24 Mart 1964, İngiltere 27 Aralık 1965, Türkiye (Atlas Sineması) 18 Nisan 1978 (As Sineması)
Süre
188 dakika
Ülke
ABD
Dil
İngilizce
Bütçe
19.000.000 $
Hasılat
4.750.000 $
Diğer adları
Roma İmparatorluğu'nun Çöküşü (Türkiye, sinemalar) *İmparatorlar Çarpışıyor (Türkiye, sinemalar) *La chute de l'empire romain (Fransa) *La caduta dell'impero romano (İtalya) *La caída del imperio romano (İspanya) *Der Untergang des römischen Reiches (Almanya)
Roma İmparatorluğu'nun Çöküşü, 1964 ABD yapımı tarihi epik filmdir. Özgün adı The Fall of the Roman Empire olan film Türkiye'de ilk kez 27 Aralık 1965'te 3 saatlik özgün uzunluğuyla gösterime girmişti. 18 Nisan 1978 tarihinde ise bu kez epeyce kısaltılarak ve İmparatorlar Çarpışıyor adıyla sinemalarda tekrar gösterilmiştir.[1][2]
Özgün senaryosunu Ben Barzman, Basilio Franchina ve Philip Yordan'ın birlikte yazdıkları filmi Anthony Mann yönetmiş, 70 mm geniş perde Ultra Panavision görüntülerini Robert Krasker çekmiştir. Filmde, başta dönemin yıldız oyuncuları Sophia Loren, Stephen Boyd, Alec Guinness, James Mason, Christopher Plummer, Anthony Quayle, John Ireland, Ömer Şerif ve Mel Ferrer olmak üzere çok geniş bir oyuncu kadrosu yer almıştır. Filmin zengin kostümleri, 1960'lı ve 1970'li yıllarda popüler olan ve özellikle de İtalya'da bolca üretilen ve "Sword and Sandal Films" (kılıçlı sandaletli filmler) de denilen tarihsel epiklere malzeme temin eden İtalyan firması Cerratelli & Peruzzi tarafından yapılmıştır. Dimitri Tiomkin'in film için bestelediği özgün müzik 1965 yılında Oscar'a aday gösterilmiş, Altın Küre ödülünü kazanmıştı.
Şöhretlerden oluşmuş olağanüstü geniş oyuncu kadrosu, göz kamaştırıcı görsellerine ve 19 milyon dolarlık (2009'un 131 milyon dolarına denk geliyor[3]) bütçesine rağmen
eleştirmenler tarafından vasatın üzerinde bir tarihi epik olarak nitelendirilen bu üstün yapım, aynı zamanda yapımcısı Samuel Bronston'u iflasa sürükleyen film olarak da kötü bir şöhrete sahiptir.[4]
"Roma İmparatorluğu'nun Çöküşü", İmparator Marcus Aurelius (Alec Guinness)'un hükümdarlığının son günlerinden başlayarak oğlu ve halefi Commodus (Christopher Plummer)'un başa geçtiği 180 ve 192 yılları arasındaki dönemi ele almaktadır. Bir dönemin ihtişamlı ve heybetli imparatorluğunun savaşlar ve siyasi çalkantılarla sarsılması, önce iktidar hırsı ve sonrasında iktidarın yitirilmesinin getirdiği yıkıcı sonuçlar destansı bir dille anlatılmaktadır.
Filmin özgün senaryosuna dayanarak Harry Whittington tarafından yazılan aynı adlı bir roman da o yıl piyasaya verilmişti (Fawcett Publications, Inc. & Frederick Muller Ltd., 1964).
Konusu
Film, Roma İmparatorluğu'nun çok uzun yıllara yayılacak olan çöküş döneminin sadece başlangıç yıllarını yani M.S. 180 ve 192 yılları arasını kapsar. Beş İyi İmparator'dan sonuncusu ve aynı zamanda bir filozof olan yaşlı İmparator Marcus Aurelius (Alec Guinness), Roma'ya bağlı eyaletlerin ordularıyla birlikte kuzeyli Germen kabilelerine karşı Tuna boylarında bir savaş sürdürmektedir. Hasta olan ve ömrünün sonuna geldiğini hisseden Aurelius, ordugâhında kızı Lucilla (Sophia Loren) da varken tahtını o sırada Roma'da olan ve pek de hoşlanmadığı oğlu Commodus (Christopher Plummer) yerine en güvendiği komutanı olan Livius (Stephen Boyd)'a bırakacağını açıklar. Livius bu teklife itiraz eder ama tamamen de reddetmez. Zaten bu durum Roma'da alışılmadık bir şey değildir ve kendisinden önceki dört İmparator da hep kendi yerlerine evlatlıklarını geçirmişlerdir. Livius (Livius senaryo gereği yaratılmış kurgusal bir karakterdir) İmparatorun ailesinin içinde büyümüştür ve Commodus'la çok yakın arkadaşlardır. Üstelik çocukluklarından beri Lucilla'yla da birbirlerine aşıktırlar ve evlenmeyi düşünmektedirler. Ancak İmparator Aurelius doğudaki Part Krallığı ile olan sınırını sağlama almak için politik nedenlerle kızı Lucilla'yı Ermenistan Kralı Sohamus (Ömer Şerif)'la evlendirmek istemektedir ve bunun için de Krala bir söz vermiştir.
Roma'dan dönen Commodus babasının plânlarını öğrenince çılgına döner ve o zamana kadar kardeşi gibi gördüğü Livius'a düşmanca davranmaya başlar. Marcus Aurelius henüz halefini resmen ilan etmemişken, Commodus'un bilgisi dışında bazı suikastçılar tarafından zehirlenerek öldürülünce başka seçeneği kalmayan Livius, Commodus'u Sezar ilân etmek zorunda kalır. Commodus da karşılığında Livius'u tüm Roma ordularının başkomutanı ve İmparatorluğun ikinci adamı yani sağ kolu yapar.
Artık İmparator olan Commodus babasının o zamana kadar sürdürdüğü ve onun bir zafiyeti olarak gördüğü 'barış ve özgürlük' politikalarını (Pax Romana) terkederek yeni vergiler çıkartır ve özellikle doğu eyaletlerinden yüklü haraçlar almaya başlar, bu da yeni isyan ve ayaklanmaların çıkmasına neden olur. Oysa bu sırada kuzeyde Aurelius'un eski politikalarını sürdüren Livius bu bölgelerde daha olumlu sonuçlar almaktadır. Livius ele geçirdiği Germen liderlerine birer Roma vatandaşı olmalarını ve boş topraklara yerleşerek tarımla uğraşmalarını önerir ve onları Roma'ya getirir. Roma Senatosu sert tartışmaların ardından bu teklifi onaylar. Bu durum Livius'la Commodus'un arasını açar. Commodus Livius'u görevlerinde azleder, ancak Ermenistan ve diğer doğu eyaletleri isyan edip ittifaktan ayrılmaya kalkışınca tekrar Livius'a başvuracaktır.
Livius doğudaki isyanları bastırıp Roma'ya döner. Veba salgınının da vurmuş olduğu kentte siyasi huzursuzluk başgöstermiştir. Çılgın bir megaloman haline gelmiş olan Commodus, verdiği sözlerden dönmüş ve Senato tarafından Roma vatandaşlığı hakkını kazanmış olan Cermen halkını önce kılıçtan geçirmiş, hayatta kalanları da meydanda yakmak üzeredir. Livius kuzey ordularının başında Roma'yı kuşatır ve Commodus'u tahtı bırakmaya zorlar. Ama Commodus Livius'a bağlı lejyon askerlerini altın dağıtarak satın alır. Yalnız kalan Livius'u ve kızkardeşi Lucilla'yı Cermenlerle birlikte yakmaya kalkar. Kendisine aşırı güveni gelmiş olduğu için Livius'u elleriyle öldürmeye kalkar, meydanda yaptıkları kılıç düellosunda Livius Commodus'u öldürür. Ancak başkentte yozlaşma had safhaya ulaşmıştır. Livius Lucilla'yla birlikte uzaklaşırken Sezar olmak için senatörler arasında bir açık arttırma başlamıştır bile.
Filmin konusu M.S. 180 ve 192 yılları arasında geçer. Batı Roma İmparatorluğu'nun 476 yılında tamamlanan ve aslında 300 yıla yayılan uzun çöküş döneminin (1453 yılında tamamlanan Doğu Roma İmparatorluğu'nun çöküş dönemi daha da uzun sürmüştür) sadece başlangıçtaki 12 yıllık dönemini ele alan bu epik film, benzeri üstün yapımlarda çoğu zaman yapıldığı gibi tarihi gerçeklerden bazı sapmalar gösterir. Öncelikle Stephen Boyd'un canlandırdığı Livius karakteri kurgusal bir karakterdir ve hikâye oluşumuna katkıda bulunması için filme katılmıştır. Gerçekte vebadan öldüğü bilinen İmparator Marcus Aurelius (Alec Guinness) filmde bir cinayete kurban gitmekte ve zehirlenerek öldürülmektedir. Keza gerçek hayatta hamamda boğularak öldürülen Commodus (Christopher Plummer)'un ölümü filmde bir düello sonunda Livius'un elinden olmaktadır.[4]
Commodus'un kızkardeşi Lucilla'nın ağabeyinin politikalarına karşı çıkması gerçektir, hatta Commodus'a suikast düzenlediği için idam edilmiştir. Ancak filmde gösterildiği gibi politik nedenlerle Ermenistan Kralı ile evlendirilmesi doğru değildir. Üstelik filmde tarihsel gerçeklere aykırı olarak ölümden de kurtulmaktadır. "Dört ordu muharebesi" denen ve Roma'ya sadık Kuzey orduları ile doğudaki iki isyancı Roma eyalet ordusu ve Ermeni ve Pers orduları arasında gerçekleşmiş gibi gösteren böyle bir savaş da gerçekte olmamıştır.[5]