Aşağı Mezopotamya,[1][2]Irak'ın tarihi bir bölgesidir. Orta Çağ'da sadece güney alüvyon ovasını kesin bir şekilde ifade eden Sawad[3] ve "Irak-ı Acem" olan Cibal'in aksine el-Irak el-Arabi ("Arap Irak'ı") olarak da biliniyordu.[4] Aşağı Mezopotamya, Sümer ve Babil'e ev sahipliği yapmıştır.[5]
Sınırlandırma
Orta Çağ Arap coğrafyacıları, Fırat üzerindeki Anbar'dan Dicle üzerindeki Tikrit'e uzanan bir hat üzerinde Irak ile Yukarı Mezopotamya (Cezire) arasındaki kuzey sınırını çizdiler, daha sonra Tikrit'ten batıya doğru uzanan bir hat olarak sınırı değiştirdiler böylece Fırat üzerindeki Anbar'ı geçerek Irak'a giden birkaç kasaba da sınıra dahil edildi.[6]
Coğrafya
Alüvyal bir ovaBağdat'ın kuzeyinde başlar ve Basra Körfezi'ne kadar uzanır. Burada Dicle ve Fırat birçok yerde ova seviyesinin üzerindedir ve bütün alan, iki nehrin kanalları ve kehriz ile iç içe geçmiş bir nehir deltasıdır. Selde nehirlerden beslenen aralıklı göller, Irak'ın güneydoğusunu da canlandırır. El-Kurne'deki iki nehrin birleştiği noktanın hemen yukarısında ve Dicle'nin doğusunda İran sınırının ötesine uzanan oldukça geniş bir alan (15.000 km2 veya 5.800 mil kare), Hamar Gölü olarak bilinen bataklıktır ve bu da yüzyıllarca süren sel ve yetersiz drenajın sonucudur. Çoğu kalıcı bataklık olsa da bazı kısımları kışın başlarında kurur ve diğer kısımları yalnızca büyük sel yıllarında bataklığa dönüşür.
Dicle ve Fırat nehrinin birleştiği yerin üzerindeki sular çok ağır silt yüklü olduğundan sulama ile oldukça sık su baskını, delta alanının çoğunda büyük miktarlarda siltli balçık bırakır. Rüzgarla taşınan silt, toplam tortu birikimine katkıda bulunur. Bir yüzyılda delta ovalarının yaklaşık yirmi santimetre kadar biriktiği tahmin edilmektedir. Bazı bölgelerde büyük seller, otuz santimetreye kadar çamur içeren geçici göllerde birikmeye neden olur.
Dicle ve Fırat ayrıca büyük miktarlarda tuz taşır. Bunlar da bazen aşırı sulama ve sel nedeniyle araziye yayılır.