Muğlalı Olayı veya 33 Kurşun Katliamı, 1943 yılının temmuz ayında Van'ın Özalp ilçesinde, 33 kişinin hayvan kaçakçılığı iddiası ve 3. Ordu komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın emriyle yargısız olarak kurşuna dizilmesi ve 32'sinin ölümü, birinin kaçması ile sonuçlanan olay.[1]
Olay
II. Dünya Savaşı sırasında özellikle İran sınırında kaçakçılık olayları artmıştı. Bölgedeki aşiretlerle güvenlik kuvvetleri arasında çatışmalara yol açan bu olaylardan biri de Van'ın Özalp ilçesinde patlak verdi. Bir bölümü İran topraklarında yaşayan Milan aşiretinin Temmuz 1943'te büyük bir hayvan sürüsünü kaçırdığı yolundaki ihbar üzerine sınıra gönderilen jandarma birlikleri kaçakçıları İran'a kaçtıkları için yakalayamadı. Ardından aşiretin Özalp'ta yaşayan 40 akrabası gözaltına alındı. Mahkemenin yalnızca 5 kişiyi tutuklayarak geri kalanları serbest bırakmasına karşın, Özalp'a gelen Mustafa Muğlalı'nın emriyle 33 kişiyi sorgulamaları yapılmak üzere iki asteğmenin komutasındaki bir askerî birliğe teslim edildi. Kaçakçılar sınıra yakın bir yerde kurşuna dizildi ve daha önce hazırlanan bir tutanağa dayanılarak kaçmaya çalışırken vuruldukları öne sürüldü. Olaydan yaralı olarak kurtulan bir köylü durumu ilgili makamlara duyurmayı başardıysa da yapılan başvurulardan bir sonuç alınamadı.
Demokrat Parti'nin etkili bir muhalefet partisi haline gelmesiyle, örtbas edilmeye çalışılan olay yeniden gündeme getirildi. TBMM Başkanlığına verilen bir soru önergesinin kabul edilmesi üzerine olayla ilgili asker ve sivil yöneticiler hakkında soruşturma açıldı. Bütün sanıkların Genelkurmay Askerî Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılandığı davada kurşuna dizme emrini verdiğini söyleyen Muğlalı, 2 Mart 1950'de ölüm, ardından da ileri yaşı ve hafifletici nedenlerden ötürü 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ama askerî yargıtay kararı bozdu; Muğlalı yeni yargılama başlamadan 11 Aralık 1951'de (71 yaşında) hapiste öldü. CHP'nin 6-7 Eylül Olayları'nda "azınlıklara karşı ayrımcılık yapıldığı" iddiası üzerine, Demokrat Parti tarafından misilleme olarak, olay tekrar TBMM'de gündeme getirilmiştir. Bu kez olayın geçtiği dönemdeki bütün TBMM üyeleri ve CHP'nin sorumluluğu iddiasıyla, bizzat İsmet İnönü için yargılanma istenmiştir. 12 Şubat 1956 ve 25 Şubat 1956 tarihlerinde Mecliste görüşülen konu, 1958 tarihli Meclis Tahkikat Komisyonu raporu ve Meclis görüşmeleriyle zaman aşımı ve çeşitli af yasalarından dolayı tekrar kapatılmıştır.
Demokratlar, bitmez tükenmez müsademelerde (silâhlı çatışma) eşkıya takiplerinde şehit düşen Türk ordusunun evlâtlarının hesabını soracak yerde kendi siyasi çıkarları uğruna, Kâzım Karabekir'den sonra Doğu'da ilk defa nisbi bir sükunet sağlayan büyük kumandan Muğlalı'yı mahkeme huzuruna çıkarmayı tercih ettiler. Elbette bu uygulamadan devrin hükümetlerinin ve İnönü'nün de haberi vardı. Fakat yiğit Muğlalı, askerliğin, kumandanlığın ezeli kuralına uyarak (kumandan yapılan ve yapılmayan her şeyden sorumludur) suçlamaları üzerine aldı ve neticede ölüme mahkûm edildi.
„
Mayıs 2004 tarihinde Van'ın Özalp ilçesindeki jandarma sınır taburunun adı Mustafa Muğlalı Kışlası olmuştur. Daha sonra 2011 yılında kışlaya Şehit Astsubay Kıdemli Başçavuş Erkan Durukan'ın adı verildi.
Orgeneral Mustafa Muğlalı, Menemen ayaklanması ardından kurulan ve asteğmen Kubilay'ı kafasını keserek öldürenleri idama mahkûm eden İstiklal Mahkemesinin başkanlığını da yapmıştır.[1]
Tarihe 33 kurşun vakası olarak da geçen[kaynak belirtilmeli] bu olaydan sonra Ahmed Arif, Hasretinden Prangalar Eskittim adlı şiir kitabında "33 Kurşun" isimli şiirini yayınlamıştır.[2]