Alaturka saat, güneşin batışına göre düzenlenirdi. Bir mahallin en yüksek noktasından güneşin batışı esas alınarak her gün saatlerin 12:00'a (yani takvimlerde gösterilen akşam namazı vaktine) ayarlandığı bir saat sistemi olup mevsimlere göre değişiklik gösterirdi.
Yöntem
Saat, güneşin alt kenarının ufukla birleştiği anda, yani güneşin batışı sırasında, 12'ye ayarlanırdı. Gün, güneşin batışıyla başlar ve iki kez on iki eşit saate bölünürdü.[1] Güneş 18:00'de batarsa, gece yarısı ve öğlen her biri saat 6'ya denk gelirdi. Mekanik saatler her gün yeniden ayarlanırdı.
Arka Plan
İslam dünyasında uzun bir süre güneş saatleri, kum saatleri ve su saatleri zaman ölçümünde kullanıldı. Cami, Medrese ve rasathanelerde güneş saatleri tercih edilirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk mekanik saatler 16. yüzyılın sonlarında üretilmeye başlandı. Osmanlı âlimi Takiyyüddin 1565 yılında kaleme aldığı Arapça eseri el-Kevâkibü'd-dürriyye fî vazʿi'l-benkâmâtü'd-devriyye ("Mekanik Saatlerin Yapımında En Parlak Yıldız") adlı kitabında mekanik bir saati tanımlamış ve astronom olarak kullandığı çeşitli mekanik saatler tasarlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze kalan en eski örnekler 17. yüzyılın ortalarına aittir ve Topkapı Sarayı Müzesi saat koleksiyonunun bir parçasıdır. Bunlar saat ustaları Abdurrahman ve Galatalı Şahin Usta'nın eserleridir. O dönemde saatlere sık sık usturlap formu verilirdi. 18. yüzyılda İngiliz etkisi artmaya başladı. Fransız etkisinin hâkim olduğu 19. yüzyıl, Osmanlı saat yapım sanatının en önemli dönemi olarak kabul edilir. Çoğunlukla masa ve dolaplar için sarkaçlı saatler üretilirdi. İskelet saatler ise özellikle III. Selim döneminde moda oldu. Bu dönemde özellikle Mevlevi tarikatından "Saatçi Dede" lakaplı Ahmed Eflâkî gibi ustalar isim yaptı.[2]
19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda çok sayıda saat kulesi inşa edildi. Dolmabahçe Saat Kulesi, İzmir Saat Kulesi ve Adana'daki Büyük Saat gibi örnekler bunlardandır. Geç Osmanlı döneminde altın cep saatleri bir statü sembolü olarak görülüyordu.
Osmanlı saray saatçisi Johann Meyer, II. Abdülhamid döneminde hem Alaturka saati hem de uluslararası saati gösteren bir saat geliştirdi. Sultan'a bir örnek hediye etti ve karşılığında bir nişan aldı.[3]
Yeni sisteme geçiş
Osmanlı İmparatorluğu'nda ekonomik, askeri ve siyasi ilişkiler nedeniyle Alaturka saat ile uluslararası standart saat bir arada kullanıldı. Nisan 1912'de Osmanlı Dahiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı), tüm resmi dairelerde ve orduda Avrupa saatinin kullanılmasını emretti.[4]
Türkiye'de Alaturka saat, 2 Ocak 1926'da 697 sayılı Günün 24 Saate Taksimine Dair Kanun (Günün 24 Saate Bölünmesine İlişkin Kanun) ile avrupai saat sistemine dönüştürüldü.[5] Kanun, aynı gün Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.[6] Kanuna göre, gün gece yarısı başlayacak ve 0'dan 24'e kadar saatlerle bölünecekti (Madde 1). Ülkenin saati 30. doğu meridyenine göre belirlendi (Madde 2).
Kemalist reformların bir parçası olan bu dönüşüm, "Saat Devrimi" (ya da saat inkılabı) olarak adlandırılır. Alaturka saat için diğer adlandırmalar ezanî saat (yani ezana göre saat) veya gurûbî saat (güneş batımına göre saat) idi. Uluslararası sistemde gece yarısı ve öğle vakti 12:00'yi gösteren saat düzenine ise zevalî saat (öğleden itibaren hesaplanan saat) ya da Alafranga saat (Avrupa usulü saat) denirdi.