Yeşil Cami, Bursa'da ilk dönem Osmanlı mimarisinin önemli örnekleri arasında yer alan bir tarihi yapıdır.[1]
İçinde bulunduğu Yeşil Külliye'nin diğer yapıları ile birlikte Bursa kentinin simgelerinden biridir.[2] Caminin ünü, 15. yüzyıl Osmanlı çini sanatı için ayrı bir özelliğe ve öneme sahip çini kaplamalarından gelir.
İşlevi
Şimdi cami olarak bilinen yapı, inşa edildiği dönemde çok-işlevli bir yapı olan zaviyeli-cami tipinde bir yapı olarak inşa edilmişti.[2] Bu tür yapılar inşa edildikleri dönemde "imaret" olarak adlandırılırlardı. İbadetten çok bir şeyh ile müritlerinin kaldıkları, toplandıkları, yolcuların misafir edildiği ve inşa edildikleri bölgede kültürel-dinsel değişime hizmet eden kurumlardı. Osmanlı Beyliği'nde Yıldırım Bayezid devrine kadar anıtsal camiler yerine bu tür yapılar da beyler tarafından kullanılırdı.[2]
Yeri
Cami, içinde bulunduğu Yeşil semtine adını veren Yeşil Külliye yapılarındandır. “Yeşil” adını, bir zamanlar minarelerinde bulunan yeşil renk ağırlıklı süslemelerinden aldığı düşünülür.[3] Hâlen aktif olarak kullanılan caminin kapasitesi 2000 kişidir.[3]
Kuzey cephe ortasındaki taç kapısında bulunan Arapça kitabeye göre mimarı Hacı İvaz b. Ahî Bayezıt (Hacı İvaz Paşa); bitirildiği tarih Aralık 1419’dur. İç mekanda, hünkar mahfili üzerinde yer alan yazıttan anlaşıldığı kadarıyla yapının nakkaşı; devrinin en ünlü nakkaşı olan, “Nakkaş Ali”’dir.[4] süslemelerinin tamamlandığı tarih 1424'tür.[1] Osmanlı sultanlarından Çelebi Mehmet'in emri ile yapılan cami; Sultan'ın ölümü üzerine II. Murad devrinde tamamlanmıştır.
Mimari özellikleri
Yeşil Camii, Çelebi Mehmet tarafından aynı zamanda hükûmet konağı olarak inşa edilmiş iki katlı, iki kubbeli görkemli bir yapıdır.[5]
Cami, ters T planlıdır. Kronolojik sıraya göre bu plandaki yapıların, Orhan Gazi Camii ile Yıldırım Camii'den sonra üçüncüsüdür.[6] Caminin büyük ve olağanüstü oyma süslemeleri bulunan ana kapısı kuzey cephede yer alır.[3] Kapıdan yan odalara açılan dar bir koridora girilir. Asıl ibadet alanına Bizans başlıklı iki sütunun ortasındaki alçak bir kapıdan girilir.
İbadet mekanın iki yanındaki simetrik odalar, sancaklardan gelenlerin meselelerinin görüşüldüğü yerler olarak yapılmıştı. Doğudaki oda Anadolu Beylerbeyliğinden gelenler için, batıdaki oda Rumeli Beylerbeyliğinden gelenler için kullanılıyordu.[5] Daha sonraları bu odalar mahkeme salonu olarak kullanılmıştır.[5] Girişin iki yanındaki merdivenlerle üst kata çıkılır. Yapının üst katında ortada hünkar mahfili, iki tarafında saray daireleri bulunur.
İbadet mekanı, aynı eksen üzerinde üzerli birer kubbe ile örtülü iki ana mekandan oluşur. Kubbelerin çapı 13metre, yerden yüksekliği ise 25metredir. Her iki kubbe büyük bir kemer ve kilit taşı ile birleştirilmiştir.
Mermer işçiliği
Caminin yapımında Marmara Adası’ndan getirilen mermer kullanılmıştır; eser, Bursa'da yapılan ilk mermer abidedir.[5] Eserin ön yüzü, pencereleri, kapısı, kitabeleri, kapı tavanı mermer işçiliğinin en güzel örneklerindendir.
Çinileri
Cami, mimari özellikleri yanında çini süslemeleri ile de büyük bir öneme sahiptir. Özellikle iç mekânda eyvanlar, müezzin mahfilleri, hünkar mahfili, tabhaneler, şahnişinler ve mihrap çini süslemenin yoğun olarak kullanıldığı bölümlerdir. Bunlar arasında bütünüyle çini ile kaplanmış mihrap zengin süslemeleriyle dikkat çeker.[1]
Mihrap, eserin güney cephe ortasındadır. 1067 cm. yüksekliğinde ve 628 cm. genişliğindedir ve sır tekniğinde çinilerle kaplanmıştır. Erken Osmanlı döneminin ilk çini süslemeli mihrabıdır.[1] Ağırlıklı olarak bitkisel motif ve kompozisyonlara sahip çinilerle kaplanmıştır. Yeşil Camisindeki çinileri yapan usta, "Mecnun Mehmet’tir".[7]
Ahşap işçiliği
Yeşil Camii’nin giriş kapısı ve pencere kapakları, devrin ahşap işçiliğinin güzel örneklerindendir. Mihrabın batısında bulunan, tepesi altıgen külahla örtülü minber de özenli bir ahşap işçiliğinin ürünüdür.[7]
Hat eserleri
Mihrap eyvanının doğu ve batı pencereleri üzerinde duvara asılmış birbirinin eşi olan daire biçiminde iki yazı levhası bulunur. Levhalarda “Amme suresi” yazılıdır.[5] Biri yeşil, biri kırmızı olan bu yazılardan birinde Bursa’da 19. yüzyılda valilik yapmış Ahmet Vefik Paşa’nın adı geçer.
Minareleri
Caminin minarelerinin birisi kuzeybatı, diğeri güneybatı köşesindedir. Minareler yapının 1855 depreminin ardından, 19. yüzyıl sonlarına doğru yapılmıştır. Orijinal minarelerin camiye adını veren yeşil çinilerle kaplı olduğu düşünülür.
Yeşil Camii'nin inşasından sonra batısına medrese, doğusuna imaret yapılmıştır. Medrese, “Sultaniye Medresesi” olarak anılırdı.[5] Medrese binası, günümüzde Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılır.
Caminin karşısında Bursa'nın en değerli anıtsal yapılarından biri olan Yeşil Türbe bulunur.
Bursa’daki “Sultan Han” ve “Fidan Han” adlı hanlar, Yeşil Camii’nin inşasından sonra Çelebi Mehmet’in isteği ile Hacı İvaz Paşa tarafından Yeşil Camii’ye gelir sağlamak için inşa edilmiştir.[5]
^abcYenişehirlioğlu, Filiz (2019). Bursa Yeşil Cami Çinileri (Y. Oğuzoğlu editörlüğündeki Bursa Yeşil Cami adlı kitapta). İstanbul: İrfan Demirdüzen. ss. 82-107. ISBN978-605-69719-0-7.