Burun taşı veya rinolit, burun boşluğunda oluşan taşlardır. Rinolit terimi Yunanca burun anlamına gelen rhino- ve taş anlamına gelen -lith kelimelerinden türetilmiştir. Nadir görülen tıbbi bir fenomendir. En sık burnuna yabancı cisim sokan çocuklarda ve zihinsel engelli yetişkinlerde görülür.[1] Burun taşları genellikle kalsiyum karbonat, magnezyum karbonat ve fosfat tuzlarının ekzojen bir yabancı cisim, kan pıhtısı veya salgının etrafında birikmesiyle oluşur. Zamanla büyüyerek burun boşluğunu dolduran iri, düzensiz kitleler haline gelirler. Nazal septumda veya burun yan duvarında basınç nekrozuna neden olabilirler. Burun taşları burun tıkanıklığı, epistaksis, baş ağrısı, sinüzit ve epiforaya neden olabilir. Öyküde tek taraflı, kötü kokulu, kanlı burun akıntısı olması ile veya anterior rinoskopi ile tanı konabilir. Burun taşları hem BT hem de MR'da radyoopak, düzensiz sınırlı bir cisim şeklinde görünür. Küçük burun taşları yabancı cisim kancası ile çıkarılabilir. Büyük olanlar ise ya Luc forsepsi ile parçalanarak ya da Moore'un lateral rinotomi yaklaşımı ile çıkarılabilir.[2][3]
Belirti ve bulgular
Burun taşları tek taraflı burun tıkanıklığı ile kendini gösterir. Kötü kokulu, kanlı akıntı sıklıkla mevcuttur. Çevredeki mukozanın ülserasyonuna bağlı olarak burun kanaması ve ağrı oluşabilir.[kaynak belirtilmeli]
Tedavi
Burun taşları genel anestezi altında çıkarılırlar. Çoğu ön burun deliklerinden çıkarılabilir. Büyük olanların çıkarılmadan önce parçalara ayrılması gerekir. Bazıları, özellikle sert ve düzensiz olanlar, lateral rinotomi gerektirebilir.[kaynak belirtilmeli]
Tarihçe
Burunda kalsifiye olmuş yabancı cisimlere ilişkin ilk yayın 1654 yılında Bartholin tarafından yapılmıştır. Burunda, bir kiraz çekirdeği etrafında büyüyen taş sertliğinde bir yabancı cisim tarif etmiştir. Rinolit terimi ilk kez 1845 yılında burunda kısmen veya tamamen taşlaşmış yabancı cisimleri tanımlamak için kullanılmıştır.[1]