Bu maddede belli bir ideolojinin bakış açısının ağırlıkta olduğu bir tür sistemik yanlılık sorununun bulunduğu düşünülmektedir. Maddenin evrenselleştirilmesi ve uygun hâle getirilmesi için lütfen tartışmaya katılınız. Şablonu maddeden çıkarmadan önce şablonun yardım sayfasını lütfen inceleyiniz.
Sokak köpeği, şehir ve köy gibi meskûn mahallerde yaşayan köpeklerdir.[2] Sokaklarda doğup, büyüyen enik, sahiplerinden kaçmış, sahipleri tarafından terk edilmiş veya sahibi tarafından sokakta besleniyor olabilirler.[3]
İnsanlarla iç içe yaşayacak şekilde evrimleşmiş olan köpeklerin[4] şehirlerde yaşamaları, kontrolsüz bir biçimde çoğalmaları hem köpeklerin sağlığı ve refahı açısından hem de insan sağlığı ve refahı açısından uygun değildir.[5] Köpeklerin popülasyonlarının kontrolsüzce artarak, toplumsal bir soruna dönüşmemesi konusunda farklı ülkelerin farklı çözüm yaklaşımları bulunmaktadır.
Sokak köpekleri; yaptıkları saldırılar, taşıdıkları kuduz ile diğer zoonoz hastalıklar, yaptıkları ani ve kontrolsüz hareketlerden dolayı meydana gelen trafik kazaları gibi sebeplere bağlı olarak her yıl on binlerce insanın ölümüne[6] ve milyonlarca insanın yaralanmasına[7] neden olmaktadır. Ayrıca baskın bir tür olduğu için kedi, sincap, tavşan gibi diğer memelilerin ve yerde yuva yapan kuş gibi birçok türün yaşamına fırsat vermez ve 2021 yılı itibarıyla 200e yakın türün yok olmasının ana sebebi olduğu gösterilmiştir.[8]
Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyada 200 milyon civarı köpek bulunmakta,[9]kuduz hastalığı insanlara %99 oranında kuduz olan köpeklerden geçmekte, her yıl yaklaşık 55.000 insan kuduz sonucu ölmekte, yıllık ortalama 29 milyon insan köpek ısırılması sonucu aşı olmakta ve sadece kuduz ile mücadelede yıllık 8.6 milyar ABD doları para harcanmaktadır.[10] Bunun yanı sıra ısırılma vakalarının %40'ında hedef çocuklardır.[10]
Sokakta yaşayan köpeklerin popülasyon kontrolü
Sokak köpekleri ile başarılı şekilde mücadele eden ülkelerde, sokakta bulunan köpekler hayvan bakımevine alınmakta ve 2 ila 4 hafta gibi belirli bir zaman içinde sahiplenilmemesi durumunda uygun bir hayvan ötanazisi yöntemiyle acısız bir şekilde itlaf edilmektedir.[11] Bunun yanı sıra yeniden sokaklarda çoğalmasını engellemek için sokağa terk edilen evcil hayvanların sahiplerine para cezası verilmektedir. Bazı ülkelerde ise başıboş hayvanlar için Yakala-kısırlaştır-yerine bırak yöntemi uygulanmaktadır. Türkiye'de de bu yöntem uygulanmakta ancak artan köpek nüfusunun da etkisiyle kısırlaştırma ve aşılamada yeterli başarı sağlanamamaktadır.[11] 2004 yılında çıkarılan 5199 nolu kanun uyarınca onlarca belediye tarafından yapılan kısırlaştırma faaliyetlerine rağmen köpek popülasyonunun son on yılda yaklaşık 10 katına çıkarak 10 milyona yaklaştığı tahmin edilmektedir.[11]
Dünya'nın en büyük hayvan hakları organizasyonu PETA, kısırlaştırmanın etkin yapıldığı durumlarda bile, evdeki köpeklerin sokağa atılması ve sokaktaki köpeklerin hızlı üremesi sonucu, sürekli devam eden evsiz hayvan akışına ayak uyduracak kadar hayvan barınağı inşa etmeyi, kurşun yarasına yara bandı yapıştırmaya benzetmiştir. PETA, sokaktaki köpeklerin genellikle aşırı hava koşullarına maruz kalma, motorlu araçların neden olduğu yaralanmalar, açlık, susuzluk, sokaktaki yiyeceklerden zehirlenme, zalim insanlar tarafından kötü muamale ve hastalıklardan acı çekerek ölümünün, ötanazi yapılmasından daha zalimce olduğunu ve bu yüzden sahiplenilmeyen köpekler için en insancıl çözümün ötenazi olduğunu savunmaktadır.[1] Bunun yanında, hayvan barınaklarının, tüm evsiz hayvanları süresiz olarak barındıracak ve destekleyecek şekilde sürekli artırılamayacağını, hayvanların aylarca hatta yıllarca sürekli sınırlı bir alanda, stresli bir şekilde var olmaya zorlamanın doğru olmadığını, ayrıca barınaklarda sürekli kalan hayvanlar sebebiyle bir süreliğine barınağa alınması gereken hayvanların alınamayacağını, tüm bu sebeplerden ötürü fazla köpek nüfusuyla en etkili ve insancıl çözümün ötenazi olduğunu savunmaktadır.[1]
Kısırlaştırma ile artan köpek popülasyonu ile mücadelenin mümkün olmadığı çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Bunun sebebi kısırlaştırmanın etkin yapıldığı durumlarda bile, evdeki köpeklerin sokağa atılması ve sokakta sistemden kaçan köpeklerin hızlı üremesidir. Köpekler, 10 aylıktan itibaren yılda iki ve bazı türlerde 3 veya 4 kere ve her doğumda 4-12 arasında enik dünyaya getirebilir. Bunun sonucunda kısır olmayan bir çift köpek ve yavruları 6 yıl sonunda ortalama olarak 67000 köpek dünyaya getirebilir.[12]
Uluslararası İnsani Toplum Derneği (HSI) Dost Hayvanlar Başkan Yardımcısı Kelly O'Meara
“
Köpek nüfusunu azaltmak için köpekleri öldürmek, hem insani değil hem de çözüm değil. Bir bölgedeki köpek nüfusunu azaltınca bir vakum etkisi yaratmış oluyorsunuz ve hemen başka bir bölgeden köpek göçüyle o boşluk doluyor.
Daha insani yöntemlerle kontrollü olarak nüfusu düşürmeye çalışmalıyız. Aşılama yapıp köpekleri ve dolayısıyla vahşi doğayı hastalıklardan korumak veya kontrollü kısırlaştırma gibi yöntemler daha etkili
Sokaklar, köpeklerin refahı açısından şu noktalarda yaşamaya uygun değildir:[1][5]
Sahipsiz oldukları için, işkence, tecavüz gibi çeşitli kötü muamelelere maruz kalmaları
Soğuk, sıcak ve yağışlı hava gibi aşırı hava durumlarına doğrudan maruz kalma sonucu ölüm ve hastalıklar
Uzun süre susuz ya da aç kalmaları
Buldukları veya kendilerine verilen, sağlıklarına zarar verecek yiyeceklerden kaynaklı gıda zehirlenmesi, hastalık ya da ölümler
Bulundukları alanı benimsemeleri ve alanını ihlal eden diğer köpek ve hayvanlar ile kavga etmeleri veya öldürmeleri. İnsanlara da bu yüzden saldırabilirler.
Kendi aralarındaki alan, yiyecek vb. kavgaları sonucu yaralanma ve ölümler
En az 6 ayda bir yapılması gerekli sağlık kontrollerinin yapılmamasından dolayı hastalanmaları, birbirlerine hastalık bulaştırmaları ve hastalıkları sonucu acı çekmeleri
Aşı yapılmamış ise kuduz vb. hastalık taşıma riski ve acı içinde ölmeleri
Trafik kazaları sonucu ölüm ya da sakat kalmaları
Beslenme sorunları
Sokakta yaşayan köpekler hayatlarını idame ettirmek için çoğunlukla hijyenik olmayan şekillerde beslenme ihtiyaçlarını giderir. Bu beslenme yöntemlerinin başında çöp konteynerleri yer alır.[14] Çöp konteynerlerinden çoğu zaman zehirleyici yan etkileri olan besinler köpeklerde ölüme veya hastalıklara sebep olur. Bu hastalıklar ölümcül olabildiği gibi tür içinde bir zararı olmayan ama bulaşıcı etkiye sahip hastalıklar da olabilir. Taşıyıcı görevi üstlenen köpek bu hastalığı başka türde canlılara bulaştırabilir ve bu hastalık bulaşan kişide ölümcül sonuçlara yol açabilir.[15]
Barınma Sorunları
Köpekler, sokakta şiddetli hava olaylarına maruz kalırlar. Hayvan Barınakları ile bu durum kısmen çözülür. Ancak PETA'ya göre yeterli alanın sunulduğu hayvan barınakları dahil, barınaklar köpeklerin uzun süre yaşamasına uygun değildir. PETA, hayvan barınakları ve köpeklerin sokakta yaşamasını, köpekleri "yavaş ölüm"e terk etmek olarak ifade etmiş ve ötenazinin en doğru çözüm olduğunu vurgulamıştır.[16]
Sağlık Sorunları
Köpekler, sağlıkları açısından doğumdan itibaren belli aralıklarla hastalıklara karşı aşılanmalıdır.[17] Çekirdek aşıları ilk aylarında daha sıkken, ilerleyen dönemlerinde en azından yılda bir defadır. Ancak köpeklerin birçoğu ömürlerinde bir defa veya hiç aşı olmamakta, bunun sonucunda da hem kendileri uyuz ve iç parazit gibi çeşitli hastalıklardan acı çekmekte hem de bu hastalıkların insanlar dahil diğer hayvanlara yayılmasına sebep olmaktadır.
Kötü muamele
Sokaklarda yaşayan köpekler genelde sahipsiz olduğu için onlara karşı, işkence, tecavüz, aç bırakma, trafik kazaları sonrası tedavi ettirmeme gibi kötü muameleler özellikle köpeklerin yoğun olduğu ülkelerde yaygındır. Sahipsiz hayvanları öldürmek, eğer hayvan kritik tehlikede veya koruma altında değilse genellikle cezasız veya az bir cezaya tabidir.
Dünya'nın en büyük hayvan hakları organizasyonu PETA, sokaktaki köpeklerin genellikle aşırı hava koşullarına maruz kalma, motorlu araçların neden olduğu yaralanmalar, açlık, susuzluk, sokaktaki yiyeceklerden zehirlenme, zalim insanlar tarafından kötü muamele ve hastalıklardan acı çekerek ölümünün, ötanazi yapılmasından daha zalimce olduğunu ve bu yüzden sahiplenilmeyen köpekler için en insancıl çözümün ötenazi olduğunu savunmaktadır.[1] Bunun yanında, korunaklı bir sığınak gibi görünen hayvan barınaklarının, tüm evsiz hayvanları süresiz olarak barındıracak ve destekleyecek şekilde sürekli artırılamayacağını, hayvanların aylarca hatta yıllarca sürekli sınırlı bir alanda, stresli bir şekilde var olmaya zorlamanın doğru olmadığını, ayrıca barınaklarda sürekli kalan hayvanlar sebebiyle bir süreliğine barınağa alınması gereken hayvanların alınamayacağını, tüm bu sebeplerden ötürü fazla köpek nüfusuyla en etkili ve insancıl çözümün ötenazi olduğunu savunmaktadır.[1]
Sokakta yaşayan köpeklerin neden oldukları sorunlar
Kontrolsüz bir şekilde artan köpek nüfusu sokaklarda köpek sorunu ortaya çıkarmaktadır. Köpeklerin, sokaklarda yaşamaları insan sağlığı ve güvenliği açısından şu noktalarda uygun değildir:[5]
İnsanlara saldırmaları veya hastalık bulaştırmaları
Özellikle oyun alanlarındaki dışkılarının kist hidatik gibi hastalıkları yaymaları
Trafik kazasına sebep olma ve bunun sonucunda yol açtığı yaralanma, ölüm ya da maddi hasarlar
Özellikle geceleri havlama ve uluma gibi seslerle gürültüye neden olmaları
Isırmaları durumunda kuduz riski nedeniyle yapılan aşılar ve insanların bu sürede iş gücü kaybı
Şehirlerde yaşayan küçük hayvanlara (sincap, kirpi, kedi vb.) yaşam fırsatı vermemesi veya tamamen yok etmesi
Sokaklarda beslenmeleri sonucu yemek artıklarının hijyen ve koku sorunlarına yol açması ve fare, haşere gibi hayvanların çoğalmasına sebep olması
İnsanlara saldırma riski nedeniyle ülkelerin vatandaşlarına yaptığı seyahat uyarıları ve sonucunda turist gelmemesi veya turizm imajının zedelenmesi
Köpek saldırısı sonucu ölüm ve yaralanmalar
Başıboş veya saldırgan eğitilmiş olan köpekler; çiftleşmeye çalışırken, kendi aralarında kavga ederken, kendisi tarafından benimsediği alana girdiği için veya sadece hareket ettiğinden dolayı tehlike olarak gördüğü için içgüdüsel olarak insanlara saldırıp yaralanma veya ölüme sebebiyet vermektedir. 2021 yılında Türkiye'de köpek saldırısından dolayı 300 binden fazla kişi hastaneye başvurmuş ve 25 kişi yaşamını yitirmiştir.[5] Hastaneye başvuranların %50'sinden fazlasını 15 yaş altı çocuklar oluşturmaktadır. Bu vakalarda çeşitli derecelerde el, kol, bacak kaybı ve doku kayıpları; vücudun yüz, kafa, el kol gibi değişik yerlerinde ısırıklar rapor edilmiştir.[5]
Kuduz ve köpek kaynaklı diğer hastalıklar
Sokak köpeklerinin bulunduğu yerlerde köpeklerden insanlara geçen kuduz, tenya, toksoplazma gondii, tüberküloz, leptospiroz, kılkurdu, saçkıran ve diğer parazit kaynaklı zoonoz hastalıklar[18] daha sık görülür. Ayrıca aşılanmanın yeterli olmadığı bölgelerde kuduz gibi kesin ölümcül olan hastalıklar gerçekleşmektedir.[19]Zoonoz hastalıkları engellemek için sahipli köpeği yürüyüşe çıkarırken sahibinin köpeğin dışkısını toplama yükümlülüğü de vardır.
Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyada 200 milyon civarı sokak köpeği bulunmakta,[9]kuduz hastalığı insanlara %99 oranında kuduz olan köpeklerden geçmekte, her yıl yaklaşık 55.000 insan kuduz sonucu ölmekte, yıllık ortalama 29 milyon insan köpek ısırılması sonucu aşı olmakta ve sadece kuduz ile mücadelede yıllık 8.6 milyar ABD doları para harcanmaktadır.[10] Bunun yanı sıra ısırılma vakalarının %40'ında hedef çocuklardır.[10]
Kuduz hastalığı bazı ülkelerde önemli bir sorun hâline gelmiştir. Hindistan'da 30 milyondan fazla köpek olduğu tahmin edilmekte ve her yıl yaklaşık 20.000'den fazla insan kuduz hastalığı nedeniyle ölmektedir.[20]
Hastalık bir insana bulaştığında kuduz aşısı yapılması gerekir. Kuduzun kuluçka süresi öncesinde bu aşı sayesinde antikor sağlanması hastalığı %100e varan oranda yenmeyi sağlar. Fakat aşının yapılmadığı, gecikildiği veya yaranın büyük ve beyne yakın olduğu durumlarda kişi kuduza yakalanabilir. Kişide nörolojik belirtiler gözlemlendikten sonra, 7 gün içinde ölür.[21]
2015 verilerine göre, kuduz nedeniyle Türkiye'de yaklaşık 70 milyon dolar harcama yapılmaktadır.[22] %99'u köpek saldırısı kaynaklı kuduz şüpheli temas sayısında 2015-2018 arası 3 yıllık dönemde 100 bine yakın aşırı bir artış yaşanmıştır. 2021 yılında bu rakam 300 bine ulaşmıştır. 2015 verilerine göre Türkiye'de köpek saldırısı nedeniyle hayatını kaybedenler hariç, sadece kuduz nedeniyle yılda 24 insan ölmektedir.[22] Kuduz kaynaklı insan ölümlerinin %95'inden fazlası Asya ve Afrika bölgelerinde meydana gelmektedir.[10] Türkiye'de kuduz tespit edildiğinde bildirilmesi zorunludur.[23]
Köpek dışkısı ve hijyen sorunları
Köpek dışkısı, oluşturduğu hijyenik olmayan durum ve kötü kokunun ötesinde özellikle tenya, kist hidatik gibi onlarca hastalığa sebep olan parazitler açısından oldukça risklidir. Bu yüzden köpekl dışkılarından yayılabilecek hastalıkları engellemek için sahibinin, kendi köpeğinin dışkısını toplama yükümlülüğü vardır. Ancak sahipsiz olarak sokaklarda yaşayan köpeklerin dışkıları özellikle çocuk oyun alanlarında ciddi bir risk teşkil eder.[24]
Köpek dışkısı gübre olarak kullanılamaz hatta doğaya ve temiz su kaynaklarına endüstriyel kaynaklı kirlilikler kadar zarar vermektedir.[25][26] Bunun yanında,
Başıboş köpeklerin bulunduğu yerlerde köpeklerden insanlara geçen kuduz, uyuz, çeşitli parazitler, Toxocara canis ve kist hidatik gibi zoonoz hastalıklar daha yaygındır. Ayrıca, köpeklerin beslenmesi için özellikle çocuk oyun parkları veya yürüme yollarına düzensizce bırakılan mama, çiğ et veya başka besinler, hijyen ve koku sorununun yanı sıra Salmonelloz, tifo gibi hastalıkların yayılmasına sebep olur.[18]
Turizm sorunu
ABD, Japonya, İsveç, Norveç, Hollanda, İrlanda, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Almanya, Çekya, Kanada, Avustralya'nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler, başıboş köpek sorunu bulunan Türkiye'yi ziyaret etmek isteyen vatandaşlarını köpek saldırıları, kuduz ve diğer hayvan kaynaklı hastalıklar konusunda uyarmaktadır.[27][28] Türkiye, Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerin başıboş köpek saldırıları yüzünden önemli sayıda turist kaybettiği tahmin edilmektedir.
Güvenlik sorunu ve hayat kalitesi
Köpeklerin özellikle gece daha fazla aktif olması ve saldırganlaşmasından dolayı insanlar köpek saldırılarından korunmak için geceleri veya köpek çeteleşmelerinin olduğu yerlerde gündüzleri de güvenlik açısından dışarı çıkmayabilir.
Sokaklarda yaşayan başıboş köpekler; insanların, kuş, kedi gibi birçok türün sağlığı için risk oluşturmaktadır. Herhangi bir kontrole sahip olmayan bu köpekler pek çok sıkıntıya sebep olabilir. Baskın bir tür olan köpek, kendi çevresinde başka memeli türünün yaşamasına fırsat vermez.
Bunun yanı sıra; havlama ve uluma sesleri, köpek kavgaları, köpeklerin beslenmesi, bırakılan çiğ et veya başka besinlerin oluşturduğu hijyen ve koku sorunu, köpek idrarı ve dışkısı (toxocariasis) insanları rahatsız edebilir.[29]
Trafik kazaları
Köpeklerin ani hareketleri sonucu insanların endişeye kapılarak yola atlaması sonucu veya hızlı akan trafiğin bulunduğu yollarda araçların yola giren köpeğe çarpmamak için yaptığı manevralar sonucunda ölüm, yaralanma ve maddi hasarlı kazalar meydana gelmektedir.[30]
Doğal dengeye etkileri
Başıboş olarak sokak veya kırsalda yaşayan köpekler, kendi belirledikleri bölgede yaşayan diğer kedi, geyik, karaca, genç yaban domuzu, gelincik, porsuk, tavşan, fare, sincap, kirpi gibi diğer memelilerin ve yerde yuva yapan kuş gibi birçok türün yaşamına fırsat vermez ve bu türlerin tamamen yok olmasına sebep olabilir.[8]
Sokak veya doğaya terk edilen başıboş köpeklerin; 96 memeli, 78 kuş, 22 sürüngen ve 3 amfibi türü dâhil olmak üzere dünya çapında tehdit altındaki en az 200 tür için bilinen veya potansiyel bir tehdit olduğu saptanmıştır.[31] Liste, ikisi "muhtemelen soyu tükenmiş" olarak sınıflandırılan ve otuzu "kritik derecede tehlike altındaki" türü içerir.[32] Başıboş köpekler, diğer memelileri ve kuşları av olarak tüketmenin yanı sıra doğal alanlarında yaşayan hayvanlara kendi hastalıklarını ve insanlardan kaptıkları hastalıkları yayarak da salgına sebep olabilirler.[33] Sonuç olarak insanla birlikte yaşama adapte olmuş olan bir tür olan köpeklerin, sokak ve orman gibi doğal yaşam alanlarında yaşamaları diğer türler için bir tehdittir.[33]
Sosyal çatışma
Başıboş köpeklerin artan popülasyonu sonucu sokak ve doğada başıboş köpekleri besleyen ve köpeklerin yaşam alanının sokaklar olduğunu savunanlar ile başıboş köpeklerin yarattığı güvenlik, hijyen, trafik kazası gibi sorunlardan dolayı sokakta olmaması gerektiğini düşünen kişiler arasında sosyal medya başta olmak üzere çeşitli düzeylerde çatışmalar meydana gelmektedir.
Psikolojik etkileri
Saldırgan veya uysal olması farketmeksizin, başıboş köpekler insanlarda korkuya neden olabilir. Bu korku, başıboş köpek görünce yolunu değiştirmekten, panik atağa ve kalp krizine kadar çeşitli tepkilerle sonuçlanabilir. Bu tür korkuları olan kişilerde baş dönmesi, bayılma hissi, boğulma hissi, kala kalma, yüksek nabız atış hızı, hızlı ve sığ solunum, terleme, titreme ve kaçmaya çalışma gibi sonular gözlemlenebilir. Çocuklarda ise bu belirtiler köpeğin bulunabileceği yerlerden kaçınmak, dışarıya çıkmakta isteksizlik, köpeklerin varlığında veya düşüncelerinden kaynaklanan kaygı veya stres, nefes darlığı, ağlamak, ebeveyne sarılmak, öfke nöbeti geçirmek veya sinirlenmek şeklindedir.[34]
Köpek saldırısına uğrayan kişilerde bu travmalar daha şiddetli olabilir.[35]
Ülkelere göre sokak köpekleri
Almanya
Almanya'da yürürlükte olan Hayvanları Koruma Yasası, uygun bir sebep olmaksızın omurgalıların öldürülmesini yasaklar. Uygun nedenler; yiyecek üretimi için kesim veya avlanma (kediler ve köpekler bunun dışındadır), bulaşıcı hastalıkların kontrolü, "eğer yaşamın devam etmesi tedavi edilemez acı veya ıstırap anlamına geliyorsa" veya bir hayvan genel halk için tehlike oluşturuyorsa acısız öldürmedir. Bu da ancak kamu güvenliğiyle ilgili bir makamın bir soruşturmaya dayanarak bunu emretmesi durumunda ötenazi için bir neden olacaktır.[36] Bu karar nedeniyle, Almanya'daki hayvan barınaklarında neredeyse hiçbir hayvan öldürülmez. Buna rağmen Almanya'da sokak köpeklerine rastlanmamasının sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
Almanya'da, bir köpek sahiplenmeden önce bir lisans alınmalı.
Evcil hayvan dükkanlarının Almanya'da evcil hayvan satmasına izin verilmez.
Bir hayvan satın almak isteniyorsa, profesyonel bir besi çiftliğinden resmî kanallardan satın alınmalıdır.
Bir köpeği sahiplenmeden önce, bir hayvan koruma kurumu tarafından gözden geçirilmesi gerekir. Almanya'da bir köpek sahiplenmek isteniyorsa, hayvan koruma kuruluşuna ekonomik durum, medeni durum, köpek yetiştirme motivasyonu, barınma ortamı ve hayvanları korumayla ilgili bir dizi belgeyi imzalama gibi ayrıntılı bilgilerin sağlanması gerekir.
Köpekleri terk eden veya istismar eden kişiler kanunen cezalandırılır. Bir köpek terk edilirse, yetkililer sahibinin kimliğini bulmak için çipi kullanabilir.
Sokaklara bırakılan köpekler anında kurtarılır. Almanya'da, sokaktaki köpekler 20 dakikadan fazla gözetimsiz bırakılırsa, yoldan geçenler sahiplerini bulmaya yardımcı olacak veya ilgili departmanlarla ve bazı kurumlarla iletişime geçerek köpeklerin birlikte bulunmasına yardımcı olacaktır.[37]
Amerika Birleşik Devletleri
ABD'de her yıl yaklaşık 2,7 milyon köpek ve kediye, barınakların çok dolu olması ve yeterli sahiplendirme olmaması nedeniyle öldürülmektedir. 2016'da ABD'de 592.255 ila 866.366 sahipsiz veya terkedilmiş köpek öldürülmüştür.[38]
Hindistan
Eskiden ölü hayvan leşi tüketen ve besin zincirinden belirli patojenleri yok eden Hindistan'daki akbaba nüfusunun azalması nedeniyle[39] Hindistan'ın sokak köpeği sayısı hızla arttı ve insanlar için tehlikeli hâle geldi.[40] Örneğin 12 milyonluk nüfusunun yarısı gecekondu sakini olan Mumbai'de en az 500 tonluk çöp günlük olarak toplanamadığından bu durum sokak köpeklerinin artışına zemin hazırlamaktadır.[41]
2001 yılında Hindistan'da sokak köpeklerinin öldürülmesini yasa dışı hâle getiren bir yasa; sokak köpekleriyle ilgili sorunları daha da kötüleştirdi, sokak köpeği popülasyonunu artırdı ve insanlarda kuduz vakalarının artmasına neden oldu.[41][42] "Yakala ve Öldür" programları, artan köpek sayısı için geleneksel bir çözüm olmuştur ancak Chennai merkezli ve Blue Cross of India tarafından başlatılan Hayvan Doğum Kontrolü-Kuduz Karşıtı (ABC-AR) programı gibi programlar da vardır.[43] Özellikle ülkenin güney ve kuzeydoğusundaki birçok köpek barınağı, sokak köpeklerini kurtarılmasına vurgu yapmaktadır.
Türkiye'de, 2004 yılına kadar, 1932 yılında yayımlanan sahipsiz köpekler hakkındaki tamim uyarınca, köpekler, belediyeler tarafından zehirlenerek yerinde itlaf edilmekteydi[44]. 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile etkinliği bilimsel olarak gösterilmemiş[45][46][47] olan yakala-kısırlaştır-yerine bırak yöntemini uygulamaya geçmiştir. Buna göre hayvanlar yerinde öldürme yerine, yakalanmış, kısırlaştırılıp küpe takılarak alındığı yere bırakılmıştır. Sonuç olarak, 2004 yılında 450 bin civarında olduğu tahmin edilen sokak köpeği sayısı, yıllar içinde artmıştır. 2024 yılında yapılan tahminlere göre 4 milyona vardığı da iddia edilmekle birlikte,[48] Evcil Hayvan Maması Üreticileri Federasyonu'nun (FEDIAF) Statista ve WorldAtlas verilerinden yola çıkarak yayınladığı raporda ise Türkiye'deki köpek popülasyonun 1,3 milyon olduğu, bu sayının içinde evde yaşayan köpeklerin de olduğu gösterilmektedir.[49] Aynı raporda Türkiye, 1,3 milyon köpek nüfusu ile 14 Avrupa ülkesi arasında sonuncu sıradadır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), TC Sağlık Bakanlığı verilerinde 2008-2021 yılları arasında, kuduz riskli temas sayısının 2 milyon 959 bin 338 olması ve bu sayının son iki yıl için 500 bin civarında beklenmesinden dolayı artış yönlü bir trende sahip olduğu zannıyla, Türkiye'yi kuduz açısından en riskli ülkeler arasında gördüğü iddia edilmektedir.[50] Oysa 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin iken 2023'te kuduz riskli temas sayısı 438 bine ulaştığı gibi bir istatistiğin var olmasının nedeni, sağlık bilincinin görece artmasıyla son yıllarda sağlık kurumlarına test yaptırılması için daha çok başvuru yapılmasından ibarettir. Bizzat Tarım ve Orman Bakanlığı verileri kuduz tehditinin artmak bir yana, hızla azaldığını göstermektedir. Türkiye'de Kuduza Karşı Oral Aşı Temini Projesi başlamadan önce, 194 olan kuduz pozitif numune sayısı 2020 yılında 90'a, 2021 yılında 11'e, 2022 yılında ise 2'ye inmiştir. Ayrıca Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yaygın kanaatin tersine kuduz kontrolü için sahipsiz köpeklerin itlaf edilmelerine karşı çıkmaktadır.[51] Bu arada kuduz açısından en yüksek riskli temas, tilki, çakal ve kurt gibi yabani hayvanlardan kaynaklanmaktadır.[52]
Köpek saldırıları, köpek sebepli kazalar, köpek çeteleşmeleri, hastane/park/okul/sosyal alanda görülen köpekler, hasta/tehlikeli/saldırgan köpekler ve doğal hayata tehdit yaratan köpeklerle ilgili haberler özellikle 2015'ten sonra ülke gündeminde önemli bir yer almaya başlamıştır.[kaynak belirtilmeli] 2022'de yaşanan bir köpek saldırısı sonucu ölen[kaynak belirtilmeli] 9 yaşındaki Mahra Melin Pınar adlı çocuğun ailesi, sokak köpeği sorununun çözümü için Güvenli Sokaklar Derneğini kurmuştur.
^abcde"Arşivlenmiş kopya". World Health Organisation- Rabies. 18 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2022.Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
^Doğrucan, Cemhan. "KUDUZ". bilheal.bilkent.edu.tr. Bilkent Üniversitesi Sağlık Merkezi. 7 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Kasım 2022.
^ab"end rabies now". end rabies now. 25 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2022.
^Markandyaa, Anil; Taylor, Tim; Longo, Alberto; Murtyd, M.N.; Murtyd, S. and Dhavalad, K.; 'Counting the cost of vulture decline—An appraisal of the human health and other benefits of vultures in India'; Ecological Economics 67 (2), 15 September 2008, pp 194–204
^Macrae, Penelope (9 Ağustos 2012). "India stray dogs to form security squad". Yahoo!. 14 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2014. A 2001 law forbids killing roaming dogs and the stray population has since soared, feeding off India's infamous mountains of street garbage as well as on kitchen scraps given to them by residents.