İstanbul ili Üsküdar ilçe sınırları içerisinde bulunan, yük aktarma limanıdır. Limanda 250.000 ton taşıma kapasitesine sahip bir yüzer vinç, 3 demiryolu feribotu, 3 adet 2500 HP gücünde römorkör ve 2 adet palamar botu mevcuttur. Haydarpaşa Garı ile trenyolu bağlantısı mevcuttur.
Limana uğrayan, ağırlığı 2000 grostondan az olan gemiler için römorkör alma şartı yoktur. Römorkör hizmeti 24 saat mevcuttur.
Limandaki konteyner kara terminalinin alanı 55.000 m2, yıllık tutma kapasitesi 52.800 TEU'dur. Dökme yük tesisinin kapasitesi 34.000 tondur.
Liman'ın Harem bölümüne (RORO) bir yolcu gemi salonu yapılmıştır 2017 itibarı ile yolcu limanı olarak da hizmet vermeye başlayacaktır.
Tarih
Liman inşaatı 1899 yılı 20 Nisan tarihinde Anadolu Demiryolları Şirketi (Anatolian Railways Company) tarafından başlatıldı. Şirket limanı yeni kurulan Türkiye tarafından onun 1924 yılı 24 Mayıs tarihinde satın alınmasına kadar çalıştırdı. 31 Mayıs 1927 tarihinde limanın yönetimi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (Ministry of Public Works and Settlement) kontrolünde olan Türkiye Devlet Demiryolları'nın (Turkish State Railways) eline geçti.
18/10/2010 Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) Başkanvekili Ahmet Aksu, daha önce gündeme gelen Haydarpaşa Garı'nın yenilenmesi projesi kapsamında bölgenin Devlet Demiryolları'ndan (TCDD) ÖİB'ye devri konusunda çalışmalarda sona gelindiğini söyledi. Aksu, kısa zaman içerisinde Haydarpaşa ihalesinin duyurulacağını kaydetti.
5 Şubat 1953 tarihinde Haydarpaşa Limanı'nın bir genişletme projesi üstlenildi. Limanın ilk genişletilme kısmı 1954 yılında tamamlandı ve kalan kısım ise 1967 yılında tamamlandı.[3] Genişletilme projeleri, Cumhuriyet döneminde CHP iktidarı sırasında Henri Prost'a Ankara’daki hükümetten gelen talepler sonucunda planlara işlenmiş, Adnan Menderes döneminde uygulamaya geçmiştir.[4]Doğan Kuban, limanın genişletilmesi çalışmaları için “Boğaziçi girişini kesme” benzetmesi yaparken, limanın, Haydarpaşa Garı ile başlayan sanayi görüntüsünü katlayarak büyüttüğünü söyler ve bu ticaret limanının, İstanbul'da eskiden yer almayan görsel bir ağırlık unsurunu, bölgeye yerleştirdiği eleştirisini sunar.[5]
2017 yılında İstanbul'da meydana gelen fırtına ve dolu felaketinde liman zarar görmüş, yıldırım düşmesine ve vinçlerin devrilmesine bağlı bir yangın çıkmıştır.[6]