Kara Ölüm

Kara Ölüm
Kara Ölüm'ün Avrupa'da ve Yakın Doğu'da Yayılması (1346-1353)
Kara Ölüm'ün Avrupa'da ve Yakın Doğu'da Yayılması (1346-1353)
HastalıkHıyarcıklı veba
Virüs cinsiYersinia pestis bakterisi
YerAvrasya ve Kuzey Afrika
İlk vakaUzak Doğu
Varış tarihi1346-53
İstatistikler
Ölümler
75-200 milyon arası (tahmini)
Kara Ölüm'ün Toggenburg İncilinde resmedilmesi. (1441)

Kara Veba olarak da bilinen Kara Ölüm, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Avrasya ve Kuzey Afrika'da 75-200 milyon[1][2][3] kadar insanın ölümüne yol açtığı düşünülmektedir. 1346-1353 yılları arasında Avrupa'da zirveye ulaşan salgın, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır.[4] Hastalığın sebebi Yersinia pestis bakterisidir. Genellikle hıyarcıklı veba görülse bile, pnömonik veba ve septisemik veba da görülebilir.[5][6]

Kara Ölüm, ikinci veba salgınının başlangıcıdır.[7] Veba, Avrupa tarihinin seyri üzerinde önemli etkisi olan dini, sosyal ve ekonomik çalkantılar yaratmış.

Kara Ölüm'ün kökeni tartışmalıdır. Pandemi ya Orta Asya'da ya da Doğu Asya'da ortaya çıktığı tahmin edilsede ilk kesin görünümü 1347'de Kırım'da olmuştur. Kırım'dan, büyük olasılıkla Ceneviz gemilerinde seyahat eden ve siyah farelerde yaşayan pireler tarafından taşınmıştır. Akdeniz Havzası'ndan yayılarak Konstantinopolis, Sicilya ve İtalyan Yarımadası üzerinden Afrika, Batı Asya ve Avrupa'nın geri kalanına ulaşmıştır. Kara Veba'nın karaya çıktıktan sonra esas olarak kişiden kişiye pnömonik veba olarak yayıldığına ve böylece salgının iç bölgelere hızlı yayılmasını açıkladığına dair kanıtlar bilinmektedir; bu, birincil vektörün hıyarcıklı vebaya neden olan sıçan pireleri olması durumunda beklenenden daha hızlı olmasıdır. [8]

Kara Ölüm, Geç Orta Çağ'da Avrupa'yı vuran ikinci büyük doğal afettir (ilk olanı 1315-1317 Büyük Kıtlığıydı) ve Avrupa nüfusunun yüzde 30 ila yüzde 60'ını öldürdüğü tahmin edilmektedir.[9][10][11] Vebanın 14. yüzyıldaki yaklaşık 475 milyon olan dünya nüfusunu 350-375 milyona düşürdüğü tahmin edilmektedir.[12] Geç Orta Çağ boyunca başka salgınlar da olduğu bilinmektedir ve diğer katkıda bulunan faktörlerle birlikte Avrupa nüfusu 1300 yılındaki seviyesini 1500 yılına kadar geri kazanamamıştır. [a] [13]

İsim

Köken

"Kara Veba" ismi, Türkçeye İngilizce olan "Black Death" isminden geçmiştir.

İngilizce iki kelimenin birleşimiyle oluşmuştur. Danimarkalı sözcük ögesi üstünde modellenmiştir.[14]

Kök

Black, Death[14]

Etimolojik Köken

  • Kurbanların derisinde beliren siyaha yakın iç kanama kaynaklı yaralardan atıfta bulunulduğu düşünülmektedir.
  • Sözcük yapısının kökeni Danca olan "den sorte død" tümlecinden geldiği bilinmektedir.

Black (Kara) kelimesi Avrupa'da salgına atıfta bulunan salgın dönemi kaynaklarında (14 ve 15. yy) varlığı kanıtlanmamıştır.

Spesifik kullanım ilk kez 15 ve 16. yüzyıllarda İsveç ve Danimarka kroniklerinde görünür. İsveççe: '† swarta dödhen', Dancada : 'den sorte død' tümleçleri kullanılmıştır. Danca terimler Avrupa dillerine adapte edildiği düşünülmektedir

Daha önceki metinlerde salgına Salgın Hastalık (Pestilence), Veba (The Plague), Büyük Salgın (Great Pestilence), Büyük Ölüm (Great Death) ya da The Forste Moreyn veya İlk Veba (First Pestilence) denmektedir. Latince Pestis veya Pestilentia; Epidemia; Mortalitas gibi adlarla anılmaktadır. 14. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa'da diğer salgın hastalıklardan ayırt etmek için İlk Veba (The Forste Moreyn) adı kullanılmıştır.

'Kara Ölüm' Terimi 1750'lere kadar bu salgını tanımlamak için kullanılmamıştır. İlk kez 1755'te kullanıldığı tanımlanıp onun da Dancadan tercüme edildiği tahmin edilmektedir. 'Kara Ölüm' ismi İlk kez İsveçli ve Danimarkalı tarihçiler tarafından 15 ve 16. yüzyıllarda popüler hale gelip ve 16 ve 17. yüzyıllar arasında diğer dillere aktarılmıştır.[14]

Diğer Veba Salgınları

Araştırmalar, vebanın ilk kez Avrupa ve Asya'da Erken Tunç Çağında görüldüğü öne sürmüştür.[15] Bu salgının M.Ö. 3000 civarında 'Neolitik Düşüş' ile ilişkili olabileceği tahmin edilmektedir.[16] Bu vebanın yanı sıra hayvan hastalıkları ve tarımsal kıtlık Neolitik Düşüşün sebepleri arasında olduğu düşümülmektedir.[17]

Aşağıda tarihe adını yazmış veba salgınlarına yer verilmiştir.

Doğu Roma ve Akdeniz kıyı kenarlarını etkileyen bir veba salgınıdır.[18] İki asır boyunca (541-686) kendini yenileyip 25-100 milyon insanın ölümünde sorumlu olduğuna inanılsa[19] da 2019 yılında yapılan araştırmaların bu veba salgınının ölüm oranı ve sosyal etkilerinin abartıldığı hakkında bir iddia ortaya atılmıştır.[20][21]

Doğu Roma İmparatorluğu’nda Sicilya Vebası

745 yılında Sicilya’da başlayan salgın, dönemin imparatorluğu olan Doğu Roma’ya da ulaşmıştır. Salgının etkisi o kadar büyük olmuştur ki İmparator V. Konstantin başkent Konstantinople’yi terk ederek Bitinya’ya (Kocaeli yarımadası) gitmiştir. 748 yılında salgın sona erince Doğu Roma İmparatorluğu nüfusun yarısından fazlasını kayıp verip, salgın sonrasında başkent Konstantinople hayalet bir şehre dönüşmüştür. Azalan nüfus karşısında İmparator V. Konstantin Yunanistan ve adalarından binlerce kişiyi zor kullanarak başkente getirtip yerleştirmiştir. Artan nüfusla birlikte başkent bir yıl içerisinde salgın öncesi haline dönmüştür.[22]

İspanya, Güney Afrika, İngiltere ve Mısır'da yakın tarihlerde (1582-1609) etkili olmuştur. 5000-9000 insanın ölümüne neden olmuştur.[23][24]

1629 ve 1631 yılları arasında İtalya'da etkisini gösteren bu veba salgını 280.000'e yakın kişinin ölümüne neden olmuştur.

İngiltere'de ortaya çıkan veba salgınının 100.000'e yakın kişiyi öldürdüğü tahmin edilmektedir. Bu veba salgını Londra'da büyük çaplı karantinalara sebep olmup[25], 1665 ve 1666 yılları arası etkisini göstermiştir.[26]

1738 yıllında Balkanlar'da ortaya çıkan bu veba salgını 50.000'den fazla insanın ölümüne neden olmuştur.

1770 ve 1772 tarihleri arasında Rusya'da etkisini gösteren bu veba salgını 50.000'den fazla insanın ölümüne neden olmuştur.

Tarih boyunca etkisini gösteren vebanın etkileri sadece yukarıda belirtilenlerle kalmamış, daha onlarca salgın yaşanmıştır. Ancak bu salgınlar küçük ve yetersiz kaynaklardan dolayı göz ardı edilebilir.

14. Yüzyıl Veba Salgını

Nedenleri

İlk Teoriler

Veba hastalığı ortaya çıktığında gerek Viyana’da ve gerek Avrupa’daki ilk tepki “Tanrı’nın insanları cezalandırdığı” şeklinde olmuştur. Bu görüş 17. yüzyıla kadar devam edip, o dönemdeki din adamlarına göre insanlar; insanlık dışı davranışlarda bulunmuşlar, Tanrı’yı unutmuşlar, O’nun emirlerine itaat etmemişler, etrafındakileri sevmeyi unutmuşlar ve bu yaptıklarının karşılığında da bu şekilde bir cezaya çarptırılmışlardır.[27]

Dönem insanlarına göre Tanrı gazabını olağanüstü olaylarda göstermiştir. Bunlardan birisi kuyruklu yıldızlardır. 1582, 1606 ve 1618 yıllarında görülen kuyruklu yıldızlar ile veba hastalığı arasında bir ilişki kurulmuş, hastalığın ortaya çıkmasında kuyruklu yıldızların görülmesinin etkili olduğuna inanılmıştır. 1582’de görülen kuyruklu yıldızın Prag, Thüringen, Hollanda ve diğer bölgelere bir kâbus gibi çöken yerel bir veba çeşidini, 1606 yılında görülen kuyruklu yıldızın ise, genel bir vebayı dünyaya getirdiğine inanılmıştır.[27]

Dönemin din adamlarına göre vebanın ortaya çıkmasında diğer bir suçlu, farklı din mensupları olmuştur. Bu bağlamda özellikle Yahudiler suçlu görülmüş ve onların şehir halkı için hayat kaynağı olan kuyuları zehirledikleri iddia edilmiştir. Bu kuyulardan su içenlerin çoğu o gün ölmüştür. Bu kuyu zehirleme iddiaları öncelikle Güney Fransa’da yayılmaya başlamış sonrasında ise bir saman alevi misali bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Öyle ki bütün kaynak ve çeşme sularına böyle bir zehir katıldığı böylece herkesin tehdit altında olduğu düşüncesi şeklinde bir panik havası oluşmuştur. Bu yüzden insanlardan kimse bu sulardan içmemiş sadece biriken yağmur sularını ve de nehir sularını içmişlerdir. Bu hastalığın yayılmasını kolaylaştırmıştır.[27]

Özellikle 14. yüzyılda Yahudilere yönelik olan bu suçlamalar artmış ve birçok Yahudi’nin sorgusuz sualsiz katledilmesine neden olmuştur. Yahudilere karşı uygulanan bu sert politikada ruhban sınıfının yanında eğitimli tebaa da önemli bir rol oynamış ve halkı onlara karşı kışkırtmışlardır. Yöneticiler ve Papa da; Yahudilerin kuyuları zehirlemesinin nedeni olarak, Yahudilerin Hristiyanları öldürerek Hristiyanlığı ortadan kaldırmak gibi bir amaç taşıdıkları konusunda halkı kışkırtmışlardır. Yine bir başka inanışa göre; Yahudiler kuyuları zehirlemek için gizli liderlerini Toledo’da karşılamışlar ve Asya’dan gelen vebanın zehrini ondan temin etmişler veya da zehirli örümceklerle, baykuşlarla ve diğer zehirli hayvanlarla bu hastalığı yaymışlardır. Bu konuda diğer bir iddia ise hastalığın Yahudi büyüsü ile yayılmasıdır.[27]

1348 yılının Mayıs ayında Provence şehrinde Yahudiler halkın da destek verilmesiyle kurban edilmeye başlanmıştır. Elli binden fazla Yahudi katledilmiştir. Zürich yönetimi de bu iddiaların neticesinde hiçbir Yahudi’yi ülkesine kabul etmemeye karar vermiş ve bu uygulamalar Basel, Freiburg, Strasburg gibi bölgelerde de geçerli olmuştur. Yahudilere uygulanan bu cezalar genellikle onların yakılması veya onların canlı canlı toprağa gömülmesi şeklinde olmuştur. Yahudilerin yakılmadığı yerlerde ise o yerleşim yerlerinin sakinleri öfkeden deliye dönmüş bir şekilde ellerinde kılıçlar ve ateşler ile Yahudileri ölüme zorlamışlardır. Bu korku o kadar yayılmıştır ki Yahudiler zorlamalara gerek kalmadan kendileri bir yere toplanarak kendilerini yakmışlardır.[27]

İlk Yahudi zulmü Salzburg ve Hallein şehirlerinde baş göstermiş, ardından Viyana’ya sıçramıştır. Kyburg kalesinde koruma altına aldığı birkaç yüz Yahudi, öfkeli bir halk grubu tarafından yakılmıştır.[27]

Polonya Kralı Büyük Casimir, bu dönemde Yahudilere karşı koruma politikası gütmüş ve nereden gelirlerse gelsinler onları kendi ülkesinde korumuştur. Herzog Albrecht, Viyana dışındaki bölgelerde de Yahudilere uygulanan bu davranışların durmasını istemiş ve onlara kötü davrananların ve onları öldürenlerin Mautern şehrinde 600 Pfund; Krems ve Stein’de ise 400 Pfund ceza ödemeleri gerektiğini emretmiştir. Suikastçılar ise ya hemen öldürülmüş veya sonradan acı içinde ölecekleri hapishanelere atılmışlardır. Bu uygulamalardan sonra Albrecht “Yahudi dostu” olarak anılmaya başlanmıştır.[27]

Baskın Modern Teori

Şu anda da doğru kabul edilen baskın modern teoriye göre; kuraklık sebebiyle kemirgenler, pireler ve keneler otlak alanlardan insanların daha kalabalık olduğu yerlere kaçmaya başlaması dolayısıyla yersina pestis basilini taşıyan hayvanların insanların yerleşim bölgelerine kaçması salgının hızını büyük ölçüde artırmıştır.

Yersina pestis basili 1894'te Hongkong'da bir hıyarcıklı veba salgınında öğrenci olan Alexandre Yersin tarafından keşfedilmiştir. Ayrıca Yersin bu basilin kemirgenlerde bulunduğunu kanıtlayıp ve farenin bulaşma aracının ana kaynağı olduğunu öne sürmüştür.[28][29] Yersina pestisin genel bulaşma mekanizması, 1898'de Paul-Louis Simond tarafından keşfedilmiştir. Bu deneylerde enfekte konakçı beslendikten birkaç gün sonra yerisna pestis konağın sindirim sistemini tıkayıp bu da tıkanıklık pireleri aç bırakmıştır ve beslenmede daha agresif hale bürünmelerine neden olmuştur. Bu binlerce basilisin beslenme bölgesine akın etmesine neden olur ve kurban enfekte eder.[30]

Alternatif Açıklamalar

Hastalığın epidemiyolojik açıklaması, semptomlarının tanınması kadar önemlidir. Ancak salgın döneminden bu güne kalma sağlam temelli bir kaynak olmaması sebebiyle mümkün değildir. İngiltere'de hastalığın yayılması üzerine çoğu çalışma yapılmıştır ancak genel nüfus tahminleri bile %100'ün üzerinde değişmektedir çünkü İngiltere'de 1086 ile 1377 yılları arasında hiçbir nüfus sayımı yapılmamıştır.[31] Veba kurbanlarının sayısı o dönemdeki din adamlarının dediklerinden yola çıkılarak tahmin edilmektedir.

Vebanın Belirti ve Hasta Üzerindeki Etkileri

Bir hıyarcıklı veba kurbanının kasığında oluşan hıyarcıklar. Ayrıca bu hıyarcıklar kurbanın boyun ve koltuk altı gibi lenf düğümlerinin yoğun şekilde bulunduğu bölgelerde de görüle bilinir.

Bulaşmanın ardından kurbanda ani bir şekilde ateş, titreme, baş ağrısı, halsizlik ve bir veya birden fazla olacak şekilde, bir elma boyutuna kadar büyüyebilen, lenf düğümlerinde ağrılı hıyarcık gelişir. Hastalık adını bu kendine özgü semptomundan alır. Bu semptomları sonradan akut ateş ve kan kusması izler.[32] Bu hastalık genelde pire ve kemirgenlerden geçer ve bakteriler, bakterinin içeri girdiği en yakın lenf düğümüne saldırır.[33] Bu hıyarcıklar daha sonradan iç kanama sebebiyle mor-siyah rengini alır.[34] Tedavi edilmezse bu lenf düğümlerindeki hıyarcıklar büyür ve vücutta gelişigüzel bir şekilde yayılma gösterir. Hıyarcıklar genellikle kasık ve koltuk altından gözlenebilir. Tedavi edilmediğinde kurbanların %80'i sekiz gün içinde ölür.[35]

Giovanni Boccaccio'nun kalemiyle hıyarcıklı veba:

"Söz konusu yılın bahar başlarında veba, üzücü etkilerini gün yüzüne çıkarmaya başladı. Burun kanamasının kaçınılmaz ölüm anlamına gelen Doğu'daki şeklini almadı. Bu etkisini daha ziyade, kadın ve erkeklerde kasık ve koltuk altlarında oluşan şişlikler yoluyla gösterdi. Bir elma ile yumurta büyüklüğü arasında olan bu yumrulara gavoccioli (Baloncuk) adını verdiler. Ve vücudun bu iki bölümünde ortaya çıkan ölümcül gavoccioli vücuda, çok kısa bir süre içinde, gelişi güzel bir şekilde yayılmaya başladı; daha sonra hastalığın semptomları kollarda, uyluklarda ve vücudun geri kalan her yerinde siyah ve mor lekelere dönüştü - bazıları büyük iken bazıları küçük ve yayılmış şekildeydi. Ve gavoccioli yaklaşan ölümün kesin bir habercisi olduğu gibi, onlarla temas edenler için de aynı anlama geldi. Ne bir doktorun takviyesi ne de tıbbın gücü bu hastalığı tedavi etmek için bir şey yapamaz; ya hastalığın doğası hiçbir tedavi sağlanamayacak şekildeydi ya da doktorlar cahilliklerinden hastalığın çaresini bulamadılar. Her halükarda hastaların çok azı bu hastalığı atlattı ve hemen hemen hepsi önceden açıkladığım semptomların ortaya çıkmasından yaklaşık üç gün sonra öldü. Ölenlerin çoğu daha ateş veya başka herhangi bir yan etki göstermeden öldü." (...)[34]

Pnömonik veba hekimleri. (Temsili)

Kurbanlarda ateş, baş ağrısı, halsizlik, nefes darlığı, göğüs ağrısı, öksürük ve kanlı öksürük ile hızla pnömoni gelişir. Damlacık yoluyla yayılır ve akciğerlerde yayılım gösterir. Zatürre, solunum yetmezliği ve şoka sebep olabilir. Pnömonik veba, vebanın en tehlikeli ve havadan damlacık yoluyla yayılabilen tek cinsidir.[33] Pnömonik veba tedavi edilmediği taktirde %90 ile %95 arasında bir ölüm oranına sahiptir.[32]

Bir septisemik veba kurbanının ellerinde oluşan kararma ve doku ölümü. Ayrıca bu semptom burun ve ayak parmaklarında da baş gösterebilir.

Kurbanlarda ateş, titreme, aşırı halsizlik, şok ve iç kanama gelişir. Dokuda, özellikle el-ayak parmakları ve burunda, iç kanamaya bağlı olarak morluk ve siyahlıklar gelişir. Bu dokular sonradan ölüp kangrene sebep olabilir. Bu veba tedavi edilmemiş hıyarcıklı vebadan gelişebilir. Bu hastalık kemirgen ve pire yoluyla yayılır.[33]

Kara Ölüm'ün Topluma Etkisi

Salgından Önce Toplumun Demografik, Sosyal ve Ekonomik Durumu

Feodalitenin yaygın olarak görüldüğü Avrupa'da toplumsal sınıflandırma büyük ölçülerde olduğu bilinmektedir. Avrupa devletleri 1335-1345 yıllarında başlayan Yüzyıl Savaşlarıyla birlikte bir savaş ekonomisine girmişler, bu durum vergiden alınması gereken gelirlerin artmasına neden olmuştur. Bu durum ülke çapında borçlanmaya ve devlet hazinelerinin tükenmesine kadar gitmiştir. Bu ağır vergilenme ve borçlanma sermaye ve üretimin kısıtlanmasına sebep olmuş, dolayısıyla gıda ve benzeri temel ihtiyaçların fiyatlar hızla yükselmiş ve insanların geçimi daha da güçleşmiştir.

Bunun yanında yaşanan kuraklıklar da zirai açıdan ağır darbeler vurmuştur. Bu kuraklık ayrıca kemirgen ve haşerelerin artmasına ve yerleşim yerlerine doğru göç etmelerine sebep olmuştur.

Bunlardan kötü etkilenen devletler kadar bu olaylardan çıkarı olan devletler de olduğu bilinmektedir. Örnek vermek gerekirse bu yaşananlar Fransa'nın lehine olduğu varsayılmaktadır.[36]

Salgın Esnası Toplumun Demografik, Sosyal ve Ekonomik Durumu

Demografik Etki ve Sonuçlar

Hem salgın hem de salgından önce olan ekonomik bunalımdan kaynaklı olan yüksek fiyatlar halkı zor durumda bırakmaktaydı. Birçok ülke bu konuda adımlar atmaya çalışıp ve çeşitli kuruluşlar kurdu. Ölüm oranlarının aşırı olması mezarlıklarda yer bulunamaması sebebiyle ölüler sokakta üst üste bırakılmaya başlandı. Bu uygulama hem hastalığın yayılmasını artırdı hem de kötü koku ve görüntüler sebebiyle şehir dışlarında yapılmaya devam edildi. Venedik'te nüfus kaybının aşırı olması sebebiyle dışarıdan gelen insanlara vatandaşlık verilmeye başlandı. Veba sebebiyle ekim ve dikim yapılamaması sebebiyle kıtlıklar yaşandı ve bu da insanlar daha da çaresizleştirdi. Avrupa'da olduğu gibi Afrika'da da günlük hayat tamamen durdu ve insanlar sürekli salgından ölenlerin cenazeleriyle meşgul oldu. Kefen bulunamayıp, mezarcılar fahiş fiyat istemeye başlamıştı. Din adamlarının ölmesi sebebiyle ibadethaneler kapandı.[37]

Ekonomik Etki ve Sonuçlar

Veba, başladığı yıllar itibarıyla ekonomiyi çökertme noktasına getirdi. Feodaliteyi bozdu ve tarımı zorlaştırdı. Toprak sahipleri çalışanların fiyatlarını zorunlu olarak artırdı. Derebeyler eski güçlerini yitirdi. Salgın nedeniyle seyyar tüccarlar başka yerlere yöneldi. Doktorlar salgının bulaşma tehlikesine karşılık iki kat fazla ücret istemeye başladı. Çok sayıda hekim bu hastalıkta hayatını kaybetti. Alanlarında usta kişilerin ölümüyle beraber işin ehli olmayan insanların bu alana yönelmesiyle ürün ve hizmet kalitesi düştü.

Demografik daralma nüfusu düşürdüğü için kira fiyatlarını düşürüp, işçilerin ücretini artırdı. Bu faktörler hayatta kalan insanların yaşamını kolaylaştırdı. Askeri kapasite zayıflamış ve bu da orduya etki etti.[37]

Sosyal Etki ve Sonuçlar

Veba toplumsal hayatı derinden etkiledi. Avrupa'da 14 ve 15. yüzyıllarda köylü isyanları çıktı. Köylü ve işçilerin özgürleşmesinde vebanın önemi büyüktü çünkü bu salgınla beraber değerleri bilinmeye başlandı. Kilisenin bu salgın hakkında bir şey yapamaması kiliseye olan güveni sarstı. Aile bireylerinin ölümü aile yapılarını bozdu. Birçok kişi hastalıktan korktuğu için aile ve akrabalarını terk ederek onlardan uzaklaştı ve bu göçleri arttı. Toplum hastalık neticesinde temizlik adabını öğrenmek zorunda kaldı.[37]

Ölümler

Ölüm sayıları hakkında dönem kaynaklarının yetersiz olmasından dolayı kesin bir rakam yoktur. Avrasyada 75 ile 200 milyon arasında insan öldürdüğü tahmin edilmektedir.[1][2][3] Bu ölüm sayıları, içinde yüzlerce hatta binlerce iskelet kalıntısının bulunduğu toplu mezarların kullanılmasına. Kazılan toplu mezarlar uzmanlara Kara Ölüm'ün biyolojik, sosyolojik, tarihi ve antropolojik sonuçlarını incelemelerine ve yorumlamalarına katkıda bulunmuştur.[38]

Not listesi

  1. ^ Declining temperatures following the end of the Medieval Warm Period added to the crisis

Kaynakça

  1. ^ a b ABC/Reuters (29 Ocak 2008). "Black death 'discriminated' between victims (ABC News in Science)". Australian Broadcasting Corporation. 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2008. 
  2. ^ a b "Black Death's Gene Code Cracked". Wired. 3 Ekim 2001. 26 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2015. 
  3. ^ a b "Health: De-coding the Black Death". BBC. 3 Ekim 2001. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2008. 
  4. ^ "Economic life after Covid-19: Lessons from the Black Death". The Economic Times. 29 Mart 2020. 21 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2020. 
  5. ^ "Plague". www.who.int (İngilizce). 30 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  6. ^ "Distinct Clones of Yersinia pestis Caused the Black Death". Nora J. Besansky. 7 Ekim 2010. 31 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  7. ^ "The History of Plague – Part 1. The Three Great Pandemics". jmvh.org. April 2012. 2 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2019. 
  8. ^ Snowden 2019.
  9. ^ Aberth 2010.
  10. ^ Austin Alchon 2003.
  11. ^ "Plague was one of history's deadliest diseases – then we found a cure". National Geographic. 6 Temmuz 2020. 2 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2020. 
  12. ^ "Historical Estimates of World Population". Census.gov. 2 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2019. 
  13. ^ Galens (2001). "The Late Middle Ages". Middle Ages Reference Library. Gale. 1. 16 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2020. 
  14. ^ a b c "Black Death, n. : Oxford English Dictionary". web.archive.org. 22 Mayıs 2021. 22 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2021. 
  15. ^ Susat, Julian; Lübke, Harald; Immel, Alexander; Brinker, Ute; Macāne, Aija; Meadows, John; Steer, Britta; Tholey, Andreas; Zagorska, Ilga; Gerhards, Guntis; Schmölcke, Ulrich (29 Haziran 2021). "A 5,000-year-old hunter-gatherer already plagued by Yersinia pestis". Cell Reports (İngilizce). 35 (13). doi:10.1016/j.celrep.2021.109278. ISSN 2211-1247. PMID 34192537. 
  16. ^ Rascovan, Nicolás; Sjögren, Karl-Göran; Kristiansen, Kristian; Nielsen, Rasmus; Willerslev, Eske; Desnues, Christelle; Rasmussen, Simon (10 Ocak 2019). "Emergence and Spread of Basal Lineages of Yersinia pestis during the Neolithic Decline". Cell. 176 (1-2): 295-305.e10. doi:10.1016/j.cell.2018.11.005. ISSN 1097-4172. PMID 30528431. 30 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  17. ^ Colledge, Sue; Conolly, James; Crema, Enrico; Shennan, Stephen (Kasım 2019). "Neolithic population crash in northwest Europe associated with agricultural crisis". Quaternary Research (İngilizce). 92 (3): 686-707. doi:10.1017/qua.2019.42. ISSN 0033-5894. 24 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2021. 
  18. ^ B. A., History. "Before the Black Death, There Was the Sixth-Century Plague". ThoughtCo (İngilizce). 18 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  19. ^ "An Empire's Epidemic". www.ph.ucla.edu. 4 Ağustos 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  20. ^ Mordechai, Lee; Eisenberg, Merle (1 Ağustos 2019). "Rejecting Catastrophe: The Case of the Justinianic Plague*". Past & Present (İngilizce). 244 (1): 3-50. doi:10.1093/pastj/gtz009. ISSN 0031-2746. 8 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2021. 
  21. ^ "Justinian's Flea - Q&A + Errata". www.justiniansflea.com. 29 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  22. ^ Radi Dikici. Bizans İmparatorluğu Tarihi (Byzantium 330-1453) (Onuncu bas.). Remzi Kitapevi. s. 207. 
  23. ^ "Wayback Machine" (PDF). web.archive.org. 25 Şubat 2020. 25 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  24. ^ "Chapter 15: A History of Spain and Portugal". web.archive.org. 27 Mart 2017. 8 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  25. ^ "The London Plague 1665". web.archive.org. 27 Mayıs 2016. 27 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  26. ^ Archives, The National. "The National Archives - Homepage". The National Archives (İngilizce). 24 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  27. ^ a b c d e f g "Arşivlenmiş kopya". 31 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2021. 
  28. ^ The Oxford dictionary of the Middle Ages. Robert E. Bjork. Oxford: Oxford University Press. 2010. ISBN 978-0-19-866262-4. OCLC 475455573. 
  29. ^ La Peste Bubonique A Hong-Kong (İtalyanca). Alexandre Yersin. 1894. 12 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2021. 
  30. ^ Interdisciplinary public health reasoning and epidemic modelling : the case of Black Death. George Christakos. Berlin: Springer. 2005. ISBN 978-3-540-28165-8. OCLC 262677942. 
  31. ^ Ziegler, Philip (1998). The black death. Goldalming, Surrey: Bramley Books. ISBN 1-85833-831-X. OCLC 43390162. 
  32. ^ a b Herlihy, David (1997). The black death and the transformation of the west. Samuel Kline, Jr. Cohn. Cambridge, Mass.: Harvard University Press. ISBN 0-674-07612-5. OCLC 36158791. 
  33. ^ a b c CDC (27 Kasım 2018). "Symptoms of plague | CDC". Centers for Disease Control and Prevention (İngilizce). 20 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  34. ^ a b "Boccaccio on the Black Death: Text & Commentary". World History Encyclopedia (İngilizce). 19 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2021. 
  35. ^ Byrne, Joseph Patrick (2004). The black death. Westport, Conn.: Greenwood Press. ISBN 0-313-32492-1. OCLC 54407618. 
  36. ^ "GEÇ ORTA ÇAĞ'DA AVRUPA EKONOMİSİ". cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr. 30 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  37. ^ a b c "Arşivlenmiş kopya". 30 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2021. 
  38. ^ Antoine, Daniel (2008). "5 The Archaeology of "Plague"". Medical History (İngilizce). 52 (S27): 101-114. doi:10.1017/S0025727300072112. ISSN 0025-7273. 

Ayrıca Bakınız

Dış Bağlantılar


Strategi Solo vs Squad di Free Fire: Cara Menang Mudah!