Kırım'ın Tatarsızlaştırılması,(Kırım Tatarcası: Qırımnıñ tatarsızlaştırıluvı, Rusça: Детатаризация Крыма) Sovyetler Birliği ve Rusya'nın yerel Kırım Tatar varlığının izlerini yarımadadan kaldırmaya yönelik çabalarıdır. Tatarsızlaştırma, 1920'lerde Kırım Tatar kitaplarının yakılması gibi görece küçük olaylardan, 1944'te Kırım Tatarlarının büyük ölçekli sürgününe kadar, tarih boyunca çeşitli şekillerde kendini gösterdi.
Kırım'da Kırım Tatar isimlerini taşıyan mahallelerin, bölgelerin, köylerin ve coğrafi özelliklerin büyük çoğunluğuna, Kırım Bölge Komitesi'nin yeniden adlandırmayı zorunlu kılan bir kararnamesi uyarınca, Tatarların sürgün edilmesinden kısa bir süre sonra Slav isimleri verildi. Kırım'daki çoğu yer, 1940'larda Kırım Tatarlığı'nın izlerini kaldırmak için uygulanan sürgün sonrası isimlerini hâlâ taşımaktadır. Çok az sayıda yerleşim yeri – Bahçesaray,, Canköy, Işın, Aluşta, Alupka ve Saky – yeniden adlandırıldı.[1][2][3]
Kırım'daki Sovyet parti yetkilileri, Kırım'daki Slav nüfusuna Tatarofobi aşıladılar, Kırım Tatarlarını "hainler", "burjuvazi" veya "karşı-devrimciler" olarak tanımladılar ve onların Kırım yarımadası ile tarihsel bir bağlantısı olmayan "Moğollar" olduklarını yanlış bir şekilde ima ettiler. (Türk, Yunan, İtalyan, Yahudi, Ermeni ve Gotik kökenlerine rağmen.) [4] Örneğin Kırım'daki bir 1948 konferansı, Kırım Tatarı karşıtı duyguları desteklemeye ve paylaşmaya adanmıştı.[5]