Astronomide ön keşif gözlemi veya kısaca ön keşif (İngilizce: Pre-discovery recovery, kısaca: Precovery[1][2]), daha doğru bir yörünge hesabı yapabilmek amacıyla bir cismin keşfinden önceki görüntülerinin, fotoğraflarda veya fotoğraf plakalarında bulunması işlemidir. Bu işlem, genellikle küçük gezegenler için gerçekleştirilir, fakat bazen kuyruklu yıldız, cüce gezegen, doğal uydu veya bir yıldız eski arşivlenmiş görüntülerde bulunabilir, hatta ötegezegen ön keşif gözlemleri de elde edilmiştir.[3] İngilizcedeki tanımlamasıyla "ön keşif" (pre-discovery) keşif öncesi görüntüye, "yeniden bulma" (recovery) ise görüş alanımızın dışında kalan (Güneş'in arkasında olması gibi) fakat tekrar görülebilir hale gelen bir cismin görüntülenmesini ifade eder.
Yörünge tespiti, bir cismin konumunun farklı zamanlarda birden fazla ölçülmesini gerektirir. Gözlemler arasındaki süre ne kadar uzun olursa, yörünge hesaplaması o kadar doğru yapılabilir, fakat yeni keşfedilen bir cisim için yalnızca birkaç günlük veya haftalık ölçülmüş konum bilgisi mevcut olabilir. Bu da sadece öncül (kesin olmayan) bir yörünge hesabı için yeterlidir.
Bir cisim özellikle ilgi çekici olduğunda (Dünya'ya çarpma ihtimali olan asteroitler gibi), araştırmacılar ön keşif görüntüleri aramaya başlarlar. Öncül yörünge hesaplaması kullanılarak, cismin eski arşivlenmiş görüntülerde nerede görünebileceği tahmin edilir. Bazen onlarca yıl öncesine ait olabilen bu görüntüler incelenerek, cismin daha önce fotoğraflanıp fotoğraflanmadığına bakılır. Eğer fotoğraflanmışsa, çok daha uzun bir gözlem yayı, çok daha hassas bir yörünge hesaplamasına olanak sağlayabilir.
Hızlı bilgisayarlar yaygınlaşana kadar insan emeği gerektiren bu işlemler, olası küçük gezegen keşifleri için görüntüleri analiz etmek ve ölçüm yapmak için pratik değildi. Bu tür görüntüler genellikle yıllar veya on yıllar önce başka amaçlar için (gökada çalışmaları vb.) elde edilirdi ve sıradan asteroitlerin ön keşif görüntülerini aramak için zaman harcamaya değmezdi. Günümüzde bilgisayarlar, dijital astronomik görüntüleri kolayca analiz ederek ve bir milyara kadar yıldız konumu içeren yıldız kataloglarıyla karşılaştırarak, "yıldızlardan" birinin aslında yeni keşfedilen cismin ön keşif görüntüsü olup olmadığını görebilir. Bu teknik, birçok küçük gezegenin yörüngelerini belirlemek için 1990'ların ortalarından beri kullanılmaktadır.
Örnekler
Uç bir ön keşif vakasında, 31 Aralık 2000'de keşfedilen ve 2000 YK66 olarak adlandırılan bir cisim için Dünya'ya yakın bir yörünge hesaplanmıştı. Ön keşif çalışmaları, cismin daha önce 23 Şubat 1950'de keşfedilip 1950 DA geçici adını aldığını ve ardından yarım yüzyıl boyunca kaybolduğunu ortaya çıkardı. Olağanüstü uzun gözlem süresi, alışılmadık derecede hassas bir yörünge hesaplamasına olanak sağladı ve asteroidin Dünya ile çarpışma ihtimalinin zayıf olduğu belirlendi. Bir asteroidin yörüngesi yeterince hassas bir şekilde hesaplandıktan sonra, kendisine bir numara ön eki (bu vakada, (29075) 1950 DA) atanabilir.
69230 Hermes asteroidi 2003 yılında bulundu ve numaralandırıldı, fakat daha sonra aslında 1937 yılında keşfedildiği, "Hermes" olarak adlandırıldığı ancak sonrasında kaybolduğu anlaşıldı ve eski adı yeniden kullanılmaya başlandı. Centaur2060 Chiron 1977'de keşfedildi ve 1895'ten kalma ön keşif görüntüleri bulundu.[4]
Ön keşifle ilgili kayda değer bir başka olay ise Neptün'le ilgilidir. Galileo, Neptün'ü hem 28 Aralık 1612'de hem de 27 Ocak 1613'te, Dünya'dan bakıldığında neredeyse Jüpiter'in tam arkasında kaldığı bir yörünge kısmındayken gözlemlemişti. Neptün çok yavaş hareket ettiği ve o dönemdeki bilinen gezegenlere göre çok soluk olduğu için Galileo onu bir sabit yıldız sanmış ve gezegen 1846'ya kadar keşfedilememişti. Yine de, iki gözlemi arasında "yıldız" Neptün'ün hareket ediyor gibi göründüğünü ve diğer bir yıldıza olan görünür uzaklığının değiştiğini kaydetmiştir. Bununla birlikte fotoğrafik görüntülerin aksine, Galileo'nun yaptığı gibi çizimler genellikle bir cismin yörüngesini hesaplamada kullanışlı olacak kadar hassas değildir. 1795'te Lalande da Neptün'ü bir yıldız sanmıştır.[5] 1690 yılında John Flamsteed de Uranüs ile aynı hataya düşmüş ve hatta onu "34 Tauri" olarak kataloglamıştır.
Öne çıkan en sıra dışı vakalardan biri ise Ganymede'nin keşfiyle ilgilidir. Burada da yine genellikle 1610 yılında keşfi yaptığı düşünülen Galileo müdahildir. Xi Zezong tarafından Ganymede'nin, MÖ 365 yılında Çinli gök bilimci Gan De tarafından çıplak gözle yaptığı gözlem sonucu Jüpiter'in yanında küçük, kırmızı bir yıldız olarak kataloğa eklediği zaman keşfedilmiş olabileceği öne sürülmüştür.[6]
Cüce gezegenler
İyi bilinen cüce gezegenler, küçük gezegenler ve olası cüce gezegenler için keşif ve ön keşif tarihleri:
Oort bulutu kuyruklu yıldızları, Neptün'ün 30,1 AU (4,50 milyarkm) uzaklığındaki yörüngesinden Güneş'e en yakın konumları olan günberi noktalarına ulaşmak için 10 yıldan fazla süre yolculuk yapabilir. Modern araştırma arşivleri daha soluk yıldız büyüklüklerine ulaştıkça ve daha kapsamlı hale geldikçe, önemli ön keşif görüntülerini bulmak daha kolay hale gelmiştir.
^McNaught, R. H.; Steel, D. I.; Russell, K. S.; Williams, G. V. (7–11 Mart 1994). "Near-Earth Asteroids on Archival Schmidt Plates". Jessica Chapman; Russell Cannon; Sandra Harrison; Bambang Hidayat (Ed.). Proceedings, The future utilisation of Schmidt telescopes. IAU Colloquium 148. 84. Bandung, Indonesia: Astronomical Society of the Pacific. s. 170. Bibcode:1995ASPC...84..170M.
^D.I. Steel, R.H. McNaught, G.J. Garradd, D.J. Asher and K.S. Russell (25 Mart 1997). "AANEAS: A Valedictory Report". 28 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Wild, W. J.; Buchwald, G.; Dimario, M. J.; Standish, E. M. (Aralık 1998). "Serendipitous Discovery of the Oldest Known Photographic Plates with Images of Pluto". American Astronomical Society. Cilt 30. s. 1449. Bibcode:1998DPS....30.5514W.