Kültür; Toplumun sadece kendisine ait olan maddi ve manevi birikimlerin tamamıdır.[1] Kültürel miras ise geçmiş toplumların ardında bıraktığı halen korunmakta olan ve yararlanılması için gelecek kuşaklara bırakılan fiziksel eserler ve somut olmayan özelliklerdir.[2] Dijital kültür dediğimizde ise tüm bu kültür mirasının, teknolojinin gelişimine ve internetin hayatımıza girmesine bağlı olarak elektronik ortamda belgelenmesi veya halihazırda dijital ortamda yaratılması durumudur. İçinde bulunduğumuz bilgi çağının bir gerekliliği olarak da bilgiye kolay ulaşma isteği kültürel mirasın dijital ortama aktarılmasına ve dijital mirasın oluşmasına olanak sağlamıştır. Her geçen gün daha fazla sayıda dijital format üretilmekte ve kaydedilmektedir. Dijital formatlarda üretilmiş metinler, e-kitaplar, Web sayfaları, çevrimiçi veritabanları, çizimler, fotoğraflar, görseller, hareketli görüntüler, üç boyutlu görüntüler, ses kayıtları vb. formattaki her türlü materyal tarihi ve kültürel birer belge ve dünya kültürel mirasının bir parçası olarak kabul edilmektedir.[3]
Kültürel kaydın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması görevini günümüze kadar bellek kurumları üstlenmiştir. Bu bağlamda kültürel kaydın korunması geleneksel anlamda (fiziksel ortamdaki yazılı ve basılı belgeler) bellek kurumları (kütüphane, arşiv, müze vd.) tarafından sağlanıyordu ve kültürel kaydın korunması bu bellek kurumlarının da korunmasından geçiyordu. Bu kayıtlar zamanla ulusal ve toplumsal sınırlarını aşarak tüm insanlığın belleğini oluşturmuştur, buna neden olan en önemli sebeplerden biri ise bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte belleğin farklı dijital ortamlarda çoğaltılabilmesi ve bilginin herkes tarafından ulaşılabilir olmasıdır.[4] Dijital ortama aktarılan ya da dijital ortamda yaratılmış belleği değişiklik yapmadan, kasten veya yanlışlıkla belleği silmeden gelecek nesillere taşımak bellek kurumları için hatırı sayılır şekilde önem taşımaktadır.
Günümüzde ise bellek kurumları da çağın gerekliliğine ayak uydurarak giderek dijitalleşmiştir. Dijital ortamdaki kayıtları korumak geleneksel formattaki bilgileri korumaktan daha zordur. Geleneksel yöntemle sadece fiziksel olarak korunan formatın dijitale yansıtılmış halinde fiziksel olarak korunması (dijital kayıtların bulunduğu mekan, bilgisayarlar, ağlar vs.) bir şey ifade etmez.[4] Geleneksel olarak bellek kurumlarında kültürel kaydın korunması bize uzun vadede erişim özelliğini sağlar fakat dijitalde durum daha farklıdır, dijitale aktarılmış kültürel kaydın ömrü kısadır (teknolojik eskime) bu nedenle kaydın aşamalarında koruma ve uzun vadede erişimi sağlamak için eskiyen dijital ortamı güncellemek ve yeni bir ortama aktarmak gerekmektedir. Bir diğer nokta ise fiziksel ortamda bulunan kaynakların birden fazla kopyası ya da farklı basımı olma durumudur bu yüzden asıl kaynak üzerinde değişiklik yapmak için bütün kopyalar üzerinde değişiklik yapmayı gerektirir. Dijital ortamdaki kaynaklara erişim ise daha merkezidir, merkezi bir komut ile dijital ortamdaki kültürel kaydın değişmesi fiziksel ortamın aksine daha kolaydır.[4]
Dijital mirasın korunması için UNESCO sözleşmesi ekindeki belgede, koruma stratejileri hakkında iyi bir genel değerlendirme mevcuttur.[5] Dijital ortamdaki kültürel kaydın korunması için farklı stratejiler vardır. Bunlar; göç, öykünme, verilerin kopyalanması, yenileme, teknoloji koruma, dijital arkeoloji, analog yedekleme, normalleştirme yöntemleridir.