Şehzade Ertuğrul (ö. Temmuz 1392), Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid'in oğlu[1] ve ondan sonra gelecek olan taht adayı idi. Ertuğrul, Anadolu'da Beylikler döneminin sona erdirilmesinde önemli askeri katkılarda bulunmuş bir komutandır.
Osmanlı Devletine öldürülmesinden önce Aydın ve Saruhan Sancak Beyi olarak hizmet verdi. Aydın sancağında görev yaptığı sırada öncelikle Batı Anadolu'da Türk birliğinin sağlanmasında ve bölgede isyana kalkışıp Tuz Yasasına karşı gelen aşiret ve beylik ardıllarının dağıtılmasında ve yerlerinden sürülmesinde görevler üstlendi.[2]
Temmuz 1392'de Kırkdilim'de (Çorum - Osmancık arasında yer alan bir geçit) Kadı Burhaneddin ile yapılan savaşta Kadı Burhanettin tarafından öldürüldü. Tarihe bu savaş Kırkdilim Muharebesi olarak geçmiştir. Naaşı Bursa'ya getirilerek kendi adına yaptırılmış olan Ertuğrul Cami'nin bahçesine defnedilmiştir.
Kimi yerel ve batılı kaynaklar Şehzade Ertuğrul'un Timur’un Sivas’ı kuşatmasında orada bulunduğunu, yaklaşık dört bin kişilik bir süvari birliğini komuta ettiğini, kalenin düşmesinin ardından esir edilerek feci şekilde öldürüldüğünü ifade ederler.[3] Halk arasında anlatılan hünkârın, Bursa'da yaptırdığı bir imaretin inşaatının ihtiyaçlarını karşıladığı sırada bir çobanın ney (kaval) çalmasını işitince ona “Çal bire çoban çal. Ne canın yandı, ne ciğerin yakıldı. Ertuğrul gibi oğlun mu öldü? Sivas gibi şehrin mi yıkıldı?” diyerek seslenmesi bu iddialara bağlanmaktadır.[2][4]
*Şehzade Mustafa'nın taht için ayaklanmadığına dair yaygın bir görüş de bulunmaktadır, Bakınız Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi c.4 s.184