Birkaç antlaşmayı da içine alan Vestfalya Barışı (Münster Antlaşması ve Osnabrück Antlaşması), Otuz Yıl Savaşları ve Seksen Yıl Savaşları'nın sonunda Ekim ve Mayıs 1648 tarihlerinde imzalanmıştır. Antlaşma 24 Ekim ve 15 Mayıs 1648'de Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, diğer Alman prensleri, İspanya, Fransa, İsveç ve Hollanda Cumhuriyeti temsilcileri arasında imzalanmıştır. Fransa ve İspanya arasında 1659 yılında imzalanan Pyrenees Antlaşması'nı da bu antlaşmanın içine dahil edilebilir. Bu barış tarihçiler tarafından modern çağın başlangıcı olarak gösterilmektedir.
İki antlaşmanın metni de hemen hemen aynıdır ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun[1] iç meselelerinden bahsetmektedir. Barış bugün bile önemini yitirmemiştir, akademisyenler bugün var olan uluslararası sistemin Westphalia ile başladığını belirtmektedirler. Bu temel ve ortaya çıkan duruma revizyonist akademisyenler ve benzer düşüncedeki politikacılar tarafından karşı çıkılmaktadır. İmzalanan barışa revizyonistler kuşku ile bakmaktadır ve bunu söyleyenler ve politikacılar "Westphalia Sistemi"nin bir sonucu olan egemen ulus-devlet sistemine karşı çıkmaktadırlar.
Barış Alman Kuzey Ren-Vestfalya ve Aşağı Saksonya eyaletlerinin 50 km uzağında bulunan Münster ve Osnabrück şehirlerinde yapılmıştır. İsveç, Münster ve Osnabrück'i önermiştir, Fransa ise Hamburg ve Köln'ü. Her iki durumda da iki bölge gerekmektedir çünkü Protestan ve Katolik liderler birbirleriyle görüşmeyi reddetmektedir. Katolikler Münster'de, Protestanlar ise Osnabrück'te bulundular.
III. Ferdinand, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu yasalarına karşı gelerek tüm yetkileri kendinde toplamıştır. Alman eyalet yöneticileri de kendi bölgelerinde dini inançları ile ilgili gerekli kararları kendileri verecektir. Protestan ve Katolikler daha önceki gibi tekrar eşit haklara sahip olacaktı ve Kalvinizm yasal olarak tanındı.[2][3]
Westphalia barışının ana kararları:
Bölgesel düzenlemeler:
Westphalia Barışı modern uluslararası ilişkiler kuramında çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu Barış'ın varlığı başlangıç olarak uluslararası sistemi bir miktar kontrol altında tutmakta olduğu belirtilir.[1][4][5]
Uluslararası ilişkiler kuramcıları Westphalia Barışı'nın çok önemli birkaç ilkesinin olduğunu belirtir, bugün dünyada bu Barış'ın önemli etkilerinden bazıları:
Bu prensipler bugünkü uluslararası sistemde baskın uluslararası ilişkiler paradigması (siyasi realizm) yaygın bir görüştür ve bu devletler sisteminde neden "Westphalia Sistemine" başvurulduğunu açıklar.
Yukarıda tartışılan Westphalia Barışının eleştirmenleri değildirler. Revizyonist tarihçiler ve uluslararası ilişkiler kuramcıları bazı noktaları tekrar tartışmaktadırlar:
Daha doğrusu egemenlik birleşiktir, Revizyonistler, antlaşmanın statükoyu sürdürmeye hizmet ettiğini savunur. Bunun yerine antlaşmaya Landeshoheit teorisini dahil ederler, herhangi birinde belirli aktörler vardır bu da (genellikle yüksek) derecede bir özerklik olarak görülür. Fakat egemen değildirler, onların yasakları, yargıçları ve anayasası imparatora bağlıdır.[1]