Beyza Bilgin (5 Mayıs 1935, İzmir - 19 Kasım 2024) Türk ilahiyat profesörü.
Hayatı
İlkokul ve lise eğitimini sırasıyla Karabük, İstanbul ve Eskişehir'de tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümüne başladı. Ancak bir yıl sonra bu bölümü bırakıp İlahiyat Fakültesi'ne girdi. 1960'ta üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Yozgat ve Ankara'da İmam Hatip Liseleri'nde öğretmenlik yaptı. Ankara'da öğretmenlik yaparken bazı camiilerde hanımlara fahri vaizelik yaptı. 1965 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde asistan olarak çalışmaya başladı. İslam'da Eğitimin Temeli Olarak Sevgi tezi ile 1971'de doktor, Türkiye'de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri tezi ile 1979'da doçent ve Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi tezi ile Türkiye'de din eğitimi alanında 1988'de ilk profesör oldu.
2002 senesinde emekli oldu. Eşi mimar Naci Bilgin'den iki kızı vardır.
Görüşleri
Başörtüsü konusunda Kuran'da başörtüsü ile ilgili Nur Suresi'nin 31. ayetinin bir emir veya farz niteliğinde değil tavsiye niteliğinde olduğunu ifade etmiştir.[2] Ahzab Suresi'nin 59. ayetinde geçen 'dış örtülerini üstlerine alsınlar' ifadesinin o günün şartlarında kadınları cariye sanıp taciz ettikleri için indiğini belirtmiş ve şu yorumda bulunmuştur:[3]
"Yani örtünme o dönemin ihtiyacına göre ortaya çıkan bir güvenlik meselesidir. Bunlar hiç göz önünde tutulmuyor ve Allah'ın emri diye yansıtılıyor. Bin yıldır Allah'ın emri dendi kadınlara. Kadınlar da kızlarına gelinlerine aynı şeyi söyledi."
Namazda örtünme konusunda ise şöyle demiştir:
"Bana diyorlar ki; 'Sen namaz kılarken örtünüyor musun?' Cemaat içindeyken elbette örtüyorum. Ben huzuru bozmamakla mükellefim. Ama kendi evimde başım açık da kılıyorum namazımı. Çünkü, Kuran'ın namaz şartı örtünmek değildir, abdest ve kıbleye yönelmektir. Bunları söylediğim zaman tepki alıyorum. Bu da bin yıllık meseledir. O kadar içimize işlemiş ki bizim. Ama bunu kesinlikle küçümsememek lazım. Çünkü insanlar onu Allah'ın emri zannederek yapıyor. Ama diğer taraftan örtmeyen insanı da kötü kadın ilan etmemek gerekiyor."[3]
Kürtaj meselesinde İslam'ın kürtaja izin verdiğini belirterek şöyle demiştir:
"Önce baba maddesiyle anne maddesi, rahimde karşılaşıp birbirini tutabilirlerse, rahime tutunuyor ve çocuk şekilleniyor. Şekillenmeden önce eğer farkedilir de kürtaj yapılırsa, buna izin veriliyor. Ulema, 'Daha ruh üflenmemiştir, bu cinayet sayılmaz' diyor. Ulema o zamanlar bunu 42 gün diye söylemiş, şimdi de doktorlar bunu 10 hafta olarak veriliyor. Yani buna izin veriliyor."[4]
Çokeşliliğin erkeğin genlerinde olduğu tezine karşı çıkmış ve "Madem öyle, niye ilk erkek Âdem çokeşli yaratılmadı?" sualini sormuştur.[5]
Eserleri
- Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi
- Ellibin Yıllık Bir Gün
- İslam'da Kadının Rolü Türkiye'de Kadın
- Karanlığı Işık Yapmak 1
- Karanlığı Işık Yapmak 2
Kaynakça