Efektif talep; mal veya hizmeti alma konusunda etkin olma durumu, başka bir deyişle, o mal veya hizmeti alabilmek için yeterli para veya benzerlerinin mevcut olması durumudur.[1]
Klasik okulun fiyat teorilerinin temelini oluşturur. Adam Smith ve diğerlerine göre piyasa fiyatı (cari fiyat) o mal veya hizmetin efektif talebi ile arzının kesiştiği noktada belirlenir. Burada efektif talebi mutlak talebten ayırmak gerekmektedir. Mutlak talep mal veya hizmeti alabilecek durumu olmasa dahi o mal veya hizmete sahip olma duygusudur.
Keynes'e göre Büyük Buhran toplam efektif talep yetersizliğinden dolayı olmuştur. O dönemin iktisat düşüncesi olan baskın iktisat düşüncesine göre (klasik okul), her arz kendi talebini yaratır (Say kanunu). Fakat klasik okulun görüşünün aksine, finansal sistem geliştikce her arz kendi efektif talebini yaratmamaktadır. Gelişmiş ülkelerin sömürge ülkelere ve gelişmemiş ülkelere uyguladıkları baskılar sonucu gerçekleştirilen üretime yeterli efektif talep bulunamamaktadır.
Keynes, klasik iktisatçıların Mahreçler kanunu yerine efektif talep teorisini getirmiştir. Efektif talep, toplam arzın toplam talebe eşit olduğu yerdeki talep hacmidir. Keynes'e göre efektif talep girişimcilerin üretecekleri mallara gelecekte yapılacak tüketim ve yatırım harcamaları toplamıdır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ "Efektif". Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Terimler Sözlüğü. 3 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2011.