Kasırga kelimesi, Eski Türkçedeki "kasırku" sözünün günümüze ulaşmış biçimidir.[1]Kasırku ise "titretmek, sallamak" anlamına gelen "kasmak" fiilinden türemiş "fırtına" anlamına gelen bir sözdür.[2]
Kasırga kelimesinin İngilizcedeki karşılığı "Hurricane"dir. Bu kelimenin Orta Amerika'da yaşamış olan Mayaların kullandığı "Huracan" kelimesinden geldiği söylenir. Mayaların dilinde "Huracan", büyük rüzgârların (fırtınaların) ve kötü ruhların tanrısı anlamına gelirdi.[3] "Hurricane", İspanyolca"Huracán" kelimesi üzerinden türetilmiştir.[4]
Kasırgalara adları, Dünya Meteoroloji Örgütü'nün daha önceden belirlediği listelere göre belirlenir. Bu amaçla Atlas Okyanusu'yla ilgili kasırgaları adlandırmak üzere erkek ve kadın adlarından hazırlanmış altı liste vardır. Her altı yılda bir tekrar ilk listeye dönülür. Listedeki her adın ilk harfi alfabetik sıraya göre belirlenir. Q, U, X, Y ve Z harfleriyle başlayan adlar kullanılmaz. Bir fırtınanın hızı, saatte 200 km'yi geçerse kasırgaya dönüşmüş olarak kabul edilir ve bu listelerde sırada bulunan ad, o kasırgaya verilir.[3]
Meydana geliş ve hareket
Oluşum
Tropikal siklonlar yaz aylarında oluşma eğilimindedir ama çoğu tropikal siklon havzasında neredeyse her ay kaydedilir. Ekvator'un her iki tarafındaki tropikal siklonların kaynakları genellikle rüzgarların kuzeydoğu veya güneydoğudan estiği intertropik yakınsama bölgesindedir.[5] Bu büyük alçak basınç alanındaki hava ılık tropik okyanusun üzerinde ısınır ve ayrı parçalar halinde yükselerek gök gürültülü sağanak yağışlara neden olur.[5] Bu sağanaklar oldukça çabuk kesilir ama büyük gök gürültülü fırtına kümeleri halinde de gruplanabilir.[5] Bu durum, dünyanın dönüşüyle etkileşime girerken siklonik olarak dönmeye başlayan sıcak, nemli ve hızla yükselen bir hava akımı yaratır.[5]
Söz konusu gök gürültülü fırtınaların daha çok gelişmesi için 27 °C (81 °F) civarında deniz yüzeyi sıcaklığı, sistemi çevreleyen alçak dikey rüzgâr makası,[5][6] atmosferik istikrarsızlık, troposferin altı ila orta seviyelerinde yüksek nem, alçak basınç merkezi oluşturmaya yetecek kadar Coriolis kuvveti, önceden var olan az seviyeli odaklanma veya kargaşa dahil birkaç faktör gereklidir.[6] Tropikal siklon yoğunluğunda, yolu boyunca su sıcaklıkları[7] ve üst düzey sapma ile güçlü bir şekilde ilişkili olan bir sınır vardır.[8] Dünyada her yıl ortalama 86 tropikal siklon tropikal fırtına yoğunluğu olur. Bunlardan 47'si 119 km/sa (74 mph) üzerindeki hızlara çıkar, 20'si yoğun tropikal siklonlardır (Saffir–Simpson ölçeği'inde en azından Kategori 3 şiddetinde).[9]
ENSO ve Madden–Jülyen salınımı gibi iklim döngüleri, tropikal siklon gelişiminin zamanlamasını ve sıklığını düzenler.[10][11][12][13] Rossby dalgaları mevcut, olgun bir fırtınanın enerjisini yayarak yeni bir tropikal siklonun oluşumuna yardımcı olabilir.[14][15] Kelvin dalgaları batı rüzgârları'nın gelişimini düzenleyerek tropikal siklon oluşumuna katkı yapabilir.[16] Siklon oluşumu genellikle dalga zirvesinden 3 gün önce azalır ve sonraki 3 gün boyunca artar.[17]
Atlantikte ortalama yılda yedi kasırga oluştuğundan Doğu Büyük Okyanus'ta da yaklaşık aynı sayıda kasırga meydana gelir. 1890-1910 arası çok, 1910-1930 arası az, 1930-1950 arası çok sık kasırga oluşmuştur. Kasırgaların ekseni kuzeybatı yönünde eser. Şu ana kadar Türkiye'de bir kere olup İzmir'in üstünden geçmiş ve 10-20 saat içinde Türkiye'yi terk etmiştir.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca İstanbul'da bazı siklonik depresyonların (45–50 km hızla eser) 4–5 m dalgalara neden olduğu, demir direkleri devirdiği, basket potalarını parçaladığı ve hatta ağaçları yerinden söküp 150 metreye kadar kaldırdıkları bilinir.[kaynak belirtilmeli]
Kuzey Atlantik'teki kasırgalar genellikle hazirandan ekime kadar sürer. Bu süre içinde deniz yüzeyinde sıcak ve nem en fazladır. Mayıs ve kasım aylarında daha az, diğer aylarda ise pek seyrek meydana gelir. Kuzey Atlantik bölgesinde yılda meydana gelen ortalama tropikal siklon miktarı sekizdir. Bunun beşi ise kasırga tipindedir. Eylül ayında Atlas Okyanusu'nun güneyindeki büyük subtropikal anti-siklon bölgesinde tropik fırtınalar eser. Antisiklon bölgesinin güneyinde esen doğu rüzgârları tarafından tahrik edilerek birkaç günlüğüne batı yönüne kayar. Fırtınaların çoğu antisiklon bölgesinin batı ucundan kıvrılarak bazıları Amerika'yı kasıp kavurur. Diğerleri ise kıyıdan geçer. Diğer fırtınalar kıvrılmadan batı yönünde doğruca eserek Meksika Körfezi'ni veya Orta Amerika'yı etkisi altına alır. Mevsimin başında ve sonunda patlak veren kasırgalar meydana geldikten sonra kuzey yönünde eserler. Fırtınaların hızı ortalama 80–240 km'yi bulur.
Rüzgâr ve yağış
Tropik bir siklonun kasırga olarak adlandırılabilmesi için hızının en azından 117 km/saat olması gerekir. Genellikle saate 240 km’den fazla hıza sahiptirler. Sebep oldukları doğrudan zarardan başka rüzgârlar felaketlere yol açan büyük deniz dalgalarına ve denizin kabarmasına yol açarlar. Carolis hareketleri adı verilen hareketler nedeniyle kuzey yarım kürede esen rüzgârlar saat yelkovanının tersi yönünde, güney yarım kürede ise saat yelkovanı yönündedir. Kasırgalarla birlikte yağış da gelir. Tropik bir rüzgâr kuşağının ortalama yağış miktarı 75–150 mm'dir. Daha çok yağış düştüğü de olur. Böyle yağışlar karaların iç kısımlarında ciddî sellerin oluşmasına neden olur.
Büyüklük ve yapı
Çok yüksek hıza sahip olan bulutların taşıdığı yağmur, genellikle daha sakin bir bölge olan kasırganın dönen kısmının arkasına düşer. Kasırganın çapı 50–800 km genişliğindedir. Büyük kasırgalarda havanın akımı 12.000 m’den daha üst bölgelere kadar etki eder. Hatta bazı kasırgalarda bu etki statosferde dahi görülebilir. Sağanak yağmur getiren kümülüs ve kümülinimbüs bulutları rüzgâr kuşağında sarmal bir şekil almaya meyillidirler. Şekiller radar ekranında görülebilmekte ve böylece muhtemel bir kasırganın gelişi anlaşılmaktadır. Kara istasyonları, uçaklar ve denizdeki gemiler, radarlar yardımıyla kasırgaları takip edebilmektedirler. Kasırganın merkezine (gözüne) yaklaşıldıkça rüzgârın hızı kesilirse de tamamen durmaz, yağış durur. Ortadaki bulutlar kaybolur, alçak bulutlar genellikle kalır. Aralarından güneş ışınları geçer. Kuşlar kasırga gözüne kapılır ve sürüklenir. Kasırga gözü geçtikten bir saat sonra ters yönde daha kuvvetli bir rüzgâr eser.
Kasırganın orta kısmı (otağı) sıcaklık normalden 10°-15 °C daha yüksektir. Çünkü, buradaki hava daha az hareketlidir. Yanlardaki yüksek hava basıncından merkezdeki alçak hava basıncına doğru kuvvetli bir hava akımı meydana gelir. Fakat bu iç hava akımı adı verilen oluşumun kuvveti, kısmen de olsa sürtünme ile hafifler. Kasırganın göz ve odak merkezi kısmından dış kısımlara özellikle yukarıya doğru merkezkaç kuvvetleri aracılığıyla bir hava akımı oluşur. Bu bölgede rüzgâr hızı azalır. Deniz seviyesindeki şiddetli siklonik akıma karşı antisiklonik bir akım meydana gelir. Kasırgalar, buharla çalışan basit bir motora benzetilebilir. Kasırgayı hareket ettiren güç, iç hava akımıdır. Hareketini sıcaklık değişiklikleri sağlamaktadır. Mal ve can kaybına sebep olan kasırgalar üzerinde senelerdir çalışmalar yapılmaktadır. Uydular ve diğer meteorolojik izleme aletleri kullanılarak kasırgaların doğuşu, takip ettiği yollar, büyüklüğü ve zararları hakkında yardımcı bilgiler alınmaktadır.