27 Ağustos 2014'te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkan seçildi ve 28 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başbakanlık vekaletini aldı ve 62. hükûmeti kurmakla görevlendirildi.[1][2][3][4] 6 Eylül 2014'te 62. hükûmet Davutoğlu başbakanlığında güven oyu alarak resmen göreve başladı.[5]
Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri sonrasında 45 gün içinde hükûmetin kurulamamış olması üzerine cumhurbaşkanının TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermesi üzerine ülkeyi 1 Kasım 2015'te yapılacak seçime kadar yönetmek üzere seçim hükûmeti başbakanı olmuştur.[6]Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri lideri olduğu AK Parti tarihindeki en yüksek oy sayısı ile %49,5'lik oy oranını alarak tek başına iktidar olmak için gereken çoğunluğa ulaştı. Sonrasında Davutoğlu 64. hükûmeti kurarak başbakanlık görevine devam etti.[7]
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı ihtilafın sonucu olarak, 5 Mayıs 2016'da 1 Kasım seçiminden sonra sadece 6 ay görev yapmasını hatırlatarak "4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarûrettir." şeklinde bir açıklama yaptı ve AK Parti'yi 22 Mayıs'ta yeni genel başkan seçimi yapması için olağanüstü kongreye çağırdı.[8] Kamuoyunda, bu karar sürecinde Pelikan adlı bir grubun etkin olduğu[9] ve kararın bir gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleşen toplantı sırasında alındığı ifade edildi.[8] 22 Mayıs 2016 tarihinde cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasıyla başbakanlık görevinden istifa ettiği açıklandı.[10]
12 Aralık 2019'da Gelecek Partisini kurdu. 19 Aralık 2019 tarihinde bu partinin genel başkanlığına seçildi.
İlk yılları ve kariyeri
Ahmet Davutoğlu, 26 Şubat 1959 tarihinde Konya'nın Taşkent ilçesinde doğdu. Babasının adı Duran, annesinin adı Memnune'dir.[11]
Eğitimi
İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1983-84 eğitim öğretim yılında Boğaziçi Üniversitesi'nin ekonomi ile siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümlerini çift anadal programıyla bitirdi. Aynı üniversitenin kamu yönetimi bölümünde yüksek lisans, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünde de doktora yaptı.[12]
90'lı yıllar
1990 yılında, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı. Üniversitenin siyaset bilimi bölümünü kurdu ve 1993 yılına kadar bu bölümün yöneticiliğini yürüttü. 1993 yılında doçent oldu ve 1995–1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde çalıştı. 1995-1999 yılları arasında Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.[13] Davutoğlu, bu sürede 200'den fazla yazı kaleme almıştı.[14] 1998–2002 yıllarında, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademileri'nde misafir öğretim üyesi olarak ders verdi.
1999–2004 yılları arasında profesör oldu ve Beykent Üniversitesi'nde, üniversite yönetim kurulu üyeliği, senato üyeliği ve uluslararası ilişkiler bölümü başkanlığı, Marmara Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde de misafir öğretim üyeliği yaptı.[15]
Dışişleri Bakanlığı (2009-2014)
Ahmet Davutoğlu'na, dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve dönemin başbakanı Abdullah Gül'ün 17 Ocak 2003'te birlikte aldıkları ve 18 Ocak 2003'te Resmî Gazete'de yayımlanan kararla büyükelçi unvanı verildi.[16]
Davutoğlu, Gazze Savaşı'na çözüm getirmek için Türk Hükümeti'nin uyguladığı mekik diplomasisinin önde gelen aktörlerindendi. 1 Mayıs 2009'da parlamento üyesi olmamasına rağmen dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dışişleri bakanlığına atandı. 2011 genel seçimlerinde Konya milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi ve Recep Tayyip Erdoğan'ın üçüncü kabinesinde dışişleri bakanı olarak görevine devam etti. Türkiye'nin küresel olarak yeniden uyanışının arkasındaki beyinlerden biri olması sebebiyle, Foreign Policy dergisinin, 2010 yılındaki "İlk 100 Küresel Düşünür" listesinde yer aldı.[16]
Stratejik derinlik ve sıfır sorun politikası
Akademisyenler ve politikacılar onun Yeni Şafak'taki makaleleri ve Stratejik Derinlik kitabından yola çıkarak, Ahmet Davutoğlu'nun dış politika vizyonunu; Yeni Osmanlıcılık politikasıyla, Osmanlı Devleti'nin topraklarıyla yakın ilişkiler kurma temeline dayandığını ileri sürerler.[17] Davutoğlu'nun eski bir öğrencisi Behlül Özkan ise Davutoğlu'nun Orta Doğu'da İslam'ın birleştirici güç olarak görmesine bağlı olarak, Pan-İslamizm'e dayalı bir dış politika hayali olduğunu ifade eder. Bu iki görüşe zıt olarak da geçmişte Avrupa Birliği üyeliğini savunduğunu ifade eden bir NATO üyesi olarak, batı yanlısı bir politikayı savunmuştur.
Bir röportajında "Sıfır Sorun Politikası"ndan bahsetti ve bu politikasıyla ilgili olarak "Diğer aktörler bizim değerlerimize saygılı olurlarsa, sorunsuz bir politika mümkündür fakat bu demek değildir ki diğer partilerle iyi ilişkilerimiz olması adına sessiz kalacağız."[18] dedi. Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte "Türkiye için dünyada yeni bir rol hayal etmek ve bunu gerçekleştirmek" başlığıyla Foreign Policy dergisinin 2011 yılındaki "İlk 100 Küresel Düşünür" listesine girmişlerdir.[19]
Ahmet Davutoğlu dış politikasını dört ana sütun üzerine inşa etmiştir. Bunlardan ilki "güvenlik bölünmezliği", ikincisi "diyalog", üçüncüsü "ekonomik dayanışma" ve dördüncüsü ise "kültürel uyum ve karşılıklı saygı"dır. Davutoğlu, politikasının hedefinin "Farklı ulusların entegresi ile farklı inanç ve ırklar arasındaki kültürel anlayışın geliştirilmesinin yanı sıra, ortaya çıkan krizleri çözmek için işbirliği ilişkileri ve barışçıl diyalog sağlanması" olduğunu ifade etmiştir.[20]
Ermeni tehciri
Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte 2014 Nisan ayının 24'ünde, Ermeni tehcirinde yaşanan olayların acı verici olduğunu içeren bir bildiriyi dokuz dilde yayınladı. Bununla beraber bu tehcirin Türk, Ermeni ve yabancı tarihçiler tarafından ortak bir çalışmayla araştırılması gerektiği belirtildi.[21]
Avrupa Birliği
Pan-İslamist bir politika hayali olduğu iddia edilmesine rağmen Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediğini dile getirdi. Türk-AB ilişkilerinin tamamı 2013 yılına kadar Egemen Bağış, 2013-2014 yılları arasında Mevlüt Çavuşoğlu'nun bakanlıklarıyla Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından yürütülmüş ve yürütülmektedir.
Davutoğlu, 2013 yılının mayıs ayında Brüksel'de gerçekleştirilen 51. Ortaklık Konseyi Toplantısı'nda, Türkiye'nin 50 yıldır AB üyeliği için gayret gösterdiğini ve bu gayretlerin de devam edeceğini ifade etmiştir. Bunlara ek olarak da Türk vatandaşlarının Avrupa'da vizesiz dolaşamamasının kabul edilemez olduğunu dile getirmiştir.[22]
Kıbrıs ve Yunanistan
2012 yılı haziran ayında Davutoğlu, Yunan hükûmetini, özellikle Batı Trakya'daki Türk azınlıklarının, haklarına saygı göstermemekle suçladı. Aynı zamanda Türk kökenli azınlık durumundaki vatandaşların sözde Yunan vatandaşlığının iptalinin Lozan Antlaşması'na aykırı olduğunu da vurgulamıştır.[23] Davutoğlu 2013'te, kıyı ötesi petrol rezerverlerinin (offshore oil reserves) mülkiyeti üzerine patlak veren tartışmalar üzerene Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos'a iki devlet arası olası bir çözüm götürdü fakat öneri Yunan dışişleri bakanlığı tarafından göz ardı edildi.[24] Aynı zamanda Davutoğlu aradaki sorunları çözmek adına, Nikos Anastasiadis öncülüğünde müzakere talebinde bulundu.
İsrail
30 Haziran 2010 tarihinde Davutoğlu ile İsrail Ticaret Bakanı Ben Eliezer, Brüksel’de gizli bir toplantı yapmış, TBMM'de gizli görüşmeyi ayrıntılandıran Davutoğlu, toplantının gizli olmasını İsrailliler'in istediğini belirterek, “İsrailliler'e temel taleplerimizi yüzlerine doğrudan ve net şekilde söylemek için bu görüşmeyi yaptık” demiştir.[25]
Başbakanlık ve AK Parti genel başkanlığı (2014-2016)
27 Ağustos 2014'te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde genel başkan seçildi. 28 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başbakanlık vekaletini aldı ve 62. hükûmeti kurmakla görevlendirildi.[2][3][4][26] Ahmet Davutoğlu başbakanlığında kurulan 62. hükûmet, bakanlar kurulu listesini 29 Ağustos 2014 tarihinde açıkladı. 6 Eylül 2014 cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan güven oylaması sonucunda 133 ret oyuna karşılık alınan 306 kabul oyuyla 62. hükûmet, Davutoğlu başbakanlığında güven oyu alarak resmen göreve başlamıştır.[27]
Kamuoyunda ilk olarak, ocak 2015'te Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ancak hayata geçirilemeyen "şeffaflık paketi" ve 17 Aralık Yolsuzluk soruşturması'nda adı geçen 4 bakanın yüce divana gönderilmesi hususlarında Davutoğlu-Erdoğan arasında gerginlik çıktığı iddia edilmişti.[30]
29 Nisan 2016 tarihinde yapılan AK Parti MKYK'sında alınan kararla, genel başkanın “il ve il başkanı atama yetkisi” MKYK'ya verildi. Bu toplantıda alınan kararın toplantıdan önce Erdoğan'a yakın üyeler tarafından alındığı ve toplantı sırasında Davutoğlu'na imzalatıldığı iddia edildi.[30]
1 Mayıs 2016'da 'Pelikan dosyası' adı altında yayınlanan anonim bir internet sitesinde Davutoğlu'nun Erdoğan'a ihanet ettiği ve istifa etmesi gerektiği savunuldu.[31][32] Bu sayfada Davutoğlu ile Erdoğan arasındaki 27 gerilim noktası "Reise yakın bir bakış açısı ile listelendi.[32] Bu söylenti, medyada oldukça ses getirdi.[33][34][35]
4 Mayıs 2016 günü, Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu arasında cumhurbaşkanlığında bir görüşme gerçekleşti. Bu görüşmede Davutoğlu'nun doğrudan istifa etmesi yerine Ak Parti'yi kongreye götürmesi fakat yeniden genel başkan adayı olmaması kararlaştırıldı.[8][36] Bu toplantıdan bir gün sonra Davutoğlu, 5 Mayıs 2016 günü 1 Kasım seçiminden sonra sadece 6 ay görev yaptığıığını hatırlarak "4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarûrettir." şeklinde bir açıklama yaptı ve Ak Parti'yi 22 Mayıs'ta yeni genel başkan seçimi yapması için 2. Olağanüstü Büyük Kongre'ye çağırdı.[8] Ahmet Davutoğlu'nun Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin hemen sonrasında bu kararını açıklaması bazıları tarafından "Saray Darbesi" şeklinde ifade edildi.[37][38][39]
Davutoğlu Başbakanlık görevinden 22 Mayıs 2016 tarihinde istifa etti. Bu istifa Cumhurbaşkanlığı tarafından "Cumhurbaşkanımız, Başbakan Davutoğlu tarafından sunulan Bakanlar Kurulu'nun istifasını kabul etmiştir." şeklindeki basın açıklamasıyla duyuruldu.
24 Haziran 2018'de yapılan genel seçimlerde milletvekili adaylığı için başvuru yapmadı.[40]2019 Türkiye yerel seçimleri sonrasında partisine yönelik eleştirilerde bulundu ve 9 Eylül 2019 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi üyeliğinden istifa etti.[41]
İstifasının yolunu açan bildiriyle ilgili olarak Ahmet Davutoğlu şunları söylemiştir: "Her birimiz öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki. Artık fikirler çarpışmıyor, kimin ne kadar trolü var ve karşı tarafa ne kadar zarar verebilir? Başbakanlıktan ayrılma süreci esnasında 'Pelikan dosyası' diye bir şey çıktı. Beni birazcık tanıyanlar için her birisi iftira olan şeyler. Peki kim bunu çıkarttı, belli değil. Ben biliyorum da toplum bilmiyor. Kendileri saklandılar. Nice hakaretler yaptılar."[42]
Gelecek Partisi Genel Başkanlığı (2019-günümüz)
12 Aralık 2019 tarihinde Ahmet Davutoğlu liderliğinde Gelecek Partisi kuruldu. 19 Aralık 2019'da Kurucular Kurulu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda Ahmet Davutoğlu oy birliğiyle genel başkan seçildi.[43]
"Systemic Earthquake and the Struggle for World Order". Cambridge University Press, 2020.
Ödülleri
Ahmet Davutoğlu, Foreign Policy Dergisi'nin 2010, 2011 ve 2012 yıllarında “İlk 100 Küresel Düşünür” listesinde yer aldı. 2012 yılında Time Dergisi’nin seçtiği “En etkili 100 kişi” arasında ismi yer aldı. Woodrow Wilson Kamu Hizmeti Ödülü (2010), AMSS UK Building Bridges Ödülü (2010), Uluslararası Hümanistler Ligi 21. Yüzyılın Lideri Ödülü (2012) ve Makedonya Dostluk Ödülü (2012) gibi ödüller başta olmak üzere birçok ödül aldı.[47]