Yunanistan Komünist Partisi, (Yunanca: Κομμουνιστικό Κόμμα Ελλάδας, Kommounistikó Kómma Elládas) daha çok kısaltma adıyla bilinir, ΚΚΕ (genellikle kappa-kappa-epsilon olarak söylenir), Yunanistan’daki komünist siyasi partidir. Yunanistan siyasetindeki en eski partidir.
Tarihi
Kuruluşu
Parti 4 Kasım 1918 tarihinde Yunanistan Sosyalist Emek Partisi (kısaltması: SEKE, Yunancası: Σοσιαλιστικό Εργατικό Κόμμα Ελλάδας, Sosialistiko Ergatiko Komma Elladas) olarak Avram Benaroya tarafından Selanik’de kurulur. Parti beş üyeli merkez komite tarafından yürütüldü. İlk merkez komite üyeleri Nikos Dimitratos, D. Ligdopoulos, M. Sideris, A. Arvanitis ve S. Kokkinos’du. KKE’nin geçmişi eskilere dayanır. Küçük gruplar halimde var olan sosyalist, anarşist ve komünist gruplar çoğunlukla sanayi işçilerinin bulundukları bölgelerde yoğunlaşmıştı. 1871 Paris Komünü ve 1892 Chicago 8 saatlik işgünü için eylemlerden ilham alarak bütün Yunanistan’daki işçilerin tek çatı altında toplanabileceği ve hakları için mücadele edebileceği bir işçi örgütü tasarlamıştı. Özellikle 20. yüzyılın başlarındaki devrimci hareketler, sürekli savaş hâlinde bulunan ülke işçilerinin durumu Yunanistan’daki işçilerin partiye katılmasını sağlayacaktır. 1917 yılında Rusya’da başarılı olan Ekim Devrimi sayesinde iktidara gelen Bolşeviklerin önderliğinde kurulan III. Enternasyonal çerçevesinde dünyanın çeşitli ülkelerinde komünist partiler kurulacaktır.[9]
SEKE’nin Nisan 1920’deki ikinci kongresinde parti III. Enternasyonal ile ilişkiye geçmeye karar verir. Parti adını Yunanistan Sosyalist Emek Partisi-Komünist (SEKE-K) olarak değiştirir. Yeni merkez komite seçilir ve merkez komitede Nikos ve Panaghis Dimitratos, Yannis Kordatos, G. Doumas ve M. Sideris görev alır.
SEKE-K’nın 1924 Kasım ayındaki üçüncü olağanüstü kongresinde parti adını bir kez daha değiştirerek Yunanistan Komünist Partisi adını alacak ve marksizm-leninizmi benimseyecektir. Genel sekreterlik görevine Pandelis Pouliopoulos seçilir. O dönemden beri parti demokratik merkeziyetçilik ilkesine göre işler. Parti 1936 yılında İoannis Metaksas rejimince yasadışı ilan edilecek, birçok üyesi mahkûm edilecek veya ıssız adalara sürgüne gönderilecektir.
1920'li yıllar
SEKE’nin kurulmasının hemen ardından Yunan İşçileri Genel Sendikası GSEE kurulur ve partinin amaçları doğrultusunda çalışmaya başlar. Partinin hedefi Yunan işçi sınıfını sosyalizm bayrağı altında toplamaktır. Parti üyeleri belli başlı bütün siyasal eylemde, grevde, savaş karşıtı gösteri, sendika ve işçi örgüt kuruluşlarında bulundukları için devletin emniyet güçleri tarafından aranır ve tutuklanırlardı. Papandreu 1924 yılında komünist öğretmenlerin cezalandırılmasına dair yasayı onaylar. Venizelos hükûmeti ise tüm Yunanistan Komünist Partisi üyelerini devletin düşmanı ilan edecek ve tehlikeli olan bu kişilerin kesinlikle kamu görevlerine alınmaması yolunda karar alacak, ele geçirdiklerini de sürgüne gönderecektir. Komünistlerin ve solcuların kondukları toplama kampları ilk olarak bu dönemde görülür. Buna rağmen sayıları çok olmasa da KKE üyeleri ve örgütleri Yunanistan’ın bütün şehir merkezlerinde faaliyet gösterip özellikle Atina, Pire, Patra, Teselya, Volosi, Selanik ve Kavala gibi sanayi merkezlerinde örgütlenirler.
Türkiye ile ilişkiler
Yunanistan Komünist Partisi, Yunanistan’ın 1919-1922 arasında süren Yunan-Türk Savaşına dahil olmasına karşı mücadele verir. Komünistlere göre Yunan hükûmetinin Asia Minor olarak adlandırılan Ege Bölgesi'ne asker çıkartması, bu pazara hâkim olmak isteyen emperyalistlerin yayılma planının bir parçasıydı. I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesi de bu durumu kolaylaştırmaktaydı. Komünist Parti üyeleri savaş karşıtı tutumlarını hem askerler arasında cephede hem de şehir merkezlerinde gerçekleştirince hükûmet tarafından vatan hainliğiyle suçlanacaktı. KKE, Yunanistan’daki Sovyet elçisi aracılığıyla Venizelos yönetiminin asker çekmesi için baskı yapılmasını ve Mustafa Kemal Atatürk’ün de Ege Bölgesindeki Yunan şehirlerine özerklik tanıması için çaba sarf edilmesini isteyecektir.[10]
Yükselen faşizme karşı
KKE özellikle 1930'lı yıllarda Avrupa’da yükselen faşizme karşı uluslararası komünist hareketi ve Komintern ile birlikte davranır. Komintern’in 1932 yılındaki anti-faşist cephe açılımı üzerine Halk Cephesini kurar ve Metaksas diktatörlüğünden önceki en büyük marksist örgütlülük düzeyini yakalar.
KKE ve diğer sol örgütler tüm sektörlerdeki sendikal yapıların oluşmasına da öncülük edeceklerdir. Bazı sektörlerde örgütlenmek hükûmetin engellemeleriyle karşılaşacaktır. Komünist eğitimcilere karşı Papandreu hükûmetince çıkartılan yasa buna iyi bir örnektir.
KKE üyeleri 1936 yılında İspanya İç Savaşı başlayınca sosyalist hükûmetin ve Cumhuriyetçilerin safında savaşmak üzere gönüllü birlikler oluşturacak ve içlerinde yüksek düzey parti yöneticisinin de bulunduğu 440 Yunan komünist Uluslararası Tugaylar bünyesinde faşizme karşı savaşır.
KKE ve Makedonya Sorunu
Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Ege Bölgesinin işgal girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra Yunan hükûmeti dönemin süper güçlerine yaklaşmaya çalışacaktır. Amacı kuzey sınırının kendi lehine düzenlenmesidir. Kuzey sınırlarıyla ilgili Türkiye ve Bulgaristan da girişimlerde bulunmaktaydı. Bu taleplerin dayanağı ise hâlen Yunan sınırları içerisinde yaşamakta olan etnik Türk ve Bulgarların varlığıydı. KKE yeni bir savaş başlatılmasına bahane edilecek her türlü etnik temele dayalı jeo-stratejik açılıma cephe alacaktır. Partinin bu bakış açışı sosyalist devlette her türlü azınlığa sağlanacak özerklikle açıklanabilir.[11]
1924 yılında topladığı 3.Kongrede KKE kuzey Yunanistan’ın Makedonya ve Trakya bölgelerinde iki yeni devletin kurulması fikrini ileri sürdü. Partinin bu kararında aynı devlet altında farklı ulusların bir arada yaşayabileceği fikrinin önemli etkisi vardı. Parti bu kararla Halk Cumhuriyetinin kurulmasını öneriyor, bu şekilde her ulusun özerk ve bağımsız olarak bir arada yaşayabileceğini savunuyordu.[12] Bu açılım partiye karşı olan muhafazakâr ve anti-komünist çevrelerden devlete karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilecek ve şiddetli tepki toplayacaktır. İktidardaki partiler ise Türkiye ve Bulgaristan ile anlaşmaya çalışıyordu.1934 yılında parti baskı altındaki Makedonyalılar ve Trakyalıların kendi kaderini tayin etme ve ayrılma hakkı için savaşmaya gönüllü olduğunu açıklayacaktır. Bu amaç doğrultusunda ve işçilerin ortak cumhuriyetini kurmak için Bulgar ve Makedon devrimci unsurlarıyla işbirliği yapılması kararı alınır. Bu açılım daha sonraları partinin ve Komintern’in saygınlığını zedeleyici bulunmuş ve eleştirilmiştir. Partinin önde gelen isimlerinden Nikos Zachariadis parti adına yaptığı açıklamada bu açılımı 1945 yılında mahkûm edecektir.[13] 1949 yılında KKE 5.Kongresinde konu sadeleştirilecek ve “”...Yunan ve Makedon halkları ancak birlikte mücadeleyle kurtulacaktır...” denilecektir.[14] Ancak İngiliz yanlısı Atina hükûmeti partinin kuzey bölgesinin ayrılmak istediğini söylerek karşı propaganda başlatacaktır. Bu dönemde özellikle Tito yönetimindeki Yugoslavya İngiltere ile ortak adımlar atacak ve Makedonya’nın bağımsızlığına engel olmak amacıyla Yugoslavya içindeki Makedonların yoğun olduğu bölgeye Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti adını verecek ve bu açılım da Yunan hükûmetince tanınacaktır. Konuyla ilgili konumunu netleştirmek için toplanan KKE 6.Kongresi partinin özgür bir Yunanistan için savaştığını ve aynı devlet içerisinde hem Yunan hem de Slav-Makedon halklarının özgürce yaşamasını hedeflediğini kamuoyuna duyuracaktır. Konu 1954 yılında kuzey bölgesindeki etnik azınlıkların kendi kaderlerini tayin etme hakkının savunulmasından vazgeçilmesiyle kapanacaktır.
1940 yılına gelindiğinde KKE dağılmanın eşiğine gelmişti. Metaksas diktatörlüğü parti yönetiminin çoğu ve birçok üyesi tutuklanmıştı. Ekim 1940 itibarıyla partinin tüm Yunanistan’da 2.000 olan üyesinin neredeyse yarısı ya tutuklanmış ya da sürgüne gönderilmişti. Parti üyeleri ülke çapındaki hapishanelerde tutuklu tutmaktaydı, bunlardan bazıları Acronauplia, Anafi, Ikaria, Kefalonia ve Atina’daki Averof hapishaneleridir. 1941-44 yılları arasındaki Nazi Almanyası işgali sırasında direnişçi Ulusal Halk Kurtuluş Ordusu ELAS saldırıları yoğunlaştıkça Yunan hükûmeti tutuklu parti üyelerini öldürme uygulamasına başlayacaktır. Bu yıllada hükûmet partiyi ortadan kaldırma yolunda oldukça mesafe kaydetmiş, partinin liderlik kadrosunu hapsetmekle kalmamış, sahte yayınlar basarak yeraltındaki örgüte sekte vurmuştur.[15] buna rağmen eski parti yöneticileri durum değerlendirmesi yaparak duruma el koyacak ve kendilerine Eski Merkez Komite diyerek partiyi yönetmeye başlayacaklardır.[16] Partinin bu yöneticileri 6.Kongrede Merkez Komiteye seçilmiş üyeleridir.
Eski Merkez Komitesi
Yeni yönetimin aldığı İtalya ve Almanya’ya karşı savaşa dair bazı kararlar farklı yorumlara yol açacaktır. II. Dünya Savaşı sırasında Yunan direnişçilerle irtibat subayı olan İngiliz C.M.Woodhouse Yunanistan İç Savaşına dair anılarında eski merkez komite, o sırada Sovyetler Birliği ve Nazi Almanya'sı arasında yürürlükte olan Molotov-Ribbentrop saldırmazlık antlaşmasına bağlı kalarak Alman ve İtalyan faşizmiyle iyi geçinmek gerektiğini düşünerek bu yönde davranacaktır.[17] Yine Woodhouse’a göre hapishaneden kaçan KKE yönetiminden Siantos ve Zachariadis partinin genel eğilimine cephe alacak ve işgalci Mussolini İtalyasına karşı Metaksas yönetiminin desteklenmesi gerektiğini savunacaklardır. Parti arşivlerinde de bu konuya dair çatışmalar ve belirsizlikler olduğu görülmektedir.[18] Parti yönetimi Metaksas rejimini İngiliz emperyalizminin bir piyonu olarak değerlendirecek ve Nazi Almanyası, Mussolini İtalya'sı ile aralarındaki savaşı sadece bir emperyalist pay kapma savaşı olarak değerlendirerek bu savaşa dahil olunmaması gerektiğini söylüyordu. Ancak bu tutum Komintern tarafından eleştirilecek ve İtalyan işgaline karşı partinin savaşması istenecektir.[19] 2 Kasım 1940 günü cezaevinden yazan KKE genel sekreteri Nikolaos Zachariadis, Mussolini faşizmine karşı ulusal kurtuluş için Yunan halkıyla beraber Metaksas hükûmetinin yanında savaşılması gerektiğini yazacak savaşın sonunda emperyalizmden kurtulan ve işçilerin ve köylülerin özgürce yaşayacağı bir ülke yaratılacağını müjdelemekteydi.[20]Eski Merkez Komite üyesi Nikos Ploumpidis dahil olmak üzere birçok yönetici bu mektubun sahte olduğunu ve Metaksas rejimi tarafından kaleme alındığını iddia edecektir.[21] Bazı kaynaklara göre ise mektubu kaleme alan Zachariadis’in düşüncelerini yazarken Molotov-Ribbentrop Antlaşmasından haberdar değildir. Bu antlaşmayı ihlal eden düşünceleri yüzünden Sovyetler Birliği eleştirilecektir.[22] KKE resmi parti tarihine göre Eski Merkez Komite, savaş konusunda aldığı karardan ötürü mahkûm edilmiştir ve parti üyelerinin çoğunun alınan kararı desteklemedği belirtilir.[18] 7 Aralık 1940 tarihli açıklamasında Eski Merkez Komite süregiden savaşın emperyalist yanına vurgu yapacak ve Yunan askerini sınır ötesine geçmesine engel olmak için propaganda yapacaktır. Sınırların güvence içinde olduğundan sonra ülke içindeki Metaksas rejimiyle hesaplaşılması öngörülmekteydi. Yunanistan’a saldıran İtalyan askerleriyle Yunan askerlerinin aslında kardeş halklara mensup olduğu, kapitalist sömürücüler tarafından başlatılan savaşın ancak iki halkın ortak çabasıyla sona erdirilebileceği belirtilir.
Nazi işgali
II. Dünya Savaşının patlak vermesiyle beraber müttefik devletlerin safında yer alan Yunanistan, sayısal olarak az ve teçhizat anlamında zayıf ordusuna rağmen Ekim 1940'ta Arnavutluk üzerinden saldıran İtalyan Ordusunu püskürterek müttefik devletlerin ilk zaferini kazanacaktır. Müttefikinin başarısızlığını kapatmak için Yunanistan’a büyük bir güçle saldıran Hitler, Bulgaristan üzerinden Yunan topraklarına geçecek ve kısa sürede ezici asker çoğunluğuyla zafer kazanacaktır. 6 Nisan 1941 tarihinde başlayan işgal 27 Nisan günü Atina’nın düşmesiyle sona erer. Yunan Silahlı Kuvvetleri adına kayıtsız şartsız teslim antlaşmasını General Yorgos Çolakoğlu[23] imzalayacaktır.
II. Dünya Savaşı sırasında nazizme ve faşizme karşı başarıyla savaşmış olan KKE, savaştan sonra özellikle ABD ve İngiltere himayesinde yeniden kurulmak istenen monarşik rejime karşı çıkar. Monarşi savaş sırasında sürgünde kalmış ve ülkenin işgalden kurtulmasına dair hiçbir girişimde bulunmamıştı. Ülke gündeminden ve siyasi gelişmelerinden kopuk olmasına rağmen monarşinin ülkede tekrar iktidara getirilmesi Batılı Müttefiklerce yükselen komünist etkisine karşı önlem olarak düşünülüyordu. 1946-1949 yılları arasında süren iç savaşta özellikle İngiltere'den destek alan kral yandaşları komünistleri yenecek ve iktidara gelecektir. Milyonlarca insanını savaşta kaybeden Sovyetler Birliği ise kendisine müttefik olan KKE'ye sınırlı şekilde yardım edebilecek ancak Soğuk Savaş'ın ilk yıllarında İngiltere'yi sıcak bir savaşta doğrudan karşısına almamayı tercih edecektir. İç Savaşın ardından komünistler 1970'li yılların ortasına kadar sürecek olan baskı altına alınma sürecini yaşayacak, bu dönemde liderleri Nikos Beloyannis de dahil olmak üzere binlerce kadrosu işkencede öldürülecektir.
Yasallaşma
1974 yılında parlamenter demokrasiye dönüşten sonra Konstantin Karamanlis KKE’yi yasal hale getirecekti. 1974 yılında yapılan seçimlerde KKE, KKE-İç ve EDA Birleşik Sol adı altında seçime katılacak ve toplam kullanılan oyun %9,36’sını alacaktı. 1977-1989 yılları arasındaki seçimlere ise parti tek başına katılmıştır.
Yer aldığı hükûmetler
1944 yılında KKE, George Papaendreu’nun ulusal birlik hükûmetine katılacaktı. Parti Ekonomi, Tarım, Çalışma, Ulusal Ekonomi gibi bakanlıkları almıştı.1988 yılında ise KKE ve diğer sol örgütler Sol ve İlerleme (Synaspismos) koalisyonunu oluşturacak ve seçimlerde %13,1 oy alarak koalisyon hükûmetine katılacaktır. Andreas Papendreu’nun PASOK partisiyle beraber yapılan kısa süreli bu koalisyonda yer alacaktır. Parti 1991 yılında koalisyondan ayrılacak, partinin bazı üyeleri ise Synaspismos koalisyonundan ayrılmayarak daha sonra ayrı bir sol partiye evrilecek yapının içinde kalacaklardır.
Hizipler ve ittifaklar
Parti tarihinde birçok hizip ve ayrılma gerçekleşmiştir. Bunlardan ilki örgütten ayrılan troçkistler ve kurdukları Yunanistan Uluslararası Komünist Troçkisler Örgütüdür. 1956 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Konferansı'ndaki açıklamalardan sonra parti içinde bir hizip oluşacak ve 1964 yılında Yunanistan Marksist-Leninistleri (OMLE) olarak ayrılacaklardır. 1967-1974 diktatörlüğü döneminde bir grup partiden ayrılacak ve KKE İç adlı örgütü kuracaktır. 1988 yılında ayrılan bu ekibin de dahil olduğu bazı örgütler KKE ile birleşerek Sol ve İlerleme Koalisyonunu oluşturacaktır. Aynı yıl gençlik örgütünden bir ekip de partiden ayrılarak Yeni Sol Akım (NAR) örgütünü kuracaktır. Bu örgüt özellikle Selanik'te partinin gücünü sekteye uğratacaktır. 2000'li yıllarda Mistos Kostopoulos'un da aralarında bulunduğu bazı parti yöneticileri partiden ayrılarak Solda Ortak Eylem için Hareket (KEDA) örgütünü kuracaktır.
Gençlik örgütü
Partinin gençlik örgütü Yunanistan Komünist Gençliği KNE, partinin siyasetinin aktif destekçisidir.
Halihazırdaki durumu
KKE seçimlere katılmakta ve halihazırda Yunan Parlamentosunda, yerel yönetimlerde ve Avrupa Parlamentosunda temsil edilmektedir. Avrupa Parlamentosunda parti bağlantısız (Non-inscrits) olarak 2 vekilliğe sahiptir. Günlük gazete Rizospastis, siyasi ve teorik yayın olarak iki aylık dergi Komounistiki Epitheorisi (Komünist Bakış) ile eğitici dergi Themata Paideias basılmaktadır.
^* Eleftheriou, Costas (January 2015). "Greek anti-imperialism: contemporary era". Cope, Z. And I. Ness (Eds), Palgrave Encyclopedia of Imperialism and Anti-Imperialism, Basingstoke: Palgrave/Macmillan, Pp. 341–346 (İngilizce). 1 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2023.
^Aggelos Elefantis, The Promise of the Impossible Revolution, Greek Communist Party self-meditation and the bourgeois during the inter-war Period, Themelio, 3.Baskı, 1999
^KKE, Official Documents, cilt. 5, 1940-1945, s. 11
^C.M. Woodhouse, The Struggle for Greece, Hurst & Company, 1976, s. 16
^History of the National Resistance, 1940-1945, cilt.1
^Aggelos Elefantis, The Promise of the Impossible Revolution, Greek Communist Party self-meditation and the bourgeois during the inter-war Period, Themelio, 3rd edition, 1999, s. 300–301
^Daha sonra işgal altındaki Yunanistan’da Nazilerle işbirliği yapacak ve başbakanlığa getirilecektir. Genelkurmay Başkanı Papagos’un son asker kalıncaya kadar savaşma emrini çiğneyerek ateşkes antlaşmasını Nazi Generali Josef Dietrich ile imzalayacaktır. Savaştan sonra vatan hainliği suçlamasıyla mahkemeye çıkartılan Çolakoğlu idama mahkûm edilecek, cezası daha sonra ömür boyu hapse çevrilecektir. 1948 yılında hapishanede ölecektir.
^Kaynak hatası:Geçersiz <ref> etiketi; dim isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)