Uluslararası Yahudi komplosu veya dünya Yahudi komplosu, "yirminci yüzyılın en yaygın ve dayanıklı komplo teorisi"[1] ve "en yaygın ve uzun süreli komplo teorilerinden biri" olarak nitelendirilmiştir. Genelde Uluslararası Yahudilik adı verilen kötü niyetli, çoğu zaman küresel bir Yahudi çemberinin dünya hakimiyetini amaçladığını iddia etse de, komplo teorisinin içeriği çok değişkendir ki bu da teorinin geniş yayılımının ve uzun süreliliğini açıklamaya yardımcı olur.[2] Teori, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında, özellikle antisemitik bir uydurma metin olan Siyon Bilgelerinin Protokolleri tarafından popülerleştirilmiştir. Bir uluslararası Yahudi komplosunun varlığını iddia eden komplolar arasında Yahudi Bolşevizmi, Kültürel Marksizm,[3] Yahudi-Mason komplosu, beyaz soykırımı ve Holokost inkarı bulunur. Nazi liderliğinin II. Dünya Savaşı'nı başlatmak ve Müttefik kuvvetleri kontrol etmekle suçladığı bir uluslararası Yahudi komposuna inancı, Nihai Çözüm'ü başlatma kararlarında kilit rol oynadı.
Dünya hakimiyeti için bir uluslararası Yahudi komplosu inancı on üçüncü yüzyıla kadar uzanır, ancak on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, 1873'te Dünyanın Yahudiler Tarafından Fethi kitabını yazan Osmanlı doğumlu İngiliz yazar Frederick van Millingen ve yeni bir ideolojik antisemitizmi teşvik eden Prusyalı ajan provokatör Hermann Goedsche gibi şahsiyetlerin etkisiyle komplonun popülerliği artmıştır. Gazetenin icadı, Yahudilerin basını kontrol ettiğine dair yeni bir inancı doğurmuştur.[4] Goedsche'nin Biarritz romanının bazı kısımları, yirminci yüzyılın hemen başında yayımlanan antisemitik bir metin olan Siyon Bilgelerinin Protokolleri'nde çalınarak kullanılmıştır.[4] Protokoller, Rus İmparatorluğu'nda 1903 gibi erken bir tarihte basılı halde, Karayüzler tarafından çıkarılan bir gazete olan Znamya'da bir seri makale olarak yayımlanmıştı.[5][6] Metin, muhtemelen Rus İmparatorluğu'nun gizli polisi olan Ohrana'nın eseriydi.[7] Protokoller, bir uluslararası Yahudi komplosuna olan inancı o kadar popülerleştirdi ki, bu komplo modern antisemitizmin hayati bir parçası oldu.[1] Armin Pfahl-Traughber'e göre, Protokoller "bir Yahudi dünya komplosunu yayan en önemli doküman"dır.[4]
Bu komploya olan inanç Rus Devrimi'nden sonra, ilk başta sürgündeki kızgın Çarcılar tarafından yayılmasının ardından artmıştır[6] Popüler bir İngiliz komplo teorisyeni olan Nesta Webster, eski İlluminati komplo teorilerini devrimi açıklamak için Yahudilerin rolüne yeni bir vurgu vererek geri dönüştürmüştür.[1] Yirminci yüzyılın ikinci yarısında açık antisemitizm giderek daha kabul edilemez hale geldiğinden komplo teorisyenleri, Protokoller'den ve bir Yahudi dünya komplosuna dair daha eski inançlardan gelen komplo teorilerini tutarken açıkça Yahudilerden bahsetmemek için başka yollar bulmuştur.[4]
Yahudi-Mason komplo teorisi, Masonların bir uluslararası Yahudi komplosunun ajanları olduğunu iddia eder.[8]
Holokost inkarı, Almanya'yı dolandırıp parasını çalarak İsrail Devleti'ni kurmak amacıyla (Holokost inkarcılarına göre) tarihteki en büyük aldatmacayı gerçekleştiren devasa bir Yahudi komplosunun varlığını önceden varsayar. Bu komplo, açık veya gizli olarak Holokost'u inkar eden eserlerde bulunabilir.[9][10]
1970'lerden itibaren, Siyonist İşgal Hükümeti (ZOG) terimi antisemitler tarafından Batı ülkeleri üzerindeki sözde Yahudi kontrolünü tanımlamak için kullanılmıştır.[11][12]
Bazı Çinliler, Yahudilerin gizlice dünyaya hükmettiği ve iş odaklı olduğuna inanır.[13] Çinli Amerikalı bir bilişim danışmanı ve amatör tarihçi olan Hongbing Song, Yahudi finansörlerin Napolyon döneminden beri uluslararası bankacılık sistemlerini kontrol ettiğine inanarak Döviz Savaşları serisini yayımlamıştır. Song, kitabında ayrıca Merkez Bankaları Sistemi'nin kilit işlevlerinin nihayetinde 1997 mali krizine sebep olan bir Yahudi grubu olan Rothschild ailesine "yakın bağlara" sahip, Citibank dahil beş özel banka tarafından yönetildiğini iddia eder. Kitap en çok satanlar listesine girmiş ve bazı üst düzey Çinli yetkililer tarafından da okunmuştur.[14][15]
1919'daki kaydedilen ilk siyasi konuşmasında Adolf Hitler, Aryan ırkını ve Almanya'yı zayıflatmayı amaçlayan bir uluslararası Yahudi komplosunun var olduğunu iddia etti.[16]
I Dünya Savaşı'nın sonundan II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar faşizmin ortaya çıkışını belgelerken tarihçi Michael Kellogg, "dünya çapındaki sinsi Yahudi komplosu"nun taraftarları Almanya'da sağcı terörizm eylemlerinde bulunurken Rusya'da yeniden bir çarı başa geçirmeyi amaçlayan antisemitik bir komplocu örgüt olan Aufbau Vereinigung'u kuran monarşist göçmenleri de içerdiğini belirtti. Aufbau, Max Erwin von Scheubner-Richter gibi ilk Nazilerle işbirliği yaptı ve üyeleri olarak örgütlerine kattılar. Protokoller'e benzer bir mit iddiasında bulunmayı vurgulayan örgüt, özellikle 1918 ile Birahane Darbesi sırasında Scheubner-Richter'in Alman polisi tarafından öldürüldüğü 1923 arasında Hitler ve Alfred Rosenberg'in ideolojilerini etkiledi.[17][18]
Nazi Almanyası'nın liderleri, II. Dünya Savaşı'nın Almanya'yı Yahudiler tarafından geliştirilen ve Müttefiklerin önderliğini yaptığı devasa bir komplo ile karşı karşıya getiren bir savaş olduğuna inanıyordu. Bu komplo teorisine göre Franklin Roosevelt, Winston Churchill ve Josef Stalin Yahudiler için sadece kuklalardı.[19] Nazi propagandası, "Uluslararası Yahudilik"i defalarca savaşı başlatmak, uzatmak ve Almanya'nın yok edilişini planlamakla suçluyordu.[19] Hitler ve diğer Nazi liderleri defalarca bu sözde komployu uygulama fırsatları olmadan Yahudileri "yok edeceklerini" söylediler.[19] Nazi propagandacıları, daha erken Yahudi komplolarından yararlandı ve Siyon Bilgelerinin Protokolleri'ni Avrupa ve Kuzey Amerika'dan önemli kişilerle güncelledi.[19] Tarihçi Jeffrey Herf'e göre aşırı Yahudi karşıtı şiddete başvurmalarına sebep olan şey eski antisemitik inançlar değil, Nazilerin Yahudiler hakkındaki komplocu inançlarıydı. Herf, bu konu hakkında "Yahudi sorunu için bir Nihai Çözüm'e olan arzu, Nazilerin Yahudileri II. Dünya Savaşı'nın olaylarında kilit bir rol oynayan uluslararası olarak organize bir siyasi güç olarak görüşlerinden ayrılamazdı." demiştir.[19]
Almanya, Yahudi Bolşevizmi'ne karşı savaşma bahanesiyle 1941'de Sovyetler Birliği'ni işgal etti. Ağustos 1941'e gelindiğinde, Nazi propagandası şimdiden Yahudilere karşı bir küresel savaşı öneren radikal iddialarda bulunuyordu. Amerika'nın savaşa katılımı, sinsi bir "Yahudi dünya komplosunun" liderlik ettiği komünizm ve kapitalizmin bir uluslararası koalisyonunun Aryan ırkının yok oluşunu amaçladığını iddia eden Nazi ideologlarının daha fazla aşırıcılığa batmasına sebep oldu. Antisemitik tartışmaların radikalleşmesi, Nazi Almanyası'nın Yahudi karşıtı zulüm ve soykırımının yoğunlaşmasıyla el ele gidiyordu.[20]
Jeffrey Herf'e göre, Naziler "İngiltere niye 1940'ta masaya oturmak yerine savaşmaya devam etti? Niye Haziran 1941'deki Alman işgalinin ardından Sovyet rejiminin bir kart evi gibi yıkılacağı muhtemeldi? Franklin Roosevelt niçin Hitler'e karşı çıktı? Hitler karşıtı koalisyon, Kızıl Ordu'nun Orta Avrupa'ya doğru ilerlemeye devam ettiği 1943 baharından sonra neden ayakta kaldı? gibi görünüşte zor soruları" yanıtlamak için iddia edilen uluslararası Yahudi komplosunu kullandı.[19] Nazilerin dünya olaylarının iplerini çeken güçlü, uluslararası bir Yahudi komplosuna olan inancı, Alman Yahudi topluluğunun mallarının kamulaştırıldığı ve sürgüne gönderildiği kolaylıkla söndürülemedi.[19]
Eski Malezya başbakanı Mahazir Muhammed, defalarca Yahudilerin dünyayı vekaleten kontrol ettiğini iddia etti.[21]
2007'de Türkiye'de en çok satılan kitap, Ergün Poyraz'ın yazdığı Musa'nın Çocukları idi. Poyraz, Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan koltuğuna oturtulması dahil olmak üzere dünyanın iplerini çeken bir uluslararası Yahudi komplosunun olduğunu iddia etti.[22]
Uluslararası Yahudi: Dünyanın En Önde Gelen Sorunu eserinde Amerikan sanayici Henry Ford, büyük oranda Protokoller'i geri dönüştürdü ve onları yaymak için diğer bütün Amerikanlardan daha fazla çaba harcadı.[1][23] Birinci Kızıl Tehlike sırasında ABD Kongresi, Protokoller'in doğruluğunu araştırdı.[23] Siyon Bilgelerinin Protokolleri, 1920'lerde ve 1930'larda bazı muhafazakar evanjelistler tarafından iyi karşılandı.[23] Ancak Hristiyanlığa karşı bir uluslararası Yahudi komplosunun varlığına inanan bu evanjelistler bile kendilerini Yahudi karşıtı olarak görmüyorlardı ve Yahudilerin Hristiyanlığa geçeceklerini umuyorlardı.[23] 1930'ların sonları itibarıyla, bir uluslararası Yahudi komplosuna olan inanç dünya olaylarıyla, özellikle de Nazi Almanyası'nın yükselişiyle tutarsız olarak görüldüğü için muhafazakar evanjelistler tarafından bırakıldı.[23] 2020'de Trump destekçisi Mary Ann Mendoza, Twitter'da dünyayı ele geçirmeyi amaçlayan bir Yahudi komplosunun varlığını iddia eden bir paylaşımı yeniden gönderdiği için Cumhuriyetçi Ulusal Kongresi'nin takviminden kaldırıldı.[16] 2021'de QAnon takipçilerinin neredeyse yarısının dünyayı ele geçirmek için bir Yahudi komplosunun varlığına inandığı bildirildi.[24]