Walther Heinrich Alfred Hermann von Brauchitsch (4 Ekim 1881 – 18 Ekim 1948), II. Dünya Savaşı'nda belli bir süre Alman Ordusu'nda başkumandanlık görevi üstlenmiş Alman mareşal. Asil bir subay ailesinde doğdu; 1900'de Prusya muhafızlarına atandı. I. Dünya Savaşı esnasında Batı Cephesi'nde tümen ve kolordu kademesindeki görevlerde üstün başarı gösterdi.
1933 yılında Nazilerin yönetimi ele geçirmesinden sonra Doğu Prusya Askerî Bölgesi komutanlığına atandı. Adolf Hitler'den yüklü miktarda rüşvet aldı ve sonuç olarak Hitler'in malî yardımlarına bağımlı hale geldi. Brauchitsch, Şubat 1938'den Aralık 1941'e kadar Alman Ordusu Başkomutanı olarak görev yaptı. Fransa Savaşı'nda kilit rol oynadı; Yugoslavya ve Yunanistan'a karşı düzenlenen harekâtları teftiş etti. Fransa Savaşı'nda üstlendiği görevlerden ötürü, mareşalliğe terfi edilen on iki general arasında yer aldı.
Kasım 1941'de geçirdiği kalp krizi ve Hitler tarafından Moskova Muharebesi'ndeki mağlubiyetten sorumlu tutulmasının ardından başkomutanlık görevinden azledildi. Hayatının geri kalanını zorunlu emeklilikte geçirdi.
Savaştan sonra Brauchitsch, savaş suçlarından hüküm giydi ancak 1948 yılında henüz yargılanamadan zatürre nedeniyle öldü.
İlk yılları
Brauchitsch 4 Ekim 1881 tarihinde, bir süvari subayı olan Eduard von Brauchitsch ve eşi Charloette Bertha von Gordon çiftinin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi. Brauchitsch ailesinin köklü bir askerî geçmişi vardı, tıpkı ataları gibi Brauchitsch de Prusya subay törelerine göre yetiştirildi. Ailesi, Berlin sosyetesinde üst kademelere yükselmişti, neticede bu durum onu herhangi bir hükûmet görevlisi yahut subayla aynı kefeye koyuyordu. Gençlik yıllarında Brauchitsch, siyaset ve sanatla yakından ilgileniyordu. Oğlunun bu heveslerinin peşinden gitmesini isteyen babası, onu harp akademisi yerine Französisches Gymnasium Berlin okuluna yazdırdı.
Brauchitsch 1895 yılında Potsdam'da harp akademisine katıldı. Akabinde son yıllarında üstün yetenekli ve özenle seçilen öğrencilerin yer aldığı sınıfta okuyacağı ve beş yıl önce kardeşinin olduğu gibi İmparatoriçe Augusta Victoria tarafından seçilen bir hizmetli olarak görev alacağı Hauptkadettenanstalt Groß Lichterfelde okuluna nakil oldu. İmparatoriçenin sarayında görev aldığı süre içinde, hayatı boyunca kendisinde görülen görgü ve adabını edindi.
1900 yılında mezun olduktan sonra bir piyade alayında teğmen olarak görevlendirildi. Sonrasında sağlık durumu sebebiyle piyade alayı yerine bir topçu alayına nakledildi. Askerlere at biniciliği ve sürücülüğü konusunda eğitim vermekle görevlendirildi. Daha sonra Berlin'deki Genelkurmay Başkanlığına katıldı ve 1909'da üsteğmenliğe terfi etti.
Birinci Dünya Savaşı
Birinci Dünya Savaşı Ağustos 1914'te patlak verdiği esnada Brauchitsch yüzbaşı rütbesine ulaşmıştı. Metz yakınlarındaki XVI. Kolordu'ya kurmay subay olarak atandı. Savaşın sürdüğü günlerde 34. Piyade Tümeni ve Muhafızlar Rezerv Kolordusu'nda görev aldı. 1914-1916 yılları arasında Verdun ve Meuse-Argonne muharebelerinde yer aldı. Geriye kalan yıllarda İkinci Aisne Muharebesi, Üçüncü Aisne Muharebesi, Aisne-Marne Taarruzu ve Flanders Muharebesi'nde görev aldı. Brauchitsch savaş esnasında Birinci Sınıf Demir Haç ve Hohenzollern Hanedan Nişanı ile ödüllendirildi ve binbaşı rütbesine terfi etti.
Weimar Cumhuriyeti
Alman kuvvetleri 1919 yılında Versay Antlaşması uyarınca mecburen tenzil edilmiş olsa da Brauchitsch, ordudaki mevkiini muhafaza edebilmiştir. 1921 senesinde ise topçuluk alanında edindiği öğrenimlerden istifade edeceği, topçu birliklerini tertip edeceği ve müfredatta halihazırda mevcut olan topçuluk ile ilgili anlatımların üzerine kendi bilgi birikimini ve fikirlerini ekleyeceği Reichswehr Bakanlığı Topçu Departmanında çalışmaya başladı. Topçu Departmanında geçirdiği dört yılın ardından 1925 yılında yarbay rütbesine terfi etti. 1 Kasım 1927 tarihine gelindiğinde ise Münster, Vestfalya'da bulunan 6. Piyade Tümeni'ne kurmay başkanı olarak atandı.
Nazi Almanyası
1933 yılında Nazi Partisi ve Adolf Hitler ülke yönetimini ele geçirip Hitler'in yayılmacı politikalarına paralel olarak askerî harcamalara önem vermeye başladı. 1 Şubat 1933'te Brauchitsch, Königsberg'de bulunan 1. Tümen'in ve Doğu Prusya Askerî Bölgesi'nin komutanı olarak atandı. Yeniden silahlanmanın bir sonucu olarak Befehlshaber im Wehrkreis I'in yönetim mevkii de genişlemişti; Brauchitsch Ekim 1933'te korgeneral rütbesine terfi etti.
Brauchitsch 1936 yılına gelindiğinde topçu generali rütbesini elde etti. Ordu başkomutanı Werner von Fritsch görevden alındığında Hitler, Brauchitsch'i orgeneral rütbesine terfi etti.
Brauchitsch, Nazilerin uyguladığı silahlanma politikasını şahsen onaylıyordu. Brauchitsch ve Hitler'in yakınlığı, Brauchitsch'in eşi ve metresi arasında kaldığı vakitte Hitler'in 80.000 Reichsmark maddi destek sağlamasıyla artmıştı. Zamanla Brauchitsch Hitler'in maddi desteklerine bağımlı hâle geldi.
Ludwig Beck gibi Brauchitsch de Hitler'in Avusturya'yı ilhakına ve Çekoslovakya'ya olan müdahalesine karşı çıkmış, ancak Hitler'in planlarına karşı çıkmayarak siyasetten uzak durmayı tercih etmiştir. Yine de Nisan 1939'da Brauchitsch, Wilhelm Keitel ile birlikte Çekoslovakya'nın işgali anısına Hitler tarafından Altın Parti Rozeti ile ödüllendirilmiştir.
Dünya Savaşı'ndan önceki son aylarda Brauchitsch, İtalya'nın Nazi askerî emellerine yardım etme potansiyeline odaklandı. Mayıs 1939'da İtalyan-Alman ittifakını tasdik etmek için Libya ve La Spezia'daki İtalyan askeri tesislerini teftiş etti. Ancak İtalyan lider Benito Mussolini askeri işbirliği karşılığında Reich'tan malî destek talep ettiği için Brauchitsch, anlaşmanın kolayca sağlanamayacağını idrak etmişti. Fritsch halihazırda Brauchitsch'e İtalyan ordusunun "son derece zayıf bir durumda" olduğunu söylemişti. Almanya'nın Dışişleri Bakanı ve Mihver ittifakının mimarı Joachim von Ribbentrop, Brauchitsch'in çabalarına sürekli müdahale ediyor, ne pahasına olursa olsun işinin sağlamlaştığını görmek istiyordu.
İkinci Dünya Savaşı
Polonya'nın işgali sırasında Brauchitsch birçok planı denetledi. Polonya harekâtı sıklıkla yıldırım harekâtının ilk örneği olarak gösterilir ancak yıldırım harekatı işgal esnasında kullanılan resmî bir doktrin değildi. Seferin yürütülüş şekli, yıldırım savaşı olarak bilinen popüler algıya benzemiyordu. Zırhlı tümenleri piyadeler arasında seyrek bir şekilde yayılmıştı ve 1940'ta Batı Avrupa'nın işgalinde olduğu gibi kendilerine operasyonel bağımsızlık verilmemiş ya da toplu halde gruplandırılmamışlardı. Wehrmacht'ın Polonya'daki harekât yöntemi daha geleneksel olan Vernichtungsgedanke'yi takip etmiştir. Yıldırım savaşı olarak adlandırılan yöntem, Haziran 1940'taki batı harekâtından sonraya kadar gelişmemiştir. Doktrinin oluşumu, zaferin nedeni değil, sonucuydu. Brauchitsch harekâttan önce zırhlı birliklerin operasyonel düzeyde bağımsız hareket edebileceğine ikna olmuş değildi.
Brauchitsch, Hitler'in Alman Lebensraum'unu güvence altına almak için gerekli olduğunu iddia ettiği Polonya halkına karşı sert önlemleri destekledi. Danzig'deki Polonya Postanesi'nin savunmasında görev alan Polonyalı mahkûmların ölüm cezasına çarptırılmasında merkezî bir rol oynamış ve af taleplerini reddetmiştir.
Batı Avrupa ve Balkanların İşgali
Kasım 1939 başlarında Brauchitsch ve Genelkurmay Başkanı Franz Halder, Fransa'nın işgali için hazırlanan Hitler'i devirmeyi düşünmeye başladılar. Her iki subay da işgalin yenilgiyle sonuçlanacağına inanıyordu. 5 Kasım 1939'da Genelkurmay Başkanlığı, o yıl Batılı kuvvetlere karşı bir saldırı başlatılmamasını tavsiye eden hususi bir muhtıra hazırladı. Brauchitsch belgeyi Hitler'e okumayı istemeden de olsa kabul etti. Brauchitsch, Alman Ordusu'nun moralinin 1918'dekinden daha kötü olduğunu söyleyerek Hitler'i işgali ertelemeye ikna etmeye çalıştı.
Hitler öfkeden deliye dönerek Genelkurmay'ı ve Brauchitsch'i sadakatsizlik, korkaklık, sabotaj ve bozgunculukla suçladı. Brauchitsch, Zossen'deki ordu karargahına döndü. Bu toplantıdan sonra hem Brauchitsch hem de Halder, Nazi karşıtı hareketin önemli liderlerinden Carl Friedrich Goerdeler'e Hitler'i devirmenin kendilerinin yapamayacakları bir iş olduğunu ve komploya katılacak başka subaylar bulması gerektiğini söylediler. Hitler Genelkurmay'ı toplantıya çağırdı ve burada bir yıl içinde Batılı kuvvetler üzerinde mutlak zafer kazanılacağına olan inancını dile getirdi ve ayrıca Zossen ruhunu yok etme sözü verdi; bu tehdit Halder'in gözünü korkuttu ve neticede komplocuları, planladıkları ikinci darbe girişimini iptal etmeye zorladı.
Fransa Savaşı için hazırlıklar sürerken, o sırada A Ordu Grubu Kurmay Başkanı olarak görev yapan General Erich von Manstein ünlü Sichelschnitt (orak kesiği) planını ortaya sürdü. Brauchitsch ve Halder, Sichelschnitt planını onaylamadı. Manstein, Sichelschnitt'in OKH'ye sunulmasını talep ettiğinde Halder, Manstein'ı planlama sürecinin dışında tutarak doğuya bir yere nakletmeyi etmeyi önerdi. Brauchitsch bu öneriyi kabul etti ve onu Silezya'ya transfer etti. Ancak ertesi gün Hitler Brauchitsch'e, Führer'in kendi planı olarak sunduğu Manstein'ın planını kabul etmesini emretti. Başlangıçtaki şüpheciliğine rağmen Brauchitsch sonunda planın potansiyelini gördü ve ordunun Fransa'da gerçek bir başarı şansına sahip olduğunu hissetti.
Fransa'nın şaşırtıcı bir hızla düşmesinin ardından Brauchitsch Temmuz 1940'ta, 1940 Mareşal Töreni sırasında mareşalliğe terfi etti. Fransa işgal edilip bölündükten sonra, o ve yüksek komuta kademesinin geri kalanı, Fransa harekâtı nedeniyle artık ciddi şekilde zayıflamış olan Büyük Britanya'ya karşı da benzer şekilde kolay ve hızlı bir harekât gerçekleştirilmesini bekliyordu. Britanya'nın kolayca yenileceğinden, bu sözlerinden de anlaşılacağı üzere, emindi: "Zaferin çoktan kazanıldığını düşünüyoruz. İngiltere ancak biz dilediğimiz sürece güvende." İngiltere'yi işgal planı olan Denizaslanı Harekatı başarıya ulaşırsa, Hitler yeni fethin başına Brauchitsch'i getirmeyi planlıyordu. Luftwaffe gerekli hava üstünlüğünü elde edemediği için Britanya Savaşı kaybedildi ve böylece plan rafa kaldırıldı ve sonunda iptal edildi.
Nisan 1941'in başlarında Yugoslavya ve Yunanistan'ın istilasında Almanlar, tamamı Brauchitsch'in komutası altında olmak üzere 337,000 asker, 2,000 havan topu, 1,500 top, 1,100 tanksavar topu, 875 tank ve 740 diğer zırhlı savaş aracını görevlendirdi. Ay sonunda Yugoslavya ve Yunanistan'ın tamamı Almanların eline geçmişti.
Barbarossa Harekâtı
Brauchitsch ordusuna ve komutanlarına ırkçı Nazi politikalarını eleştirmeyi bırakmalarını emretti zira "Alman halkının yaklaşan ölüm dirim savaşı" için sert tedbirlere ihtiyaç vardı. Almanya Haziran 1941'de doğuya dönüp Sovyetler Birliği'ni işgal ettiğinde, orijinal planda değişiklikler yaparak yine kilit bir rol oynadı. Arkadaşı ve meslektaşı Wilhelm Keitel gibi Brauchitsch de Hitler, Alman ordusuna işgal altındaki topraklarda kimlerin öldürüleceği konusunda SS'lerle aynı talimatları verdiğinde itiraz etmedi.
Moskova harekatı başladığında sağlığı bozulmaya başlamıştı. Yine de kış başlamadan önce Moskova'yı almaya kararlı olduğu için çalışmalarına devam etti. Ordunun Moskova'yı alamaması Hitler'in düşmanlığını kazandı ve Kasım ayında bir kalp krizi geçirince işler Brauchitsch için daha da kötüleşti. Ayrıca büyük olasılıkla tedavisi olmayan kötü huylu bir kalp hastalığı olduğu da kendisine bildirildi.
Azledilmesi
Moskova'daki başarısızlığın ardından Brauchitsch 19 Aralık'ta Alman Ordusu Başkomutanlığı görevinden alındı ve Führerreserve'e (subay rezervi) nakledildi ve savaşın sonuna kadar burada görevsiz kaldı. Hitler'i bir daha hiç görmedi. Savaşın son üç yılını Prag'ın güneybatısındaki Brdy dağlarında yaşayarak geçirdi. Emekli olduktan sonra kamuoyuna yaptığı birkaç açıklamadan biri, Hitler'e karşı 20 Temmuz komplosunu kınayan ve birkaç eski meslektaşını suçladığı bir açıklamaydı. Daha sonra, bir akrabasının hayatını kurtarmak için bunu yapmak zorunda kaldığını iddia ederek Halder'den özür diledi.