in 2, Galip Kulaksızoğlu'nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran Fenerbahçe, hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de İngiltere'den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazanmıştır.[23]
Fenerbahçe, Çanakkale Savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir. Kulüp, 3 Mayıs 1918 tarihinde Mustafa Kemal Paşa tarafından ziyaret edilmiştir. O tarihlerde Yıldırım Ordular Grubu Kumandanı olan Mustafa Kemal Paşa, kulübün Kuşdili'ndeki lokaline ziyarette bulunmuştur. Bu tarih, 1990'lı yıllarda yapılan bir divan kurulu sonrası kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve bu tarih itibarıyla kuruluş yıl dönümünü 3 Mayıs günü olarak kabul edilmiştir. Atatürk, o günkü ziyaretinde kulübün şeref defterine şunları not düşmüştür: "Fenerbahçe Kulübü'nün her tarafa mazhar-ı takdir olmuş bulunan asar-ı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim."[24]
Türk Kurtuluş Savaşı
İstanbul, 16 Mart 1920 günü işgal kuvvetlerince resmen işgal edilmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, İstanbul halkının büyük ilgisini çekmiştir. Türk kulüpleri bu takımlarla 5 yılda 50'sini Fenerbahçe'nin oynadığı toplam 80 maç yapmıştır. İşgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını halkın gönüllerinde yüceltmiştir. Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe'nin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, Türk halkına moral vermiştir.[20]
Fenerbahçe futbol sahalarında işgal kuvvetlerine karşı ardı ardına aldığı galibiyetlerle Millî mücadelenin adeta İstanbul şubesi halini almıştır. O devirde Türk futbolu denince ilk akla gelen Fenerbahçe olmuştur. Kurtuluş Savaşı cephelerinden gelen her yeni zafer halkın moralini yükseltirken, Fenerbahçe'nin de aldığı galibiyetler bu morali daha da arttırmış. 1910'lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe, 1919-20 yıllarında 6-7 bin kişinin doldurduğu tribünlere oynamaya başlamıştır.[20]
Futbol harici branşlarda sürekli gelişim gösteren Fenerbahçe, 25. kuruluş yılında 5-6 Haziran 1932 gecesi meydana gelen Kuşdili Yangını sonucunda kupalarından üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgelerine kadar gelmiş geçmiş bütün maddi eser ve izlerini kaybediyordu.
1936 yılında Ankara ve İzmir şehirlerinin takımlarının katılımıyla Millî Küme kuruldu. Millî küme 1942, 1948, 1949 yılları hariç 1936-1950 yılları arasında düzenlenmiştir. 1938 yılında kendi isteğiyle ligden çekilen Fenerbahçe, bunun dışındaki tüm turnuvalara katılmış 1937, 1940, 1943, 1945, 1946 ve 1950 yıllarında olmak üzere 6 kez kazanarak bu kupada en çok zafere ulaşan takım olmuştur.[25]
1939 yılı Türk futbolunda bir ilk gerçekleşti. 9 Eylül 1939 Cumartesi akşamı 21.00'de, Taksim Stadı'nda Fenerbahçe ile Beyoğluspor ilk gece maçına çıktılar. İlk gece maçındaki ilk golü Fenerbahçeli Fikret Kırcan atmış, Fenerbahçe sahadan 4-2 yengin ayrılmıştı.[26]
Siyaset ve Futbol
Bu zamanlarda siyaset çoğu sporu etkilemiştir. 1929-30 yıllarında başlayan ve CHP tarafından düzenlenen turnuvada 10 yıl boyunca en çok şampiyon olan takım İstanbul Şildi'ni kazanacaktı. 7 yıl düzenlenen turnuvada Fenerbahçe 4 kez kazanınca İstanbul Şildi'nin sahibi oldu.[27]
1936 Yaz Olimpiyatları'na da siyaset damgasını vurmuş, Berlin'de düzenlenen Olimpiyat Oyunları adeta Adolf Hitler'in gövde gösterisine dönmüştü. II. Dünya Savaşı başlamadan önce devletler, başka devletleri kendi saflarına çekmek için uğraşıyorlardı. Bu amaçla İngiltere'nin profesyonel futbolcuları 1941 yılında Türkiye'ye gelir. İngilizler, Ankara'da ve İstanbul'da olmak üzere Fenerbahçe ile 2 maç oynarlar. Ankara'daki ilk maç 2-2 berabere sona erer. İkinci maç İstanbul'da, eski adıyla Fenerbahçe yeni adıyla Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda oynandı. Maç esnasında Fenerbahçe aleyhine bir penaltı verildi. Topun başına o güne kadar hiç penaltı kaçırmayan Wodword geçti. Kalede ise Cihat Arman vardı. Vuruşu bir metre yükseklikten sol kale direğinin hemen yanından ağlarla buluşacakken, Cihat Arman hiç görülmemiş bir şekilde topu kornere çıkarttı. İngilizler donup kalmıştırlar. Herkes şaşkınlık içindeydi. İngilizler sıraya girerek bu olağandışı kurtarışı yapan kaleci Cihat Arman'ı teker teker tebrik etmişlerdir.[28]
Yine Nazi Almanyası'nın propagandasını yapmak üzere 31 Mayıs 1942'de SK Admira Wien takımı Türkiye'ye gelir. Viyana ekibi Beşiktaş'ı 3-2, Galatasaray'ı da 3-0 yener. Son maçını Fenerbahçe'ye karşı yapar ve 2-1 mağlup olur.
1998 yılında tek oyla başkanlık seçimini kazanan Aziz Yıldırım'dan sonra en uzun süre başkanlık yapmış olan Şükrü Saracoğlu, bir siyaset adamıydı. Bunun yanında sıkı bir Fenerbahçeliydi. Fenerbahçe'ye birçok faydası dokunmuştur. Bugünkü Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın yerinde bulunan alan sembolik 1 TL karşılığı Fenerbahçe'ye kazandırılmıştır. Hükûmetlerde görevdeyken bile Fenerbahçe başkanlığını sürdürmüş, siyasetteyken, 1934-1950 yılları arasında görevde bulunmuştur. Daha sonraları stadyuma adı verilmiştir.
1947-1967
Diğer sporlar
II. Dünya Savaşı her şeyi olduğu gibi Fenerbahçe'yi de finansal olarak olumsuz etkiledi. Buna karşın sportif anlamda başarılar devam etti. Fenerbahçeli atlet Ruhi Sarıalp, Londra'da düzenlenen 1948 Yaz Olimpiyatları'nda üç adım atlamada bronz madalya kazandı. Bu bir Türk'ün atletizm alanında kazandığı ilk madalyaydı.
1944'te Fenerbahçe, ikinci resmî şubesini basketbol alanında kurdu. Böylece futboldaki Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti basketbola da sıçradı. Ekip ilk büyük başarısını 27 Mart 1954'te elde etti.[29] Bu tarihte Galatasaray'ı ilk kez yenerek ezelî rakibinin basketboldakihegemonyasına büyük bir darbe vurdu. Takım ilk şampiyonluğuna ise 1957 yılında ulaştı.
Fenerbahçe ve Galatasaray ezelî rekabetini 1947 yılında bir başka sporda sürdürdü: Ragbi. Yapılan ilk karşılaşma 18 Mayıs 1947'de oynandı. Bu ayrıca son karşılaşma da oldu. Fenerbahçe karşılaşmayı 12-0 kazandı. Bu sonuç karşısında Galatasaray ragbi şubesini kapatmaya karar verdi.[30]
Lefter ve Can
30 Mart 1947'de MacarIgnác Molnár, futbol takımının başına getirilir. Ignace Molnar yönetiminde takım 1947-48 sezonunda İstanbul Futbol Ligi'ni kazanır. Lefter Küçükandonyadis bu sezon takıma transfer olmuş ve şampiyonlukta önemli katkıları olmuştur. Taksimspor'dan takıma dahil olmuş ve futbol oynadığı dönemde sihirbaz olarak tanınmıştır. Birçok meziyetiyle ön plana çıkmıştır. Fenerbahçe taraftarlarının kalbinde taht kuran Lefter'e "Ver Leftere, yaz deftere" sloganı yazılmıştır. Fenerbahçe'de bulunduğu zaman içinde birçok rekora imza atmıştır. Lefter Küçükandonyadis daha sonra 1951'de Fiorentina'ya transfer olmuştur.
1950'de açılan Adalet kulübü hızla gelişmek ister. Kulüp, büyük takımın önemli oyuncularına hem büyük transfer ücretleri ödüyor hem de mensucat fabrikasında bir tezgâh veriyordu. Birçok futbolcu Adalet'e geçti. Bunlar içinde Fenerbahçeliler de vardı.[31] Fenerbahçe beş futbolcusunu Adalet'e kaptırır. Bu beş futbolcunun dışında, Lefter İtalya'ya gitmiş, Cihat Arman futbolu bırakmıştı. Fenerbahçe zor bir döneme girdi. Bunların yerine kulüp birçok genç oyuncu aldı. Bu yeni takıma "Küçük Şeytanlar" adı verilmişti. Küçük Şeytanlar Adalet'le oynanan maçı 1-0 kazanmayı başardı. Ayrıca bu genç takım 1952-53 sezonunda şampiyonluğa ulaştı.
Bir ara Fenerbahçe basketbol takımında da oynayan Can Bartu daha sonra futbola geçti. Bartu'nun idolü Lefter'di. Amacı bir gün Lefter gibi Avrupa'da oynamaktı. Fenerbahçe, 1959'da ilk kez düzenlenen profesyonel lige iyi başladı ve Beyaz Grubu birinci tamamlayıp Kırmızı Grup birincisi olan Galatasaray ile final oynamaya hak kazandı. İki ayak üzerinden oynanan finalin ilk ayağında Fenerbahçe, Galatasaray'a 1-0 mağlup oldu. 4 gün sonrasında yapılan ikinci ayak maçında ise Galatasaray'ı 4-0 yenen Sarı-Kanaryalar ilk kez düzenlenen ligde şampiyonluğa ulaştı.
1959 yılında Fenerbahçe Şampiyon Kulüpler Kupası'nda mücadele etmeye hak kazandı. Macar antrenör Ignace Molnar yönetimindeki Fenerbahçe, Macar Şampiyonu Csepel SC ile İstanbul'da Can Bartu'nun golüyle 1-1 berabere kaldı. Fenerbahçe deplasmanda 3-2 kazandı ve bir üst tura çıktı. Bu, Türk takımları için ilkti, çünkü ilk kez bir Türk takımı Avrupa'da bir üst tura çıkmıştı.
1967-1990
Ünlü isimler
1968 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası'da Fenerbahçe İngiltere Şampiyonu Manchester City ile eşleşti. Bundan iki yıl önce İngiltere, FIFA Dünya Kupası'nı kazanmıştı. Türkiye ve İngiltere'deki herkes bu eşleşmenin favorisinin açık ara farkla Manchester City olduğunu düşünüyordu. İlk maç Manchester şehrinde oynandı ve özellikle kaleci Yavuz Şimşek'in güzel oyunu maçın 0-0 bitmesini sağladı.[32] İkinci maç 2 Ekim 1968'de İstanbul'da oynandı. Manchester City maça baskılı başladı. Ercan Aktuna kaleci Yavuz'a pas attı fakat pas kısa düşünce Coleman araya girdi ve 12. dakikada durumu İngiliz ekibinin lehine çevirdi. İlk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarıda oyuna Abdullah Çevrim girdi ve hemen 46. dakikada bir karambolde topu ağlara göndermeyi başardı: 1-1. Kalan dakikalarda skora göre turu geçen taraf olan Manchester City savunmaya çekildi. 76. dakikada Ogün Altıparmak'ın vuruşu gol olunca İngilizler şoka uğradı. Durum 2-1 e geldi ve maç böyle tamamlandı. Fenerbahçe, dönemin en güçlü ekiplerinden Manchester City'yi elemişti. Ertesi gün Türkiye'deki gazetelerde şöyle manşetler atıldı: "Dünya Şampiyonlarının şampiyonunu yendik".
1972 yılında ilginç bir kişi Fenerbahçe'de teknik direktörlük görevine geldi. 1962 FIFA Dünya Kupası'nda Brezilya'nın kupayı almasında pay sahibi olmuş Didi takımın başına getirildi. Fenerbahçe, Didi yönetiminde üç yılda sekiz kupa kazanmayı başardı.[33] Didi zamanında, Cemil Turan ve Osman Arpacıoğlu'lu takım 18 kez Galatasaray'a karşı oynadı. Fenerbahçe bu maçlarda 10 galibiyet 6 beraberlik alırken Galatasaray 2 kez sahadan yengin ayrıldı. Fenerbahçe, Didi'li yıllarda oldukça başarılı oldu ve popüleritesini artırdı. Milliyet tarafından yapılan anket sonuçlarına Fenerbahçe o tarihte %60,56 ile en çok taraftara sahip kulüptü.[34]
Alçaklar ve Yüksekler
1980 yılında Fenerbahçe, takımın başına Eintracht Frankfurt'tan Alman bir çalıştırıcı getirdi. Friedel Rausch yönetimindeki Fenerbahçe en dramatik sezonunu yaşadı. Takım ligde büyük düşüşler yaşadı ve sezonu 10. sırada tamamlayabildi. 16 takımın olduğu ve 14., 15. ve 16.'nın küme düştüğü ligde Fenerbahçe 10. oldu. Ligden düşen takımlardan Çaykur Rizespor ile aynı puandaydı. Takım averajla ligde kalabilmişti.[35]
Sarı-Kanaryalar için 1985-1988 yılları arası da pek parlak geçmedi. Takım iki kez beşincilik, bir kez de sekizincilik aldı. Bu üç sezonda kulüp altı çalıştırıcı değiştirdi. Bu, değişim için iyi bir zamandı. Rıdvan Dilmen ve Aykut Kocaman transfer edildi. Kaleye Almanya millî takımı kalecisi Harald Schumacher alındı. Alman kaleci daha önce 1982 ve 1986Dünya Kupalarında, Batı Almanya millî takımında görev yapmıştı. Harald Schumacher dışında kadroda yabancı futbolcu yoktu. Oldukça kaliteli bir kadro kuruldu. 1988-89 sezonu takım için kırılması zor rekorlar yılı oldu. Fenerbahçe 103 kez (maç başına 2,86) rakip fileleri sarsarak bu alanda lig rekorunu kırdı. Kalesinde sadece 27 gol gördü. Fenerbahçe 36 maçtan 29'unu kazanırken 6'sında berabere kaldı, birinde yenildi. Toplayabileceği 108 puandan 93'ünü topladı ve %86,11'lik bir başarı sağladı. Başarı yüzdesi ve alınan puan alanında da rekor kırılmış oldu. Gol kralı Fenerbahçe'den çıktı. Aykut Kocaman 29 gol atmıştı. Rıdvan Dilmen ise tam 41 asist yapmış 19 kez de fileleri sarsmıştı.
Diğer bir parlak başarı 3 Mayıs 1989 tarihinde sağlandı. 1988-89 sezonunda Galatasaray ile Türkiye Kupası'nda karşılaşıldı.[36]Maç Ali Sami Yen Stadı'nda oynandı. Galatasaray ilk yarıyı Tanju Çolak'ın attığı üç golle önde kapadı. Galatasaray üstün durumdaydı ve kimi spor yazarları ikinci yarıda farkın açılacağını, böylece Galatasaray'ın tarihi bir zafer elde edeceğini düşünüyorlardı. Devre arasında Veselinoviç takımı çok iyi bir şeklide motive eder ve onlara: "Onlar bize bir devrede üç gol atabiliyorsa, biz onlara beş tane atarız. Sahaya çıkın ve ne kadar Fenerbahçeli olduğunuzu onlara gösterin" der. İkinci yarıda Aykut Kocaman ve Hasan Vezir'in (3) golleriyle Fenerbahçe rakibini 4-3 devirir.
1990-2018
1990'lar
1990-91 sezonunda Fenerbahçe'nin başına Hollandalı çalıştırıcı Guus Hiddink getirildi. O sezon Fenerbahçe için oldukça kötü geçecekti. Harald Schumacher sarılık geçirdi ve futbola ara vermek zorunda kaldı. Rıdvan Dilmen'in peşini sakatlıklar bırakmadı. Fenerbahçe sezona 1-6'lık Aydınspor hezimeti ile başladı. Bu, kulüp tarihinde ligde alınan en büyük yenilgiydi. Sezon istenilen gibi gitmedi ve takım beşinci olarak ligi kapadı. Buna karşın erkek basketbol takımı, tarihindeki ilk şampiyonluğunu bu sezon elde etti.
1990'lı yıllar takım için pek parlak geçmedi. 1990-2000 arasında sadece bir kez lig şampiyonluğuna ulaşıldı. 1995-96 sezonunda takım lig şampiyonluğuna ulaştı. Aynı yıl Türkiye Kupası'nda finale çıktı. İki maç üzerinden oynanan karşılaşmalarda Fenerbahçe, uzatma devresinde yediği golle Galatasaray'a mağlup oldu. Buna karşılık bu dönemde Fenerbahçe 4 yıl lig gol kralını çıkardı. 1991-92 ve 1994-95 sezonunda Aykut Kocaman 25 ve 27 golle, 1992-93 sezonundaTanju Çolak 27 golle, 1993-94 sezonundaBülent Uygun 22 golle gol krallığına ulaştı.
1998 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde Aziz Yıldırım, bir oy farkla başkanlığa seçildi. Yıldırım, devamlı bir sportif başarı için, kulüp ekonomisinin sağlam temellere dayanması gerektiğini düşünüyordu. Bu amaçla uzun vadede planlar yaptı. Fenerbahçe Stadyumu olarak anılan stadyumun adını Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu olarak değiştirdi. 28.000 kişilik bu stadyumun 1982 yılında projelendirilen kapasite arttırma çalışmalarına başlandı. 1999-2000 sezonunda Yeni Açık diye adlandırılan, Kurbağalıdere tarafındaki tribün yıkılarak inşaata başlandı. Sponsor olarak Migros ile anlaşıldı. 2000-01 sezonunun ilk maçı geldiğinde kapasite 30.000'e çıkarılmıştı. Sezon içinde diğer kale arkası tribün yıkıldı ve inşaasına başlandı. Sponsor olarak Telsim ile anlaşıldı ve 6 Mayıs 2001'deki Fenerbahçe - Galatasaray maçına yetiştirildi. Bu tribünler ile birlikte stadın kapasitesi 42.000'e ulaştırılmıştı. Bu maç ile İstanbul seyirci ve hasılat rekoru kırıldı.[37]
Daha sonra Maraton Tribün yıkıldı. İnşaat hızla bitirildi, 16 Şubat 2002'de oynanan yine bir Fenerbahçe - Galatasaray maçıyla tribün açılışı yapıldı. Maçı 45.000 civarında taraftar izledi.
2005 yılının mart ayında numaralı tribün hızla yıkıldı. 8-9 ay gibi kısa zamanda yeni tribün yapıldı. Bu tribüne Fenerium Tribünü adı verildi. 2006-2007 sezonunda stada ısıtma sistemi eklendi.
3 Haziran 2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda 20 yıldır kulübün başkanı olan Aziz Yıldırım'ın karşısına Ali Koç başkan adayı olarak çıktı. Kongre sonucunda 20.736 geçerli oyun 16.092'sini alan Ali Koç Fenerbahçe'nin 37. başkanı oldu.[39]
26 Haziran 2021 tarihinde 29 bin 9 üyenin oy kullanabilme hakkı olan genel kurula tek aday olarak giren Ali Koç, 6 bin 682 kişinden 6 bin 459 oy alarak Fenerbahçe'deki ikinci dönem başkanlığına seçilmiş oldu. Ali Koç'un yeni dönem yönetim kurulu listesi Erol Bilecik, Burak Çağlan Kızılhan, Ömer Temelli, Mehmet Dereli, Fethi Pekin, Sertaç Komsuoğlu, Simla Türker Bayazıt, Hüseyin Arslan, Esin Güral Argat, Nüket Küçükel Ezberci, Ahmet Ketenci, Alper Pirşen, Kemal Danabaş, Ruşen Çetin asil üye olarak yer alırken, Selma Altay Rodopman, Ömer Okan, Selahattin Baki, Bekir İrdem, İlker Dinçay, Özgür Özaktaç, Can Gebetaş yedek üye listesinde yer aldı.[40] Genel kurulun ilk gününde yapılan görüşmelerde 50 ₺ olan kulüp üye aidatlarının 500₺ çıkarılması konusunda yapılan oylama sonucunda kabul edildi.[41] Yine ilk gün gerçekleştirilen oylamalarda Fenerbahçe Spor Kulübü bünyesinde paralimpik spor, e-spor ve kadın futbol takımı şubelerinin açılması oy çokluğu ile kabul edildi.[42] Pandemi koşullarında, görev süresi 3 yıl olmasına rağmen yapılamayan yüksek divan kurulu başkanlık seçimleri mevcut divan başkanı Vefa Küçük, Nail Kır, Sait Yılmaz ve Uğur Dündar'ın da katılımıyla 4 adayla 9 Nisan 2022 tarihinde yapıldı. 1871 yüksek divan kurulu üyesinin oy kullandığı seçimlerde eski yönetim kurullarında yönetici olarak görev almış olan Uğur Dündar 824 oy alarak yeni divan başkanı seçildi. Seçimde Vefa Küçük 799, Nail Kır 122, Sait Yılmaz 117 oy aldı, 9 oy da geçersiz sayıldı.[43] Fenerbahçe ile Zenit iş birliği antlaşması imzalandığını açıkladı.
3 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştirilen yüksek divan kurulu toplantısında konuşma yapan Ali Koç, haziran ayında yapılacak seçimlerde Fenerbahçe'nin yeni bir başkanı ve yönetim kurulu olacağını kendisinin aday olmayacağını söyledi.[44] Ancak daha sonradan yeniden adaylığını duyurdu ve 62. kongrede eski başkan Aziz Yıldırım ile yarıştı.
2018 seçimlerinde de Ali Koç ve Aziz Yıldırım yarışmış; Ali Koç başkan seçilmiş, 20 yıllık Aziz Yıldırım dönemi sona ermiştir. Yıldırım, ilk kez 15 Şubat 1998'de başkan seçilmiş ve 2018'e kadar katıldığı 12 seçimi kazanmıştı. Oy sayımı sırasında kürsüye çıkan Yıldırım, Fenerbahçe'ye yakışan bir kongre olduğunu belirterek Ali Koç'a şu sözlerle başarılar dilemiştir:[45][46]
“
Sevgili Fenerbahçeliler, Fenerbahçe'ye yakışan bir kongre yaptık. Hepinize teşekkür ediyorum. Ben ve arkadaşlarım görevimizi yaptık, yol haritasını çizdik. İnşallah sayın Ali Koç ve yanındaki arkadaşları bu harita doğrultusunda bu sene Fenerbahçe'yi şampiyon yaparlar. Biz de elimizden gelen desteği veririz. Hepinizi seviyorum, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki Fenerbahçeliyiz.
Aşağıdaki tablo 1980'den günümüze kadar olan başkanları listelemektedir. Tüm başkanlar için Fenerbahçe başkanları listesi sayfasına göz atabilirsiniz.[47]
Fenerbahçe 1907 yılında kurulduğunda oldukça kısıtlı bir kadroya sahipti. Kulübün kuruluşunda henüz 16 yaşında olan Saint-Joseph KolejliGalip Kulaksızoğlu, ilk kadrodan kulüpte en uzun süre kalan isimdi. Kulübün 3 numaralı kurucu üyesi Necip Okaner'den sonra Fenerbahçe'nin 2. takım kaptanı olan ve kulüpte 17 yıl forma giyen Kulaksızoğlu, 1924 yılında jübile yapana kadar 216 maça çıkmıştı. Galip Bey, 1910 yılında Arif Emirzade ile birlikte kulübün ayrıca reislik görevini üstlenmişti.
Zeki Rıza Sporel ise, Fenerbahçe'nin altyapısından çıkmış ilk isimlerdendi. 1913 yılında henüz 15 yaşındayken Fenerbahçe genç takımına katılmış ve 17 yaşındayken birinci takıma yükselmişti. 18 yıllık kulüp kariyerinde 352 maçta 470 gol atarak maç başına 1,3 gol ortalaması ile kulüpte önemli bir yer edinmiştir. Zeki Rıza SporelTürkiye millî futbol takımı'nın ilk golünü atan isimdir. Türkiye millî takım forması ile 16 maça çıkan Sporel, 15 gole imza atmıştır. Yine 1913'te Fenerbahçe altyapısına katılan Bekir Refet ise, Türkiye dışında bir futbol takımına transfer olmuş, profesyonel olarak forma giymiş ilk Türk futbolcudur. Cihat Arman kulübe en uzun süre hizmet eden kalecilerdendir. 12 sezon boyunca 308 maça çıkmıştır.
Lefter Küçükandonyadis, Avrupa'da mücadele eden ilk Türk oyunculardandır. Lefter, Fenerbahçe'ye geri dönmeden önce 2 yıl boyunca sırayla Fiorentina ve OGC Nice takımlarında oynamıştır. Lefter 615 maçta 423 gol atarak kulübün 2 İstanbul Ligi, 3 Lig zaferi kazanmasında etkili olmuştur.[48][49] Bir başka oyuncu Can Bartu, kulübün Avrupa'ya ihraç ettiği başka oyuncularındandır. Ayrıca Can Bartu bir Avrupa kupası finalinde (Fiorentina - Atlético Madrid) top koşturan ilk Türk oyuncu olmuştur. Fenerbahçe'nin altyapısına, basketbol şubesinden başlayan Can Bartu, kısa bir süre sonra Fenerbahçe'nin futbol branşına da geçmiş, Fenerbahçe'nin ve Türkiye futbol-basketbol millî takımlarının ikisinde de profesyonel sınıfta forma giymiş ilk ve tek sporcu olarak, bu alanda Türk spor tarihinde emsal oluşturmaktadır. Can Bartu, Fenerbahçe'ye geri dönmeden önce Venezia ve Lazio takımlarında da futbol oynamıştır. Bartu, Fenerbahçe'de 330 lig maçında 162 gol atmış ve 4 lig zaferi yaşamıştır.
Yakın geçmişte, özellikle yabancı futbolcular taraftarın gönlünde taht kurmuştur. Bunlardan Uche Okechukwu 13 sezon Fenerbahçe ve İstanbulspor'da forma giymiş ve Türkiye'de en uzun zaman kalmış yabancı oyuncu unvanını elde etmiştir. Uche, Fenerbahçe kariyerinde 2 lig şampiyonluğu yaşamış ve taraftarlar tarafından kulübün unutulmaz isimlerinden biri olarak görülmektedir.
Pierre van Hooijdonk, Fenerbahçe'ye 2003 yılında gelmiş ve 2 yıl futbol oynamıştır. Hooijdonk, Fenerbahçe formasıyla çıktığı 53 maçta 32 gol atmıştır. Hem sıcak kanlı tavırları hem de başarılı futboluyla Fenerbahçe'nin iki yıl üst üste şampiyon olmasına bulunduğu katkılardan dolayı taraftarın gönlünde kendisine yer bulmuştur.
Alex de Souza Fenerbahçe'ye 2004 yılında katılan Brezilyalı oyuncu 8 yıl sonra 2012'de dönemin Teknik Direktörü ile yaşadığı sorunlardan dolayı sözleşmesi fesih edilerek gönderilmiştir. Alex Fenerbahçe'de toplam 277 maçta 164 gol 133 asist ile adını Fenerbahçe ve Türk futbol tarihine kazımıştır. Taraftarlarca heykeli dikilen Alex'in veda mesajı ise onun unutulmayacak bir futbolcu olduğunu adeta bağırmaktadır. Sözleşmesi fesih edildiği dakikalarda Twitter üzerinden yazdığı iletide; "Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama bir taraftar kazandı" demiştir.
Arma
Arma, 1914 yılında resimde yeteneği olan futbolcu Hikmet Topuzer tarafından tasarlanmıştır ve bu arma günümüze kadar ulaşmıştır. Ali Hikmet Bey'in anlatımıyla Fenerbahçe armasının öyküsü:
Kulübümüzün rengi çok daha önceleri sarı-beyazdan sarı-laciverte çevrildikten sonra bu yeni renklerle bir arma yaptırılması gündeme geldi. Arkadaşlarım bu armanın çizilmesini benden rica ettiler. İlk önce bayrağımızın renkleri kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra kırmızı üzerine bir kalp şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve üzerine de metanet, kuvvet ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını resmettim. Beyaz kısma da kulübümüzün ismini ve kuruluş tarihini yazdım. Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir bağlılıkla; bu kulübe hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlarım tarafından beğenildi ve yeni arma o tarihlerde Almanya'da bulunan Tevfik Haccar’ın delaletiyle orada yaptırıldı. Yeni harflerin kabulünden sonra aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı yeni harflerle değiştirildi.
Futbol, basketbol, voleybol, atletizm, boks, kick boks, wushu, muay-thai, masa tenisi, yüzme, senkronize yüzme (subalesi) kürek, yelken, bisiklet, güreş, halter, kule ve tramplen atlama, okçuluk ve tenis dalları olmak üzere toplam 19 branşta Türk ulusal takımlarına sporcu verdi (kick boks, wushu ve muay thai sporları boks şubesinin altında hayat bulmuştur).
Fenerbahçe'nin futbol şubesi, 19 kez Süper Lig şampiyonluğuna ulaşırken, 7 kez de Türkiye Kupası'nı kazanmıştır. 1959'dan önceki Türkiye Şampiyonalarında 3, Millî Küme'de ise 6 kez şampiyon olmuş, 16 kez de İstanbul şampiyonluğuna ulaşmıştır.
2007-08 sezonu UEFA Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynayarak büyük bir başarıya imza atmıştır. 1966-67 sezonunda ise Balkan Kupası'nda şampiyon olmuştur. Balkan Kupası Fenerbahçe ve Türkiye'nin Avrupa'daki ilk kupası olmuştur.
Fenerbahçe erkek takımı, Türkiye Ligi'nde 10 şampiyonluğa ulaşırken 8 kez Türkiye Kupası'nı, 7 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 kez de Gençlik ve Spor Bakanlığı Kupası'nı kazandı. Türkiye Liginin oynanmaya başlandığı 1966-67 sezonundan önce ise Sarı Kanaryalar; 7 kez İstanbul, 3 kez Türkiye şampiyonu, 5 kez de Federasyon Kupası şampiyonu oldu. Bu başarılarıyla Fenerbahçe, erkek basketbolunda Türkiye'de en çok resmî şampiyonluk kazanan takım olma unvanını 2023-24 sezonunda korumaktadır.
1959-60 sezonundan beri Avrupa Kupalarında boy gösteren Fenerbahçe, 2016-17 sezonunda EuroLeague'de şampiyon olarak bir Türk takımının Avrupa Kupalarında kazandığı en büyük başarıya ulaştı. Sarı-lacivertliler en çok Final Four (2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019) ve en çok final oynayan (2016, 2017 ve 2018) Türk takımı olma rekorunu da elinde tutmaktadır.
Bu başarıların öncesinde; 1984-85 yılında ilk kez Koraç Kupası'nda çeyrek final grubuna kalan Fenerbahçe, 1995-96 ve 2000-01 yıllarında çeyrek final oynadı. 1994-95 yılında ise FİBA Avrupa Kupası'nda ilk 6 takım arasına girdi. FIBA Europe Kupası'nda 2003-04 sezonunda Güney Konferansı Dörtlü Finaline kalan Sarı-lacivertliler 2004-05 sezonunda ise Dörtlü Finale ulaştılar. Fenerbahçe 2007-08 sezonunda ise EuroLeague'de ilk kez çeyrek finale yükseldi.
Ayrıca NBA tarihinin en çok şampiyon olan takımı Boston Celtics'i yenerek bir NBA takımını mağlup eden ilk ve tek Türk takımı Fenerbahçe'dir.[50] Aynı zamanda Brooklyn Nets'i kendi sahasında yenerek, Amerika kıtasında bir NBA takımını yenen ilk ve tek Türk takımı, dünya basketbol tarihinde ise bunu başarabilen yalnızca üç takımdan biri oldu.[51]
Kadın basketbol takımı ise, Türkiye Ligi'nde 16 kez şampiyonluğa ulaşırken, 13 kez de Türkiye Kupası'nı, 12 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı ve 1 kez de Gençlik ve Spor Bakanlığı Kupası'nı kazandı. Türkiye Liglerinin başladığı 1980-81 sezonundan önce ise 6 kez İstanbul, 3 kez de Türkiye şampiyonluğuna ulaştı. Bu başarılarıyla Fenerbahçe, kadın basketbolunda Türkiye'de en çok resmî şampiyonluk kazanan takım olma unvanını 2023-24 sezonunda korumaktadır.
Fenerbahçe ilk kez 1991-92 sezonunda boy gösterdiği Avrupa Kupalarında ise kayda değer başarılar kazandı. 2022-23 sezonunda EuroLeague ve SuperCup şampiyonluğuna (bu Kupayı kazanan ilk Türk takımıdır) ulaşan Sarı-lacivertliler, 2007'den beri sürekli ilk sekizde yeraldılar, 2013, 2014, 2017 ve 2022'de final oynadılar. Ayrıca, 2004 ve 2005 yıllarında EuroCup'ta Dörtlü Final'e ulaşıp, 2005 yılında final oynadılar.
Fenerbahçe, 29 Mart 2014'te erkeklerde CEV Challenge Kupası şampiyonu, kadınlarda ise CEV Kupası şampiyonu olarak, bir spor dalında aynı gün içinde hem erkeklerde hem kadınlarda Avrupa Kupası kazanarak spor tarihine geçti.
1926 yılında kurulan erkek voleybol takımı 1927-1969 yılları arasında 9 kez İstanbul Ligi, 2 kez de Federasyon Kupası şampiyonluğuna ulaştı. 1985-86 sezonundan itibaren Türkiye 1. Ligi'nde mücadele eden Fenerbahçe ilk kez ikinciliğe ulaştığı 2003-04 sezonundan itibaren her sezon şampiyonluğa oynadı ve 5 kez Türkiye Ligi, 4 Türkiye Kupası ve 4 kez de Şampiyonlar Kupası'nı kazandı.
2004-05 sezonundan beri Avrupa Kupalarında boy gösteren Fenerbahçe 2014 yılındaki CEV Challenge Kupası'nın haricinde, 2 kez Balkan Kupası şampiyonu oldu. Ayrıca, 2008-09 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkarak ilk 16'ya kalarak ilk Türk takımı oldu. 2016-17 sezonunda ise CEV Kupası'nda yarı final oynadı.
1954 yılında kurulan ve Sarı Melekler olarak anılan kadın voleybol takımı ise, Türkiye Liginin kurulduğu 1984-85 sezonundan önce Eczacıbaşı ve Galatasaray'la büyük bir rekabet yaşadı ve 1955-1973 arasında 8 kez Türkiye, 11 kez İstanbul Ligi ve 2 kez de Federasyon Kupası şampiyonu oldu.
1960-61 sezonundan beri Avrupa Kupalarında boy gösteren Fenerbahçe, 2009-10 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde ikinciliğe ulaşarak takım sporlarında Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan ilk Türk takımı oldu. Bu başarısıyla 2010-11 sezonunda Katar'da düzenlenen Dünya Kulüpler Şampiyonası'na davet edilen Fenerbahçe tüm maçlarını 3-0 kazanarak Dünya Şampiyonluğuna ulaştı. Fenerbahçe, 2011-12 sezonunda Şampiyonlar Ligi,[53] 2013-14 sezonunda da CEV Kupası şampiyonluğunu kazandı. 1972-73 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Yunanistan'ın Panathinaikos takımını eleyerek Avrupa kupalarında tur atlayan ve çeyrek final oynayan ilk Türk takımı olan Fenerbahçe; ayrıca 2010-11, 2015-16, 2018-19, 2021-22, 2022-23 ve 2023-24 sezonlarında Şampiyonlar Ligi'nde üçüncü, CEV Kupası'nda 2013'te ikinci, 2009'da üçüncü, Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda 2012-13 ve 2021-22 sezonlarında üçüncü oldu.
Fenerbahçe, 1913 yılından beri faaliyet gösterdiği atletizmde Türkiye'de en çok resmî şampiyonluğa ulaşan ve Avrupa Kupalarında en çok (21 kez) şampiyonluk kazanan Türk kulübü olduğu gibi; başta Olimpiyatlarda kazanılan madalyalar olmak üzere Türk millî takımının uluslararası alandaki kayda değer başarılarının büyük çoğunluğu sarı-lacivertli atletler tarafından kazanıldı.
Erkek takımı; 1987'den beri düzenlenen Türkiye Ligi'nin 37 sezonunda da ilk ikide yer alıp 23 şampiyonlukla başı tuttu. Ayrıca; 1951-1987 arasındaki Türkiye Şampiyonası'nda 11, 1988'e kadar düzenlenen İstanbul Şampiyonası'nda 24, Gül Kupası'nda 17, Türkiye Kros Şampiyonası'nda 15, Türkiye Kros Ligi'nde 5 ve İstanbul Kros Şampiyonası'nda 24 kez şampiyon oldu.
1985 yılından beri Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda boy gösteren erkek takımı A takımlar düzeyinde 3 şampiyonluk (1993, 2006 ve 2009) ve 4 ikincilik, gençlerde 4 şampiyonluk (2013, 2014, 2017 ve 2019) ve 4 ikincilik, gençler krosta 4 şampiyonluk (2009, 2010, 2011 ve 2023), 5 ikincilik ve 2 üçüncülük kazandı.[54]
Kadın takımı ise 1947'de ilk kez pistlerde göründü (1926 yılında ilk kadınlararası yarışların şampiyonu olan Mübeccel Argun da Fenerbahçe sporcusuydu). 1971'den sonra 23 yıllık bir atâletin ardından 1994'te yeniden kuruldu ve 1995'ten beri Türkiye Ligi'nin son 29 sezonunun tamamında ilk ikide yeralarak 10 kez şampiyon oldu. Ayrıca, Türkiye Kros Ligi'nde 4, TAF Ligi'nde 1, Atmalar Ligi'nde 1, Türkiye Kros Şampiyonası'nda 1, İstanbul Şampiyonası'nda 12, İstanbul Kros Şampiyonası'nda 13 kez şampiyon oldu.
1996 yılından beri Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda boy gösteren kadın takımı A takımlar düzeyinde 3 ikincilik ve 1 üçüncülük, gençlerde 8 şampiyonluk (2010, 2012, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019) ve 2 ikincilik, gençler krosta 4 şampiyonluk (2015, 2018, 2019 ve 2024), 3 ikincilik ve 1 üçüncülük kazandı.[54]
1913 yılında faaliyet gösterilmeye başlayan boks sporunda Fenerbahçe, 2022-23 sezonu itibarıyla Türkiye'de en çok şampiyonluk kazanan takım unvanını korumaktadır. 1919-1923 yılları arasında İstanbul'un işgali sırasında Sarı-lacivertli kulübün Kuşdili'ndeki lokalinde bulunan ringde yetişen Fenerbahçeli boksörler, işgal güçlerinin sporcularına karşı Taksim'de yapılan müsabakalarda önemli başarılar kazandılar. 1928 Kasım'ında ilk kez kurulan ve Moskova ile Bakü'de karşılaşmalara çıkan 5 kişilik Türk millî takımına da Fenerbahçe 2 boksör verdi. 1947 yılından itibaren takım halinde faaliyet göstermeye başlayan Fenerbahçe 1965'te düzenlenmeye başlayan Türkiye Kulüplerarası Boks Şampiyonası'nda kazandığı 18 şampiyonlukla en seçkin yeri tuttu. Sarı-lacivertli takım İstanbul Boks Şampiyonası'nda aldığı 41 şampiyonlukla önder konumunu korumaktadır. 1997'den beri faal olan kadın takımı da 2007 yılından beri üstünlüğünü sürdürmektedir. 2004 Yaz Olimpiyatlarında gümüş madalya kazanan Atagün Yalçınkaya, 2008 Yaz Olimpiyatlarında bronz madalya kazanan Yakup Kılıç, Dünya Şampiyonları Mustafa Genç ve Gülsüm Tatar, Avrupa Şampiyonları Nurhan Süleymanoğlu, Ramazan Palyani, Agasi Ağagüloğlu, Gülsüm Tatar ve Sümeyra Kaya Fenerbahçe Boks Takımı'nda forma giymiş Türk boksörlerdir. Profesyonel boksta Avrupa şampiyonluğuna ulaşmış Cemal KamacıveEyüp Can da amatörlüklerinde Fenerbahçe'de forma giymişlerdir. Fenerbahçe'de boks şubesi faaliyetleri çerçevesinde 2000-2004 yılları arasında Tae Bo,[56] 1998'den beri Kick Boks ve Muay Thai ve 2006'dan beri Wushu da yer alırken,[57] Kıymet Karpuzoğlu'nun 2005 yılında kick boks dalında, Hüseyin Dündar'ın ise 2007 yılında wushu dalındaki Dünya Şampiyonlukları en kayda değer başarılar olmuştur.
Kulübün kuruluşundan üç yıl sonra (1910) faaliyete geçen ve kulüplererası ilk şampiyonluk kupasını 1917 yılında adına düzenlenen yarışların sonunda V. Mehmet Reşad'dan alan[58] kürek şubesinin kayıkhanesi Millî Mücadele yıllarında İstanbul işgal altındayken Kurbağalıdere kenarındaki kulüp binasının önünde yer alan iskeleye yanaşan motorlarla Anadolu'ya silah kaçıran Fenerbahçeliler için bir silah ve cephane deposu hâline getirildi.[59] Cumhuriyet döneminde Galatasaray ile ezeli rekabeti bu sporda da kıyasıya yaşatan Fenerbahçe, 2024 yılına kadar Türkiye Kürek Şampiyonası'nda erkeklerde 43 ve kadınlarda 29 kez şampiyon olarak bu spordaki liderliğini sürdürmektedir.[60] Erkeklerde 37 kez İstanbul, 30 kez İstanbul Kupası ve 37 kez Türkiye Kupası şampiyonu olan Fenerbahçe bu branşta uluslararası alanda da önemli başarılar kazandı. 1955 Akdeniz Oyunları'nda tek çiftede gümüş madalya alarak Türkiye'nin uluslararası alandaki ilk resmi başarısını elde eden Tonguç Türsan'dan bu yana Fenerbahçe millî takıma en çok sporcu veren kulüp konumundadır. Branş bünyesinde 1999-2000 yıllarında faaliyet gösteren kano takımı, ilgi görmemesi nedeniyle bir süre sonra tarihe karıştı.
1910'larda faaliyete geçen şube, Türkiye'deki ilk resmi müsabaka olan ve 24 Temmuz 1917′de Donanma Cemiyeti'nin Padişah Sultan Reşat himayesinde düzenlenen Heybeliada yarışlarında birinci oldu. Şube, 1936'da Behzat Baydar ve Harun Ülman ile Star (sailboat) sınıfında 1936 Berlin Olimpiyatları'nda ilk kez Türkiye'yi temsil etti. 1952'de Deniz Bankası'nın kulüplere modern tekneler sağlamasıyla canlanan yelken şubesi 1930'lardan beri düzenlenen Türkiye Şampiyonalarında 2023 yılına kadar aldığı toplam 210 birincilik, 163 ikincilik ve 109 üçüncülük ile İstanbul Yelken Kulübü ve Karşıyaka'yla birlikte en seçkin yeri tuttu.
Fenerbahçeli sporculardan Tuğçe Subaşı 2002'de Laser 4.7 sınıfında, Yiğit Yalçın Çıtak Laser Radyal sınıfında Dünya, 1993'te Arda Baykal Optimist sınıfında Akdeniz Oyunları, 1993'te Haluk Babacan Finn, 1995'te Akif Muslubaş yine Finn, 2002'de Utku Ören Laser Radial, 2006'da Yonca Yıldıral ve İrem Özdemir 470, 2009 ve 2010 yıllarında Zeynep Yentür Optimist, 2010 yılında Çağla Demirtaş Laser Radial ve yine 2010 yılında Alican Kaynar Finn sınıfında Balkan şampiyonlukları kazandılar. Bu şampiyonluklara ilaveten Aydın Yurdum 1997'de Laser Masterlar dalında Dünya ikincisi, Azat Baykal, Levent Özgen ve Erdil Uzaltan 1997'de Dragon dalında Avrupa dördüncüsü, Azat Baykal, Arda Baykal ve Erdil Uzaltan'ın 2004'te yine Dragon dalında bu defa Dünya dördüncüsü, 2006'da Yonca Yıldıral ve Özde Özdemir 470 Dünya Gençler üçüncüsü, 2009'da Zeynep Yentür Optimist Avrupa ikincisi ve 2012'de Çağla Dönertaş Laser Radial Avrupa üçüncüsü oldu.
1930 yılında düzenlenen ilk İstanbul Şampiyonası'nda İstanbulspor'u yenerek şampiyon olan Fenerbahçe bu spordaki faaliyetlerini bugüne dek kesintisiz sürdürmüştür. Türkiye Masatenisi Şampiyonası'nda erkeklerde 13, kadınlarda 16; Türkiye Masatenisi Süper Ligi'nde erkeklerde 7, kadınlarda ise 17 Türkiye şampiyonluğu alan Fenerbahçe bu sporda en fazla şampiyonluk kazanan kulüp oldu. 2007-08 sezonunda erkek takımı Avrupa ETTU Kupası'nda final oynadı.[61] Kadın takımı ise 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında yine ETTU Kupası'nda şampiyonluğuna ulaştı. 2013-14 sezonunda ise Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final oynayıp, ertesi sezon kupayı kazanarak Avrupa şampiyonu oldu. Fenerbahçeli sporcu Gürhan Yaldız'ın 1982 yılında İzmir'de düzenlenen 19. Balkan Masatenisi Şampiyonası'nda aldığı gümüş madalya bu branşta bir Türk sporcunun uluslararası yarışmada aldığı ilk madalya olurken,[62]Melek Hu'nun 2009 yılında Akdeniz Oyunları'ndan aldığı altın ve 2010 yılında Çekya'da yapılan Avrupa Masatenisi Şampiyonası'nda aldığı bronz madalyalar da Türkiye masatenisi tarihinde birer ilki teşkil etti.[63]Melek Hu, 2012 Yaz Olimpiyatları'nda da Türkiye'yi temsil etti.
1910'lardan 1960'lara kadar dönem dönem başarılar gösteren yüzme şubesi 1964 yılında tarihe karıştı. Kısa süreli faaliyetlerden sonra 1997 yılında kalıcı olarak kurulan Fenerbahçe Yüzme Şubesi Galatasaray ve İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü'nün üstünlüklerine son vererek Türkiye Kulüplerarası Yüzme Şampiyonası'nda 2023 itibarıyla toplamda 24, erkeklerde 31, kadınlarda ise 39 kez Türkiye şampiyonluğuna ulaşmış ve en çok Türkiye birinciliği kazanan kulüp olmuştur. Fenerbahçe, 1998 yılından beri başta 2000, 2004 ve 2008 Yaz Olimpiyatları olmak üzere üst düzey uluslararası yarışlarda millî takıma en çok sporcu veren kulüp olmuştur.[64]
Öte yandan, 2008 yılında yüzme şubesi bünyesinde kurulan senkronize yüzme (su balesi) takımı da bu sporda öncü rol oynamaya başlamış ve 2014 yılı sonuna kadar Türkiye Şampiyonalarında 11 şampiyonlukla en başarılı kulüp konumuna yükseldiği gibi[65] 26 kişiden oluşan millî takıma 17 sporcu vermek suretiyle takımın belkemiğini de oluşturmaya başlamıştır.[66] Fenerbahçe, 4. Viyana Açık Uluslararası Senkronize Yüzme Yarışları'nda takım hâlinde şampiyonluğa ulaştı.[67]
1912 yılından itibaren faaliyet gösterilen bisiklet sporunda Fenerbahçeli sporcular ilk dönem birinciliklerini kazanırken 1912 ve 1913 Fenerbahçe Spor Bayramları ve 1914 Cuma Birliği Bayramlarında birinci olan Vecdi Çağatay ilk şampiyon olarak sivrildi.[68]1924 ve 1928 Yaz Olimpiyatları'na katılan ilk Türk bisikletçileri Cavit Cav ve Galip Cav kardeşler oldular.[69] 1924'te ilk kez Ankara'da düzenlenen Türkiye Bisiklet Şampiyonası'nda Cavit Cav hem sürat hem de mukavemet şampiyonu olurken[70] bu başarısını 1932'ye dek sürdürdü. Galip-Cavit Cav kardeşler 10 Temmuz 1926'da başlayarak 50,5 saatte bitirdikleri İzmir-Bandırma etabıyla ilk uzun mesafe yarışını tamamlayan Türk sporcular oldular.[71] 1956 yılında İstanbul'dan başlayarak 3.500 kilometrelik Anadolu turunu tamamlayan Tayyar Güner[72] ve 1959 yılında Fenerbahçe'ye İstanbul şampiyonluğu kazandıran Sadık Yalım ise sarı-lacivertli formayla başarı kazanan son kayda değer bisikletçiler oldu.[73] 1990'lı yılların başında Triatlon branşında gösterilen faaliyet ise, bazı münferit başarılara sahne olmuşsa da, uzun ömürlü olmadı.
Kriket
İngilizlerin XX. yüzyılın başlarında Beykoz ve Moda'daki kriket faaliyetlerine Türk kulüpleri arasında ilgi gösteren yegâne kulüp Fenerbahçe oldu ve 1911 yılında sarı-lacivertli kulüpte bir takım kuruldu.[74]Sait Selahattin Cihanoğlu, Galip Kulaksızoğlu, Tevfik Taşçı, Fahri Ayad gibi komple sporculardan kurulu takım, 1911-1914 yılları arasında İngiliz takımlarıyla mücadele ederken, 1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın başlaması ve İngilizlerin Türkiye'yi terk etmesiyle rakipsiz kaldı ve dağıldı.[75]
Tenis
1914 yılında eski başkanlardan Sabri Toprak'ın çabalarıyla kurulan tenis takımı 1922 yılında ilk İstanbul, Türkiye ve Challenge Cup şampiyonluklarını İngilizleri de yenerek kazandı. 1923 yılında Türkiye'nin ilk kadın tenisçilerini kortlara çıkaran takım oldu.[76] 3 Fenerbahçeli tenisçi Suat Subay, Sedat Erkoğlu ve Vahram Şirinyan'dan oluşan millî takım 1930 Balkan Şampiyonası'nda Atina'da Yunan, Bulgar ve Romen rakiplerini yenerek şampiyon oldu, 1931'de ise İstanbul'da üçüncülük kazandı.[77] 1937 yılına kadar tek ve çift erkeklerde Fenerbahçeli tenisçilerin elindeki Türkiye ve Challenge Cup şampiyonluğu, kulübün bu tarihte maddi sıkıntılardan ötürü faaliyetlerini futbol, atletizm ve kürekle kısıtlamasından dolayı, 1936 yılında kurulan Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü'ne geçti. 1942 yılında Fernerbahçe kortlarının yeniden spora açılmasıyla hareketlenen tenis şubesi son önemli faaliyetini 1949 yılında Suriye'nin konuk Cercle de la Jeunesse takımıyla yapılan maçlarla sergiledi; 1950 yılında ise Lübnan'a davet edildiyse de 1950'li yıllarla birlikte tarihe karıştı.
Güreş
1914 yılında faaliyet alanına alınan güreşte 1924 Yaz Olimpiyatları'nda Türkiye'yi sporcu olarak temsil eden (aynı zamanda Güreş Federasyonu Başkanlarından) Seyfi Cenap Berksoy ve Dürrü Sade[78] ile Türkiye'deki ilk Grekoromen stil şampiyonu İlhami Polater (1922) klasik dönemin en önemli Fenerbahçeli sporcuları oldu.[79] 1959 yılında antrenör Mustafa Çakmak'ın nezaretinde yeniden faaliyete geçen Fenerbahçe güreş takımı greko-romende 1961 yılında ilk İstanbul şampiyonluğunu kazandı. 1966-68 yılları arasında üst üste 3 yıl İstanbul şampiyonu olan Fenerbahçe grekoromen takımının kaptanı Sırrı Acar 1967 ve 1968 yıllarında Avrupa, 1967 yılında ise Dünya şampiyonluğuna ulaştı.[80][81] 1981 yılında tekrar kurularak 1987'ye dek faaliyet gösteren Fenerbahçe güreş takımı İstanbul ve Türkiye ikinciliklerine ulaştı.[82]
Çim hokeyi
Kurucu yönetici Mustafa Elkatipzade'nin çabalarıyla 1914 yılında oluşturulan takım, 1915 yılında altı İstanbul takımı tarafından kurulan Hokey Birliğinin aynı yıl düzenlediği İstanbul Şampiyonası'nda birinci oldu.[83] 1923 yılında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nın da ele aldığı bu spor dalında 1915-1926 yılları arasında düzenlenen 8 İstanbul Ligi'nde Fenerbahçe 4 şampiyonluk alarak en çok birincilik kazanan kulüp oldu.[84] Sarı-lacivertli takımın 14 Nisan 1926 yılında İngilizlere karşı 3-1 galip geldiği maç Fenerbahçe çim hokeyi takımının rakipsizlikten dolayı son maçı olduğu gibi 2000'li yıllara kadar Türkiye'de bu sporda görülen son müsabaka oldu.[85]
Patinaj ve Patenli Hokey
Eski başkanlardan Hamit Hüsnü Kayacan'ın 1914 yılında Kuşdili'ne nakledilen kulüp lokalinin yanına 16x30 metrelik beton patinaj sahası yaptırmasıyla Türkler arasında ilk kez bu spor da tatbik edilmeye başlanmış, bu faaliyetler 1923 yılında kurulan patenli hokey takımının kurulmasına da temel teşkil etmiştir. 1923-24 sezonunda Galatasaray, Vefa ve Nişantaşı kulüplerinin mücadele ettiği İstanbul 2. Ligi'ne dahil olan Fenerbahçe, Nişantaşı'nı 6-4 yendikten sonra, Vefa'yı 7 Mart 1924 tarihinde 20-3 yendi ve bu sporda günümüze kadarki sayı rekorunu tesis etti.[86] Galatasaray'ın çekilmesi ve ligin yarım kalması, 1992 Yaz Olimpiyatları'nda gösteri sporu olarak kabul edilen[87] bu sporun Türkiye'de 1924 yılında tarihe karışmasına neden olduğu gibi, iki genç takım kurarak bu spora eğilmiş Fenerbahçe'yi de faaliyetlerini sonlandırmaya mecbur bıraktı.[86]
Jimnastik
Eski başkanlardan Hamit Hüsnü Kayacan'ın 1914 yılında barfiks ve paralel bar satın alarak lokalin yanına kurmasıyla jimnastik faaliyetleri başladı. İlhami Polater, hava pilotu (daha sonraları Korgeneral) Asım Uçar, General Nuri Bey ve Albay Kadri Bey'in başı çektiği faaliyetlerde dönemin ünlü beden eğitim uzmanları Faik Üstünidman ve Mazhar Kazancıoğlu'nun da zaman zaman Fenerbahçeli gençlere ders vermesi faaliyetlerin verimini artırdı. Ancak bu spor 1924 yılından sonra ihmale uğradı ve tarihe karıştı.[88]
İzcilik
1912 yılında kurulan Osmanlı Keşşaflar Cemiyeti'nin öncülüğünde başlayan izcilik faaliyetlerini Balkan Savaşı sonrasında canlandırmak isteyen Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın da kulüplere başvurusu üzerine Fenerbahçe bu alana 1915 yılında eğilmiş ve Hükûmetin gönderdiği gereçlerle Mustafa Elkatipzade'nin önderliğinde ilk izcilik ekibini kurmuştu. Balkan ve Trablusgarp Savaşları'nda alınan mağlubiyetler sonucunda dönemin hükûmeti tarafından Müslüman, Türk gençlerin savaş şartlarına ve seferberliklere alıştırılmasına yönelik, Keşşaflık Ocağı sistemi anlayışına yoğunluk verilmiştir. Fenerbahçe Kulübü de, bu anlayış gereğince bünyesinde tüm spor branşlarındaki altyapı (genç) oyuncularından oluşan izciler eğitmek için ilk olarak 1913 yılında Keşşaflık Ocağı takımını kurmuştur. Millî Mücadele yıllarında gereçlere işgal kuvvetleri tarafından el konulması nedeniyle kamp ve gezi faaliyetleriyle yetinen şube 1923 yılında futbolcu Alaattin Baydar'in çabalarıyla yeniden teşkilatlandı. Düşman işgalinden yeni kurtulan Bursa ve İstanbul'da gösterilen ve en üst düzeyde takdir edilen faaliyetler 1932 yılında Fenerbahçe Müzesi'nin yangınında izcilik gereçlerinin tamamen kül olmasıyla ortadan kalktı.[89]
Eskrim
1917 yılında faaliyet sahasına alınan bu olimpik sporda hava pilotu Asım Uçar ve Sait Bey epe, Sedat ve Feyzi Beyler flöre branşında temayüz ettiler. 1917 Devrimi'nden kaçarak İstanbul'a yerleşen Beyaz Ruslardan Albay Grodetski'nin antrenörlüğündeki[90] sarı-lacivertli takım 20 Haziran 1920 tarihindeki Himaye-i Etfal Bayramı'nda ve 1921 yılında düzenlenen Fenerbahçe Bayramı'nda başarılı müsabakalar çıkardılarsa da Asım Uçar'ın Millî Mücadele'ye katılmak üzere İstanbul'dan ayrılmasıyla hayatiyetini kaybetti.[91]
Fikir ve Sahne
Fenerbahçe'nin 1918 tüzüğünde yer alan Kulüp, Spor ve Terbiye-i Fikriye Şubelerine bölünmüştür. Her iki şubenin ayrı tüzükleri vardır hükmünü âmir 4. maddesi uyarınca 1919 yılının ilkbaharında dönemin başkanı (aynı zamanda piyes yazarı ve eski güreşçi) Refik Ahmet Nuri Sekizinci tarafından kurulan fikir ve sahne şubesi Millî Mücadele yıllarında konferanslar, tiyatro temsilleri ve Muhittin Sadak ve Münir Nurettin Selçuk'un faaliyetlerinin başını çektiği konserler vasıtasıyla halkı ve üyeleri bilinçlendirme çabası gütmüş, Fenerbahçe dergisi 15 günde bir yayımlanmıştır. Şube, 16 Mart 1920 yılında İstanbul'un işgali sonrası İşgal Orduları Başkomutanlığının toplantı yasağı ilan etmesiyle faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalmıştır.[92]
Beyzbol
Temmuz 1919'da Amerikalı bir antrenörün gözetiminde başta Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza Sporel, İsmet Uluğ, Alaattin Baydar ve Sabih Arca başta olmak üzere dönemin önde gelen Fenerbahçeli futbolcularından oluşan takımın faaliyetleri, başka Türk kulüpleri bu spora ilgi göstermeyince, Amerikalı takımlarla yapılan müsabakalardan ibaret kaldı ve kısa zaman içinde sona erdi.[93]
Bilardo
Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı sporcuların Cumhuriyetin ilk yıllarında ilgi gösterdikleri bu spor dalında 1924 yılında düzenlenen İstanbul Şampiyonası'nda sarı-lacivertli sporcu Binbaşı Fuat Bey 183 puanla şampiyon oldu.[94] Bir yıl sonra ise Beşiktaşlı Nafi Bey'in bu defa 187 vuruşla birinci geldiği[95] ve dönemin Başbakanı İsmet İnönü'nün de yakın ilgi gösterdiği bu sporun yıllar geçtikçe kahvehanelere mahsus bir faaliyete dönüşmesi kulüplerin erken dönemdeki alakalarını da söndürdü.
Motor Sporları
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun 1923 yılında kurulmasıyla başlayan otomobil yarışlarında Fenerbahçeli sürücüler Ziya Koşar (1927, Veliefendi) ve Atatürk'ün de izlediği yarışlarda Samiye Burhan Cahit Morkaya (1931, İstinye-Maslak) ilk şampiyonlukları almışlardır.[96] Morkaya, ilk kadın şampiyon olurken,[97] 1932, 1936 ve 1937 yıllarındaki Castrol ve Turing Kulüp kupaları da adıgeçen Fenerbahçeli yarışçılarca kazanıldı ve kupalar Fenerbahçe Müzesi'ne bağışlandı.[98]II. Dünya Savaşı yıllarından 1970'lere kadar bu sporun ihmale uğramasıyla ilk kuşak Fenerbahçeli yarışçıların kazandığı başarılar da tarihte kaldı.
Halter
1925 yılında faaliyet sahasına alınan halterde sarı-lacivertli renklerin ilk şampiyonluğu 1940 ve 50'lerin ünlü tasvir ustası ve kürekçi Kenan Dinçman'ın 8 Ekim 1926 tarihinde kazandığı İstanbul hafif sıklet birinciliği olmuştur.[99] 1957'den sonra canlanan halter branşı, 1968'de gençlerde İstanbul şampiyonu ve Türkiye ikincisi olduktan sonra, 1969'da İstanbul şampiyonluğuna ulaştı.[100] 1976'ya kadar ferdi şampiyonluklar elde eden Fenerbahçe'nin kazandığı son takım başarısı 19 Mart 1972 tarihindeki İstanbul şampiyonluğu oldu.[101]
Avcılık
İlk kez Galip Kulaksızoğlu ve Sait Selahattin Cihanoğlu'nun 1913 yılında başlattıkları çalışmalar 1925 yılında avcılık şubesinin kurulmasıyla daha örgütlü hale geldi. İstanbul'da özellikle Kayışdağı Ormanı, Katırlı ve Alemdağ ormanlarında yoğunlaşan faaliyetler,[102] Cihanoğlu'nun Kenya, Tanzanya ve Güney Sudan bölgelerini kapsayan 1925-1926 yılındaki av partisiyle zirveye ulaşmıştır. Cihanoğlu aslan dâhil avladığı toplam 22 av hayvanının başını tahnit ederek Fenerbahçe Müzesi'ne bağışlamıştır. 1930'larda en hareketli devrini yaşayan bu şube, kulüp faaliyetlerinin olimpik sporlara yoğunlaşmasıyla popülaritesini kaybetti ve Cihanoğlu'nun 1975 yılında ölümüyle tamamen tarihe karıştı.[103]
Kule ve Tramplen Atlama
Gerek kule gerek tramplen atlama kategorilerinde Fenerbahçeli sporcular Fahri Ayad ve Kemal Bey bu branşta öncü sporcular olarak dikkat çekerken özellikle 1925 yılından sonra Mısırlı Şefik, Mahir Canbakan ve Suat Erler ilk şampiyonlar oldular.[104] Fenerbahçe 1930'larda Kiryako Şakir, 1940'larda Mustafa Keskin, 1950'den sonra da Muammer Çolpan ile bu sporda temsil edilirken her üç sporcu da İstanbul ve Türkiye şampiyonluklarını uzun süre ellerinden bırakmadılar. 1966 yılından 1971'e kadar millî takımda da yer alan[105] ve 25 Ağustos 1969'da Adana'da düzenlenen Türkiye Yüzme ve Atlama Şampiyonası'nda kule atlamadaki son şampiyonluğunu kazanan[106] Çolpan'ın da bu spora veda etmesiyle atlama branşı Fenerbahçe'de sona erdi.
Sutopu
1912 yılında Galip Kulaksızoğlu ve Said Salahaddin Cihanoğlu'nun kaptanlıklarındaki sutopu takımının Moda ve Kalamış kıyılarındaki ilk faaliyetleri rakipsizlik nedeniyle durduysa da, 1931 yılında Büyükdere havuzunun açılmasıyla hareketlenen faaliyetlere Fenerbahçe 1932 yılında Rüştü Dağlaroğlu önderliğinde kurulan takımla tekrar dâhil oldu.[107] Vakit Gazetesi ve Haliç turnuvalarını şampiyon kapatan takım 1932 İstanbul Ligi'ni üçüncü bitirdikten sonra, 1933 yılında Galatasaray'a rakip olduysa da[108] 29 Eylül 1933 tarihinde tartışmalı bir maçtan sonra rakibine uzatmada 3-2 yenilerek İstanbul ikincisi oldu. 1936'da dağıldıktan sonra, 1940'larda ve 1953'te tekrar kurulan takımların ömrü de kısa sürdü.[109]
Su Kayağı
İlk kez 1922 yılında ABD'de tatbik edilen bu sporun Türkiye'deki öncüsü 1937 yılında Fenerbahçeli komple sporcu Galip Kulaksızoğlu ve yelkenciler Faruk Hızer ile Semih Arıcan oldular.[110] 25 Temmuz 1937 tarihinde Modaspor Denizcilik Bayramı'nda Faruk Hızer'in kazanarak Başbakan İsmet İnönü'nün elinden aldığı kupa 2024 yılında bile Fenerbahçe Müzesi'nde sergilenen en ilginç mükafatlardan biridir.
Hentbol
1942 yılında Haydarpaşa Lisesi ile yapılan ortak çalışma sonucunda oluşturulan hentbol takımı aynı yıl başlayan İstanbul Hentbol Ligi'ne katıldı ve 1943-44 ile 1944-45 sezonlarında İstanbul şampiyonu oldu.[111] Salonların yetersiz kalması nedeniyle açık sahada oynanan dönemin hentbolünde seyirci rekoru yaklaşık 12.000 kişi ile 8 Nisan 1945 tarihinde Fenerbahçe-Galatasaray futbol maçının öncesinde oynanan ve Fenerbahçe'nin 7-4 kazanarak şampiyonluğu garantilediği müsabakada kırılmıştır.[112] 1945 yılında ilk kez düzenlenen Türkiye Hentbol Şampiyonası'nda 1 Temmuz 1945 tarihinde finalde Harbokulu'na 7-5 yenilerek Türkiye ikincisi olan takım, 1945-46 yılında da İstanbul şampiyonu olduktan sonra aleyhindeki tertipleri protesto ederek 1946-47 sezonundan itibaren ligden çekildi.[113]
Ragbi
İtalyan millî takımıyla Fransa'ya karşı millî maçta da oynayan Reşat Ersü'nün öncülüğünde ve Haydarpaşa Lisesi ile işbirliği hâlinde Fenerbahçe'de 1945 yılında bir ragbi takımı oluşturuldu ve 12 Mayıs 1945 tarihinde Haydarpaşa Lisesi Spor Bayramı'nda lise takımını 8-7 yendi.[114] 18 Mayıs 1947'de Fenerbahçe Stadı'nda Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı 4-0 yendiği futbol maçından önce Fenerbahçe'nin ragbi takımını kurmuş Galatasaray'ı yaklaşık 18.000 seyircinin önünde 12-0 yenmesi sarı-kırmızılı kulübün takımı dağıtmasına neden oldu ve bu maç 2007 yılında Türkiye Ligi kurulana kadar son ragbi maçı olarak tarihe geçti.[115]
Okçuluk
Okçuluk branşı 1966 yılında Fenerbahçe'de faaliyete geçti ve 1971'e dek geçen kısa süre içinde çeşitli başarılar kazandı. Uzun zaman Türkiye rekorlarını elinde tutan Fenerbahçeli okçu Sadık Öğretir 19 Eylül 1966'da Fenerbahçe'ye İstanbul şampiyonluğu kazandırırken[116] 18 Ocak 1968 tarihinde Mersin'de düzenlenen Türkiye Okçuluk Şampiyonası'nda da Türkiye rekoru olan 1003 puanla birinci oldu.[117] Öğretir, 23-29 Temmuz 1967'de Hollanda'nın Amersfoort kentinde düzenlenen Dünya Okçuluk Şampiyonası'na katılan ulusal takımda da yer aldı.
Judo
Fenerbahçe Kulübü ilk kez 1967 yılında judoyu çalışma alanına aldı. 17 Mart 1968 tarihinde düzenlenen Fenerbahçe Spor Kulübü Kongresi'ne sunulan Yönetim Kurulu raporunda yer alan ümitvar ifadelere rağmen gençlere yönelik olarak sürdürülen faaliyetler beklenen ilgiyi görmedi ve 1971 yılında bu spora veda edildi.[118]
Briç
Eski atlet ve basketbolcu Orhan Zeren'in atılımıyla 1984 yılında Fenerbahçe'de bir briç takımı kuruldu.[118] Takım Türkiye Briç Federasyonu'nun 14-15 Nisan 1984 tarihlerinde düzenlediği Müesseseler ve Kulüplerarası Türkiye Briç Şampiyonası'nda 44 kulüp ve müessese takımı arasında Seydişehirspor ve Türk Hava Yolları'nın ardından üçüncü oldu.[119] 1986 yılında İstanbul şampiyonu olan takım, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'na gitme hakkı kazansa da, takıma Fenerbahçe Spor Kulübü temsil hakkı vermediğinden Kupa'ya Fenerbahçe yerine Ankara şampiyonu Ankara Briç Kulübü katıldı.[118] 1999 yılında tekrar oluşturulan briç takımı 16-17 Ekim 1999 tarihlerinde Burdur'da düzenlenen Türkiye Şampiyonası'nda 44 takım arasında bir kez daha üçüncü oldu.[120]
Atıcılık
1986 yılında başlayan atıcılık faaliyetleri kısa sürede başarılı olmasına rağmen bu sporun ömrü Fenerbahçe'de kısa oldu ve 1988 yılı itibarıyla faaliyetler sonlandı. Bu spor branşında Fenerbahçe'nin kazandığı en büyük başarı olan Trap-Skeet Müsabakaları Başbakanlık Kupası halihazırda Fenerbahçe Müzesi'nde sergilenmektedir.
Dağcılık
Başkan Yıldırım döneminde kulübün 100. yıl kutlamaları kapsamındaki Fenerbahçe Dünya Zirvelerinde projesi bağlamında 2007 yılında Tunç Fındık ve Mustafa Kalaycı'dan mürettep bir dağcılık ekibi oluşturulmuştur. Ekip, proje kapsamında Ağrı Dağı, Arjantin'de bulunan Aconcagua Zirvesi, Tacikistan'daki Somoni Zirvesi, Fransa'daki Mont Blanc Zirvesi ve Tanzanya'daki Kilimanjaro Zirvesine tırmanarak Türk ve Fenerbahçe bayraklarını dalgalandırdıktan sonra,[121] dünyanın en yüksek dağı Everest'in zirvesine 21 Mayıs 2007 tarihinde ulaşarak Türk ve Fenerbahçe bayraklarını diktiler.[122]
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu İstanbul'un Kadıköy semtinde yer alan, Fenerbahçe takımının maçlarına ev sahipliği yapan stadyumdur. Stadyum, 1908 yılında açılmıştır ve 1999-2006 yılları arasında yenilenerek kapasitesi 50.530 kişiye çıkartılmıştır.[1] 21 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 4 Ekim 2006'da UEFA tarafından yapılan incelemeler sonucunda 2009 UEFA Kupası finalinin bu statta yapılması kararlaştırılmıştır.
Kulüp Müzesinin yeri birkaç kez değiştirilmiş ve yenilenmiştir. Son olarak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'na taşınmış ve 19 Ekim 2005 tarihinde açılmıştır. Müzede toplam 10 bölüm vardır. Açılışını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır. Bir diğer müze ise Ülker Spor ve Etkinlik Salonunda bulunan Fenerbahçe Basketbol Müzesi'dir. Türkiye' nin ilk ve tek basketbol müzesi olma özelliğine sahiptir.[123]
Diğer Tesisler
Kulübün diğer tesisleri arasında sosyal merkezler, idman tesisleri, kulüp ana merkezi, Dereağzı Metin Aşık Kamp Merkezi, genç takım futbol akademisi, spor salonu, Fikirtepe Tesisleri, Fenerbahçe Koleji ve yüzme havuzu bulunmaktadır.[124]
Fenerbahçe Spor Okulları, Fenerbahçe Koleji ve Fenerbahçe Üniversitesi ile Gebze'de kurulacak 3 Temmuz Spor Akademisi Tesisleri sayesinde ülke sporuna hizmet amaçlanmaktadır
Faruk Ilgaz Sosyal Tesisleri, kulüp ana binasının yanına kurulmuştur. 15 Mayıs 1969'da kurulmasına rağmen Aziz Yıldırım tarafından restore edildi ve 21 Ocak 2004 tarihinde açıldı.
Sancaktepe Can Bartu Antrenman Tesisleri, yapımına 1997 yılında Ali Şen'in başkanlığı döneminde başlandı. 2000 yılında tamamlandı. Ana takımın kamp merkezidir.
Dereağzı Metin Aşık Kamp Tesisleri, Dereağzı'nda kurulmuştur ve Fenerbahçe PAF takımına hizmet vermektedir.1989'da yeniden açılmıştır. Tesis Fenerbahçe'nin boks, yelken gibi takımlarına hizmet vermektedir.
Genç Futbol Akademisi, Metin Aşık Kamp Tesisleri'nin yanına kurulmuştur. 1999 yılında yapılarak Fenerbahçe Genç takımlarına hizmet vermektedir.
Fikirtepe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri, Yumurtacı Abdi Bey Yolu üzerinde, Kadıköy'e kurulmuştur. 1 Temmuz 1998'da açılmıştır. Futbolcu yetiştirmek için kullanılmaktadır..
GFB, kendi içinde 6 küçük gruba ayrılır. Bunlar 1907 Gençlik (2000 yılında kurulup 2001 yılında GFB'ye katılmıştır), GFB Europe, Lise GFB (Lise öğrencileri tarafından 2002 yılında kurulmuştur.), Uni GFB (Üniversite öğrencileri tarafından 2001 yılında kurulmuştur.), GFB's Angels (Kadın Fenerbahçeliler grubu), Devil's of GFB (2004 yılında kurulmuştur) ve Boğaz Hooligan's (2008 yılında kurulmuştur).
GFB'nin 61 şehirde, 51 üniversitede ve 10 değişik ülkede üyeleri vardır. Grup maçları Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun Maraton Tribünü A ve B bloklarında KFY ile birlikte takip etmekte ve takımlarına destek vermektedirler.
Kill For You
KFY 1996 yılında kurulmuştur. Grup, takımın tüm profesyonel ve amatör maçlarını takip etmektedir. Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun maraton tribünü A ve B bloklarında GFB ile birlikte maçları takip etmektedirler.
1907 ÜNİFEB
Grup 2002 yılında kurulmuştur. 1907 ÜNİFEB sıradan bir taraftar topluluğu veya sadece bir tribün grubu değildir. Amacı, Fenerbahçeli üniversite öğrencileri arasında ideal bir birlikteliği oluşturmak ve gücünü Fenerbahçe etrafında birleştirerek hareket etmektir. Fenerbahçe'nin Aydınlık Geleceği Olmak için kurulmuştur. Türkiye, KKTC ve yurt dışındaki üniversitelerde örgütlenmişlerdir. Tüm üyeleri üniversitelilerden oluşmaktadır. Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda maçları Türk Telekom (eski Telsim) tribününden takip etmektedirler. Merkezleri Levent'tedir.
Antu/Fenerlist
Grup bir internet topluluğudur. Ali Şen'in oğulları olan Metin Şen ve Adnan Şen tarafından kurulmuştur.
33 ülkeye, 37 şehire yayılmıştır ve 60.000'i aşkın üyeleri vardır. Üyeler maçları Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda Türk Telekom (eski Telsim) tribününden takip etmektedirler.
12 Numara
Fenerbahçe resmi taraftar internet grubudur. Kurucusu Mehmet Alakuş'tur ve Antu'ya tepki olarak kurulmuştur.[125][126]
Finans
Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret
Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ya da kısaca Fenerbahçe Sportif AŞ, Fenerbahçe'nin sahibi olduğu tüm Fenerbahçe girişimlerini çatısı altında toplayan ortaklıktır. Fenerbahçe Sportif AŞ'nin hisse senetleri Borsa İstanbul'da 2004 Şubat'ında işlem görmeye başladı. Şirketin %84.90'ı doğrudan kulübe aittir.[127]
Sponsorlar
Fenerbahçe'nin aşağıdaki kuruluşlar ile sponsorluk anlaşmaları vardır.[128]
Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe yönetim kurulunun, kulübe yeni bir gelir kaynağı oluşturma düşüncesiyle hayata geçirdiği bir mobil sanal ağ operatörüdür.
Türkiye'de bir ilk olan bu sanal operatörlük sistemi Fenerbahçe İletişim Hizmetleri A.Ş. bünyesinde 23 Şubat 2009 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır.[129]
Dünyada yaygın örnekleri bulunan sanal operatörlük sistemini Türkiye'de de ilk olarak Fenerbahçe ile hayata geçiren GSM altyapı sağlayıcısı Avea'dır. 23 Şubat 2009 Pazartesi günü dönemin Avea CEO'su Cüneyt Türktan ve dönemin Fenerbahçe Asbaşkanlarından İletişim Daire Başkanı Ali Koç tarafından imzalanan anlaşmayla Fenercell projesi Avea altyapısıyla resmen hayata geçirildi. Böylece AVEA 1907 kapanmış oldu.
Fenercell TV
Aziz Yıldırım döneminde Fenercell TV, Fenercell abonelerine Fenerbahçe ile ilgili dijital içeriklere web üzerinden ve mobil olarak cep telefonlarından ulaşmalarını sağlayan bir medya platformuydu. Sadece Fenercell hat sahiplerinin kullanabildiği bu hizmet fenercell, fenerbahce, fbtv, fenerbahcedergisi, fbsukrusaracoglu gibi farklı başlıklarla farklı içerikler sunmaktaydı.[130]
Fenerium
Fenerbahçe'nin lisanslı ürünleri Fenerbahçe Sportif A.Ş. adına Fenerium mağazalarında ve ülke genelinde satış yapan Fenerium tırları tarafından satılmaktadır.
Fenerium ana şubesi Şükrü Saracoğlu Stadı'ndadır. Buradan sezonluk bilet ve maç biletleri satın alınabilir.
Fenerium 41 mağaza ve 200 civarı satış noktasında toplam 1.720.000 ürün satarak 19 Milyon dolar kazanç elde etmiştir. 2004-05 sezonunda 285.000 civarında ürün satılmıştır.
Fenerbahçe Kart
Aziz Yıldırım'ın "Hedef bir milyon üye" projesi kapsamında kulüp tarafından çıkartılan ve taraftarlara çeşitli imkânlar sağlayan 3 tür taraftar kartıdır.[131] Bunun dışında çeşitli bankalarla anlaşmalı taraftar kartları da mevcuttur.
Fenerbahçe Gazetesi
Kulüp tarafından aylık olarak yayınlanan dergi, Yaysat tarafından tüm gazete bayilerine dağıtılmaktadır. Fenerbahçe Gazetesi'nin yayın yönetmenliğini Atila Bartın yapmaktadır. Gazetede kulüp hakkında bilgiler, haberler, makaleler, sporcu ve yöneticilerin açıklamaları ile özel röportajlar yer almakta, ayrıca kulüp, yönetici ve futbolcuların pek göz önünde olmayan ya da bilinmeyen nitelikleri hakkında bilgi verilmektedir.
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün olağan ve olağanüstü kongreleri aşağıdaki gibidir. 1965 yılından önceki başkanlık seçimlerinde yönetim kurulları (idari heyeti) yarışmaktaydı. Seçimi kazanan yönetim kurulu (idari heyeti) kendi arasında yaptığı toplantı ve oylama ile başkanı seçmekteydi.[132] 1923 yılında yeni düzenlenen kulüp tüzüğü ile başkanlık makamı kaldırıldı. Başkan yerine 3 kişilik bir yönetim kurulu oluşturuldu. Seçilen bu üç kişilik yönetim kurulunda genel sekreterlik görevini alanlar aynı zamanda kulüp başkanı gibi hareket etmişlerdir.[133][134]
Aziz Yıldırım dönemine kadar Fenerbahçe taraftar grupları, yönetim ve kongrelerde önemli bir etkiye sahipti. Bu grupların desteğini almak, Fenerbahçe başkan adayları için gereklilik olarak görülüyordu. Taraftar gruplarının bu denli etkili olmasının nedeni, Fenerbahçe üyelerinin çoğunluğunun bu gruplardan oluşmasıydı. Ancak, 2000'li yıllarda Aziz Yıldırım'ın başkanlığı döneminde kulübe üye olan kişi sayısının artırılması ve üyeliğin teşvik edilmesiyle birlikte taraftar gruplarının etkinliği kırıldı.[135]
^Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübe 3 Mayıs 1918 tarihinde yaptığı ziyaretin ardından, daha sonraki bir genel kurul kongresinde kulübün kuruluş yıldönümünün 3 Mayıs olmasına karar verildi
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün 1907 ilkbahar aylarında kurulmuş olduğu bilinmesine rağmen gün ve ay olarak tam tarih bilinmemektedir. Mustafa Kemal Atatürk'ün kulübü ziyaret etmesiyle o gün Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kuruluş tarihi olarak kabul edilir.
^"Uluslararası Başarılarımız". www.fenerbahce.org - Fenerbahçe Spor Kulübü Resmi Sitesi. 26 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2017.