Güneş de Doğar (Türkiye) Le Soleil se lève aussi (Fransa) Il Sole sorgerà ancora (İtalya) Fiesta (İspanya) Zwischen Madrid und Paris (Almanya) Ernest Hemingway's The Sun Also Rises (ABD, tam isim)
Güneş de Doğar 1957 ABD yapımı dramatik filmdir. Özgün adı The Sun Also Rises dır.
Film ülkelerinden uzakta ve düş kırıklığına uğramış bir grup Amerikalı yazar ve sanatçının I. Dünya Savaşı sonrası Fransa ve İspanya'sında geçen sefahat dolu, hedonistik yaşantısını anlatır. Dönemin Hollywood formüllerine uyularak starlardan oluşan geniş bir oyuncu kadrosu ile çevrilen film romana oldukça sadık kalmıştır. ABD'de 1926 yılında yayınlanan "The Sun Also Rises" Amerikalı yazar ve gazeteci Ernest Hemingway'in (d.1899 - ö.1961) ilk önemli eseridir ve adını yayıncısının önerisi ile Eski Ahit'teki dini bir metinden (Ecclesiastes) almıştır, oysa Hemingway romanına ilk olarak Fiesta ismini vermişti ki roman İngiltere, Almanya ve İspanya baskılarında bu isimle anılır.[1] İspanya'da film de romanı gibi bu isimle gösterime sunulmuştur.
Filmin çekimlerinden 1 yıl sonra ölen Tyrone Power (d.1914 - ö.1958) pop şarkıcısı Romina Power'ın babasıydı.
"The Sun Also Rises" ABD'de 1984 yılında TV dizisi olarak yeniden çekildi. Yönetmenliğini James Goldstone'un yaptığı 240 dakikalık dizide Jane Seymour, Robert Carradine ve Leonard Nimoy gibi oyuncular rol almıştı. Filme kıyasla oldukça sönük kalan dizi fazla beğenilmedi.
Filmin oyuncularından Fransız Juliette Gréco aslında bir şarkıcıdır. Paris'te bir gece kulübünde şarkı söylerken aktör Mel Ferrer ve o zamanki eşi Audrey Hepburn'ün dikkatlerini çekmiş ve yapımcı Darryl F. Zanuck'a takdim edilmişti. Böylelikle filmde kendisine bir rol verildiği gibi daha birkaç Zanuck filminde daha yer almıştır.
Filmde Tyrone Power savaşta aldığı yaraların etkisi ile cinsel gücünü yitirmiş gazeteci Jacob "Jake" Barnes'ı canlandırmaktadır. Yapımcı Darryl F. Zanuck Power'ın durumunu açıklayan "iktidarsız" (impotent) kelimesini filmde kullanıp kullanmama hususunda çok tereddüt geçirmiş ama sonunda cesaretini toplayıp kullanmaya karar vermiştir.[2] Günümüz sinemasında çok ağır küfürlerin bile pervasızca kullanıldığı göz önüne alındığında ABD'de bile sansür'ün 50 yılda nereden nereya geldiği hakkında bir fikir edinilebilir.