Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî(dinî olmayan)Türk halk edebiyatınazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur.[1] Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma,[2] halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir.[3] Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:
Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk kıtasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki kıtalarının dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı, konuları sevgi ve doğa olayları olan bir halk şiiri.[4]
olarak tanımlanmaktadır. Bu biçimin ilk örneklerine; İslamiyet öncesi Türk edebiyatı'nda koşuk adı verilen ve genellikle şölen adı verilen bayramlarda söylenen şiirlerde rastlanmaktadır. Ayrıca, 11. yüzyılda kaleme alınan Divân-ı Lügati't-Türk'te de koşuk ifadesinin manzum eserlerin geneli için kullanıldığı görülmektedir.[5]
Halk edebiyatında nazım şekilleri ve türler daha çok ezgilerine göre ayrılır.[6] Bunun için koşma dahil birçok nazım (dizem) biçiminde belli bir hece sayısından bahsetmek imkânsızdır. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan biçimi olan koşmalar; daha çok 11'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.[7] Kafiye düzeni: axax, bbbx, cccx... biçiminde olan koşmaların, ilk dörtlükleri xaxa veya aaax biçiminde de uyaklandırılabilir.[7] Ayrıca koşmalarda en çok yarım uyak tercih edilmiştir.[7]
Koşmalar: aşk, sevgi ve doğa gibi lirik söyleyişleri konu alan şiirler olup, konularına göre dörde ayrılırlar. Bunlar: Güzellemeler (lirizm içerikli şiirler), koçaklamalar (yiğitlik içerikli şiirler), taşlamalar (yergi içerikli şiirler) ve ölüm gibi trajik bir olayı anlatan ağıtlardır. Yapı özelliklerine göreyse koşmalar: düz ve birleşik gibi çeşitli adlarla incelenir.[8]
Koşma sözcüğü, koş-eylem kökünden türemiş bir kelimedir. Bugün koşmak fiili:"Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek ve birlikte iş görmesi için bir şeyi başka birinin yanına katmak, arkadaş olarak vermek.[9] anlamlarında kullanılsa da; bu sözcük Türkçenin erken dönemlerinde türkü düzmek anlamında da kullanılmıştır. Örneğin koş- eyleminin Divânu Lügati't-Türk'te bir anlamının da türkü düzmek olarak kaydedildiği bilinmektedir.[5] Buradan dolayı; koşma ve koşmanın proto varyantı olan koşukkoş- eylem kökünden türemiş kelimelerdir. Şaman gelenekleriyle yaşayan ilk Türk topluluklarında müzik ve şiir birbirinden ayrı düşünülemez; kopuz denilen temel Türk sazıyla baksıların söylediği koşuklar daha sonra gelişerek; çöğür çalan halk ozanları geleneğinin bir başlangıç türevi özelliğini göstermiştir. Bunun için ilk dönemlerde türkü düzmek ve şiir söylemek birbiriyle eş tutulmuş, koşuk sözcüğü böylece ortaya çıkmıştır.[10] Koşuklar; günümüz koşmaları gibi birçok kez dörtlüklerden oluşmuş (istisnaları vardır) ve hece ölçüsüyle söylenmiştir.[10] Ayrıca Kaşgârlı Mahmut koşuk sözcüğünü koşug biçimiyle kullanmış ve açıklamasını şiir, kaside olarak vermiştir.[5] Yapıtta koşmanın ilkel şekli olan koşuk, ilk dönem Türk edebiyarında şiirle eş tutulmuştur.
Klasik biçimlerle koşmalar arasındaki bağ
Koşma, Divan edebiyatındakigazellere yakınlık gösterir. Gazeller de, sevgiliyi ve onun güzelliğini betimleyen şiirlerdir. Konuyu özele indirgediğimizde; koşma türleri olan güzellemelerin klasik edebiyatta kaside ve gazele -nitekim koşuk sözü Kâşgarlı Mahmud tarafından kaside olarak anlamlandırılmıştır[5]-; yergi içeren şiirler olan taşlamaların hicviyelere, ölüme karşı duyulan üzüntüyü aktaran bir tür olan ağıdın mersiyeye konu itibarıyla benzediği görülmektedir.[11]
Sanat kurgusu
Koşmalar, Türk halk edebiyatınınâşık tarzı olarak bilinen koluna ait ürünlerdir. Bu yönüyle koşmaları oluşturan sanat kurgusu; kökenini halkın duyuş ve söyleminden almaktadır. Bu da halkla bağlantılı bir yazınsal temel kurulması sonucunu doğurmaktadır. Böylece; ana hatları benzetme ve eğretilemelere bağlı olan halk edebiyatına ait imgeler koşmalarda da kendini göstermektedir. Bu imgeler; halkın yaşayışına paralel olarak daha çok doğa unsurlarından seçilmiştir. Halk edebiyatındaki benzetme ögeleri üç temel unsura yönelik benzetme imgeleri taşır:
Sevgili imgesi: Halk edebiyatında sevgiliye genellikle halk nazarında güzelliğiyle değer bulan: ördek, bülbül, suna ve keklik gibi kuş isimleriyle -açık eğretileme yoluyla- hitap edilir.[12] Örnek olarak aşağıdaki Karacaoğlan'a ait koşmada; şair sevdiğini "gövel ördeğe" benzetmiştir:
Yine koşmalarda sevgilinin en çok benzetildiği diğer iki varlık, ceylan ve ahudur.[13] Bu imgeleştirmenin toplumsal kabulü; bugün ahu kelimesinin güzel, ince, zarif kadın anlamında kullanılan mecazlı bir söz olması sonucunu doğurmuştur.[14]
Rakip imgesi: Halk şiirinde rakip; sürekli sevgilinin peşinde dolaşması ilgisiyle -açık eğretileme yoluyla- halk nazarında ilenç olarak görülen karakuş ve kelb (köpek) gibi ifadelerle anılır. Örneğin aşağıdaki şiirde rakip bir köpeğe benzetilmiştir.
Karac'oğlan eydür: Sarsam dilberler,
Kelb rakipler birbirine girerler.[15]
Seven imgesi: Koşmaların bazı dörtlüklerinde sevgili bir yırtıcı kuş olarak betimlenip, seven bir av olarak karşımıza çıkar.[13] Ancak bazen de ozan kendini; şahine, sevgiliyi de balaban, üveyik gibi kuşlara benzetir:
Ben şahan (şahin) olsam da sen bir balaban
Alsam çırnağıma çıksam yola ben[16]
İçerik
Koşmalar, Tanrısal mistisizm ögelerini içeren ve baksılar tarafından söylenen koşukların günümüzdeki türevidir.[10] Genel olarak: aşk, sevgi, doğa ve yiğitlik temleri kullanılan koşmalar; konularına göre güzelleme, koçaklama, ağıt ve taşlama olmak üzere dört temel ulamda incelenir.[17]
Anlamsal köken
Koşma coşkun duyguları ifade etmeyi sağlayan bir nazım (dizem) biçimidir. Bunun için koşmalar daha çok: doğa, aşk, ölüm, ayrılık, yiğitlik, toplumsal olaylar... gibi konuları işler.[17] Temele inildiğinde ise koşmanın şaman geleneğinin izlerini taşıdığı görülmektedir. Örneğin Karakalpak koşuklarında; ateşe sığınma, gelin geldiğinde ateşe yağ dökme, zikir salma, ruh çağırma, hastalanan insana çeşitli nesnelerle vurma gibi şaman geleneğine ait ögeler; folklorik şiire yön verir.[18] Bunda ilk dönem Türk toplumlarında şiir söyleyen kişilerin baksılar olması en önemli etkendir. Hatta ilk dönemlerde şiirler baksılar vasıtasıyla, afetlere karşı korunmayı sağlayan bir çeşit moral-mistik unsur görevini görmüştür.[18] Örneğin bedik adı verilen bir koşuk türü, zamanıyla insan ve hayvanlara musallat olan hastalıkları def etmek için kullanılmıştır.[18] Yani özellikle mitolojik devirler boyunca sanat; yaşamın, korkuların ve sığınışın bir ifade biçimi olmuştur. Yaşamını anlamlandırmaya çalışan insanoğlu; mistik bir söylem üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunun için estetik bir temele binaen gelişen bir edebiyatın oluşması mitolojik dönemlerin ardından gelir. Buradan hareketle genel hatlarıyla şu gerçeğe ulaşılır; koşmalar estetik kuramlamaları da kapsayan koşukların mitolojik dönem sonrası varyantlarıdır. Proto dönemlere ait bir koşuk incelendiğinde bu dönem koşuklarındaki yaşam algısının ne denli tanrısal bir mistisizm içerdiği görülmektedir:
Tang Tengri kelti (Tan Tanrı geldi)
Tang Tengri özi kelti (Tan Tanrı kendisi geldi)
Tang Tengri kelti (Tan Tanrı geldi)
Tang Tengri özi kelti (Tan Tanrı kendisi geldi)
Turunglar kamag begler kadaşlar (Kalkınız, bütün beyler, kardeşler)
Koşukların yeni bir türevi olan koşmalar temel olarak: doğa, aşk, ölüm, ayrılık, yiğitlik, toplumsal olaylar... gibi konuları ele alır.[17] Koşmalar, insanî duyguları işledikleri ve saz eşliğinde söylendikleri için; koşmaların müzikalite ve coşumsal değerleri oldukça yüksektir. Bunun için, konu olarak ortak paydaları paylaştıkları semailer ve diğer nazım şekilleriyle, koşma arasındaki temel fark; koşmanın kendisine has müzikalitesidir. Halk şiirinde müzikalitenin süreğenliğini sağlayan olgu; saz olmaksızın şiir söyleyen şairlere ancak 19. yüzyılda rastlamaya başlamamızdan kaynaklanır.[19]
Koşmalar anlamsal bir sınıflandırılmaya tabii tutulursa 4 temel ulamda incelenir. Bu dört öge ayrıca halk edebiyatı nazım (dizem) türleri içerisinde de yer alır.[20] Bu dizem türlerinin ortaya çıkışı tesadüfî değildir. Koşmalar müzik eşliğinde söylendiği için; eğer bir konu içten bir üslupla anlatılacaksa güzelleme havası, eğer yerilecekse taşlama havası gibi psikolojik sunumlar ortamdaki duruma göre kendini göstermiştir.[21] Koşmaya ait âşık edebiyatı dizem türleri şunlardır:
Güzellemeler coşku ve övgü içerikli şiirlerdir. Sevilen kişilere veya varlıklara karşı olan bağlılığı ifade etmek için yazılırlar. Güzellemelerde ele alınan konular ayrı ayrı ya da birlikte ele alınabilir.[22] Özele indirgendiğinde, temel güzelleme temleri: bir kadına, at gibi Türk kültüründe önemli yeri olan hayvan ya da varlıklara, doğaya... duyulan sevgidir. Bunun yanında güzellemeler özlem gibi düşünsel-estetik konuları da işler. Güzellemeler halk edebiyatında en çok tercih edilen türlerdendir. Bugün güzellemeler anlamsal boyutta özellikle adlandırma bazında modern edebiyata da tesir etmiştir. Örneğin Tuna'yı anlatan bir seyahat kitabına Tuna Güzellemesi[23] adı verilirken, İkinci Yeni şiirinin temsilcilerinden Cemal Süreya'nın anlam bakımından güzellemeye yaklaşan bir şiirinin adı da Güzelleme[24] dir. Güzelleme yalnızca koşma biçimine mensup şiirler için kullanılan bir tabir olmayıp, anlamsal bir içeriği vardır. Bunun için güzelleme konularını işleyen semailer de güzelleme olarak değerlendirilir.[25] Güzelleme türünün en önemli temsilcisi olarak lirik söyleyişleriyle 17. yüzyıl halk ozanı Karacaoğlan kabul edilmektedir.[26]
Örneğin bu şiirde Karacaoğlan, yârini ne kadar sevdiğini lirik bir söylemle dile getirmiştir. İşte güzellemeler, anlatılan duyguyu lirik bir biçimde övgüyle anlatan Türk halk şiiri ürünleridir.
Koçaklama genel bir tür kavramından çok, yiğitlik ve meydan okuma içerikli şiirlere verilen addır. Yani koçaklama semaiye veya koşmaya özgü bir tür değildir; genel ve anlamsal bir kategoridir. Örneğin halk destanları da bir koçaklamadır. Kısacası koçaklamalar bir nevi epik kavramının halk şiirindeki yansımasıdır. Bunu TDK'nın tanımında şöyle ifade edilmektedir:
"Halk edebiyatında biçimi ne olursa olsun, konusu yiğitlik, savaş, kahramanlık olan veya bir kahramanı öven, kahramanlık duygularını canlandıran şiir, yiğitleme."[27]
Battalname gibi Divan edebiyatı geleneğinden beslenen ürünlerin yanında, bugün dahi hamasi (yiğitliklerden söz eden) bir anlayışla yazılan birçok modern şiire rastlamak mümkündür. Türk halk edebiyatına baktığımız zaman ise karşımıza iki tür koçaklama anlayışı çıkar. Bunlardan ilki duygusal koçaklama, ikincisi ise coşkun koçaklamadır.
Duygusal koçaklama, olayın psikolojik bir analize tabii tutularak kahramanlık yönlerinin yanında trajik yönlerinin de ön plana çıkarıldığı koçaklama türüdür. Bu tür eserlerde coşkun bir yiğitlik teminin ardında duygu gizlidir. Birçok kahramanlık bildiren halk destanı bu ulamda incelenir. Kayıkçı Kul Mustafa'ya ait olan Genç Osman Destanı bu tür koçaklamaların güzel bir örneğidir. Eserde yalnızca hamasi duygular yoktur; Genç Osman'ın öldürülüşünün ardından asker ve padişah nazarında yaşanan üzüntü hali de tahlil edilmiştir. Duygusal koçaklamalar halk tarafından çok sevilen bir türü oluşturur, bunun için bu eserler genellikle halk hikâyesi oluşum sürecinin bir parçası haline gelir. Örneğin Genç Osman Destanı halk öyküsü oluşum süreci bakımından incelenen ilk eserlerden biridir.[28]
Coşkun koçaklama, en yaygın koçaklama türüdür. Bu tür koçaklamalarda ozanın korkusuz ve meydan okuyan bir söyleyişi vardır. Gerek savaş meydanındaki kahramanlıklar gerekse mevcut düzene karşı yapılan başkaldırı bu yolla ifade edilir. Otoriteler tarafından coşkun koçaklamaların en güzel örnekleri Köroğlu ve Dadaloğlu ait koçaklamalar olarak kabul edilir.[29] Köroğlu'nun bir koçaklaması şöyledir:
Taşlama, Türk halk edebiyatına ait satirik şiirlere verilen addır. Bu yönüyle taşlamalar: toplumdaki aksayan yönleri, bireysel yanlışlıkları, devlet yönetimindeki hataları... eleştirel bir dille konu edinir ve halk edebiyatında yermek-hicvetmek sözcüklerinin karşılığı olarak kullanılır.[31] Taşlamalar; semai ve koşma dizem (nazım) biçimleriyle yazılır.[31] Bu nazım şekilleri dörtlüklerden ibarettir; bunun için Divan edebiyatında dörtlüklerle yazılan ve felsefi-eleştirel dizem biçimleri olan rübai ve kıtalarla benzer özellikler gösterir. Taşlamalar divan edebiyatında bir tür olarak hicviyye karşılığını bulur. Hicviyye veya hiciv türünün Divan edebiyatındaki en büyük temsilcisi ise Nefi'dir.[32] Taşlamanın en önemli temsilcileri ise Dertli, Ruhsati ve Seyrani gibi ozanlardır.[31] Taşlama geleneği, çağdaş Türk edebiyatı dairesinde de kendini göstermiştir. Abdürrahim Karakoç gibi halk şiirine yakın şairler taşlamalar yazmıştır. Karakoç'un bir şiirini incelersek:
Görüldüğü gibi şair bu dörtlüğünde; dünyanın madde ve paraya dayalı işleyişinden rahatsız olmuş; dünyadaki çıkara dayalı sistemi eleştirmiştir.
Taşlamalar bazen genel bir sitem üzerinden ilerlerken bazen; bazen de doğrudan eleştirilen hedefe açıkça saldırılmıştır.[31] Hatta Neyzen Tevfik gibi bazı şairler; şiirlerinde sokak dili ve argo ifadeleri kullanmaktan çekinmemiştir. Tevfik'in Mecnun şiiri buna örnektir.[33]
Eleştiri, halk edebiyatında temel olarak iki yolla yapılmıştır. Bunlardan biri; temsil yoluyla ikincisi ise türkü koşmak yoluyladır. Temsil yoluyla yapılan eleştiriler genellikle; yapıcı eleştiri mahiyetindedir. Bu tür yergilerde; görülen eksiklik temsil yoluyla öyküleştirilir ve iletinin ulaşması istenen merciye üstü kapalı bir biçimde mesaj verilerek; istenilmeyen davranışın giderilmesi beklenir.[34] İkinci tür olan türkü dizme ise büyük oranda taşlamaya karşılık gelir. Çünkü istisnalar haricinde halk edebiyatı ürünleri saz eşliğinde söylenir ve bu eserlere halk nazarında türkü olarak bakılır. Taşlamaların dili temsil getirmeye göre daha sivridir. Bu şiirlerde yer yer alaycı ifadelere de rastlanır. Türkü koşma yoluyla oluşurulan eleştirilere aşağıda verilen anonim örnek; bu tür taşlamaların içerdiği eleştirel üslubu göstermektedir:
Ağıt, ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi[36] lere verilen addır. Bu yönüyle ağıt, evrensel-insanî bir olgu gelişiminde, anlamsal bir genellik kazanmıştır. Hemen hemen tüm kavimlerde ağıt türünün farklı biçim ve ezgilerde örnekleri görülür. Örnek olarak ağıt; Amerikan edebiyatındaelegy[37] adıyla anılırken, İslam etkisinde gelişen klasik doğu edebiyatlarında mersiye biçiminde adlandırılmıştır.[38]Halk edebiyatındaki formu olan ağıt türü ile mersiyeler arasında konu bütünlüğü vardır. Halk ve Divan edebiyatlarının farkları üzerinde çok durulsa da aynı konuyu dile getiren bu iki şiir arasında aslında birtakım şeklî hususiyetleri dışında fazlaca bir farklılık yoktur.[38][39]Ağıt, bir ölüm üzerine belli bir geleneğe uyularak yapılan törenlerde yakılmış ve söylenmiş bir de böyle bir törende yakıldığı halde daha sonra da hatıralarda yaşayan türkü olarak iki anlama gelir.[40] Ayrıca evlenen kızın evden ayrılması gibi ölüm dışı konularda yazılan ağıtlar da vardır.[41]
Türk edebiyatında ağıt türünün ilk örnekleri sagulardır.[42] Türk halk edebiyatında en önemli ağıt ozanlarından biri Kağızmanlı Hıfzı'dır. Örnek olarak Hıfzı'nın ölen amcasının kızı için yazdığı ağıtın bir dörtlüğü şöyledir.
Ağıt geleneği bugün çağdaş edebiyatta anlamsal olarak sürdürülmektedir. Örneğin Ceyhun Atıf Kansu'nun ölümü üzerine Cahit Külebi şu dizeleri söylemiştir:
Halk edebiyatında nazım şekilleri ve türler daha çok ezgilerine göre ayrılır.[6] Bunun için koşma dahil birçok nazım (dizem) biçiminde belli bir hece sayısından bahsetmek imkânsızdır. Bununla birlikte, Türk halk edebiyatının en çok kullanılan biçimi olan koşmalar; daha çok 11'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.[7] Kafiye düzeni ise: axax, bbbx, cccx... biçimindedir. Ayrıca koşmanın ilk dörtlüğü xaxa veya aaax biçiminde de olabilir.[7] Koşmalar yapıları bakımından beş ana başlık hâlinde incelenir:
Yapılarına göre koşmalar
Düz koşma: Genellikle 8 ve 11'li hece ölçüsü ile yazılan ve 4+4, 6+5 ya da 4+4+3 durakları kullanılan; 3-5 dörtlük arasında yazılan koşmalardır.[8] Düz koşma, halk edebiyatında en çok kullanılan koşma biçimidir.[8]
Sözcük oyunuyla kurulmuş koşmalar: Bu tür koşmalar kendi aralarında dörde ayrılır. Bunlardan ilki dedim dedili koşmadır. Dedim dedili koşmalar seven-sevilen arasındaki atışma biçimindedir.[8]Aşık Ömer'in sözcük oyunuyla kurulmuş bir koşması şöyledir:
Dedim dedili koşmanın yanında; cinasla söylenen cinaslı koşma, koşmanın son dizelerinin tekrarıyla şarkıya benzetilen koşma şarkı ve tümce aralarında iç uyaklar bulunan musammat koşma; sözcük oyunuyla kurulmuş koşmaların diğer türleridir.[8]
Ek getirilerek kurulan koşmalar: Ana manzumelerine ek getirilerek yapılan koşmalardır. Ek getirilerek yapılan koşmaların ayaklı ve yedekli olmak üzere iki türü vardır. Ayaklı koşma, ilk dörtlüğünün ikinci ve dördüncü dizelerinden sonra beş heceli kısa bir dizenin eklenmesiyle oluşan koşma biçimidir. Ayaklı koşmalarda uzun dizeler 6+5=11'li kısa dizeler 5'li olarak düzenlenir. Ziyade mısra da denilen kısa dizeler, daima ana kafiye taşıyan uzun dizelerden sonra yer alır. Kafiye bakımından da ana kafiye düzenine bağlı kalırlar.[45] Bir diğer ek getirilerek yapılan koşma çeşidi ise yedekli koşmalardır. Yedekli koşmalar, birimlerinin arasına mani vb. dizeler eklenerek yapılan ve daha çok Batı Türkçesinin Doğu kısımlarında tercih edilen bir yapıdır.[46]
Sözcük taşırması ile kurulan koşmalar: Bu tür koşmalar dize veya dörtlük sonunda uyak olan sözcüğün bir sonraki birimde tekrarı esasına dayanır. Eğer dize sonundaki uyak bir sonraki mısrada yineleniyorsa buna zincirleme koşma, eğer dörtlük sonundaki uyak yineleniyorsa buna da zincirbent koşma adı verilir.[47] Örneğin Aşık Zülali'nin aşağıdaki şiiri bir zincirbent koşmadır:
Yukarıdaki şiirde; mevcut yapıya uygun olarak ilk dörlüğün son uyak kelimesi mekân sözcüğü, ikinci dörtlüğün başında tekrar edilmiştir.
Birleşik koşmalar: Bu biçimdeki koşmalar birden fazla koşma biçiminin birlikte kullanılmasıyla oluşturulur ve dört başlık altında incelenir. Bunlar: Zincirbent ayaklı koşma, musammat ayaklı koşma, musammat zincirbent koşma ve musammat zincirleme ayaklı koşmalardır. Bu koşma biçimleri, adlandırıldıkları yapıların bir bileşimidir. Yalnızca zincirbent ayaklı koşmanın ziyade mısralarında da tekrarlama yoluna gidildiğinden kısmî bir değişiklik gösterir.[45]
Ölçü, uyak ve uyak şeması
Koşmalar Türk halk edebiyatı nazım biçimleri oldukları için; birçok koşma, hece ölçüsü kullanılarak söylenmiştir. Ancak özellikle 17. yüzyıldan başlayarak Bayburtlu Zihni gibi ozanlar, şiirlerinde aruz veznini de kullanmıştır.[48] Koşmalarda biçimsel türleri ve yapılarına göre birçok durak çeşidi kullanılır. Halk şiirinde en çok tercih edilen düz koşmalar 8 veya 11'li hece ölçüsü ile yazılır ve 4+4, 6+5 ya da 4+4+3 durak yapısına sahiptir.[8] Koşmaların yapısal biçimleri değiştikçe; hece sayılarında ve duraklamalarda değişiklikler meydana gelir. Tüm bunlarla birlikte koşmaların ekseriyetinde 11'li hece ölçüsü en çok kullanılan kalıptır. Koşmalarda 11'li hece ölçüsü çokça kullanıldığı için, genel tanımlamalarda koşma daha çok 11'li hece ölçüsüyle yazılan şiir olarak gösterilir.[49] Oysaki halk edebiyatı nazım biçimleri daha çok saz eşliğinde söylenir ve birbirinden farklı okunuş ezgilerine sahiptir. Biçimleri birbirinden ayıran temel kıstas da ezgidir.[6] Ancak koşmalar yazınsal metin olarak incelendiğinde, ezginin belirlenmesi zorlaştığı için özellikle edebiyat testlerine yönelik çalışmalarda koşmaların yalnızca 11'li biçimleri kullanılmaktadır.[29]
Halk şiirinde en çok tercih edilen kafiye türü; yarım uyaktır.[50] Bununla birlikte, Türk halk şiirinde, Türkçenin ses ve hece yapısına uygun olarak "a-e", "ı-i", o-ö" ve "u-ü" ünlüleri ve hatta dar ve geniş ünlüler arasında kafiye oluşturulabilmektedir.[51]Ruhsati'nin aşağıdaki şiirinde:
"u" ve "ı" dar ünlüleri arasında uyak oluşturulmuştur. Bu seslerden önce gelen "y" sesleri de uyağa katılarak bir tam uyak ortaya çıkmıştır. Birimdeki uyak örgüsü ise aaab olup; şiir 8'li hece ile (5+3) söylenmiştir. Uyaklardan sonra gelen "-ya"lar ise rediftir.
Yine halk şiirinde "ğ ve y" gibi özellikle kayıcılaşan bazı yakın sesler arasında kafiye oluşturulabilmektedir. Karacaoğlan'ın bir şiirinde:
bu tarz bir alımlamayla; "ğ" ve "y" sesleri arasında uyak ilgisi kurulmuştur.
Koşmalar ilk kıtasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki kıtalarının dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı şiirlerdir.[4] Yani, koşmaların uyak örgüsü; genellikle: axax - bbbx - cccx... biçimindedir ve bir koşma genellikle en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Ancak koşmanın ilk dörtlüğü: "xaya veya aaax" biçiminde de kafiyelendirilebilir.[1]
Kaynakça
Genel
Bekki, Selahaddin (2008). Anadolu Sahası Halk şiirinde Kafiye: Tespitler ve Öneriler, Milli Folklor Dergisi, s.58-67
Oğuz, Öcal (2008). Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları, s.205
Artun, Erman (2001). Aşık Geleneği ve Aşık Edebiyatı, Ankara: Akçağ Yayınları, s.95-96
Friedrich SchlegelFriedrich Schlegel pada tahun 1801Lahir(1772-03-10)10 Maret 1772Hanover, Elektorat HanoverMeninggal12 Januari 1829(1829-01-12) (umur 56)Dresden, Kerajaan SaxonyAlmamaterUniversitas GöttingenUniversitas LeipzigEraFilsafat abad ke-19KawasanFilsafat BaratAliranRomantisisme JenaIdealisme Jerman[1]Koherentisme epistemik[2]Teori kebenaran koheren[3]Historisisme[4]Linguistik romantis[5]KonservatismeMinat utamaEpistemologi, filologi...
Віда — термін, який має кілька значень. Ця сторінка значень містить посилання на статті про кожне з них.Якщо ви потрапили сюди за внутрішнім посиланням, будь ласка, поверніться та виправте його так, щоб воно вказувало безпосередньо на потрібну статтю.@ пошук посилань саме...
СпішеранSpicheren Країна Франція Регіон Гранд-Ест Департамент Мозель Округ Форбак-Буле-Мозель Кантон Стірен-Вендель Код INSEE 57659 Поштові індекси 57350 Координати 49°11′33″ пн. ш. 6°58′09″ сх. д.H G O Висота 220 - 357 м.н.р.м. Площа 8,11 км² Населення 3227 (01-2020[1]) Густот
هذه المقالة يتيمة إذ تصل إليها مقالات أخرى قليلة جدًا. فضلًا، ساعد بإضافة وصلة إليها في مقالات متعلقة بها. (يوليو 2019) جيمي كيلبيرن معلومات شخصية الميلاد 22 نوفمبر 1922 تاريخ الوفاة 23 فبراير 2008 (85 سنة) مواطنة كندا الوزن 170 رطل الحياة العملية المهنة لاعب هوكي الجليد...
Navio de carga Ilgaz. Navio de cruzeiro Costa Magica. Marinha de comércio por país, em termos de número de navios. Navio de pesca Ville d'Agde. Veleiro de competição Freedom. Rebocador Salinas de Aveiro. Navio da Guarda Costeira alemã Meerkatze. Barco piloto PY53 do Porto do Pireu. Navio de investigação Akademik Mstislav Keldish. Porto de Singapura. O comandante, o imediato e um piloto do porto na ponte de comando do navio Kristina Regina. A marinha mercante é o conjunto das organizaç
فاتل فريم〜劇場版 零 〜ゼロمعلومات عامةالصنف الفني فيلم رعبتاريخ الصدور26 سبتمبر 2014 (2014-09-26)مدة العرض 105 دقيقةاللغة الأصلية اليابانيةمأخوذ عن « بروجكت زيرو »من تأليف تيكمو (سلسلة الألعاب) وإيجي أتسوكا (مؤلف)البلد اليابانموقع الويب zero-movie.jp الطاقمالمخرج مري أساتوالب
Football stadium in Florence, Italy This article is about the football stadium in Florence. For the stadium in Siena, see Stadio Artemio Franchi – Montepaschi Arena. Stadio Artemio FranchiStadio ComunaleFormer namesStadio ComunaleLocationFlorence, ItalyOwnerMunicipality of FlorenceCapacity43,147[3]SurfaceGrassConstructionOpened13 September 1931Renovated1990, 2013[1][2]ArchitectPier Luigi NerviTenantsACF Fiorentina (1931–present)Italy national football team (selecte...
Ghida FakhryGhida Fakhry memoderasi sebuah acara di the 2017 World Bank Group-IMF Spring MeetingsLahirBeirut,Lebanon[1]PendidikanSOAS University of LondonPekerjaanJournalistTahun aktif1995 – sekarangAgenHarry Walker AgencyKarya terkenalPembawa acara Witness (AJE)Situs webhttp://www.ghidafakhry.com Ghida Fakhry adalah seorang penyiar Al Jazeera English biro Washington. Ia dipercaya untuk menjadi penyiar utama wanita di Al Jazeera English pada bulan April 2006. Sebelumnyapada tah...
Le système éducatif aux États-Unis est décentralisé, la plupart des décisions sur le fonctionnement des écoles, les programmes et sur le financement étant prises par des instances locales : les school boards. Les programmes scolaires (curricula) sont en général établis par chaque État des États-Unis. Le gouvernement fédéral, via le département de l'Éducation des États-Unis, intervient surtout dans le financement de l’éducation. Les écoles privées élaborent leur pr...
En física y química, una ecuación de estado es una ecuación constitutiva para sistemas hidrostáticos que describe el estado de agregación de la materia como una relación matemática entre la temperatura, la presión, el volumen, la densidad, la energía interna y posiblemente otras funciones de estado asociadas con la materia.[1] Introducción Las ecuaciones de estado son útiles para describir las propiedades de los fluidos, mezclas, sólidos o incluso del interior de las estre...
Untuk kegunaan lain, lihat Malaka (disambiguasi). Selat Malaka memisahkan Semenanjung Malaysia dan Pulau Sumatra Selat Malaka[n 1] adalah sebuah selat yang terletak di antara Malaysia dan pulau Sumatra (Indonesia). Dari segi ekonomi dan strategis, Selat Malaka merupakan salah satu jalur pelayaran terpenting di dunia, sama pentingnya seperti Terusan Suez atau Terusan Panama. Selat Malaka membentuk jalur pelayaran terusan antara Samudra Hindia dan Samudra Pasifik serta menghubungkan tig...
Not to be confused with American hydrologist Robert E. Horton. American actor (1924–2016) Robert HortonHorton in Police Woman (1976)BornMead Howard Horton Jr.(1924-07-29)July 29, 1924Los Angeles, California, U.S.DiedMarch 9, 2016(2016-03-09) (aged 91)Los Angeles, California, U.S.Alma materUCLAOccupationsTelevisionfilmstage actorsingerYears active1945–1989Political partyRepublicanSpouses Mary Jobe (m. 1946; div. 1950) Barba...
Puerto Portals LocalizaciónSituación CalviáPaís España EspañaCoordenadas 39°31′50″N 2°34′06″E / 39.530423, 2.568244Datos generales Sitio web oficial[editar datos en Wikidata] Puerto Portals es un puerto deportivo situado en Portals Nous, núcleo urbano perteneciente al municipio de Calviá, Mallorca (España). EL puerto se encuentra a una distancia de nueve kilómetros del centro de Palma de Mallorca. Puerto Portals es reconocido por ser punto de...
Ancient Indian treatise on the art of playing the dhol and damau A figurine of a dholi. Dhol Sagar (Garhwali; literally ocean of drumming) is an ancient Indian treatise on the art of playing the dhol damau, the folk instruments of the Garhwal region of Uttarakhand.[1] It does not exist in a complete printed form, as it was transmitted orally (through percussive verses and vocable syllables) or empirically within the traditional drumming families.[2] It is believed to have myth...
Fish which live amongst or in close relation to coral reefs The fish that inhabit coral reefs are numerous and diverse Coral reef fish are fish which live amongst or in close relation to coral reefs. Coral reefs form complex ecosystems with tremendous biodiversity. Among the myriad inhabitants, the fish stand out as colourful and interesting to watch. Hundreds of species can exist in a small area of a healthy reef, many of them hidden or well camouflaged. Reef fish have developed many ingenio...
9°39′S 20°24′E / 9.650°S 20.400°E / -9.650; 20.400 This article has multiple issues. Please help improve it or discuss these issues on the talk page. (Learn how and when to remove these template messages) This article's tone or style may not reflect the encyclopedic tone used on Wikipedia. See Wikipedia's guide to writing better articles for suggestions. (April 2023) (Learn how and when to remove this template message) This article needs additional citations fo...
2019 South Korean television series The Golden GardenPromotional posterHangul황금정원Hanja黃金庭院Revised RomanizationHwanggeumjeongwon GenreLegal dramaDeveloped byKim Seung-moWritten byPark Hyeon-jooDirected byLee Dae-yeongLee Dong-hyunStarringHan Ji-hyeLee Sang-wooOh Ji-eunLee Tae-sungMusic byLee Pil-hoCountry of originSouth KoreaOriginal languageKoreanNo. of episodes60[a]ProductionProducersSon Ki-wonKim Nam-pyoRunning time35 minutes[a]Production companyKim Jong-hak ...
Movement denouncing the lack of racial diversity in the European Union institutions in Brussels Brussels So WhiteEuropean Commissioners 2021Date2017–presentLocationEuropean Union, BrusselsCauseRacial discrimination and lack of ethnic diversity in the European Union institutions The Brussels So White (or #BrusselsSoWhite) movement is an informal movement denouncing the lack of racial diversity in the European Union institutions in Brussels. Origin of the term The hashtag BrusselsSoWhite firs...
United States historic placeThe PlymouthU.S. National Register of Historic Places Location1236 Eleventh St. NW Washington, D.C.Coordinates38°54′23″N 77°1′39″W / 38.90639°N 77.02750°W / 38.90639; -77.02750Built1903ArchitectFrederick AtkinsonArchitectural styleClassical RevivalMPSApartment Buildings in Washington, DC, MPSNRHP reference No.86001242 [1]Added to NRHPJune 2, 1986 The Plymouth is a historic building in Washington, D.C., Unit...