Jön Türkler, Bell Laboratuarları bünyesinde, iletişim teknolojilerinin temelinde yatan bilimsel ilkeler üzerinde doymak bilmez bir merakla çalışan bir grup öncü bilim insanıdır. Bu gruptakilerin birçoğu, araştırmaları için ödenek bulmaya çalışmak ya da üniversitede ders vermek gibi sorumluluklardan arındırılarak bilimsel araştırmalarına yoğunlaşmaları ve risk almaları yönünde teşvik edildi.[1][2] Grubun üyelerinden Richard Hamming, sonraki yıllarda bu durumu şu sözlerle ifade etti: "Birinci sınıf baş belalarıydık. Sıradışı konular üzerinde sıradışı yöntemlerle çalıştık ve yine de değerli sonuçlar aldık. Bu yüzden yönetimin bize tahammül etmesi ve çoğu zaman da bizi rahat bırakması gerekiyordu."[3]