Başlığın diğer anlamları için
Müstansır sayfasına bakınız.
Mûstensir veya El-Mûstensir Billâh veya tam künye Ebū Tamīm El-Mustensir Billāh Maāḏ Bin aẓ-Zāhir, (Arapça:(أبو تميم "المستنصر بالله" معاذ بن الظاهر) (d. 5 Temmuz 1029 Kahire - ö. 24 Aralik 1094). Adı "El-Mûstensir Billâh", Allah'a kendisini zafere erdirmesi için yakaran anlamına gelmekte idi.
Hayatı
Tahta gecmesi
13 Haziran, 1036 tarihinde henüz altı yaşındayken Fâtımî İmâmı ve Hâlifesi oldu. Elli sekiz yıl süren imamlık ve halifelik döneminin başlarına devletin yönetimini annesi üstlendi.
Babası Halife Ali ez-Zâhir'in son yıllarında "Ali Bin Carcarai" rakiplerini elimine ederek Vezir olmuş ve devletin iktidar gücünü eline toplamayı başarmıştı. Halife Az Zahir'in 1036'da ölmesinden sonra da onu takip eden küçük yaştaki oğlu Halife El-Mustansır Billah'ın da 1044'e kadar Veziri olarak görevde bulundu.
Vezir Ali bin Carcarai
Halife Ali Az-Zahir'in son yıllarında "Ali bin Carcarai" rakiplerini elimine ederek Vezir olmuş ve devlet iktidar gücünü eline toplamayı başarmıştı.
Vezir "Ali bin Carcarai" 1044'e kadar kuzey Suriye'de komşu olduğu Bizans İmparatorluğu iyi geçinme siyaseti sürdürdü. Zaten Bizans İmparatorluğu elinde çok küçük Kuzeye Suriye kısımları kalmıştı. Vezir "Ali bin Carcarai" döneminde Fatımiler Devleti Suriye'de en geniş sınırlarına erişti. Vezir "Ali bin Carcarai" 1044'te öldü.
Sonraki Vezirler
1044'te ölen Ali bin Carcarai Yerine Vezir olarak sırayla İbni El-Anbari ve sonra Ebu Mansur Sadaka geçti. Bu iki vezir kendilerini pek gösteremediler. 1050-1058 döneminde Vezir olarak Ebu Muhammed Hasan bin Abdurrahman Yazur atandı ve bu vezirlik döneminde başarılı reformlar yaptı. O vezirlikten ayrıldıktan sonra 1058-1073 döneminde 15 yıl içinde arka arkaya çabuk değişen 40 Vezir bu göreve atandı. Bunlardan hiçbiri fazla başarı gösteremedi. Bununla beraber hepsi de devletin hazinesini devamlı tamtakır bırakacak şahsi projeler uygulamaktan sakınmadılar.
Bedr el-Cemâli
Bedr el-Cemâli hem Vezir, hem Silahlı Kuvvetler Komutanı (Emir el Juyuş), hem de Şii Daiileri Başı (Dabi El-Duat) unvanları taşımakta idi ve Fatimler Halifesi ve İmamı olan Mustansir'in en önemli devlet adamı idi. Aslı Ermeni bir köle idi ve bir Suriyeli emir Cemal El-Devle tarafından nispeten düşük bir fiyatla satın alınmıştı. Sonra da kölemen gulam askeri olarak Fatimiler Suriye ordusuna girdi. Gayet ustun yetenekli olduğu için rütbelerden ilerleyerek Suriye'de önemli bir liman şehri olan Akka valisi oldu.[1] 1074'te ise tüm Fatimiler devleti ordusu "Silahlı Kuvvetler Komutanı (Emir El Juyus)" görevine gelip Fatimiler devletinin idaresini fiilen eline aldi.
1094'te ölümüne kadar Fatimiler devletinin çeşitli diğer en üst idare görevlerini (Vezir, Şii Baş Daii gibi) üzerine alıp Fatimiler Devleti'ni (resmen Halife hariç) her yönü ile şahsen fiilen idare etti,[2]
Kıtlık, açlık ve isyanlar
1065-1072 döneminde Nil Nehri'nin olanaksal olarak suyunun azalması ve sellerin zamanında gelmemesi dolayısıyla Mısır'da tarım aksadı ve halk kitleleri büyük açlık çektiler. Müstensir saray ahırlarında daha önce de 10,000 kadar at bulunmakta iken bu atlara yas veya kuru yem bulunamaması ve açlık dolayısıyla ahırdaki atların öldürülüp yenmesi ahırdaki at sayısı hemen hemen sıfıra inmişti. Önce sadece gayet zayıf üç tane Halifeyi taşıyabilecek at bulunmakta idi; durum daha da kötüleşince de ancak sadece halifeye tek bir at bulunabilmekte olup halife saraydan ayrılıp bir yere gitmesi gerektiği zaman maiyeti ve korumaları kendine yürüyerek refakat etmesi gerekmekte idi. Böyle bir sırada kendine refakat eden maiyetinde bulunanların bazıları o kadar aç ve takatsiz kalmışlardı ki uzunca bir seyahatten sonra bazıları açlıktan bayılmışlardı. Mısır'daki halk açlıktan büyük zayiat verdi ve geride kalanlar gayet sıhhatsiz ve zayıf kalmışlardı. Bu halde veba salgının başlayıp hızla yayılması gecikmedi. Mısır'ın şehir ve köylerinde açlık ve veba dolayısıyla nüfus gayet azaldı. Özellikle kentsel alanlardaki iki fakir mahallelerde ve kırsal alanlarda fakir köylerde nüfus gayet azalmıştı ve sokaklarda bir sürü yan yana olan evlerden çoğu metruk ve boş kalmıştı.
Müstensir'in uzun halifelik döneminde Fatimilerin çeşitli değişik kavimler ve milletler mensuplarından kurdukları Fatimiler ordusu içinde devamlı mücadeleler olmakta idi. Önce Mağrip'ten gelen Berber kavimleri mensuplarının önemli olduğu orduda Mısır ele geçirildikten sonra, aşağı Mısır'dan Sudan'dan toplanan askerler de önem kazandı. Suriye'yi ellerine geçirdikten sonra, yani Mustensir dönemine, Fatimiler ordusu içinde Ermeni asıllılar ve Türk asıllılar da önem kazanmaya başladı. Özellikle 1062'de ve yine 1067'de ordu içinde Yukarı Mısır ve Sudan asıllı askerler ile Türk asıllı gulam askerler arasındaki çatışmalar birer asker isyanı ve hatta bir iç savaş haline dönüştü. Bu iç savaş şeklinde askerler arasında çarpışmalarında Türk asıllı gulamların üstün geldiği belirtilmektedir,
Aşağı Nil Vadisinde ise batıdan gelen Berber asıllı göçebe aşiretler ile Aşağı Mısır'ın yerleşik halkı arasında devamlı çatışmalar olmaktaydı. Halife Müstensir'in döneminde ortaya çıkan kıtlık ve tarımın zor dönemler yaşaması Aşağı Nil bölgesine gelen göçebe Berber kavimler mensuplarının kırsal alanlarda yaptıkları talanlar, nehir ve kanal kıyılarının koruma duvarlarına verdikleri zararlar dolayısıyla daha da ciddileşti.
Uzun süren halifelik ve ölümü
Uzun süren halifelik döneminde, Bâtinîliğin yayılmasında da çok önemli bir rol üstlendi. Bâtinîliğin Dâî A'zâmlik mertebesine ulaşmış olan nâdir hâlifeler arasında en önemlilerindendir.
İslâm tarihinde en uzun süre hâlifelik yapan hükümdar olarak ün yaptı. 24 Aralık 1094'te öldü ve yerine oğlu Mustâli Fâtimî İmâmı ve Hâlifesi oldu.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Dış bağlantılar
|
---|
|
|
---|
Emevî halifeleri | |
---|
Endülüs Emevî halifeleri | |
---|
|
|
|
---|
Abbâsî halifeleri | |
---|
Abbâsî-Memlûk halifeleri | |
---|
|
|
|
|