Küçük yaşından itibaren çok iyi bir öğrenim görmüş, ayrıca idari ve askeri eğitime alıştırılmıştır. Bütün savaşlarda babasının yanında bulunmuş cesareti, kahramanlığı ve iyilikseverliğiyle kendisini herkese sevdirmiştir.[1]
I. Murad‘ın son seferi olan Kosova Meydan Savaşı’nda iki kardeş de büyük yararlıklar göstermişlerdir. Savaşta Yakub Çelebi sol cenahta saf tutmuştur ve Sırp prensi Lazar'ın yoğun saldırısına maruz kalmıştır. Düşman yenilip kaçmaya başlayınca, Şehzade Yakub Çelebi onların peşine takılır. Bu sırada savaş alanını dolaşmakta olan Birinci Murad, Miloš Obilić adındaki yaralı bir Sırp tarafından hançerle öldürülür. Taht, paşaların ittifakı ile Şehzade Bayezid'e verildi. Lakin Şehzade Yakub'un saltanatı ele almak isteyecebileceği düşüncesi üzerine olası bir taht kavgasını önlemek için Şehzade Yakub'un katline karar verilir. Otağa çağrılan Yakub Çelebi boğularak öldürülür.[2] Bu kararın verilmesinde I. Murad'ın tahtına göz koyan oğlu Savcı Bey'in isyanı ve katlinin etkisi muhtemeldir. Kardeş katli, I. Ahmed'in 'tahta yaşça en büyük olan şehzade geçer' kuralına kadar devam etmiştir.
Yıldırım Bayezid, kardeşinin naaşını Bursa’ya getirtmiş ve törenle defnettirmiştir.
İznik’te Yakub Çelebi Camisinin kuzeybatısında bulunan türbe ile ilgili bir kitabe bulunmamaktadır. Yakub çelebinin Bursa’da Hüdavendigar Türbesinde gömülü olup, bu türbenin bir makam olması kuvvetle muhtemeldir. Yakub Çelebi'nin İznik'te camisi, türbesi ve Keles’te de hamamı bulunmaktadır. Bu türbenin 14. yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı bilinmektedir. Yakub Çelebi Türbesi 6.45 x6.45 m. ölçüsünde kare planlıdır. Türbenin köşelerinde örme ayaklar yer almakta olup, bunlar birbirlerine sivri kemerlerle bağlanmıştır. Ayaklar ve kemerler tek sıra kesme taş, üç sıra tuğla ile örülmüştür. Bunlara dayanan pandantifli bir kubbe türbenin üzerini örtmektedir. Türbenin batısı sonradan örülerek kapatılmıştır.[3]
Orta Çağ Katalan edebiyatında önemli bir yer tutan Yakub Çelebi'nin Öyküsü (Història de Jacob Xalabín) adlı eser, Yakub Çelebi'nin maceralarını ve Kosova Savaşı'nda Yıldırım Bayezid tarafından öldürülüşünü konu alır.[4]