Bu madde, Vikipedi biçem el kitabına uygun değildir. Maddeyi, Vikipedi standartlarına uygun biçimde düzenleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. Gerekli düzenleme yapılmadan bu şablon kaldırılmamalıdır.(Nisan 2020)
Dekolonizasyon; bir devletin, bir başka ülke halkı ve kurumları üzerindeki kontrolünü sona erdirmesi. Diğer bir deyişle sömürgeciliğin sonlandırılmasıdır. Politik ve kültürel anlamda gerçekleştirilebilir. Bu Kavram özellikle I. Dünya Savaşı'ndan önce kurulan sömürge imparatorluklarının parçalanması için kullanılır.[1] Akademisyenler konuya ilişkin incelemelerinde özellikle bağımsızlık talep eden kolonilerdeki Creole Milliyetçiliği gibi halk hareketleri ve fikirler üzerinde yoğunlaşıyorlar.[2] Ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı Birleşmiş Milletler tarafından Dekolonizasyonun özü olarak tanımlanır.[3]Birleşmiş Milletler'e bağlı Özel Dekolonizasyon Komitesi, Dekolonizayon Süreci içerisinde Kolonici ulusun süreci iptal gibi bir hakkı bulunmadığına ancak sürecin yönlendirilmesinde söz sahibi olabileceğine karar vermiştir.[4] Buna örnek olarak:Hindistan'ın bölünmesi gösterilebilir. Bağımsız Devletler, bir bölge hakkında dekolonizasyon talep edebilse de bu orada yaşayan ulusun referandumuna bırakılır.[5]
Wikimedia Commons'ta Dekolonizasyon ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.
Dekolonizasyon 1770'lerde modern anlamda başlamış I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı sonlarında büyük sömürge imparatorluklarının yaşadığı büyük yıkımlar ve parasal kayıplardan dolayı kolonileriyle ilgilenememesinden dolayı hız kazanmıştır.[12]Soğuk Savaş Döneminde iki kutuplu dünya yapısında süper güçlerSSCB ve ABD dekolonizasyona destek vermişlerdir. SSCB baskısı altında ABD'den destek bekleyen imparatorluklar bekledikleri desteği bulamamış ve bastırılan isyanlar başarılı askerî müdahaleler olsalar da politik olarak kolonilerinin bağımsızlıklarına engel olamamışlardır.[13][14][15]
Kıbrıs, Osmanlı-Venedik Savaşı süresince 1570 ve 1571 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilmiştir. 1878 yılında ise fiilen (Latince: de facto) olarak Britanya İmparatorluğu'na devredilmiştir.[23] Osmanlı, Kıbrıs'ı fethettiğinde ada popülasyonunun büyük çoğunluğu Rumlardan oluşmaktaydı. Fethin ardından adaya Türkler getirilmeye başlandı.[24] Adada ilk hareketlilikler milliyetçilik akımının etkisi ile başladı. Yunan İsyanı'nın ardından Yunanlar bağımsızlığını ilan etti. Kıbrıslılar, bunun sonucu olarak kendilerine dini ve kültürel bakımdan Türklere nazaran çok daha yakın olan Yunanistan'a bağlanma isteğinde bulundular (Enosis).[25] Yaklaşık 3 yüzyıldır süren Türk yönetimi ada halkını iyice rahatsız eder hale gelmişti.[kaynak belirtilmeli] Yunan Devletine katılmak için sosyal ve kültürel çalışmalarda bulunsalar da Osmanlı döneminde silahlı direnişe geçilmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılması ise 93 Harbi sonucu gerçekleşmiştir. Savaşta büyük bir hezimete uğrayan imparatorluk; Rusların, Ayastefanos Antlaşması'nda sunduğu ağır antlaşma şartlarından kurtulmak ve Rus baskısına karşı politik olarak müttefik bulmak amacıyla Ada'nın yönetimini 1878 yılında de facto olarak Britanya İmparatorluğu'na bırakmıştır. 1914 Yılında I. Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu'nun İttifak Devletleri yanında savaşa girmesiyle beraber karşı ittifakta yer alan Britanya İmparatorluğu adayı resmen (Latince: de jure) ilhak ettiğini duyurdu.
1798 yılında Napolyon'un Mısırı işgal etmesiyle MısırdakiÖzerk Memlük yönetimi tamamen sona erdi.Sonrasında Arnavut komutan Kavalalı Mehmed Ali Paşa 1801 yılında Mısırdaki kontrolü ele aldı.1805 Yılında Sultan tarafından Paşa unvanı verilerek Mısır'avali olarak atandı. İmparatorluğa karşı çıkan Vehhabi ve Rum ayaklanmalarını bastıran Paşa bu olaylardan sonra Mısırdaki otoritesini arttırarak de facto olarak bağımsız bir devlet oluşturdu.[26]1830-40'lı yıllarda Osmanlı İmparatorluğuna karşı kazandığı savaşlar sonucu egemenliğini pekiştirdi.1839 yılında Nizipte bozguna uğrayan[27] Osmanlı İmparatorluğu Kütahya'ya kadar ilerleyen Paşayı politik dış baskı ile durdurdu.Londra Antlaşması(1840) ile Osmanlı İmparatorluğu Mısır'ın özel imtiyazlı eyalet olduğunu tanıdı[28] ve Mısır eyalet yönetimi Kavalalılar Hanedanına bırakıldı.1805-68 yılları arası "Vali"unvanını kullanan Kavalalılar,1868 yılında Vilayet Sistemine geçilmesiyle beraber Mısır'ın imtiyazını vurgulamak adına "Hidiv" unvanını kullanmaya başlamışlardır.[29] 1882'de kurulan Mahmud Sami el-Barudi hükümetinde savaş bakanı olan milliyetçilerin önderi Arabi Paşa'nın saygınlığının iyice artması üzerine Mısır'daki otoritesi zayıflayan ve hidivliği tartışılmaya başlanan Hidiv Tevfik Paşa, İngiltere ve Fransa'dan yardım istedi. İngiliz donanmasının İskenderiye'yi bombalaması (Temmuz 1882) üzerine muhalefet tarafından hain ilan edilen Tevfik Paşa İngilizlere sığınmak zorunda kaldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun karşı çıkmasına rağmen Mısır'ı işgal eden İngilizler Et-Tellü'l-Kebir'de Mısır ordusunun başkomutanıArabi (Urabi) Paşa'yı bozguna uğratarak (Eylül 1882) milliyetçi hareketi ezdiler; böylece Tevfik Paşa, hidiv olarak yeniden Kahire'ye geri döndü ve bundan sonra hidivliğini ancak işgal güçlerinin denetimi altında sürdürebildi. Osmanlı İmparatorluğu, İngilizleri zorla Mısır'dan çıkaramayacağını bildiğinden İngilizlerle anlaşmak zorunda kaldı. Bu antlaşmaya göre Mısır hidivleri yine Kavalalılar Hanedanı'ndan olmak şartıyla Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere'nin onayıyla seçilecekti. Böylece İngiltere'nin Mısır'daki varlığı Osmanlı İmparatorluğu tarafından da resmen tanınmış oldu.[28] 1914 Yılında I. Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu'nun İttifak Devletleri yanında savaşa girmesiyle İngilizler Hüseyin Kamil Paşayı "Sultan" unvanıyla tahta çıkartarak Mısır'ı resmen manda ve himaye altına aldıklarını duyurdu.[30]
Bulgarlar Ortodoks olmaları nedeniyle ibadet açısından Osmanlılar tarafından İstanbul'daki Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağlanmışlardı. Zamanla Bulgarlar bu durumdan hoşnutsuzluk duymaya başladılar. 1849 yılında İstanbul'da Aya Stefan Bulgar Kilisesinin (Demir Kilise) inşaatına izin verildi.[47] 28 Şubat 1870 tarihinde Osmanlı padişahı Abdülaziz Bulgar Eksarhanesinin (Rumlardan bağımsız Bulgar Ortodoks Kilisesi) kurulmasına izin verdi.[48] Ancak Bulgarların Osmanlı yönetiminden hoşnutsuzlukları buna rağmen devam etti. 1876 yılının Nisan ayında Panagürişte bölgesinde başlayan Bulgar İsyanları bütün Orta Dağ bölgesine yayıldı. Bu dönemde bölgeye Rusya tarafından Kafkasya'daki yurtlarından zorla atılmış birçok Kafkasyalı (Çerkez, Abaza, vs.) Müslüman yerleştirilmişti. Ruslar gibi Slav olan Bulgarlarla, Ruslardan büyük eziyet çekmiş Kafkasyalı Müslümanlar arasında karşılıklı katliamlar yaşandı. Osmanlılar bu isyanları başıbozukları kullanarak kısa zamanda bastırdılar. Ancak batı dünyasında Osmanlı Devleti'nin bu isyanların bastırılmasında kullandığı yöntemler büyük eleştirilere neden oldu. Bulgarların öldürülmesi tek taraflı olarak yansıtıldı. Müslümanların uğradığı katliamlar göz ardı edildi. Eski İngiltere başbakanı William Ewart Gladstone, bilim adamı Charles Darwin, yazar Oscar Wilde ve Victor Hugo, İtalyan siyasetçi Giuseppe Garibaldi gibi etkili kişiler Osmanlı İmparatorluğu aleyhinde tek taraflı yazılar yazarak Avrupa'da Bulgarların lehinde bir kamuoyu oluşmasına neden oldular.23 Aralık 1876 tarihinde İngiltere'nin öncülüğüyle Balkanlardaki Ortodoksların haklarını görüşmek üzere İstanbul'da bir konferans toplanmasına karar verildi.[49] Konferans Haliç Tersanesi'nde bulunan Bahriye Nazırlığında toplandığı için Tersane Konferansı adıyla tarihe geçmiştir. II. Abdülhamit konferansın toplandığı gün I. Meşrutiyet'i ilan etti ama Rusları memnun edemedi.[50]1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ilan edildi.Savaş sonucu1878 yılında Ayestefanos antlaşması imzalandı ve sınırları Ege Denizinden,Kırklareliye,Makedonyaya kadar olan büyük bir Bulgaristan kuruldu.[51] Ancak diğer Süpergüçler buna izin vermeyerek 1878 yılında Berlin Antlaşmasını imzalattılar.Bu antlaşmayla Bulgaristan sınırları küçültüldü.Küçültülen sınırlar Doğu Rumeli ve Bulgaristan Prensliği olarak ikiye ayrıldı.[52](Daha sonraları Bulgaristan Prensliği, Doğu Rumeli Vilayetini ilhak etti.[53])1908 yılında Bulgaristan II.Meşrutiyet ile birlikte Osmanlı'dan Tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti tazminatı ise OsmanlınınRusyaya olan borcundan düşüldü.
Bulgar Bağımsızlık Bildirisi şöyledir:
"Unutulmayacak Kurtarıcı Çar'ın iradesine dayanarak, 19 Şubat 1878'de kardeşimiz gibi gördüğümüz yüce Rus halkı, Majesteleri Romanya Kralının tebaası iyi komşularımız ve cesur kahraman Bulgarların yardımıyla, bir zamanlar yüce ve şanlı olan Bulgaristan'ı yüzyıllardır köleliğe mahkum eden zincirleri kırmıştır. Böylece, otuz yıldan uzun süredir Bulgar halkı özgürlükleri için yorulanların hatırasına sahip çıkıp onlardan esinlenerek durmadan güzel vatanlarının gelişmesi için çalışmış ve benimle merhum Prens Aleksandır'ın liderliği altında uygar milletler ailesinin eşit bir üyesi olabilecek bir devlet yaratmışlardır. Halkım daima bağımsız olup kültürel ve ekonomik ilerlemeyi arzulamıştır.
Bu çabada, hiçbir şey Bulgaristan'ın ilerlemesini durduramayacaktır, hiçbir şey başarısını engelleyemeyecektir. Bu halkımın arzusudur, halkımın dileğidir. Diledikleri gibi olsun! Bulgar halkı ve liderleri farklı düşünemez ya da hissedemez. Bulgaristan devletinin sadece fiilen bağımsız olması bazı yanılsamalar ve resmi kısıtlamalar yüzünden normal ve barışçıl ilerlemesini engellemekte, bunun sonucu olarak Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişki soğumaktadır.
Halkım ve ben Türkiye'nin siyasi canlanmasına samimiyetle sevinmekteyiz!
Türkiye ve Bulgaristan, birbirlerinden tamamen bağımsız ve özgür olarak dostluk ilişkilerini destekleyecek koşullar altında yer alabilir ve barışçıl dahili gelişmeye odaklanabilirler.
Bu kutsal amelden esinlenerek, ulusal gerekliliklere cevaben ve Bulgar halkının iradesi doğrultusunda, Ulu Tanrı'nın adıyla, 6 Eylül 1885'te birleşen Bulgaristan'ı bağımsız bir Krallık ilan ediyorum. Halkımla birlikte bu bildirinin Büyük Devletler tarafından onaylanacağına inanıyorum.
Yaşasın bağımsız Bulgaristan! Yaşasın Bulgar Halkı!
Kadim başkent Veliko Tarnovo'da, hükümdarlığımın 22. yılı olan 22 Eylül 1908 tarihinde"
^Hack, Karl (2008). International Encyclopedia of the Social Sciences. Detroit: Macmillan Reference USA. pp. 255–257. ISBN 978-0-02-865965-7.
^John Lynch, ed. Latin American Revolutions, 1808-1826: Old and New World Origins (1995)
^"Residual Colonialism In The 21St Century". United Nations University. Retrieved 2019-10-18.
The decolonization agenda championed by the United Nations is not based exclusively on independence. There are three other ways in which an NSGT can exercise self-determination and reach a full measure of self-government (all of them equally legitimate): integration within the administering power, free association with the administering power, or some other mutually agreed upon option for self-rule. [...] It is the exercise of the human right of self-determination, rather than independence per se, that the United Nations has continued to push for
^Adopted by General Assembly resolution 1514 (XV) (14 December 1960). "Declaration on the Granting of Independence to Colonial Countries and Peoples". The United Nations and Decolonisation
^Roy, Audrey Jane (2001). Sovereignty and Decolonization: Realizing Indigenous Self-Determinationn at the United Nations and in Canada (Thesis). University of Victoria. Retrieved 2019-10-19.
^Strayer, Robert (2001). "Decolonization, Democratization, and Communist Reform: The Soviet Collapse in Comparative Perspective" (PDF). Journal of World History. 12 (2): 375–406. doi:10.1353/jwh.2001.0042. JSTOR 20078913. Archived from the original (PDF) on 2015-02-24.
^Prasad, Pushkala (2005). Crafting Qualitative Research: Working in the Postpositivist Traditions. London: Routledge. ISBN 9781317473695. OCLC 904046323.
^Sabrin, Mohammed (2013). "Exploring the intellectual foundations of Egyptian national education" (PDF). hdl:10724/28885.
^Mignolo, Walter D. (2011). The Darker Side of Western Modernity: Global Futures, Decolonial Options. Durham: Duke University Press. ISBN 9780822350606. OCLC 700406652.
^"Decoloniality". GLOBAL SOCIAL THEORY. Retrieved 2019-10-15.
^Hodgkinson, Dan; Melchiorre, Luke. "Africa's student movements: history sheds light on modern activism". The Conversation. Retrieved 2019-10-15.
^David Strang, "Global patterns of decolonisation, 1500–1987." International Studies Quarterly (1991): 429–454. online
^Robert R. Palmer, The age of the Democratic Revolution: a political history of Europe and America, 1760–1800 (1965)
^Richard B. Morris, The emerging nations and the American Revolution (1970).
^Bousquet, Nicole (1988). "The Decolonization of Spanish America in the Early Nineteenth Century: A World-Systems Approach". Review (Fernand Braudel Center). 11 (4): 497–531. JSTOR 40241109
^Luke, Harry (1969). "Cyprus under the Turks, 1571–1878". London: Hurst.
^Sant Cassia, Paul (1986). "Religion, politics and ethnicity in Cyprus during the Turkocratia (1571-1878)". European Journal of Sociology / Archives Européennes de Sociologie / Europäisches Archiv für Soziologie. 27 (1): 3–28.
^Koumoulides, John (1974). "Cyprus and the war of Greek Independence, 1821–1829". London: Zeno.
^The Treaty of Berlin, 1878 – Excerpts on the Balkans. Internet Modern History Sourcebook. Berlin: Fordham University. July 13, 1878. Retrieved 2008-08-31.
^Patterson, Michelle (1996). "The Road to Romanian Independence, by Frederick Kellogg. West Lafayette, Indiana, Purdue University Press, 1995. 265 pp. $51.45 U.S". Canadian Journal of History. 31 (2): 329–331. doi:10.3138/cjh.31.2.329. Archived from the original on 2008-03-24.
^"The Serbian Revolution and the Serbian State". msu.edu. Retrieved 2016-02-25.
^Boyd, M. L. (1991). "The evolution of agrarian institutions: The case of medieval and Ottoman Serbia". Explorations in Economic History. 28: 36. doi:10.1016/0014-4983(91)90023-C.