Çin Hükûmeti'ne göre, Çin ile Japonya arasındaki ilişki, Japonya'nın kendi savaş suçlarını Çin'i tatmin edecek şekilde tanımayı reddetmesi nedeniyle gerginliğe uğramıştır. Ancak Japonya Hükûmeti, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun genişlemesi ve bunun bulunduğu agresif faaliyetler, Çin-Japonya ilişkilerindeki gerginliğin nedeni olduğunu savunmaktadır. Yüksek rütbeli Japon memurların Yasukuni Tapınağı'na yaptıkları ziyaretler [en] ve bazı Japon tarih ders kitaplarında [en] 1937 Nankin Katliamı'na dair revizyonist söylemlerin yer alması gibi Japon savaş suçlarıyla ilgili unsurlar, Çin-Japonya ilişkilerinde gerilim yaratan başlıca noktalardandır. Ancak Eylül 2006'da Shinzō Abe'nin Japonya başbakanı olarak seçilmesinden sonra Çin ile Japonya önemli ölçüde yakınlaştı ve 2010'da Çin ile Japonya'nın katıldığı ortak bir tarihsel çalışmadan, Japon savaş suçlarına dair yeni bir fikir birliğinin ulaşılmasına yol açan bir rapor ortaya çıktı.[1][2]Senkaku Adaları tartışması da Doğu Çin Denizi'nde hasmane karşılaşmalar, iki ülke arasında gerginlik yaratan söylemler ve Çin anakarası ile Tayvan'da Japon karşıtı protestolara [en] sebep oldu.[3]
Ülkeler arasındaki anlaşmazlıklara rağmen, Çin-Japonya ilişkileri gitgide gelişmektedir ve her iki taraf, "yeni bir başlangıcın" peşinde birbiriyle sağlam bağlar kurmaya odaklandıklarını belirtmiştir. İki ülke, küresel ticaret ile Asya'nın ekonomik faaliyetlerini artırmak, "Bir Kuşak, Bir Yol" İnisiyatifi üzerinde el ele işbirliğinde bulunmak,[4] deniz ve hava iletişim sistemleri kurmak ve çok sayıda üst düzey zirve ve danışma düzenlemek dahil olmak üzere farklı alanlarda işbirliğinde bulunmaya başlamıştır.[5][6][7][8][9] 2018'de iki ülke, aralarındaki bağları daha fazla derinleştirmeye vâât etti, ticaret savaşı konusunda hemfikir olduklarını gösterdiler ve Shinzō Abe, "Japonya-Çin ilişkileri büyük bir gelişme yönünde ilerliyor" diye bir ifadede bulundu.[10][11] 2022'de Çin ile Japonya, aralarındaki ilişkilerin normalleşmesinin 50. yıl dönümünü andı.[12]