1848 Macar Devrimi, Macaristan'da 1848-1849 Macar Devrimi ve Bağımsızlık Savaşı (Macarca: 1848–49-es forradalom és szabadságharc) olarak da bilinir. 1848'deki birçok Avrupa Devriminden birisi ve 1848'de Habsburg bölgelerindeki diğer devrimler ile yakından bağlantılıdır. Devrim başarısız olmasına rağmen, Macaristan'ın modern tarihindeki en önemli olaylardan biridir ve modern Macar ulusal kimliğinin temel taşını oluşturur. Devrimin patlak vermesinin yıldönümü olan 15 Mart, Macaristan'ın üç ulusal bayramından biridir.
Nisan 1848'de Macaristan, Kıta Avrupası'nda (1791'de Fransa ve 1831'de Belçika'dan sonra) demokratik parlamento seçimlerini uygulayan bir yasa çıkaran üçüncü ülke olmuştur. 1848 tarihli V. Kanun olan yeni oy hakkı yasası, eski feodal parlamentoyu (Estates General) demokratik temsili bir parlamentoya dönüştürmüştür. Bu yasa o dönemde Avrupa'nın en geniş oy verme hakkını sunmaktadır.[4] Nisan yasaları, Macar soylularının tüm ayrıcalıklarını tamamen silmiştir.[5]
Kral I. Ferdinand tarafından onaylanmış Nisan yasalarının yeni Avusturya hükümdarı Franz Joseph tarafından yasal bir hakkı olmaksızın keyfi olarak iptal etmesi önemli dönüm noktası olmuştur.[6] Bu anayasaya aykırı eylem, kendisi ile Macar parlamentosu arasındaki anlaşmazlığı geri dönülemez biçimde tırmandırmıştır. Avusturya'nın yeni kısıtlı Stadion Anayasası, Nisan yasalarının iptali ve Avusturya'nın Macaristan Krallığı'na karşı yürüttüğü askerî harekât, saray ile anlaşma arayışında olan pasifist Batthyány hükümetinin düşmesiyle sonuçlanmış ve Macaristan'ın tam bağımsızlığını talep eden Lajos Kossuth'un takipçilerinin ortaya çıkmasına ve aniden parlamentoda güç kazanmalarına yol açmıştır. Avusturya'nın Macaristan Krallığı'na askeri müdahalesi, Macarlar arasında güçlü bir Habsburg karşıtı duygunun oluşmasına neden olmuş ve Macaristan'daki olaylar, Habsburg Hanedanı'ndan tam bağımsızlık için bir savaşa dönüşmüştür. Macar Devrimci Gönüllü Ordusu'ndaki özel askerlerin yaklaşık %40'ı ülkedeki etnik azınlıklardan oluşmaktaydı.[7] Macaristan'ın subay kadrosuna ilişkin olarak: Macar Honvéd Ordusu'nun subay ve generallerinin yaklaşık yarısı yabancı kökenlidir. Habsburg İmparatorluğu ordusunda en azından Macar devrimci Honvéd ordusundaki kadar etnik Macar profesyonel subay mevcuttu.[8]
1848'in diğer Avrupalı liberal devrimcilerine benzer şekilde, diplomasi ve dış politikaya ilişkin olarak, Macar liberalleri da öncelikli olarak ideolojik kaygılarla hareket etmişlerdir. Yeni ahlaki ve siyasi standartlarıyla uyumlu ülkeleri ve güçleri desteklemişlerdir. Ayrıca aynı modern liberal değerleri paylaşan hükûmetlerin ve siyasi hareketlerin "feodal tip" monarşilere karşı ittifak kurması gerektiğine inanmışlardır. Bu bakış açısı modern liberal enternasyonalizme benzemektedir.[9]
1849'da Avusturya'nın bir dizi ciddi yenilgisinden sonra Avusturya İmparatorluğu çöküşün eşiğine gelmiştir. Yeni imparator Franz Joseph, Kutsal İttifak adına Rusya'dan yardım istemek zorunda kalmıştır.[10] Genç İmparator Franz Joseph, Rus askeri desteği umuduyla 21 Mayıs 1849'da Varşova'da Rus Hükümdarı'nın elini öpmüştür.[11] Rusya Çarı I. Nikolay, Franz Joseph ile anlaşmış ve 80.000 yardımcı kuvvetle birlikte 200.000 kişilik bir ordu göndermiştir. Ortak Rus-Avusturya ordusu nihayet Macar kuvvetlerini mağlup etmiş, Habsburg'un gücü yeniden sağlanmış ve Macaristan sıkıyönetim altına alınmıştır.[12]
Devrimden önce Macaristan
Habsburg yönetimindeki diğer bölgelerin aksine, Macaristan Krallığı, Kraliyetin gücünü sınırlayan ve 13. yüzyıldan itibaren parlamentonun otoritesini büyük ölçüde artıran eski bir tarihi anayasaya sahiptir.[13] 1222 tarihli Altın Boğa, Avrupalı bir hükümdarın yetkilerine getirilen anayasal sınırlamaların en eski örneklerinden birisidir;[14] İngiltere Kralı John'un Magna Carta'yı imzalamaya zorlanmasıyla hemen hemen aynı şekilde Macar kralına dayatılmıştır. 1804'te İmparator Franz, hanedanlığın tüm Erblande'leri ve diğer topraklar için Avusturya İmparatoru unvanını almış, ancak yeni Erblande terimi Macaristan Krallığı'na uygulanmamıştır.[15] Saray, Macaristan'ın ayrı parlamentosu olan Diyet'e güvence vermiştir. Ancak Macaristan, hükümdarın yeni unvanının üstlenilmesinin hiçbir şekilde Macaristan'ın ayrı hukuk sistemini ve anayasasını etkilemediğini söylemiştir.[16]
Macaristan'da Habsburg mutlakiyetinin inşasında sağlam ve büyük bir engel olarak ortaya çıkan, Macaristan'ın geleneksel olarak oldukça özerk kontluklarıydı. Kontluklar, Macaristan'daki yerel kamu yönetiminin ve yerel siyasetin merkezleriydi ve herhangi bir "yasadışı" (anayasaya aykırı) kraliyet emrini yerine getirmeyi reddetme konusunda tanınmış bir hakka sahiptiler. Böylece Viyana'dan gelen kraliyet emirlerinin şaşırtıcı derecede yüksek bir kısmının yasallığını sorgulamak mümkün olmuştur.[17]
1848 yılına kadar, Macaristan Krallığı'nın idaresi ve hükûmeti, "kapsayıcı" Avusturya İmparatorluğu'nun hükûmet yapısından büyük ölçüde etkilenmeden hayatta kalmıştır. Ancak eski Macar anayasası ve Macar kamu hukuku, Macaristan Krallığı'nın farklı bir devlet ile birleştirilmesini yasal olarak imkansız hale getiriyordu.[18] Macaristan'ın merkezi hükûmet yapıları imparatorluk hükûmetinden oldukça ayrı kalmıştır. Ülke, merkezi Pozsony'de (günümüzde Bratislava) ve daha sonra Peşte'de bulunan Macaristan Yardımcılar Konseyi (Gubernium) ve Viyana'daki Macar Kraliyet Sarayı Şansölyeliği tarafından yönetilmekteydi.[19]
Fransa ve Britanya gibi çoğu Batı Avrupa ülkesinde kralın saltanatı selefinin ölümünün hemen ardından başlarken, Macaristan'da taç giyme töreni kesinlikle vazgeçilmezdi çünkü eğer düzgün bir şekilde yerine getirilmez ise Krallık "öksüz" kalırdı. Macaristan Krallığı ile Habsburg yönetimindeki diğer bölgeler arasındaki uzun süreli şahsi birlik sırasında bile, Habsburg hükümdarlarının Macaristan Krallığı'nda kanunlar çıkarabilmeleri veya kraliyet ayrıcalıklarını kullanabilmeleri için Macaristan Kralı olarak taçlandırılmaları gerekmekteydi.[20][21][22] 1222 Altın Boğası'ndan itibaren, tüm Macar hükümdarları taç giyme töreni sırasında ülkenin anayasal düzenini sürdürmek, tebaasının özgürlüklerini korumak ve krallığın toprak bütünlüğüne saygı göstermek için yemin etmek zorunda kalmışlardır.[23] 1526'dan 1851'e kadar Macaristan Krallığı, Macaristan'ı Habsburg yönetimindeki diğer bölgelerin birleşik gümrük sisteminden ayıran kendi gümrük sınırlarını da korumuştur.
Macar Jakoben Kulübü
Şubat 1790'da Kutsal Roma İmparatoru II. Joseph ölmüştür; yerine I. Francis geçmiş ve Macaristan'daki aydınlanmacı reformlara son vermiştir; bu durum Fransız Aydınlanma felsefesine dayanan yeni radikal fikirlerin takipçisi olan birçok reform odaklı Fransızca konuşan entelektüeli kızdırmıştır. Yeni Kutsal Roma İmparatoru II. Leopold için 1792'ye kadar gizli ajan olarak çalışan Ignác Martinovics, Oratio pro Leopoldo II'de yalnızca toplumsal sözleşmeden elde edilen otoritenin tanınması gerektiğini açıkça ilan etmiş; sıradan insanların eğitim almasını engelledikleri için aristokrasiyi insanlığın düşmanı olarak görüyordu. Bir diğer eseri olan Halkın ve Vatandaşların İlmihali'nde vatandaşların her türlü baskıya karşı çıkma eğiliminde olduğunu ve egemenliğin halka ait olduğunu savunmuştur. Aynı zamanda Mason olmuş ve Macaristan'da federal bir cumhuriyetin benimsenmesini desteklemiştir. Macar Jakobenlerin bir üyesi olarak, bazıları tarafından devrimci düşüncenin idealist bir öncüsü, bazıları tarafından ise vicdansız bir maceracı olarak görülmüştür. Macar serfleri arasında soylulara karşı bir isyan başlatmış; bu yıkıcı eylem yüzünden Kutsal Roma İmparatoru II. Francis Martinovics ve gizli polisin eski şefi olan patronu Ferenc Gotthardi'yi görevden almıştır. Mayıs 1795'te diğer altı önde gelen Jakoben ile birlikte idam edilmiştir. Şair János Batsányi ve dilbilimci Ferenc Kazinczy'nin de aralarında bulunduğu cumhuriyetçi gizli topluluğun 42'den fazla üyesi tutuklanmıştır.[24][25][26][27][28]
Macar Jakoben cumhuriyetçi hareketi, Macar Parlamentosu'nu ve parlamentoda bulunan partilerin politikasını etkilemese de şair Sándor Petőfi, roman yazarı Mór Jókai, filozof ve tarihçi Pál Vasvári ve 15 Mart 1848'de Pilvax kahve sarayında devrimi ateşleyen gazeteci József Irinyi gibi radikal gençler ve öğrenciler ile parlamento dışı güçler arasında güçlü ideolojik bağları vardı.[29]
Reformlar Çağı
İlk dönemlerde sık sık yapılan diyetlerde savaş ödenekleri dışında pek az konu gündeme gelmiştir; 1811'den sonra Kutsal Roma İmparatoru diyetleri çağırmayı bırakmıştır.[30] I. Francis'in yönetiminin son yıllarında Metternich'in "istikrar" politikasının karanlık gölgesi Macaristan'a düşmüş ve mutlakıyeti destekleyen gerici güçler üstün gelmiştir. Ancak yüzeyin altında güçlü bir akım ters yönde ilerlemeye başlamıştır. Batı Liberalizminden etkilenen ancak dışarıdan herhangi bir doğrudan yardım almayan Macar toplumu, gelecekteki özgürleşmesine hazırlanıyordu. Yazarlar, akademisyenler, şairler, sanatçılar, soylu ve sıradan insanlar ve rahipler, daha önce birlikte çalışma geçmişi veya aralarında açık bir bağlantı bulunmayan, tüm Macarları birleştirecek olan siyasi özgürlük ideali için çalışıyorlardı. Mihály Vörösmarty, Ferenc Kölcsey, Ferencz Kazinczy ve arkadaşları, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, Macar edebiyatına yeni bir hayat veriyor ve aynı zamanda kalemlerinin atalarının kılıçlarından daha az güçlü olmadığını kanıtlayarak siyasi hedeflere ulaşıyorlardı.[31]
1825'te İmparator II. Francis, Napolyon Savaşları'ndan sonra Macar soyluları arasında vergiler ve azalan ekonomiyle ilgili artan endişelere yanıt olarak nihayet Diyet'i toplamıştır. Bu ve II. Joseph'in reformlarına gösterilen tepki, Reform Dönemi (Macarca: reformkor) olarak bilinen dönemi başlatmış olsa bile, Soylular hâlâ vergi ödememe ve kitlelere oy hakkı vermeme ayrıcalıklarını koruyorlardı. Etkili Macar siyasetçi Kont István Széchenyi, İngiltere gibi daha gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinin ilerlemelerini ülkeye getirme ihtiyacını fark etmiştir.
István Széchenyi'nin sözleriyle "ülkeyi hastalıklı uyuşukluğundan kurtaran" ilk şey olan anayasaya doğrudan bir saldırıydı. 1823'te İspanya'daki devrimi bastırmak için ortak eylemi düşünürken hükûmet meclise danışmadan savaş vergisi ve zorunlu askerlik uygulamıştır. Kontluk meclisleri bu yasadışı eylemi anında protesto etmiş ve 1823'teki diyette I. Francis, bakanlarının eylemlerini reddetmek zorunda kalmıştır. Ancak zümreler, özgürlüklerini korumanın eski yasaların yazdıklarından daha sağlam garantiler gerektirdiğini hissetmişlerdir.
Yurt dışında yaşayıp Batılı kurumları inceleyen Széchenyi, eski Macaristan'dan yenisini yaratmak isteyenlerin lideri olarak biliniyordu. Yıllarca arkadaşları ile beraber, yeni Liberalizmin etkili bir şekilde açıklandığı sayısız broşürler yayınlayarak kamuoyunu eğittiler. Özellikle Széchenyi, halkın gerekli reformlar için yalnızca hükûmete, hatta meclise bakmaması gerektiğinde ısrar etmiştir. Toplumun kendisi, sınıf dışlamasının engellerini yıkarak ve sağlıklı bir popüler bilinç kavramını yeniden canlandırarak inisiyatif almalıdır. Bu öğretinin etkisi, Alt Meclis'te Liberallerin büyük çoğunluğa sahip olduğu 1832 diyetinde açıkça görülmüştür. Aralarında Ferenc Deák ve Ödön Beothy de öne çıkanlar olmuşlardır. Ancak Üst Meclis'te kodamanlar hükûmetle birleşerek muhafazakar bir parti oluşturmak üzere herhangi bir reform projesine inatla karşı çıkmışlar ve bu da Liberallerin tüm çabalarını boşa çıkartmıştır.[31]
Gazeteci Lajos Kossuth, 1830'ların ortalarında Macaristan Parlamentosu'nun yeni yükselen yıldızı olarak artaya çıkmış ve parlamentonun liberal fraksiyonundaki hatiplik yeteneği sayesinde Szécheny'nin popülaritesine rakip olmaya başlamıştır. Kossuth daha geniş parlamenter demokrasi, hızlı sanayileşme, genel vergilendirme, ihracat yoluyla ekonomik genişleme ile serfliğin ve aristokratik ayrıcalıkların kaldırılması yoluyla kanun önünde eşitlik çağrısında bulunmuştur. Hükûmetin, Liberal partinin gücü ve popülaritesinden duyduğu endişe, İmparator I. Ferdinand'ın 1835'te tahta geçmesinden kısa bir süre sonra, aralarında Kossuth ve Miklós Wesselényi'nin de bulunduğu en aktif ajitatörleri tutuklayıp hapsederek reform hareketini ezmeye çalışmasına yol açmıştır. Bununla birlikte, 1839'daki meclisin siyasi mahkûmlar serbest bırakılıncaya kadar göreve devam etmeyi reddetmesi nedeniyle Macar ulusu artık sindirilemez noktaya gelmişti. Alt Meclis'te reformcu çoğunluk her zamankinden daha büyükken, artık Üst Meclis'te de Kont Louis Batthyány ve Baron Joseph Eotvos'un önderliğinde bir Liberal parti kurulmuştu.
1839 diyetinin sonuçları ileri liberalleri tatmin etmemiş ve hükûmetin ile Üst Meclis'in muhalefeti halkta ortaya çıkan hoşnutsuzluğu daha da artırmıştır. Bu hoşnutsuzluk, esas olarak, 1841'de Kossuth tarafından kurulan, Macaristan'ın ilk siyasi gazetesi olan Pesti Hirlap tarafından körüklenmiştir. Makaleleri gerekirse silahlı misilleme yapılmasını savunuyordu, bu da aşırılık yanlılarını fitillerken, Kossuth'un fikirlerine açıkça saldıran Széchenyi'yi yabancılaştırıyordu. Her iki taraf da şiddetli polemikler üretmiş, ancak her zamanki gibi aşırı görüşler galip gelmiş ve 1843 diyeti toplandığında Kossuth her zamankinden daha popülerken, Széchenyi'nin etkisi gözle görülür şekilde azalmıştı. Bu diyetin tonu tutkuluydu ve seçimlere müdahale ettiği için hükûmet şiddetli saldırıya uğramıştır. Muhafazakarlara karşı çıkmak için reform yanlısı Liberalleri birleştiren, Muhalefet Partisi adı verilen yeni bir parti kurulmuştur. Muhalefet Partisi adını alan Liberaller, 1844'te diyet Magyar'ı Macaristan Krallığı'nda yönetim, yasama ve eğitimin resmi dili haline getirdiğinde yeni zaferler kazandılar. Latincenin bu roldeki 844 yıllık saltanatına son vermenin yanı sıra köylülerin mülklerini tüm feodal yükümlülüklerden kurtarılmış,[31] karma evlilikleri yasallaştırılmış ve resmi pozisyonları soylu olmayanlara açılmıştır.[31]
1843 ile 1847 diyetleri arasındaki dönem, çeşitli siyasi partilerin tamamen dağılıp dönüştüğünü görmüştür. Széchenyi açıkça hükûmete katılırken, ılımlı Liberaller aşırılık yanlılarından ayrılarak Merkezciler adında yeni bir parti kurmuşlardır.
Kont Széchenyi, 1841 tarihli Doğu Halkı (Kelet Népe) adlı broşüründe Kossuth'un politikasını analiz etmiş ve Kossuth'un reform önerilerine yanıt vermiştir. Széchenyi, Habsburg hanedanının şiddetli müdahalesinin potansiyel felaket ihtimalinden kaçınmak için ekonomik, politik ve sosyal reformların yavaş ve dikkatli ilerlemesi gerektiğini savunuyordu. Széchenyi, Kossuth'un fikirlerinin Macar toplumunda yayıldığının farkındaydı ve Habsburg hanedanıyla iyi bir ilişki kurma ihtiyacının göz ardı edildiğini düşünüyordu.
Diğer taraftan Kossuth, aristokrasinin rolünü reddetmiş ve yerleşik sosyal statü kurallarını sorgulamıştır. Széchenyi'nin aksine Kossuth, sosyal reform sürecinde sivil toplumu edilgen bir rolde sınırlamanın imkansız olduğuna inanmaktadır. Kossuth'a göre daha geniş toplumsal hareketler sürekli olarak siyasi yaşamın dışında tutulamaz. Kossuth'un toplum anlayışının arkasında, evrensel oy hakkıyla tezahür ettiğini gördüğü, hakların üniter kökenini vurgulayan bir özgürlük kavramı mevcuttur. Széchenyi, siyasi haklarını kullanırken vatandaşların zenginliğini ve eğitimini dikkate almış ve bu nedenle, dönemin Batı Avrupa (İngiliz, Fransız ve Belçika) sınırlı oy hakkına benzer şekilde yalnızca sınırlı oy hakkını desteklemiştir. 1885'te Kossuth, Széchenyi'yi liberal elitist aristokrat olarak adlandırırken, Széchenyi ise kendisini demokrat olarak görmüştür.[32]
Széchenyi, yalnızlık yanlısı bir politikacıdır; Kossuth'a göre ise uluslararası liberal ve ilerici hareketler ile güçlü ilişkiler ve işbirliği, özgürlüğün başarısı için şarttı.[33] Dış politika konusunda Kossuth ve takipçileri, Széchenyi'nin yalnızlık yanlısı politikasını reddetmişler ve böylece kendi ahlaki ve politik standartlarına uygun ülkeleri ve siyasi güçleri destekyerek liberal enternasyonalizm zemininde durmuşlardır. Aynı modern liberal değerleri paylaşan siyasi hareketlerin "feodalist" muhafazakarlara karşı ittifak kurması gerektiğine de inanıyorlardı.[34]
Széchenyi ekonomi politikasını Britanya İmparatorluğu'nun uyguladığı laissez-faire ilkelerine dayandırırken, Kossuth, Macaristan'ın nispeten zayıf sanayi sektörü nedeniyle koruyucu gümrük vergilerini desteklemiştir. Kossuth, hızla sanayileşen bir ülkenin inşasını hayal ederken, Széchenyi ekonominin ana temeli olan geleneksel güçlü tarım sektörünü korumak istiyordu.[35]
Reformcu "On İki Madde"
Reformcu liberaller, Széchenyi ve Kossuth'un fikirleri arasında bölünmüştüler, bu nedenle genellikle reformların çoğuna karşı çıkan muhafazakarlar, eski feodal parlamentoda zayıf çoğunluğu koruyabileceklerini düşünüyorlardı. Ancak seçimlerden hemen önce Deák, tüm Liberalleri "On İki Madde" ortak platformunda yeniden birleştirmeyi başarmıştır. On iki madde, daha sonra Nisan ayına ait kanunların temelini oluşturmuştur. Bunlar şöyleydi:[36]
Basın Özgürlüğü (Sansürün ve sansür bürolarının kaldırılması)
Buda ve Peşte'de sorumlu bakanlıklar (Bakanların basit bir şekilde kraliyet tarafından atanması yerine, tüm bakanlar ve hükümet parlamento tarafından seçilip görevden alınmalıdır)
Peşte'de yıllık parlamento oturumu. (kral tarafından düzenlenen nadir özel oturumlar yerine)
Kanun önünde sivil ve dini eşitlik. (Halk ve soylular için ayrı yasaların kaldırılması, soyluların yasal ayrıcalıklarının kaldırılması. Ölçülü hoşgörü yerine tam dini özgürlük: (Katolik) devlet dini'nin kaldırılması)
Ulusal Muhafız. (Kendi Macar ulusal muhafızlarının oluşturulması, sistemin geçişi sırasında kanun ve düzeni sağlamak için bir polis gücü gibi çalışacak, böylece devrimin ahlakını koruyacak)
Vergi yüklerinin ortak payı. (asillerin vergi muafiyetinin kaldırılması, soyluların gümrük ve tarife muafiyetlerinin kaldırılması)
Yüksek sınıfın kaldırılması. (Feodalizmin kaldırılması ve köylülerin serfliğinin ve kölelik hizmetlerinin kaldırılması)
Jüriler ve temsil eşit temelde. (Halk mahkemelerde jüri olarak seçilebilir, herkes öngörülen eğitime sahipse kamu yönetiminin ve yargının en üst kademelerinde bile memur olabilir)
Ulusal Banka.
Ordu anayasayı destekleyeceğine yemin etsin, askerlerimiz yurt dışına gönderilmemeli, yabancı askerler ülkemizi terk etmelidir.
Siyasi mahkûmların serbest bırakılması.
Birlik. (Osmanlı savaşları sırasında ayrılan Macar ve Transilvanya parlamentolarının yeniden birleşmesi de dahil olmak üzere Transilvanya ile birlik)
Bu uzlaşıdan sonra gelen parlamento seçimleri İlericiler için tam bir zaferle sonuçlanmıştır. Bu aynı zamanda eski feodal zümrelerin parlamenter sistemine dayanan son seçim olmuştur. İktidar ile muhalefet arasında uzlaşma sağlamaya yönelik tüm çabalar sonuçsuz kalmıştır. Kossuth yalnızca gerçek şikayetlerin giderilmesini değil, aynı zamanda gelecekteki muhtemel şikayetlerinde önüne geçecek liberal bir reform da talep etmiştir. En yüksek çevrelerde diyetin sona erdirilmesi artık tek çözüm gibi görünüyordu; ancak, bu gerçekleştirilemeden, Paris'teki Şubat devriminin haberi 1 Mart'ta Pressburg'a ulaşmış ve 3 Mart'ta Kossuth'un bağımsız, sorumlu bir bakanlık atanması yönündeki önergesi Alt Meclis tarafından kabul edilmiştir. Hareketin kendisinden çok ses tonundan endişe duyan ılımlılar yeniden, müdahale etmeye çalıştılar; ancak 13 Mart'ta Viyana devrimi patlak vermiş ve İmparator, baskıya veya paniğe boyun eğerek, Kossuth, Széchenyi ve Deák'ın da dahil olduğu ilk Macar sorumlu bakanlığının başbakanı Kont Louis Batthyány'yi atamıştır.[31]
Peşte ve Buda'da bir günlük kansız devrim
Viyana'da Devrim
Kriz, Kossuth'un beklediği gibi yurt dışından gelmiş ve bunu sonuna kadar kullanmıştır. 3 Mart 1848'de, Paris'te devrim haberinin gelmesinden kısa bir süre sonra, gücü aşan bir konuşmasında, Macaristan için parlamenter hükûmet ve Avusturya'nın geri kalanı için anayasal hükûmet talep etmiştir. Habsburg'ların o zamanlar on yedi yaşında "sevgili Arşidük Franz Joseph" umudunu, özgür bir halkın özlemlerini yarı yolda karşılayarak hanedanın kadim ihtişamını sürdürmeye çağırmıştır. Kısa sürede Avusturya'da ve Kıta Avrupası'nın büyük bir kısmında kitlesel olarak popüler bir devrimci konuşmacı haline geldi; konuşması Viyana sokaklarında Metternich'i deviren kalabalığa yüksek sesle okundu (13 Mart) ve Diyet'ten bir heyet, İmparator Ferdinand'ın dilekçelerine onayını almak için Viyana'yı ziyaret ettiğinde, asıl alkışı alan kişi Kossuth olmuştur.
Paris'de gerçekleşen devrim haberinin ulaşması ve Kossuth'un özgürlük ve insan haklarına ilişkin Almanca konuşması, 13 Mart'ta Viyana'daki Avusturyalı kalabalığın heyecanını kamçılamıştır.[37] Viyanalı kitleler Kossuth'u kahramanları olarak kutlarken, 15 Mart'ta Buda'da devrim patlak vermiş; Kossuth hemen eve dönmüştür.[38]
Peşte'de Devrim
Reform döneminden bu yana, mal üretimi ve sermaye birikimi süreci, Macaristan'da insan ve sivil hakları savunmaya başlayan soyluların sosyal koşullarını ve dünya görüşünü yavaş yavaş yeniden şekillendirmiştir. Sosyal tarihle ilgili son araştırmalar, "Mart gençliği" olarak adlandırılan pleb aydınlarının kendi içinde ayrı bir fenomen olarak değil, yeni ortaya çıkan toplumsal tabaka olan küçük burjuvazinin entelektüel öncüsü olarak görülmesi gerektiğini de öne sürmektedir. Ülke çapındaki soylularla karşılaştırıldığında ölçülebilir bir siyasi ve ekonomik bir gücü temsil etmiyorlardı, ancak tarihsel olarak kritik durumlarda, özellikle daha gelişmiş, daha büyük şehir merkezlerinde hâlâ önemli, hatta belirleyici olduklarını kanıtlayabiliyorlardı. Siyasi açıdan küçük burjuvazi, Fransız ve Alman siyasi olaylarına benzer bir şekilde radikal ve cumhuriyetçi özlemler taşıyorlardı.
Devrim, Pest'te 1840'larda parlamento dışı genç radikal liberal entelektüellerin en çok tercih ettikleri buluşma noktası olan Pilvax Kahve Sarayı [hu] başlamıştır. O sabah erkenden Sándor Petőfi aceleyle gençlerin toplandığı Pilvax kafeye gitmiştir. Orada Pál Vasvári ve Gyula Bulyovszky'yi bulmuş ve onları 12 nokta için bir duyurunun düzenlendiği Mór Jókai'nin dairesine davet etmiştir. Saat 8 civarında Petőfi ve arkadaşları Pilvax kafeye gitmişler ve belirlenen saatte Petőfi, Jókai, Bulyovszky, Sebő, Ernő Gaál ve Dániel Hamary olmak üzere yalnızca altı kişi ortaya çıkmıştır. Burada Jókai 12 maddeyi ve bildiriyi okumuştur. Petofi, yeni şiiri Ulusal Şarkı'yı okumuştur.
Sağlanan ön anlaşmaya göre ilk olarak Üniversite Caddesi'ndeki Hukuk Üniversitesi'ne gitmişlerdir. Bir grup öğrenci zaten bahçede onları bekliyordu ve hemen Petőfi ve Jókai için bir sandalye getirdiler, burada Petőfi önceki gece yazdığı şiiri, Ulusal Şarkıyı okumuş ve Jókai 12 noktayı okumuştur. Buradan Újvilág Caddesi'ndeki Tıp Üniversitesi'ne gitmişler, burada öğrenciler de üniversite derslerini yarıda keserek avluda ve daha sonra Mühendislik ve Felsefe Fakültesi öğrencilerinin önünde benzer şekilde hareket etmişler; aynı koreografi Üniversite Meydanı'nda da yaşanmıştır. Bu zamana kadar sadece büyük bir genç kalabalığın etrafını sarmakla kalmadılar, aynı zamanda sokaktan giderek büyüyen geniş bir izleyici kitlesi de onlara katılmıştır. Petőfi, halkın 12 noktadan birincisi olan basın özgürlüğünü kendi yetkisiyle yerine getirmesine karar vermiş ve bunu da yapmıştır. Saat 10'da Hatvani caddesindeki şehrin en büyüğü Landerer Yayın ve Basım Şirketinin yanına gitmişlerdir. Kalabalığın coşkusunu gören Petőfi, Hatvani Caddesi'nin adını Özgür Basın Caddesi olarak değiştirmiştir.[39] "Baskı sahibi pes etti ve istenen belgeleri hemen Almancaya çevirdi, birkaç dakika sonra hızlı baskıdan binlerce çıktı ve sağanak yağmura rağmen sürekli olarak toplanan izleyicilere dağıtıldı."
Öğleden sonra siyasi tutuklu Mihály Táncsics'i serbest bırakmak için Buda'ya gitmek üzere; öfkeli kalabalık ancak öğle saatlerinde dağılmıştır. Petőfi'nin ünlü gününün sembolü olan aktivistler, kalabalığa üç renkli Macar kokartı dağıtmışlardır.
Saat 15.00'te Müze Meydanı'nda Macaristan Ulusal Müzesi binası önünde kitlesel gösteri düzenlenmiş ve binlerce Ulusal Şarkı ve 12 nokta kopyası dağıtılmış; oradan belediye binasına giderek 12 noktanın kabul edilmesi çağrısında bulunmuşlardır. Toplanan halk belediye binasına gitmeye karar vermiş ve orada belediye meclisini dileklerini imzalamaya çağırmışlardır. Meclis salonu açılmış, program maddeleri meclise sunulmuş, meclis üyeleri tarafından kabul edilmiş ve belediye meclisi katibi tarafından da imzalanmıştır.
Hemen Petőfi'nin de üyesi olduğu düzenli bir komisyon seçmişlerdir. Geçici komitelerini atayan halk, Buda'da sansür memurları tarafından tutuklanan siyasi mahkûm Mihály Táncsics'in hapishaneden serbest bırakılmasını istemişlerdir. Bu isteğini yerine getirmek için saat 17.00 sıralarında Buda'ya hareket etmişler ve resmi binanın avlusunda taburunun etrafında toplanarak bu isteklerinin arkasında durmuşlar. Ferenc Zichy, Táncsics'i hemen serbest bırakmış, arabasını kendi elleriyle Buda'dan Ulusal Tiyatro Meydanı'na sürüklemiş ve tiyatroya girmiştir.
Aynı günün öğleden sonrası halk, ulusal tiyatronun müdür yardımcısı József Bajza'nın bu günün kutlaması için tiyatroda yasaklı Bánk bán operasını tam ışıklandırmayla oynamasını istemiştir. Oyuncular ulusal renkli kokartlarla sahneye çıkmış, Gábor Egressy Ulusal Şarkıyı söylemiş, koro Macar Marşı ve Ulusal Şarkıyı söylemiştir. Seyircilerin çoğunluğu Táncsics'in sahneye çıkmasını istedi ancak o, sahnenin rahatsız edici durumunun farkına varınca bu isteğinden vazgeçmiştir. Sonunda insanlar Rákóczi'nin yanında dağıldılar. Ancak daimi komite sabaha kadar bir arada oturdular.
Ertesi gün, 16 Mart'ta Peşte ilçesi belediye başkan yardımcısı Pál Nyáry, Pest belediye başkan yardımcısı Lipót Rottenbiller ve diğerleri hareketin başına geçmişler ve böylece olaylar ulusal önem kazanmıştır. Ulusal Muhafızların derhal içeri girmesini talep edilmiş ve bu sırada imza toplamaya başlamışlar ve birkaç saat içinde binlerce imza toplanmıştır. Halk silah istemiştir. Askeri otorite, geri kalanların Komárom'a götürülmesi nedeniyle yalnızca 500 silah verebileceğini bildirmiştir. Meydanda ise zaten 20-25 bin civarındaki halk, silahları talep ediyordu ve silahı alamamaları halinde cephaneliğe zorla girecekleriyle tehdit ettiler. Daha sonra ulusal muhafızlara silah dağıtımı konusunda bir alt komite atandı ve bir saatlik müzakerenin ardından Rottenbiller salonda toplanan insanlara güvence verdi ve Jókai, dönüşümlü olarak geceleri ulusal muhafızların kanun ve düzen ile ilgileneceği bir yasa tasarısını açıklayarak kalabalığa güvence verdi.
Akşam iki şehir tamamen aydınlanmış, coşkulu bir kalabalık sokaklarda "Yaşasın özgürlük!" diye bağırıyordu. Pencerelerde özgürlük adının işlendiği ulusal bayraklar asılmıştı. Gece boyunca, günün çalkantılı durumundan yararlanmak isteyen aranan suçluları, serserileri ve çeşitli yerlerde saklanan yağmacıları tutuklayan ve baskın yapan ulusal muhafızlar ile şehri düzen ve huzur korumuşlardır.
Peşte ve Buda'daki kansız kitlesel gösteriler, İmparatorluk valisini on iki talebin tamamını kabul etmesine neden olmuştur.
Avusturya'nın o yıl Viyana Devrimi ile ilgili kendi sorunları vardı ve başlangıçta Macaristan hükûmetini tanıdı. Bu nedenle, Kral adına hareket eden Genel Vali memurları, Macaristan'ın yeni parlamentosunu Lajos Batthyány'nin ilk Başbakanı olarak atadı. Viyanalı kitleleri bastırmak için: 13 Mart 1848'de Prens Klemens von Metternich, Avusturya Hükûmeti Şansölyeliği görevinden istifa etmek zorunda kalmış ve daha sonra kendi güvenliği için Londra'ya kaçmıştır.
Parlamenter monarşi, Batthyány hükümeti
17 Mart 1848'de İmparator kabul etmiş ve Batthyány ilk sorumlu Macar hükûmetini kurmuştur. Batthyány, 23 Mart 1848'de hükûmet başkanı olarak hükûmetini Diyet'e bildirdi.
İlk sorumlu hükûmet, Lajos Batthyány'nin Başbakanlığında kurulmuştur. Lajos Kossuth dışında hükûmetin tüm üyeleri Széchenyi'nin fikirlerinin destekçisiydiler.
On İki Madde veya yeni adıyla Mart Yasaları daha sonra yasama organı tarafından kabul edilmiş ve 10 Nisan'da kraliyet onayını almıştır. Macaristan, tüm niyet ve amaçlara göre, yalnızca Avusturya Arşidükü'nün Palatin olarak Avusturya'ya bağlı bağımsız bir devlet haline gelmiştir.[31] Yeni hükûmet, demokratik bir siyasi sistem yaratan ve "Nisan yasaları" olarak anılan kapsamlı bir reform paketini onaylamıştır.[40] Yeni kurulan hükûmet ayrıca Habsburg İmparatorluğu'nun Macaristan'dan aldığı tüm vergileri bizzat Macaristan'da harcamasını ve Parlamentonun Habsburg Ordusu'nun Macar alayları üzerinde yetkiye sahip olmasını talep etmiştir.
Yeni oy hakkını içeren 1848 tarihli V. Kanun ile eski feodal zümrelere dayalı parlamentoyu (Estates General) demokratik temsili bir parlamentoya dönüştürmüştür. Bu yasa o dönemde Avrupa'nın en geniş oy hakkını sunuyordu.[41] Feodal biçimler yerine halk temsiline dayalı ilk genel parlamento seçimleri Haziran ayında yapılmıştır. Seçimleri reform yanlısı siyasi güçler kazanmıştır. Seçim sistemi ve oy hakkı çağdaş İngiliz sistemine benziyordu.[42]
O dönemde Macaristan'ın iç işleri ve dış politikası istikrarlı olmadığı için Batthyány birçok sorunla karşı karşıyaydı. İlk ve en önemli icraatı silahlı kuvvetleri ve yerel yönetimleri örgütlemek olmuştur. Avusturya ordusunun Macaristan'dayken Macar yasalarına tabi olacağı konusunda ısrarı Avusturya İmparatorluğu tarafından kabul edilmiştir. Macaristan'dan zorunlu askerleri ülkelerine geri göndermeye çalışmıştır. Görevi ülkenin iç güvenliğini sağlamak olan Milis Teşkilatı'nı kurmuştur.
Batthyány çok yetenekli bir lider olmasına rağmen Avusturya monarşisi ile Macar ayrılıkçılar arasındaki çatışmanın ortasında kalmıştı. Kendisini meşrutiyete adamış ve anayasayı korumayı hedeflemişti, ancak İmparator yaptığı çalışmadan memnun değildi.
Macaristan Krallığı ile şahsi birlik içinde olan Hırvatistan ve Dalmaçya bölgelerinin Ban (Genel Vali) görevinde olan Josip Jelačić idi. Yeni Macar hükûmetine karşı çıkmış ve kendi topraklarında asker toplamıştır. Yasal olarak bu, bir hükümdarın ülkesinin atanmış ve yasal hükûmetlerinden birine, ülkesinin başka bir ordusuyla saldırmaya hazırlandığı anlamına geliyordu.
1848 yılını yaz mevsiminde, iç savaşın yaklaştığını gören Macar hükûmeti, Jelačić'e karşı Habsburgların desteğini almaya çalışmıştır. Kuzey İtalya'ya asker göndermeyi teklif etmişlerdir. Ağustos 1848'de Viyana'daki İmparatorluk Hükûmeti, Peşte'deki Macar hükûmetine resmi olarak ordu kurmama emri vermiştir.
29 Ağustos günü parlamentonun onayıyla Batthyány, Ferenc Deák ile birlikte İmparator'a giderek ondan Sırpların teslim olmasını ve Macaristan'a saldıracak olan Jelačić'i durdurmalarını emretmesini istemişlerdir. Ancak Jelačić devam etmiş ve Avusturya'nın herhangi bir emri olmadan Macar hükûmetini feshetmek için Macaristan'ı işgal etmiştir.
İmparator, Jelačić'i resmen görevden alsa da, Jelačić ve ordusu 11 Eylül 1848 günü Muraköz (Međimurje) ve Macaristan'ın Güney Transtuna bölgelerini işgal etmiştir.
iyana'daki Avusturya devrimi yenilgiye uğratıldıktan sonra, Avusturya Kralı I. Franz Joseph, aklı başında olmayan amcası Avusturya Kralı I. Ferdinand'ın yerini almıştır. Franz Joseph, Batthyány'nin 25 Eylül'de başlayan ikinci başbakanlığını tanımamıştır. Ayrıca Franz Joseph, Macar parlamentosu tarafından "Macaristan Kralı" olarak tanınmadı ve 1867 yılına kadar "Macaristan Kralı" olarak taçlandırılmadı. Sonunda, Viyana ile Pest arasındaki son kopuş, Mareşal Kont Franz Philipp von Lamberg'e Macaristan'daki tüm orduların (Jelačić'inkiler dahil) kontrolünün verilmesiyle gerçekleşmiştir. Macaristan'a gitmiş ve burada vahşice öldürülmüştür. Cinayetinin ardından İmparatorluk sarayı Macar Diyetini feshetmiş ve Jelačić'i Vekil olarak atamıştır.
Bu arada Batthyány, yeni İmparator ile uzlaşma sağlamak için tekrar Viyana'ya gitmiştir. Franz Joseph'in "Nisan yasaları" olarak bilinen reformları kabul etmeyi reddetmesi yüzünden çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Kanunlar, amcası Kral Ferdinand tarafından zaten imzalanmış olduğundan ve kendisinin bunları iptal etme hakkı olmaması yüzünden bu eylem anayasaya aykırıydı.
Peşte'teki Macar liberaller bunu bir fırsat olarak gördüler. Eylül 1848'de Diyet, Avusturya-Macaristan Birliği'ni parçalamamak için Pest Ayaklanmasına taviz verdi. Ancak karşı-devrimci güçler toplanıyordu. Birçok yerel zaferlerin ardından, Bohemya ve Hırvat ordularının birleşimi 5 Ocak 1849'da Peşte'ye girdi.[43]
Sonuç olarak Batthyány ve hükûmeti, Kossuth, Szemere ve Mészáros dışında istifa etmiştir. Daha sonra Palatin Stephen'ın isteği üzerine Batthyány yeniden Başbakan olmuştur. 13 Eylül'de Batthyány bir isyan ilan etmiş ve Palatin'den onlara liderlik etmesini istemiştir. Ancak İmparator'un emriyle Palatin istifa etmiş ve Macaristan'ı terk etmiştir.
Jelačić'in güneydeki Hırvat birlikleri; Güneydoğudaki Banat'ta Rumen; Doğuda Transilvanya'da Karl von Urban liderliğindeki Avusturya birlikleri ve Avram Iancu liderliğindeki Rumen isyancılar; ve batıda baş komutan Windischgrätz'ın komutasındaki Avusturya ana kuvvetleri olmak üzere Macaristan artık dört cephede savaşıyordu.
Macar hükûmeti, asker eksiği nedeniyle ciddi bir askeri kriz içindeydi, bu nedenle yeni Macar ordusuna gönüllü toplamak için harika bir hatip olan Kossuth'u görevlendirdiler. Jelačić, Pest'e doğru yürürken, Kossuth kasabadan kasabaya giderek halkı ülkenin savunmasına teşvik ediyordu ve Honvéd'in halk gücü onun eseriydi.
Batthyány, Kossuth'un askere alma konuşmaları sayesinde hızla Macar Devrim Ordusu'nu kurulmuştur. Devrimci ordudaki erlerin yüzde 40'ı ülkedeki etnik azınlıklardan oluşmaktaydı.[7] Yeni Macar ordusu 29 Eylül'de Pákozd Muharebesi'nde Hırvatları yenmiştir.
Muharebe, siyaset ve moral üzerindeki etkisi nedeniyle Macar ordusu için bir simge haline gelmiştir. Kossuth'un Avusturya halkına yazdığı ikinci mektup ve bu muharebe, 6 Ekim'de Viyana'da gerçekleşen ikinci devrime neden olmuştur.
Batthyány yavaş yavaş ana hedefine, yani Habsburg hanedanıyla barışçıl bir uzlaşmaya varamayacağını fark etmiştir. 2 Ekim'de istifa etmiş ve aynı zamanda parlamentodaki sandalyesinden de istifa etmiştir. Kabinesinin bakanları da aynı gün istifa etmişlerdir.
Avusturya Stadion Anayasası ve düşmanlığın yenilenmesi
4 Mart 1849 günü Viyana'daki Habsburg hükûmeti, Stadion Anayasası adı verilen yeni bir anayasa ilan etmiştir.[44][45] Merkeziyetçi Stadion Anayasası hükümdara çok önemli bir güç sağlamış ve neo-mutlakiyetçiliğin yolunu açmıştır.[46] Avusturya'nın yeni Mart Anayasası, Macaristan'ın temsil edilmediği Avusturya İmparatorluk Diyeti tarafından hazırlanmıştır. İmparatorluk Diyeti gibi Avusturya yasama organlarının geleneksel olarak Macaristan'da hiçbir gücü yoktu. Buna rağmen, İmparatorluk Diyeti aynı zamanda 12. yüzyılın sonlarından bu yana Macaristan'da en yüksek yasama gücü olarak var olan Macaristan Diyeti'ni de ortadan kaldırmaya çalışmıştır.[47] Avusturya Stadion anayasası, Macaristan'ın mevcut anayasasıyla çelişmiş ve kaldırılmasını hedeflemiştir.[48] Ülkenin toprak bütünlüğü bile tehlike içindeydi: 7 Mart günü imparator Francis Joseph adına, tüm imparatorluk için birleşik bir anayasa tesis eden ve Macaristan Krallığı'nın beş bağımsız askeri bölgeye bölündüğü bir imparatorluk bildirisi yayınlanmıştır.[49]
Szemere hükümeti ve Vekil-Başkan Lajos Kossuth
Batthyány istifa ettiğinde Szemere ile birlikte hükûmeti geçici olarak atanmış ve Eylül ayının sonunda Kossuth, Ulusal Savunma Komitesi'nin başkanı olmuştur.
Anayasal açıdan ve taç giyme yeminine göre, taç giymiş bir Macar Kralı, yaşamı boyunca Macar tahtından vazgeçemezdi. Kral hayatta ancak yönetici olarak görevini yerine getiremiyorsa, kraliyet görevlerini bir vali (veya naip) üstlenmek zorundaydı. Bu nedenle Ferdinand hâlâ yasal Macaristan kralıydı. kral Ferdinand hâlâ hayatta olduğundan selefi kralın ölümü nedeniyle tahtı otomatik olarak devralma olasılığı yoktu bunun istisnası hükümdarın tahtından feragat etmesi ve ölümünden önce başka bir kralı atamasıydı, teknik olarak yalnızca bir yasal kral mevcuttu. Parlamentonun hükümdarı tahttan indirme ve halefini Macaristan'ın yeni kralı olarak seçme yetkisi vardı. Yasal ve askeri gerginlikler nedeniyle Macaristan parlamentosu Franz Joseph'e bu onuru vermedi. Bu olay Macar direnişine sağlam bir yasal temel kazandırmıştır. O andan devrimin çöküşüne kadar, Macaristan'ın devlet başkanı olarak Lajos Kossuth, ülkenin de facto ve de jure hükümdarı olmuştur.[31] Kázmér Batthyány dışında yeni kabinenin tüm üyeleri Kossuth'un destekçileriydi.
Szemere yönetimi, 2 Mayıs 1849'da kurulmuştur:[50][51]
O andan itibaren artan bir güce sahipti. Tüm hükûmetin yönetimini eline geçirmiştir. Askeri deneyimi olmaksızın orduların hareketlerini kontrol etmek ve yönlendirmek zorundaydı; generaller üzerinde kontrolü elinde tutmayı ya da başarı için çok önemli olan askeri işbirliğini kurmayı başaramamıştır. Özellikle Kossuth'un yeteneklerini ilk fark ettiği Artúr Görgei itaat etmeyi reddetmiştir; iki adam çok farklı kişiliklerdi. Kossuth iki kez onu komutanlıktan almış; iki kez onu geri getirmek zorunda kalmıştır. Kossuth'ta Görgey'in hesaplı acımasızlığından biraz daha fazlası olmalıydı, çünkü haklı olarak söylendiği gibi, ele geçirdiği devrimci güç ancak devrimci araçlarla elde tutulabilirdi; ama doğası gereği yumuşak kalpliydi ve her zaman merhametliydi; çoğu zaman cüretkar olsa da, askerler ile ilişkilerde kararsızdı. Kişisel cesaret eksikliği gösterdiği söylenmiştir ki bu ihtimal dışı değildir; onu bu kadar büyük bir hatip yapan aşırı duygusallık, bir askerin tehlike anında ihtiyaç duyduğu soğukkanlılıkla birleştirilebilir; ama hiç kimse onun gibi başkalarına cesaret aşılamayı başaramamıştır.
Takip eden korkunç kış boyunca enerjisi ve ruhu onu asla hayal kırıklığına uğratmamıştır. Ordunun Viyana'nın yardımına koşma konusundaki isteksizliğinin üstesinden gelen oydu. Kendisinin de bulunduğu Schwechat Muharebesi'ndeki yenilginin ardından Józef Bem'i Transilvanya'daki savaşı sürdürmesi için göndermiştir. Yılın sonunda Avusturyalılar Pest'e yaklaşırken, Amerikan elçisi William Henry Stiles'ın (1808-1865) arabuluculuğunu istemiştir. Ancak Windisch-Grätz Prensi I. Alfred tüm şartları reddetmiş ve Diyet ve hükûmet Debrecen'e kaçmış; Kossuth, Macar ulusunun kutsal amblemi olan Aziz Stephen Tacını da yanına almıştır. Kasım 1848'de İmparator Ferdinand, Franz Joseph lehine tahttan çekilmiştir. Yeni İmparator, Mart ayında verilen tüm imtiyazları iptal etmiş ve Kossuth'u ve Nisan yasalarına dayanarak yasal olarak kurulan Macar hükûmetini yasa dışı ilan etmiştir. Nisan 1849'da, Macarlar birçok başarı kazandığında, orduyu yokladıktan sonra Kossuth, ünlü Macar Bağımsızlık Bildirgesi'ni yayınlamış; burada "Tanrı ve insan önünde yalan yere yemin eden Habsburg-Lorraine Hanedanı'nın Macar tahtını kaybettiğini" ilan etmiştir. Bu onun aşırı ve dramatik aksiyona olan sevgisinin bir adım karakteristik özelliğiydi, ancak bu durum kendisi ile eski hanedan döneminde sadece özerklik isteyenler arasındaki anlaşmazlığı artırmış ve düşmanları onu krallığı hedeflemekle suçlamaktan çekinmemiştir. Tahttan indirilmesi aynı zamanda Habsburglar ile herhangi bir uzlaşmayı pratikte imkansız hale getirmiştir.
Kossuth, Buda kalesinin kuşatılması ve yeniden ele geçirilmesi için Macar ordusunun haftalarca bağlanmasında kilit bir rol oynamış ve sonunda 21 Mayıs 1849'da başarılı olmuştur. Ancak nihai başarı umutları Rusya'nın müdahalesiyle boşa çıkmış; Batılı güçlere yapılan tüm çağrılar boş çıkmış ve 11 Ağustos'ta Kossuth, son uçta generalin tek başına ulusu kurtarabileceği gerekçesiyle Görgey lehine görevden çekilmiştir. Görgey, orduyu Avusturyalılara teslim eden Világos'ta (günümüzde Şiria, Romanya) Ruslara teslim olmuştur.[31]
Bağımsızlık savaşı
1848 ve 1849 yıllarında bağımsızlık isteyen Macar halkı ülkenin yalnızca orta kesimlerinde çoğunluktaydı. Macarlar başka milletlerle çevriliydi.
1848-1849'da Avusturya monarşisi ve onlara danışmanlık yapanlar Hırvatları, Sırpları ve Rumenleri manipüle ederek bir gün Macarlara, ertesi gün Sırplara ve diğer gruplara çelişkili vaatlerde bulunmuşlardır.[52] Bu gruplardan bazıları, kendi bağımsızlıkları için çabalayan liderleri tarafından Macar Hükûmetine karşı savaşmaya yönlendirilmiş; bu, diğerlerinin yanı sıra Macarlar ve Romenler arasında çok sayıda acımasız olayı tetiklemiştir.
Ancak 1848 ve 1849'da Slovakların, Almanların, Rusinlerin ve Macaristan Slovenlerinin çoğu,[53][54][55]Macar Yahudileri ve Polonyalı, Avusturyalı ve İtalyan gönüllüler gibi pek çok kişi tarafından Macarlar, destekleniyorlardı.[56] 28 Temmuz 1849'da Macar Devrimci Parlamentosu, Avrupa'daki etnik ve azınlık haklarına ilişkin ilk[57][58] yasayı ilan etmiş ve yürürlüğe koymuş; ancak bunlar, Rus ve Avusturya ordularının Macar Devrimi'ni ezmesinin ardından kaldırılmıştır.[59][60][61] Avusturya tahtı zaman zaman Macaristan'daki böl ve yönet taktiğinde abartıya kaçması bazen istenmeyen sonuçla doğurmuştur. Buna örnek ise savaşa açık bir şekilde Macar karşıtı olmasa da en azından kayıtsız olarak başlayan, ancak Hanedanlığa karşı Macar Hükûmetini destekleyen Slovakların durumunda yaşanmıştır.[62] Ancak başka bir durumda, Avusturyalıların ikiyüzlülüğü, 1849'daki savaş sırasında Macar davasına daha da şaşırtıcı bazı yeni müttefikler kazandırmıştır.
Hırvatistan Krallığı, 12. yüzyıldan beri Macaristan Krallığı ile şahsi birlik içindeydi. Hırvat milliyetçiliği, 19. yüzyılın balarında zayıftı, ancak özellikle de Macar Krallığı altındaki Hırvat özerkliğini göz ardı eden Nisan Kanunlarıyla birlikte artan Macar baskısı nedeniyle büyümüştür.[63]
Bu duruma yanıt olarak Hırvat liderler ayrı bir Üçlü Krallık çağrısında bulunmuşlardır. Saygı duyulan bir Hırvat kahramanı olmaya devam edecek olan Ban Josip Jelačić, Habsburglar altında ayrı bir varlık olarak Hırvatistan'ı Macaristan'dan kurtarmak istemiştir. Sonunda Avusturya İmparatorunun danışmanı olarak yemin etmek üzere Viyana'ya gitmiştir. Lajos Kossuth'un Habsburgları tahttan indirerek bağımsız bir Macaristan Krallığı ilan etmesinden kısa bir süre sonra Hırvatlar, Macarlara karşı isyan etmişler ve Avusturya'ya bağlılıklarını ilan etmişlerdir. Macar devrimindeki ilk çatışma Hırvatlar ve Macarlar arasındaydı ve Avusturya'nın sadık Hırvat tebaasının müdahalesi Viyana'da karışıklığa neden olmuştur.[64] Jelačić, Macar devrimcilerin artan gücünü bastırmak umuduyla ordusunu kendi emri altına göndermiş, ancak başarısız olmuş ve 29 Eylül'de Pákozd yakınlarında Macarlar tarafından geri püskürtülmüştür.[65]
Macar Devrimi'nin sona ermesinden sonra Hırvatistan, 1860'lardaki Hırvat-Macar Uzlaşması'na kadar doğrudan Avusturya tarafından yönetilmiştir.[66]
Tisza Nehri ile Transilvanya arasında, Tuna Nehri'nin kuzeyinde, Macaristan'ın "Banat" adı verilen eski bölgesi yer almaktadır.[67]Mohaç Muharebesi'nden sonra Osmanlı yönetimi altındaki Tuna Nehri'nin kuzeyindeki bölge, Osmanlı ordusunun yanı sıra Güney Slavların akınına uğramıştır. 1804'te Tuna Nehri'nin güneyinde başkenti Belgrad olmak üzere yarı bağımsız Sırbistan Prensliği kurulmuştur. Böylece 1849'da Tuna Sırbistan'ı Macaristan Krallığı'ndan ayrılmıştır. Nehrin kuzey yakasındaki Macar bölgesine "Voyvodina" adı veriliyordu ve o zamana kadar neredeyse yarım milyon Sırp nüfusa ev sahipliği yapıyordu. 1840 nüfus sayımına göre Voyvodina'da Sırplar toplam nüfusun %49'unu oluşturuyordu. Voyvodinalı Sırplar bağımsızlıklarını ya da Tuna'nın diğer yakasındaki Sırbistan Prensliği'ne bağlılıklarını arıyorlardı. 1848 Devrimi'ne yol açan Macar bağımsızlık hareketinin ortaya çıkması karşısında Avusturya monarşisi, Voyvodina Sırplarına Avusturya İmparatorluğu içinde bağımsız bir statü vadetmiştir.
Bu amaçla Josif Rajačić, Şubat 1849'da Voyvodina Patrikliğine atanmıştır.[68] Rajačić, Avusturya yanlısı eğilimleri nedeniyle biraz muhafazakar olmasına rağmen, Sırp ulusal hareketinin bir destekçisiydi. Macar Hükûmetine karşı yapılan savaşın çok önemli bir noktasında, Mart 1849'un sonlarında, Avusturyalıların savaş için daha fazla Sırp askerine ihtiyaç duyduğu bir zamanda, Macaristan'daki Avusturya birliklerine komuta eden Avusturyalı General Juraj Rukavina Vidovgradski, Voyvodina'nın bağımsızlığı sözünü resmen yeniden dile getirmiş ve Patrik'in Sırp ulusuyla ilgili tüm taleplerini kabul etmiştir.[69] Patrik'in taleplerine boyun eğmek, Voyvodina'nın sınır bölgelerinde 16 ile 60 yaş arasındaki her erkeği askere alabilen katı askeri idaresinin gevşetilmesi anlamına gelmekteydi.[70]
Voyvodinalı Sırplar, gevşetilecek ilk önlemin Avusturya'da zorunlu askerlik olmasını bekliyorlardı. Ancak yeni İmparator olan Franz Joseph'in başka fikirleri vardı ve verilen bu söz, Voyvodina halkına verildikten iki hafta sonra yerine getirilmemiştir. Bu durum Voyvodina halkının bölünmesine neden olmuş ve eyaletteki Sırpların en azından bir kısmı, Avusturyalılara karşı seçilmiş Macar Hükûmetini desteklemeye başlamışlardır.[70] Bazı Sırplar, Voyvodina'nın bağımsızlığını desteklemek için Sırp ulusunu Avusturya İmparatorluğu'na sevdirmeye çalışmışlardır.
Başlayan düşmanlıklar üzerine üç cephede savaş veren Macar Hükûmeti derhal ezilmeliydi. Ancak savaşın başlarındaki olaylar Hükûmetin lehine işlemiştir. Sırpların güney cephesindeki birliği, Avusturya'nın Voyvodina'nın hukuki statüsü konusundaki ihaneti nedeniyle bozulmuştur.
Sırp ulusal hareketinin bazı sağcı katılımcıları, Macaristan'daki "devrimin", toprak sahiplerinin ayrıcalıklarını ve Sırp Voyvodinası'ndaki soyluları, işgalci Avusturyalılardan daha fazla tehdit ettiğini düşünmüşlerdir.[71]
Savaşın başında Macar Savunma Kuvvetleri (Honvédség) bazı zaferler kazanmışlardır. Avusturyalılara karşı savaşlar,[72][73] örneğin Eylül 1848'de Pákozd Muharebesi'nde ve Nisan 1849'da Isaszeg'de, hatta o sırada Habsburg İmparatorluğu'ndan Macar Bağımsızlık Bildirgesi'ni bile ilan ettiler. Aynı ay Artúr Görgei, bağımsız Macaristan'ın tüm ordularının yeni Başkomutanı olmuştur.[74]
1849'da Macar devriminin yıkılmasından sonra Voyvodina, Avusturya Kraliyet Toprakları haline gelmiştir. 1860 yılında tekrar Macaristan Kraliyet Toprakları haline gelmiş ve I. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Macaristan'ın bir parçası olarak kalmıştır.[75]
Batı Slovak Ayaklanması
Slovak gönüllü birlikleri, Macar Devrimi'ne karşı çıkan gerici bir silahlı harekettir. Modern Slovakya'nın batı kesimlerinde örgütlenen gönüllüler, Yukarı Macaristan'daki Slovakların çoğunlukta olduğu bölgelerde, doğuda Kassa'ya (Kösice) kadar çok sayıda sefer yürütmüşlerdir.[76] Slovak Gönüllülerinin liderleri Ľudovít Štúr, Jozef Miloslav Hurban ve Michal Miloslav Hodža, Slovak ulusundan tam destek almak için mücadele etmişlerdir. Birçok Slovak köylüsü, daha geniş ulusal hedeflerden ziyade, feodal köleliğin kaldırılmasıyla daha fazla ilgileniyorlardı. Slovak gönüllülerin liderlerinin ağırlıklı olarak Protestan olması nedeniyle dinsel farklılıklar da önemli bir rol oynamış ve bu durum, Katolik Slovak çoğunlukta olduğu bölgelerde destek sağlamada zorluklara yol açmıştır.[77] Sonuç olarak, Slovak nüfusunun çok daha yüksek bir yüzdesi Macar devrimcileri arasında Macar Honvédség'de (İç Muhafız) görev yaparken, yalnızca en fazla 2.000 kadar kişi askere alabilmişlerdir.[78]
Slovak halkının kesin bir sınırı veya ulusal kimliği olmadığı için Slovak ulusu ve halkı o zamana kadar yeterince tanımlanmamıştır. Ancak devrime giden yıllarda Macarlar, kendi kontrolleri altındaki Slovak bölgesinin Macarlaştırılması için adımlar atmıştır. Bunun amacı Macaristan çevresindeki çeşitli etnik grupları ortak bir kültür altında buluşturmaktı. Macar Devrimi'nin patlak vermesiyle birlikte bu süreç etnik gruplar, özellikle de birçok Slovak aydınları için daha yakın bir tehdit olarak görülüyordu.[79] Slovaklar, kültürlerinin Macarlaştırılmasının durdurulması ve kendilerine bazı özgürlük ve haklar verilmesi yönünde taleplerde bulunmuşlardır. Bu talepler çok geçmeden Macaristan'daki etnik azınlıkların hakları için haykıran daha geniş gösterilere dönüşmüştür. Yapılan tutuklamalar göstericileri daha da öfkelendirmiş ve sonunda Prag'da bir Pan-Slav Kongresi düzenlenmiştir. Bu kongrede Slovak halkının haklarını talep eden bir belge hazırlanarak Macar hükûmetine gönderilmiştir. Macarlar buna Slovak bölgesine sıkıyönetim uygulayarak karşılık vermiştir.[79]
İmparatorluk hükûmeti, topraklarının her yerinde bulunan etnik azınlıkların daha fazla özerklik istediğinin farkındaydı, ancak Macaristan dışında tam bir kopuş isteyen yoktu. Bunu, Macar hükûmetine karşı etnik ulusal hareketleri destekleyerek kullandılar. Slovak gönüllü birimleri, tiyatronun karşısındaki Macarlara karşı seferlere katılmak üzere Viyana'da görevlendirildi. Daha sonra bir Slovak alayı, Slovak konseyinin açıkça Macaristan'dan ayrıldığı Miava'ya (günümüzde Myjava, Slovakya) yürüdü. Macar ordusunun bir dizi Slovak lideri vatana ihanetten idam etmesi ve çatışmanın daha kanlı hale gelmesiyle gerilim artırmıştır.[79]
Ancak Slovak Gönüllülerinin liderleri de Macaristan'dan özerklik istiyordu. Slovak topraklarının doğrudan Avusturya imparatorluğunun bir parçası olacağını beklentisindeydiler. Avusturyalıların yerine getirilmeyen vaatleri nedeniyle oluşan gerginlikler kısa sürede tırmanmaya başlamıştır. Destek eksikliği ve Macar çabalarının artması nedeniyle Slovak gönüllü birliklerinin, Ruslar içeri girene kadar savaşın geri kalanında çok az etkisi olmuştur. Rusya'nın ilerleyişinin ardından direnişi 'süpürmek' için kullanılmış ve kısa süre sonra dağıtılmış ve Slovakya'nın Devrim'e katılımı sona ermiştir. Slovaklar İmparatorluk otoritesi altında kaldıklarından ve bir süre herhangi bir özerkliğe sahip olmadıklarından ayaklanmanın sonucu belirsizdir.[79]
Transilvanya
29 Mayıs 1848 günü Kolozsvár'da (günümüzde Cluj, Romanya), Transilvanya Diyeti (116 Macar, 114 Székely ve 35 Sakson'dan oluşuyordu[80]) Macaristan ile yeniden birleşmeyi onaylamıştır. Romenler ve Almanlar karara karşı çıkmışlardır.[81]
10 Haziran 1848 günü Wiener Zeitung gazetesi şunları yazmıştır: Her durumda, tüm insan haklarına aykırı olarak ilan edilen Transilvanya birliği geçerli değildir ve tüm dünyadaki hukuk mahkemeleri, Rumen halkının protestosunun haklılığını kabul etmelidir.[82]
Eylül 1848'de Avusturyalı komutan Karl von Urban, Devrim'e karşı çıkan ilk kişi olmuştur. 10 Eylül'de Transilvanya Prensliği'nin 44 bölgesinin liderlerini Naszód (Năsăud) karargahına çağırmış ve hem zorunlu askerliği reddeden köylere hem de köylü ayaklanmasından korkan toprak sahiplerine koruma teklif etmiştir. Urban daha sonra yüzlerce köylüye ve köy delegesine bağlılık yemini etmiş ve sonunda geniş çapta dağıtılan bir memorandum ile Devrim'i kınamıştır. Von Urban o kadar zorlayıcı bir tavır sergiledi ki, Eylül sonu itibarıyla bölgedeki 918 topluluk Devrim'den uzaklaşmış, İmparatorluk ve Karşı-devrimci davaya katılmıştır. Bu, Transilvanya'daki devrimci partinin gücüne ölümcül bir darbe indirmiştir.[83]
25 Şubat 1849'da Rumen nüfusunun temsilcileri, Habsburg İmparatoru'na, Büyük Transilvanya Prensliği Banat ile, Macaristan ve Bukovina'ya komşu bölgelerden Romanya ulusunun Memorandumunu göndererek, Bukovina, Transilvanya ve Banat'ın bir hükümet (...) Avusturya devletindeki tüm Romenlerin, Monarşinin bir bölümünü tamamlayacak şekilde Avusturya yönetimi altında tek bir bağımsız ulus halinde birleşmesini talep etmişlerdir.[84]
Transilvanya Saksonları
1848 yılının Ekim ayının ilk günlerinde Stephan Ludwig Roth, Saksonlar için iki seçenek olduğunu söylemiştir: Bunlardan birincisi, Macarların yanında yer almak ve böylece Rumenlere ve imparatorluğa karşı çıkmak; ikincisi ise Rumenlerin yanında yer almak ve böylece Macarlara karşı imparatorluğu desteklemektir. Bu seçimde Rumenler ve Macarlar tesadüfidir. En önemli prensip Avusturya'nın ilan ettiği anayasanın genişletilmesini garanti eden birleşik imparatorluk ilkesidir.[85]
Transilvanya Saksonları, Transilvanya'nın Macaristan'a dahil edilmesini reddetmişlerdir.[86]
Milliyetler ile uzlaşma girişimleri
Ağustos-Eylül 1848 gibi erken bir tarihte, Macaristan Parlamentosu'nun Vatandaşlık Komitesi, Rumenler için günümüzün demokratik standartlarını bile karşılayabilecek kadar geniş haklar vadeden bir vatandaşlık yasa tasarısı taslağı hazırladı:
Ana dilde eğitim. Tasarıda, devlet okullarının kurulmasında Rumence konuşan nüfusun da dikkate alınacağı sözü veriliyordu. Ancak Romence'nin eğitim dili olduğu ortaöğretim okullarında, Macar dili ve edebiyatını sıradan bir ders olarak öğretmek zorunda kalacaktı.
Üniversitede bir Romen filolojisi ve edebiyatı bölümü kurulacak.
Ortodoks Kilisesi'nin Katolik ve Protestan kiliseleriyle tam dini eşitliği,
Görevlilerin yerin ulusal oranına göre seçilmesi,
Devlet ile Rumen çoğunluğunun bulunduğu ilçeler ve belediyeler arasındaki resmi yazışmalar Rumence yapılabilir,
Romenler Devlete ve yerel makamlara kendi ana dillerinde hitap edebilirler.
Şehir ve ilçe meclislerine seçilen temsilcilerin Macarca anlamalarına gerek yoktur.
Etnik çoğunluk bölgelerinde, ulusal muhafızlar emirlerini etnik dilde alacaklar.
Bir vatandaşlığa tanınan tüm haklar diğer tüm milletlere de uygulanacaktır.[87]
Macarların bu çabasına rağmen Rumenlerin imparatordan taleplerinin yerine getirilmesini istemeleri Macarlar ile aralarında kanlı bir iç savaşa yol açmıştır.[88]
Ruslar
Devrimci direnişin başarısı yüzünden Franz Joseph, Mart 1849'da "Avrupa jandarması"[89] Rus Çarı I. Nikolay'dan yardım istemek zorunda kalmıştır. Yaklaşık 8.000 askerden oluşan bir Rus ordusu 8 Nisan 1849 günü Transilvanya'yı işgal etmiştir.[90] Ancak Transilvanya ve Eflak sınırı boyunca Güney Karpat dağ geçitlerini geçtiklerinde, Polonya doğumlu General Józef Bem liderliğindeki büyük bir Macar devrimci ordusuyla karşılaşmışlardır.[91]
Bem, 1830-1831 Polonya ayaklanmasına, 1848'de Viyana'daki ayaklanmaya katılmış ve son olarak 1848'den 1849'a kadar Macaristan'ın en iyi ordu komutanlarından biri olmuştur.[92] Bem, Ruslarla karşılaştığında onları yenmiş ve Transilvanya'daki Hermannstadt (günümüzde Sibiu, Romanya) ve Kronstadt (günümüzde Brașov) kasabalarından çıkarıp, Roterturm Geçidi üzerinden Güney Karpat Dağları üzerinden Eflak'a geri dönmeye zorlamıştır.[92] Yalnızca 2.000 Rus askeri Transilvanya'dan Eflak'a geri dönmeyi başarmış; diğer 6.000 asker Macar Ordusu tarafından öldürülmüş veya esir alınmıştır.[93] Transilvanya'nın tamamını güvence altına aldıktan sonra Bem, 30.000-40.000 kişilik Macar ordusunu kuzey Banat'taki Avusturya kuvvetlerine karşı hareket ettirerek Temeşvar şehrini ele geçirmiştir (şimdi Temeşvar, Romanya).[94]
Avusturyalılar
Laval Nugent von Westmeath, Avusturyalı Mühimmat Ustasıydı, ancak general olarak, hâlâ Avusturya tahtına sadık olan tüm Sırpları, Macar Hükûmetine karşı başka bir saldırı için yönlendirmeye çalışıyordu.[95] Güney cephesinde bile Macar Orduları başlangıçta başarılı olmuştur.
Bu çatışma, güçleri desteklemek için Macaristan'a giden yolda isyancıların bir garnizona saldırdığı Ekim 1848'deki Viyana Ayaklanmasına yol açmıştır. Ancak Avusturya ordusu isyanı bastırmayı başarmıştır. Aynı zamanda Avusturyalılar, Schwechat'ta Macarların Viyana'yı ele geçirme girişimini engellemişlerdir. Bu zaferin ardından General Windischgrätz ve 70.000 asker, Macar devrimini ezmek için Macaristan'a gönderilmiştir. Avusturyalılar, Viyana'dan Tuna Nehri'ni takip ederek Komorn'u (günümüzde Komárom, Macaristan ve Komárno, Slovakya) kuşatmak için Macaristan'a geçmişlerdir. Tuna Nehri boyunca Macar Krallığı'nın başkenti Peşte'ye kadar devam etmişlerdir. Windisch-Grätz Prensi I. Alfred liderliğindeki Avusturyalılar, şiddetli bir çatışmanın ardından Buda ve Peşte'yi ele geçirmişlerdir.[96] Kasaba Almancada Ofen olarak biliniyordu ve daha sonra Buda ve Peşte kasabaları Budapeşte olarak birleştirilmiştir.
Nisan 1849'da, bu yenilgilerden sonra Macar Hükûmeti toparlanmış ve bu batı cephesinde birçok zafer kazanmıştır. Avusturya'nın ilerleyişini durdurup Buda ve Peşte'yi geri aldılar.[97] Sonra Macar Ordusu, Komárom kuşatmasını hafifletmiştir.[98] Dolayısıyla Bahar Taarruzunun devrim için büyük bir başarı olduğu kanıtlanmıştır.
Sonuçta Macar Hükûmeti doğu cephesinde (Transilvanya) Ruslara karşı, batı cephesinde ise Avusturyalılara karşı eşit derecede başarılı olmuştur. Ama Banat'taki güney cephesi olan üçüncü bir cephe daha vardı. Sırp ulusal hareketinin birlikleri ve Voyvodina eyaletinde Jelačić'in Hırvat birlikleri beraber savaşıyordu. Banat'taki Macar kuvvetlerinin Generali Mór Perczel, başlangıçta güney cephesindeki savaşlarda başarılıydı.[99]
Nisan 1849'da Ludwig Baron von Welden, Macaristan'daki Avusturya kuvvetlerinin yeni baş komutanı olarak Windischgrätz'ın yerini almıştır.[100] Macarlar, Avusturya ordusunu takip etmek yerine Buda Kalesi'ni geri almak için durdular ve savunma hazırladılar. Aynı zamanda İtalya'daki zafer, o zamana kadar bu cephede savaşan birçok Avusturya askerini açığa çıkarmıştı. Haziran 1849'da Macar ordusundan çok daha fazla sayıda olan Rus ve Avusturya birlikleri, Macaristan'a girmiştir. Diğer Avrupa devletlerine yapılan tüm çağrılar başarısız olduktan sonra Kossuth, 11 Ağustos 1849'da savaşı kurtarabilecek tek general olduğunu düşündüğü Artúr Görgei'nin lehine görevden çekilmiştir.
Diğer taraftan Mayıs 1849'da Çar I. Nikolay, Macar Hükûmetine karşı gücünü iki katına çıkarma sözü vermiştir. Çar I. Nikolay ve İmparator Franz Joseph, 1848'de Galiçya'daki ulusal kurtuluş hareketinin bastırılmasına aktif olarak katılan Avusturyalı yardımcı mareşal Anton Vogl'un komuta edeceği bir orduyu yeniden toplayıp, silahlandırmaya başladılar.[101] Ancak bu aşamada bile Vogl, Galiçya'daki başka bir devrimci ayaklanmayı durdurmaya çalışmakla meşguldü.[102] Çar ayrıca Polonya'dan 30.000 Rus askerini Doğu Karpat Dağları üzerinden geri göndermeye hazırlanıyordu. Vogl'un güçlerinden bağımsız olarak, Avusturya, Galiçya'yı tuttu ve güçlerinin Macaristan'a taşıdı. Aynı zamanda, yetenekli Julius Jacob von Haynau, Batı'dan 60.000 Avusturyalıdan oluşan bir orduya liderlik etmiş ve bahar boyunca kaybedilen toprakları geri almıştır. Nihayetinde 18 Temmuz'da Buda ve Peşte'yi ele geçirmiştir.[103] Ruslar doğuda da başarılı olmuşlar ve Macarların durumu giderek kötüleşmiştir.
13 Ağustos'ta, özellikle Ruslara karşı Segesvár Muharebesi ve Avusturya ordusuna karşı Szöreg ve Temesvár[103] muharebeleri olmak üzere birçok acı yenilginin ardından Macaristan'ın kaybettiği açıktı. Umutsuz bir durumda Görgey, Világos'ta (günümüzde Şiria, Romanya) Ruslara (savaşın bir Rus zaferi olarak kabul görmesi için ve isyancıların Rusları daha hoşgörülü görmesi nedeniyle) Ruslara teslim olma anlaşması imzalamış ve Ruslar orduyu Avusturyalılara teslim etmiştir.[104]
Sonrası
Avusturya ordusunun lideri Julius Jacob von Haynau, çatışmanın ardından Macaristan'da düzeni sağlamak için tam yetkili olarak atanmıştır. Arad'ın 13 Şehidi'nin (günümüzde Arad, Romanya) infazını emretmiş ve Başbakan Batthyány aynı gün Peşte'te idam edilmiştir.[104]
Başarısız olan devrimin ardından 1849'da ülke çapında "pasif direniş" yaşanmıştır.[105] 1851'de Teschen Dükü Arşidük Albrecht, naip olarak atanmış ve bu 1860 yılına kadar sürmüş ve bu süre zarfında bir Almanlaşma sürecini uygulanmıştır.[106]
Kossuth, devrimden sonra sürgüne gitmiş, ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'na sığınmış ve 1851 yılına kadar Kütahya'da yaşamıştır. Kütahya'da kaldığı ev Kossuth Evi Müzesi'dir. O yıl ABD Kongresi onu ABD'ye davet etmiştir. Eylül ayında Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış, İngiltere'de durmuş, ardından Aralık ayında New York'a gelmiştir. ABD'de kamuoyunun yanı sıra o zamanki ABD Dışişleri Bakanı Daniel Webster tarafından da sıcak bir şekilde karşılanmış ve bu, ABD ile Avusturya arasındaki ilişkileri sonraki yirmi yıl boyunca biraz gergin hale getirmiştir. Kossuth County, Iowa onun adını almıştır. 1852 yazında İngiltere'ye gitmek üzere Amerika Birleşik Devletleri'nden ayrılmıştır. Macaristan'a dönme umuduyla o zamanlar Sardinya-Piyemonte'nın başkenti olan Torino'ya taşındığı 1859 yılına kadar orada kalmıştır. Ancak asla Macaristan'a dönememiştir.
Kossuth, en büyük hatasının Macar azınlıklara karşı olmak olduğunu düşünüyordu. Tuna Nehri kıyısında birçok etnik gruptan oluşan cumhuriyetler konfederasyonu hayali, bu bölgelerdeki etnik gruplar arasında düşmanlık duygularının tırmanmasını önleyebilecekti.[107]
Kossuth'un sürgündeki yoldaşlarının çoğu, kız kardeşlerinden birinin oğulları da dahil olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri'nde ona katılmıştır. Bu "Kırk Sekizlilerden" bazıları Kossuth'un ayrılmasından sonra kalmışlar ve Amerikan İç Savaşı'nda Birlik tarafında savaşmışlardır. Kossuth'un özel sekreteri olarak görev yapan Macar avukat George Lichtenstein, devrimden sonra Königsberg'e kaçmış ve sonunda müzisyen olarak tanındığı Edinburgh'a yerleşmiştir.[108]
Macar Ordusu'nun 1849'da Világos teslimiyeti ardından devrim sancakları Çarlık birlikleri tarafından Rusya'ya götürülmüş ve hem Çarlık hem de Komünist sistemler altında orada tutulmuştur. 1940 yılında Sovyetler Birliği, tutuklu Macar Komünist lideri Mátyás Rákosi'nin serbest bırakılması karşılığında Horthy hükûmetine sancakları teklif etmiş, Horthy hükûmeti teklifi kabul etmiştir.[109]
Rivayete göre Macarlar, devrimin bastırılmasından sonra Avusturyalıların anısına bira bardaklarını tokuşturmamışlardır.[110]
1848-1849 Macar Devrimi ve Kurtuluş Savaşı, toplumsal düşüncede köklü, belirleyici değişikliklere yol açmış ve kısa sürede cesur fikirleri, "eski düzen" tarafından kaldırılsa bile iptal edilemeyecek kanunlara dönüştürülmüştür.[111] Ancak yalnızca kısa bir süre için, Reform Çağı ve Devrim'in fikirleri yeniden yasa haline geldi ve 1867 Avusturya-Macaristan Antlaşması'ndan sonra nihai zaferi kazandı.
Avusturya İmparatorluğu, Macaristan'nı tek başına yenemeyeceğini anlamıştır. Bu da ülkeye 1867 Uzlaşmasına yol açan siyasi sermayeyi getirmiştir. Bağımsızlık Savaşı sırasında Honvéd Ordusu tarafından temsil edilen bu güç, Avrupa'nın en güçlü ordularından biri olan Avusturya İmparatorluk-Kraliyet (KuK) Ordusu'na eşit bir rakip olarak durabilmiştir.[111]
^Zachary C Shirkey: Joining the Fray: Outside Military Intervention in Civil Wars
Military Strategy and Operational Art – pp. 1944– 978-1-4094-7091-5[1] 27 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^A Global Chronology of Conflict: From the Ancient World to the Modern Middle ..., by Spencer C. Tucker, 2009 p. 1188
^prof. András Gerő (2014): Nationalities and the Hungarian Parliament (1867–1918) Link:[2] 25 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^Eric Roman: Austria-Hungary & the Successor States: A Reference Guide from the Renaissance to the Present: p. 67, Publisher: Infobase Publishing, 2003 978-0-8160-7469-3
^Laszlo, Péter (2011), Hungary's Long Nineteenth Century: Constitutional and Democratic Traditions, Koninklijke Brill NV, Leiden, the Netherlands, s. 6
^Éva H. Balázs: Hungary and the Habsburgs, 1765–1800: An Experiment in Enlightened Absolutism. p. 320.
^Yonge, Charlotte (1867). "The Crown of St. Stephen". A Book of Golden Deeds Of all Times and all Lands. London, Glasgow and Bombay: Blackie and Son. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2008.
^András A. Gergely; Gábor Máthé (2000). The Hungarian state: thousand years in Europe: [1000–2000]. Korona. s. 66. ISBN978-963-9191-79-2.
^Charles W. Ingrao : The Habsburg Monarchy, 1618–1815, Volume 21 of New Approaches to European History, Publisher: Cambridge University Press, 2000 978-1-107-26869-2
^Tomasz Kamusella: The Politics of Language and Nationalism in Modern Central Europe, Publisher: Palgrave Macmillan, 2009, 978-0-230-55070-4
^Paschalis M. Kitromilides: Enlightenment and Revolution, Publisher: Harvard University Press, 2013, 978-0-674-72641-3
^Peter McPhee: A Companion to the French Revolution. p. 391, Publisher: John Wiley & Sons, 2014, 978-1-118-97752-1
^Ödön Beöthy and Tibor Vágvölgyi: A Magyar Jakobinusok Köztársasági Mozgalma, p. 103 Budapest 1968, English: The Hungarian Jacobin Republican Movement.
^Lendvai, Paul (2002), The Hungarians: A Thousand Years of Victory in Defeat, C Hurst & Co, s. 194, ISBN978-1-85065-682-1
^abcdefghÖnceki cümlelerden bir veya daha fazlası artık kamu malı olan bir yayından alınan metni içeriyor: Bain, Robert Nisbet; Phillips, Walter Alison (1911). "Hungary". Chisholm, Hugh (Ed.). Encyclopædia Britannica. 13 (11. bas.). Cambridge University Press. ss. 915–918.
^Mihály Lackó: Széchenyi és Kossuth vitája, Gondolat, 1977.
^Gróf Széchenyi István írói és hírlapi vitája Kossuth Lajossal [Count Stephen Széchenyi,s Literary and Publicistic Debate with Louis Kossuth], ed. Gyula Viszota, 2 vols. (Budapest: Magyar Történelmi Társulat, 1927–1930).
^"március15". marcius15.kormany.hu. 17 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2018.
^Charles Frederick Henningsen: Kossuth and 'The Times', by the author of 'The revelations of Russia'. 1851. p. 10
^Peter F. Sugar, Péter Hanák, Tibor Frank: A History of Hungary (Indiana University Press, 1994) p. 213
^Dr. Gyula Csernatoni and Dr. Zoltán Ferenci: Petőfi Museum, 1st of November, 1890. (in Hungarian) Link: [3]
^prof. András Gerő (2014): Nationalities and the Hungarian Parliament (1867–1918) LINK:[4] 25 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^Steven A. Seidman and Peter Lang. Posters, Propaganda, and Persuasion in Election Campaigns Around the World. p. 201
^Gazi, Stephen (1973). A History of Croatia. New York: Barnes and Noble Books. s. 150.
^Bu madde artık kamu malı olan bir yayından alınan metni içeriyor: Phillips, Walter Alison (1911). "Hungary". Chisholm, Hugh (Ed.). Encyclopædia Britannica. 13 (11. bas.). Cambridge University Press. ss. 917–918.
^Romsics, Béla K. Király: Geopolitics in the Danube Region: Hungarian Reconciliation Efforts 1848–1998 p. 413, Publisher: Central European University Press, 1999, 978-963-9116-29-0
^Greger-Delacroix: The Reliable Book of Facts: Hungary '98 p. 32
^"Kik voltak a honvédek". www.vasidigitkonyvtar.hu (The Hungarian Peoples' Online Encyclopaedia) (Macarca). 25 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2011.
^Kozár, Mária; Gyurácz, Ferenc (2000). Felsőszölnök, Száz magyar falu könyvesháza. KHT. ISBN963-9287-20-2.
^Források a Muravidék történetéhez/Viri za zgodovino Prekmurja. 1. Szombathely-Zalaegerszeg. 2008. ISBN978-963-7227-19-6.
^Centrul de Studii Transilvane; Fundația Culturală Română (1998). "Transylvanian Review". Transylvanian Review. Romanian Cultural Foundation. 7 (Supplement). ISSN2067-1016. 20 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2015.
^Miskolczy (2002). Ambrus (İngilizce). Institute of History of the Hungarian Academy of Science. ISBN0-88033-497-5.
^Eugene Horváth, "Russia and the Hungarian Revolution (1848-9)." Slavonic and East European Review 12.36 (1934): 628-645. online 28 Mart 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
^abCsikány Tamás (2004), "Magyar hadtörténelem 1848-1867", in Csikány Tamás, ed., A magyar honvédség 1848-1989. Egyetemi tankönyv I. kötet.. Zrínyi Miklós Nemzetvédelmi Egyetem, Hadtudományi Kar, Budapest, pp. 9