Münhasır ekonomik bölge (MEB) (İngilizce: Exclusive economic zone (EEZ)), Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında su ve rüzgâr enerjisi de dâhil olmak üzere özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir.[1]
Türkiye, 121. madde nedeniyle bu anlaşmayı hiçbir zaman imzalamamıştır:
Gerçekten de, BMDHS'ye göre, insan yerleşimine uygun olmayan veya kendi ekonomik yaşamı olmayan resifler hariç, tüm adalar karasuları hakkına ve bir kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge kurma hakkına sahiptir.
Türkiye, anlaşmanın aksine, Girit ya da Sicilya gibi üzerinde yerleşim olan adaların MEB'e sahip olma hakkını tanımayan eşsiz bir bakış açısına sahiptir: Bu alan devletin denize olan kıyı kenarından, denize doğru 200 deniz mili (370 km) dışına kadar uzanır. Argo kullanımında, bu terim devletin kabul edilen karasularının tamamında ve hatta 200 deniz millik sınırın ötesinde kıta sahanlığı içerecek şekilde kullanılmaktadır.
Tanımı
Genel olarak MEB, bir ülkenin karasularının ölçülmeye başladığı esas hatlardan itibaren denize/okyanusa doğru 200 deniz mili (370 km) kadar uzanır.[2] Bu kuralın istisnası ise, ülkelerin MEB'leri örtüştüğü / birbiri ile çakıştığı zamanlarda, diğer bir deyişle ülkenin karasularının ölçülmeye başladığı esas hatlardan itibaren diğer ülkeye ait deniz sınırına ulaşıncaya kadar 400 deniz mili (740 km) mesafe bulunmadığındadır. Böyle bir durum meydana geldiğinde ise, MEB devletlerin deniz sınırı tasvir edilerek belirlenir.[3] Genellikle bu gibi durumlarda MEB, en yakın devletin varsayılan sınırları ile örtüştüğü alandır.[4]
Alanlarına göre sıralama
Bu listede bağımlı bölgeler (ıssız topraklar dâhil) egemen devletlere bağlı olarak gösterilmektedir ancak Antarktika üzerindeki hak iddialarını içermemektedir. MEB+TYA Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) artı toplam yüzölçümü alanı (TYA).