Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri, 8 Ocak 1996 tarihinde gözaltında iken polisler tarafından öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin anısına 1998 yılından itibaren doğum günü olan her yılın 10 Nisan günü verilen gazetecilik ve basın özgürlüğü ödülleridir.
Göktepe 8 Ocak 1996 günü takip ettiği haber sırasında polislerce gözaltına alındıktan sonra polislerce dövülerek öldürüldü. Dönemin devlet yetkilileri Göktepe'nin ölümüyle ilgili birbiriyle çelişen yanlış açıklamalar yaptı. 28 Eylül 2000'de beş polise "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından yedişer yıl altışar ay hapis cezası verildi, ancak polisler Rahşan Affı ile birlikte cezaevinden çıktı. Göktepe, gözaltında öldürülmüş gazeteciler içinde katilleri yargılanmış ilk gazetecidir.
Ödül, Göktepe'nin anısını yaşatmak, iletişim özgürlüğünü hayata geçirmek, bilgi özgürlüğünü korumak, temel hak ve özgürlüklerindeki ihlalleri kamuoyuna haber, yorum ve eleştiri ile duyurmak, genç gazetecileri teşvik etmek ve gazetecilik sorumluluk bilincinin yerleşmesi için çaba gösteren gazetecileri desteklemek amacıyla yazılı haber, görüntülü haber, fotoğraf, yerel gazetecilik gibi çeşitli dallarda törenle verilir.
Metin Göktepe, Mart 1992'de Haberde ve Yorumda Gerçek dergisinde çalışmaya başladı. Bu derginin yayın hayatı boyunca burada muhabir olarak çalışan Göktepe, 7 Haziran 1995'te kurulan Evrensel gazetesinin kadrosunda yer aldı. Göktepe, 8 Ocak 1996 günü Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutukluların cenazesini izlemek üzere İstanbul Alibeyköy'e gitti ancak, Sarı Basın Kartı olmadığı gerekçesiyle ilçeye sokulmadı. Göktepe, haberi izlemekte ısrarcı davrandı ve yüzlerce insanla birlikte gözaltına alınarak Eyüpsultan'daki Eyüp Kapalı Spor Salonu'na götürüldü. Burada polislerin şiddetli cop darbeleriyle dövülerek öldürüldü.[1]
Dönemin devlet yetkilileri birbiriyle çelişen açıklamalar yaptı. Başbakan Tansu Çiller ve İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar Metin Göktepe'nin gözaltına alınmadığını; Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan gözaltına alındığını ancak sonra çay bahçesinde otururken fenalaşarak sandalyeden düştüğünü; İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan ise spor salonunun duvarından düşerek öldüğünü iddia etti. 8 Ocak 1996 akşam saat 20.00'de Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan, olay ve ölüm tutanağı düzenleyerek Göktepe'nin cesedini Adli Tıp Kurumuna gönderdi. Bir süre gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılanlar Göktepe'nin gözaltında polis tarafından öldürüldüğünü ve cesedinin gözaltında tutulan diğer kişilerin yanından alınarak götürüldüğünü söyledi. Göktepe'nin kardeşi İbrahim Göktepe, Canözkan'a ifade verdi ve Metin'in gözaltında polisler tarafından öldürüldüğünü belirterek, şikâyetçi olduğunu söyledi. Evrensel gazetesi sahibi Vedat Korkmaz, polisler hakkında idari soruşturma açılması için İstanbul Valiliği'ne şikâyet dilekçesi verdi. Emniyet müdürü Taşanlar gözaltına alınanlar arasında Göktepe'nin olmadığının kamera görüntülerinden de tespit edildiğini, listede isminin yer almadığını ileri sürdü. Ancak daha sonra yaptığı açıklamalarda Göktepe'nin gözaltına alındığını kabul etti.[1]
28 Eylül 2000'de beş polise "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından verilen yedişer yıl altışar ay hapis cezası verildi. Bir polis ise Yargıtayın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı. Mahkûm polislerin cezalarının tamamlamalarına 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren ve Rahşan Affı olarak bilinen Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası engel oldu.[1] Göktepe, gözaltında öldürülmüş gazeteciler içinde katilleri yargılanmış ilk gazetecidir.[1]
Ödül "Metin Göktepe'nin anısını yaşatmak, iletişim hak ve özgürlüğünü yaşama geçirmek, anlatım ve bilgi özgürlüğünü korumak, temel hak ve özgürlüklerindeki ihlalleri kamuoyuna haber, yorum ve eleştiri ile duyurmak, haber peşinde koşan genç gazetecileri teşvik etmek, gazeteci görev ve sorumluluk bilincinin yerleşmesi için çaba gösteren genç gazetecileri desteklemek" amacıyla verilmektedir.[2]
Yarışmaya başvuru; yazılı haberler için basında yayımlanmış 1 asıl, 8 fotokopi olacak şekilde, görüntülü haberlerin ise 1 örnek DVD formatı ya da flash belleğe yüklenmiş olarak yarışma komitesine gönderilmesi suretiyle yapılır. İnternet medyasında yayımlanmış haberler de ödül kategorisinde değerlendirilmektedir. Fotoğraf dalında başvuru ise 1 asıl, 8 fotokopi olarak gönderilecek fotoğrafların en az 18x24 cm ebatlarında renkli ya da siyah beyaz olması şartıyla arka yüzlerinin sol alt köşesine bir etiketle ürünün adını, çekildiği yeri ile tarihini yazmaları yoluyla gerçekleşir. Ayrıca başvuruda bulunacak adayların ürünlerini kısa öz geçmişleri, iletişim bilgileri ve bir fotoğrafları ile birlikte Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri'nin Bahçelievler'deki Mehmet Akif Ersoy Caddesi'nde bulunan adresine göndermeleri şart koşulmuştur.[3]
Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü yazılı haber, görüntülü haber, fotoğraf ve yerel gazetecilik olmak üzere çeşitli dallarda tören eşliğinde verilir. Ödülün kazananını belirleyen jüri her yıl değişir.[4] Döneme göre özel ödüller ve jüri özel ödülleri de verilir. Ödülleri takdim eden kişiler arasında gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, sendikacılar ve aktivistlerin yanı sıra gazeteci Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe de yer alır.[5][6]