Rûmî takvim, Hicret'i (Gregoryen takvimi 622) başlangıç kabul eden güneş yılı esasına dayalı bir takvim. Dünya'nın Güneş etrafında dolanımını esas alan şemsî takvim düzeninde, 13 Mart 1840'ta uygulanmaya başladı. Kamerî takvimsisteminde bir yıl, 354 gün; şemsî takvim sisteminde ise Dünya'nın Güneş etrafında dolanımı esas alındığından bir yıl, 365 gün olarak hesaplanır.
Rûmî takvime geçiş
Tanzimat Dönemi'ne kadar Osmanlı Devleti'nde hicri takvim her sahada resmî takvim olarak kullanılıyordu. Yılbaşı 1 muharremdi. Tanzimat Dönemi'nde miladi 13 Mart 1840 tarihi, 1 Mart 1256 Cuma günü olarak Rumi takvimin yılbaşısı kabul edildi. Bu tarihten sonra çift takvim uygulaması başladı. Aynı anda hem hicri takvim hem de Rûmî takvim, miladi 1870 yılına kadar birlikte uygulandı. Hicri takvim, ay yılına; Rumi takvim ise güneş yılı esaslı hesaplandığı için hicri takvimde senenin son günü, Rumi takvimin çakışan senesinden her yıl on bir gün daha geriye düşüyordu. İkiliğin önlenmesi için o tarihten sonra artık sadece Rumi takvim kullanılmaya başlandı. Rumi takvim, Batı'nın kullandığı Gregoryen miladi takvimden on üç gün gerideydi. Rumi ile miladi arasında -her iki takvim de güneş yılı esasına göre düzenlendiği için- aradaki 13 günlük fark sabitti. Böylece Hicrî takvimin aksine mevsimlerin hep aynı aylara denk gelmesi temin edilmiş, yıl farkı da takvimin başladığı zamanki fark olan 584 yıla sabitlenmiş oldu. Bu fark, Rumi takvimin Jülyen takvimini, miladi takvimin ise Gregoryen takvimini esas almasından ileri gelir. 8 Şubat 1332 tarih ve 125 sayılı Kanun'la Jülyen esaslı Rumi takvim yürürlükten kaldırılarak Gregoryen esaslı Rumi takvime geçildi. Bu değişiklik, miladi takvimde 1917 senesine denk gelir.
125 sayılı Kanun'un getirdiği yenilikler
15 Şubat 1332 tarihini, 1 Mart 1333 (M 1917) günü takip etti. böylece tarihten 13 gün silinerek gün sayısındaki hata düzeltildi.
Rumi 1333 yılı, teknik sebeple 1 Mart'tan başlamakla beraber on ay devam ederek 31 Kânunievvel (Aralık) 1333 (1917) günü sona erdi.
Rumi 1334 yılının ilk günü ise miladi 1918 yılının ilk günüyle aynı anda Gregoryen takvimi esasına uygun olarak 1 Kânunisani (Ocak) olarak on üç günlük fark giderilmiş oldu. Rumi 1334 yılından (M 1918) itibaren Rumi ve miladi takvimlerdeki ay ve gün farkı ortadan kalktı. Denkleştirmenin başlangıcı 1 Kânunisani 1334=1 Kânunisani (Ocak) 1918 şeklinde gerçekleşti.
698 sayılı Kanun'un getirdiği yenilikler
26 Kânunievvel (Aralık) 1341 (M 1925) tarih ve 698 sayılı Kanun'la Rumi takvim başlangıcı olan 1300'lü seneler terk edilip Batılı ülkelerin kullandığı 1900'lü seneler resmen uygulamaya konuldu. Böylece Türkiye Cumhuriyeti'nde Rumi 1341 senesinden itibaren seneler 1925 ve devamı şeklinde adlandırılmaya başlandı. Bu son olay, Türkiye'de Takvim İnkılabı olarak ya da saat ve ölçü birimlerinde yapılan değişiklikle birlikte takvim, saat ve ölçülerde değişiklik olarak da bilinir.[1]
Türkiye Cumhuriyeti'nde mali yılbaşı uygulaması 1983'e kadar 1 Mart kabul edilerek uygulanmaya devam etti.