Yenisey Nehri (Eski Türk dili: (𐰚𐰢) Kem,Tuvaca: Улуг-Хем, Uluğ-Hem; Hakasça: Ким суг, Kim sug, Rusça: Енисе́й, Yeniséy; Moğolca: Енисей мөрөн, Yenisey mörön; Kırgızca: Энесай, (Ene-say - Ana Nehir), Buryatça: Горлог мүрэн, Gorlog müren)[1]Arktik Okyanusu'na boşalan en büyük nehir sistemidir. Angara (Ангара) ve Selenga kolları ile birlikte dünyanın en uzun beşinci akarsuyu olma özelliğini taşır.
Yenisey akarsuyunun en önemli iki kolu Angara ve Aşağı Tungus akarsularıdır. Yenisey akarsuyuna 500 kadar akarsu katılmakta olup toplam uzunluk 300.000 kilometreden fazladır.
Etimoloji
Yenisey kelimesinin Türki veya Tunguz dilleri kökenli olduğu düşünülmektedir. Bir teori Yenisey kelimesinin Eski Kırgız Türkçesinde bulunan "ene-say" kelimesinden türediğini ve "ene" kısmının ana, esas veya temel manasına gelirken "say" ekinin de nehir yatağı, vadi manalarına geldiğini savunmaktadır. Bir başka teori ise nehrin isminin Tunguz dil ailesine ait Evenki dilinde bulunan ve "büyük su" manasına gelen "Ionəssi" kökünden türetilmiş olabileceğini savunur. Tuvalar da akarsuya benzer biçimde "büyük akarsu" anlamına gelen Ulug-hem demektedirler.
Nehir Türkler açısından tarihî önem de teşkil eder, birçok Türk ve Moğol devleti bu nehrin kenarlarında kurulmuştur. Türk soylu Tuva Cumhuriyetinin başkenti Kızıl şehri Yenisey akarsuyu kenarında kuruludur.
Literatürde geçtiği yerler
Orhun Yazıtları'ndan Bilge Kağan Yazıtı'nda Yenisey akarsuyu veya onun kollarından birinin adı Kem (𐰚𐰢) akarsuyu olarak geçmektedir. Türk Dünyasının en ünlü yazarı Cengiz Aytmatov'un eserlerinde Yenisey sıkça geçer. Beyaz Gemi adlı romanında bilhassa Yenisey dolayındaki Eski Türk kabilelerinden bahseder.[2]
Ulaşım
Yenisey akarsuyu üzerinde gemiler yolcu taşımaktadırlar. Tuva Cumhuriyeti'nde başkent Kızıl şehrinden tabiat turizmi için Toju'ya Yenisey akarsuyu üzerinden gemilerle gidilmektedir.
Çevresel kirlenmeler
1950'lerde Krasnoyarsk-26'da madencilik ve kimya fabrikasının inşa edildikten sonra, silah sınıfı plütonyum (plütonyum-239) üretmek için iki doğrudan akışlı nükleer reaktör devreye alındı. Reaktörler doğrudan akışlı soğutmaya sahipti, yani reaktörün su alımı ve soğutulmasından sonra, arıtma yapılmayan su Yenisey'e geri boşaltıldı ve bu da Yenisey'in radyasyon kirlenmesine yol açtı.[3]