Abbas bin Abdülmuttalib (568 - 653) İslam peygamberi Muhammed'in sahabesi ve amcasıdır.[1] Muhammed'den üç yaş büyük olan Abbas, zengin bir tüccardı, İslam'ın ilk yıllarında Muhammed'i Mekke'de himaye etti. 624 yılındaki Bedir Muharebesi'ne kadar müslüman olmadı. İleride Emevî devletini yıkarak adını taşıyacak Abbâsî devletini kuranlar onun soyundan gelir.
568 yılında Mekke'de doğan Abbas, Abdülmuttalib'in küçük oğullarından biriydi. Annesi Nemir kabilesinden Nuteyla bint Cenab'dı. Babasının vefatından sonra Zemzem'in ve hacılara su dağıtımının sorumluluğunu üstlendi. Mekke'de baharat ticaretiyle uğraştı ve bu ticaret sayesinde zengin oldu. Bu işi için, Suriye'ye gidip gelen bir kervan ağını yönetiyordu ve peygamber Muhammed'i de çalışması için yanına aldı. Onu kervanlarına liderlik etmesi için eğitti. Maddi durumu iyi olduğu için, İslam öncesi dönemde Kabe' yi ziyarete gelen hacılara su dağıtma (Sikaye) ve onlara ziyafet verme (Rifade) görevlerini kardeşi Ebu Talib'den devralan Abbas, ayrıca ona maddi destek sağlamak maksadıyla oğlu Cafer'in bakımını da üstlenmiştir.
Hicret'e kadarki Mekke döneminde (610-622) Abbas, Muhammed'i himaye etti ancak müslüman olmadı. İkinci Akabe Biatı'nda sözcülük yaptı,[2] ancak Medine'ye hicret edenler arasında yer almadı.
İslam tarihinde en çok kabul gören genel görüşe göre Abbas, başta İslam'ı kabul etmedi ancak karşı da çıkmadı. Bedir Savaşı'nda Mekkeliler'in safında çarpışıp[3] esir düştü ve fidye ödeyerek kurtuldu. Daha sonra Mekke'de kalarak, Mekkeliler'in savaş planlarını peygambere bildirdi. Mekke'nin fethi hazırlıkları sırasında Müslüman olduğunu açığa vurmuştur. Peygambere para yardımında bulunup, bazı seferlerine katıldı. Abbasi halifeleri oğlu Abdullah'ın soyundan gelir.
İbn Hişam, Abbas'ın Bedir'den önce gizli müslüman olduğunu söylemiştir[4] ancak Taberi'nin aynı kaynaktan yaptığı alıntıda bu yönde açık bir ifade yoktur.[5][6] Bedir'den kısa bir süre sonra müslüman olduğu bazı tarihçiler tarafından bildirilmiştir.[7]
Başka bir kaynakta Abbas'ın, karısı Lübabe'nin müslüman olmasından yirmi yıl sonra, yani Mekke'nin fethinden hemen önce, Ocak 630'a kadar müslüman olmadığı belirtilir.[8] Muhammed daha sonra ona "göçmenlerin sonuncusu" adını verdi ve bu ona savaş ganimetlerinden elde edilen gelirleri alma hakkı verdi. Hacılara Zemzem suyu sağlama hakkı kendisine verildi ve bu hak torunlarına da kaldı.
Abbas hemen Muhammed'in ordusuna katılarak Mekke'nin Fethine, Huneyn Savaşı ve Taif Kuşatması'na katıldı. Huneyn'de diğer savaşçılar onu terk ettiğinde Muhammed'i savundu.[9] Bu askeri başarıların ardından Abbas, ailesini Muhammed'in onları sık sık ziyaret ettiği Medine'ye getirdi.[10] Daha sonra Abbas, Tebük seferinde savaştı.[9]