Hükûmet:
Muhalefet:
2020 El Salvador siyasi krizi (El Salvador'da yaygın olarak 9F[1][2] veya İspanyolca: El Bukelazo olarak anılır),[3] 9 Şubat 2020 tarihinde El Salvador'da gerçekleşen bir olaydır. Siyasî kriz sırasında El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, ülkenin güvenlik planı için Amerika Birleşik Devletlerin'den gelen 109 milyon dolarlık kredi talebini siyasetçilere zorla onaylatmak amacıyla Salvador Ordusu'ndan 40 askeri Yasama Meclisi binasına göndermiştir.
Olay, yabancı hükûmetler, siyasî muhalefet ve insan hakları örgütleri tarafından kınanmış ve 1992 yılında El Salvador İç Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ülkede yaşanan ilk büyük siyasî kriz kabul edilerek darbe girişimi olarak anılmıştır.[4]
2020'nin başlarında El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, Bölgesel Kontrol Planı kapsamında kolluk kuvvetlerinin finansmanı için Orta Amerika Ekonomik Entegrasyon Bankası'ndan 109 milyon dolarlık bir kredi almak istedi.[5][6][7] Plan, Ulusal Sivil Polis'e ayrılan fonun artırılıp çetelerle şiddetli bir şekilde yüzleşerek sokak suçlarının azaltılmasını hedefliyordu.[8] Bukele'nin kolluk kuvvetleriyle ilgili önceki politikalarında polis güçlerinin askerîleşmesinin artması sebebiyle bu plan, muhalefet partilerinin, özellikle de sağcı Milliyetçi Cumhuriyetçi İttifak (ARENA) ve solcu Farabundo Martí Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FMLN) direnişiyle karşılandı.[9]
Bukele'nin 2019 seçiminde yarıştığı siyasî parti olan Ulusal Birlik Büyük İttifakı (GANA) da yeni kurulan merkez sağ siyasî partisi Nuevas Ideas (NI) da Yasama Meclisi'nde çoğunluğa sahip değildi; çoğunluk ARENA ve FMLN partilerindeydi. Bukele, seçim kampanyası sırasında çete şiddeti ve yolsuzlukla mücadele edeceğine söz verdi.[8] ARENA ve FMLN, fonların nereye tahsis edileceği konusunda daha fazla şeffaflık talep ettikleri için Bukele'nin kredi talebini onaylamayı reddetti; Bukele ise bu reddi kabul etmedi.[10] Müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı ve bu durum Ocak 2020'nin sonlarında Yasama Meclisi'nde etkin bir çıkmaza yol açtı.[10]
Bukele, 6 Şubat'ta El Salvador Anayasası'nın 167. maddesini devreye sokarak Bakanlar Konseyi'ni 9 Şubat'ta Yasama Meclisi'nde toplanmaya çağırdı ve kredi oylaması için bir oturum düzenledi.[11][12] Bu madde, ulusal acil durum hallerinde Bakanlar Konseyi'nin olağanüstü oturum düzenlemesini öngörmekteydi.[13][14] Yasama Meclisi'nin oy kullanan üyelerinin yarısından azı oturuma katıldı.[12] Yasama Meclisi'ndeki toplantıdan saatler önce Bukele, elli üst düzey askerî yetkiliyle bir araya geldi ve toplantı sırasında askerleri Yasama Meclisi'ne göndermeyi tartıştı.[15] Askeri yetkililer, Bukele'nin bunu planladığını bir gün önceden zaten biliyorlardı.[15]
9 Şubat'ta Bukele, Yasama Meclisi'nin toplandığı Mavi Oda'ya 40 asker eşliğinde zorla girdi ve Meclis Başkanı Mario Ponce'un koltuğuna oturdu.[8][11][13] "Durumu kimin kontrol ettiği açık ve kararı Tanrı'nın ellerine bırakacağız," dedi ve dua etmeye başladı.[4][11][13] Birkaç dakika sonra binadan çıkarak destekçilerine hitap etti ve Tanrı'nın ona sabırlı olmasını söylediğini iddia etti.[4] Ayrıca, "Bu aşağılıklara bir hafta veriyoruz ve eğer o zamana kadar planı onaylamazlarsa, onları yeniden toplarız," diyerek politikacılara kredi talebini onaylamaları gerektiğine atıfta bulundu.[4][6]
Bukele'nin askerî eylemini protesto eden küçük gösteriler, ağırlıklı olarak San Salvador'daki El Salvador Üniversitesi'nde bildirildi.[16] Buna karşılık, birçok Salvadorlu sosyal medyada Bukele'yi destekledi ve onun suç ve çete şiddetine karşı sert tavrını övdü.[4] 16 Şubat'ta bir grup destekçi, kredinin onaylanması talebiyle Yasama Meclisi'nin önünde protesto düzenledi.[17]
Olaydan sonraki gün milletvekilleri Bukele'nin eylemini kınadı.[4] Ponce, "Yasama organına silah zoruyla yanıt veremeyiz" dedi ve olayı darbe girişimi olarak nitelendirdi.[4] Darbe düzenlemek ve diktatörlük yetkileriyle hareket etmekle suçlanan Bukele, "Eğer bir diktatör olsaydım, her şeyi kontrol altına alırdım" dedi.[4][12] Hükûmet, yaklaşık 50.000 destekçinin bulunduğunu iddia ederken, yerel medya bu rakamı 5.000 olarak bildirdi.[4][12] O gün ülkede cinayet işlenmedi ve Bukele, bunu politikalarının etkili olduğunun kanıtı olarak gösterdi.[4] Bukele daha sonra şu şekilde tweet attı: "Eğer milletvekilleri katılmazsa anayasal düzeni bozmuş olacaklar ve halk Anayasa'nın 87. Maddesini uygulama gücüne sahip olacak."[18] Madde 87, halkın anayasal düzeni yeniden kurmak için ayaklanma başlatmasına izin veriyordu.[19]
ARENA ve FMLN, olayı ulusal bir lider veya grubun yasaların veya anayasanın izin verdiğinden daha fazla kontrolü ele geçirdiği bir kendi kendine darbe girişimi olarak kınadı ve Amerikan Devletleri Örgütü'nün müdahale etmesi çağrısında bulundu.[12][20] O dönemde Yasama Meclisi'nin tek bağımsız milletvekili olan Leonardo Bonilla, "Yani bize tüfekle oy mu kullandıracaklar? ... Bu bir demokrasinin işleyiş şekli değil" dedi.[11][21] Milliyetçi Cumhuriyetçi İttifak'tan siyasetçi Felissa Cristales, "Hiçbir Salvadorlu buna destek veremez; El Salvador, demokrasinin kanla kazanıldığı bir ülkedir" dedi.[2] FMLN liderliği, El Salvador Polis Şefi Mauricio Arriaza Chicas'ı siyasetçileri ve ailelerini taciz etmek için askerleri ve memurları görevlendirmekle suçladı.[22] FMLN ayrıca, 9 Şubat olaylarıyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanı René Merino Monroy ve Adalet ve Kamu Güvenliği Bakanı Rogelio Eduardo Rivas Polanco ile bir soruşturma yapmayı planladıklarını açıkladı.[23] 21 Ağustos 2020'de Merino Monroy, Yasama Meclisi'ne çağrıldı ve meclise askerlerin kim tarafından gönderildiği soruldu, ancak Merino Monroy yanıt vermeyi reddetti.[24][25] El Salvador Başkan Yardımcısı Félix Ulloa, Mart 2021'de Jorge Ramos ile yaptığı bir röportajda, askerlerin yasama organına girmesinin bir "hata" olduğunu ve bunun gerekli olmadığını belirtti.[26]
El Salvador Yüksek Mahkemesi, Devlet Başkanı'nın Yasama Meclisi'ni toplantıya çağırmasını yasakladı ve Savunma Bakanlığı da dâhil olmak üzere tüm kamu güçlerinin Anayasa tarafından izin verilenler dışında işlevler üstlenmesini yasakladı.[11][27] Bukele bu karardan memnun kalmadığını dile getirdi ve "sistem kendini koruyor" dedi, ancak Yüksek Mahkeme'nin emrine uydu.[27]
24 Şubat'ta El Salvador Piskoposluk Konferansı Başkanı ve San Salvador Başpiskoposu Monsenyör José Luis Escobar Alas, halkı "karşılıklı saldırıların tonunu düşürmeye" çağırdı ve ekledi: "Bu şekilde ilerleyemeyiz çünkü sonunda zarar gören halk olur. Yeni bir çatışmayı önlemek için birbirimize karşı saldırganlığımızı azaltmalıyız." Bu çağrı Salvador İç Savaşı'na atıfta bulunuyordu.[28]
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Bukele'nin eylemlerinin "kabul edilemez" olduğunu ve "o ülkenin demokratik kurumlarının güçler ayrılığını ihlal ettiğini" belirtti.[27] ABD'nin El Salvador Büyükelçisi Ronald D. Johnson, Bukele'nin eylemlerini kınadı ancak sabır çağrılarını destekledi.[11]
Uluslararası Af Örgütü'nün Amerika Kıtası Direktörü Erika Guevara Rosas, ordu ve polisi kınadı ve olayın ülkedeki insan haklarının geleceği için ne anlama gelebileceği konusunda endişelerini dile getirdi.[29] Birleşmiş Milletler Sisteminin El Salvador'daki mukim koordinatörü Birgit Gerstenberg, "El Salvador önemli başarılar elde etti ve diyalog yoluyla tüm ülke için faydalı anlaşmalara ulaşma yollarını derinleştirerek demokrasisini ve hukukun üstünlüğünü pekiştiriyor; diyalog ruhunun her zaman galip geleceğine güveniyoruz" dedi.[29]
Kriz, çeşitli örgütler ve siyaset bilimciler tarafından El Salvador'da demokrasinin geleceğini tehlikeye atan bir demokratik gerileme örneği olarak gösterildi.[30][31][32][33] Hem Milliyetçi Cumhuriyetçi İttifak hem de Farabundo Martí Ulusal Kurtuluş Cephesi, askerlerin meclise girişini Ocak 2021'de ABD Kongresi'ne yapılan saldırıya benzetti.[34][35] Ulusal Birlik Büyük İttifakı, ABD Kongre Binası'na yapılan saldırı ile Meclise asker gönderilmesi arasında geçerli bir karşılaştırma olmadığını belirtti.[35] Bukele'nin meclise askeri göndermesi ve COVID-19 pandemisi sırasında yaptığı sonraki eylemler, birçok Bukele muhalifinin onu otoriter ve diktatör olarak nitelendirmesine yol açtı.[1][4][20][36]
Birçok kaynak ve siyasetçi bu olayı darbe veya kendi kendine darbe girişimi olarak nitelendirdi.[2][4][12][20][37] 9F'den önce El Salvador tarihindeki son başarılı darbe, Başkan Carlos Humberto Romero'yu deviren ve El Salvador İç Savaşı'nı başlatan 15 Ekim 1979 darbesiydi.[38][39]