Yapısal dilbilim veya dilbilimde yapısalcılık, dili bir yapı olarak ele alan bir dilbilim konusu ve akımlar bütünüdür. Yapısal dilbilime göre dil, öğeleri sistem içindeki diğer öğelerle olan ilişkileri tarafından tanımlanır ve kendi kendine yeten, kendi kendini düzenleyen göstergebilimsel bir sistemdir.[1][2]
Yapısal dilbilim, İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure'ün çalışmalarından türetilmiştir ve yapısalcılık genel yaklaşımının bir parçasıdır. Saussure'ün 1916 yılında ölümünden sonra yayınlanan Cours de linguistique générale adlı kitabı, dili birbirine bağlı birimlerden oluşan dinamik bir sistem olarak incelemeyi vurgulamıştır.[3] Saussure aynı zamanda göstergebilimsel çözümlemenin bugün hâlâ önemli olan birkaç temel boyutunu ortaya koymasıyla da bilinir. Bunlardan ikisi sözcüksel ve sözdizimsel çözümleme yöntemleridir. Bu yöntemler sırasıyla sözdizimsel çözümleme ve paradigmatik çözümlemedir; göstergeleri, sistemdeki diğer göstergelerle olan yapısal ilişkisine göre tanımlar.[4]
Yapısal dilbilimin ortaya çıkışı Avrupa'da Saussure ve
Rus dilbilimci N. S. Trubetzkoy'a; Amerika'da ise Edward Sapir ve Leonard Bloomfield'a dayanır.
Kaynakça