Lee Chandler, Quincy, Massachusetts'te çalışan ve genellikle sessiz ve sakin olan bir kapıcıdır. Bir sabah aile dostu George'dan bir telefon alır ve abisi Joe'nun teknede kalp krizi geçirerek tekneden düştüğünü ve Beverly'deki bir hastanede olduğunu öğrenir. Lee hemen oraya gitmesine rağmen George tarafından kardeşinin öldüğünü öğrenir.
Lee, Joe'nun oğlu Patrick'i babasının ölümü hakkında bilgilendirmek üzere Manchester-by-the-Sea'ye gider. Lee, geçici olarak Patrick'e bakmak ve Joe'nun cenazesinin ayrıntılarını halletmek için geçici olarak Joe'nun evine taşınır. Lee, Patrick'e uzaktır ve Patrick bir çocukken Lee Randi'yle evlenmiştir. Ardından iki genç kız ve bir oğlan bebek yetiştirmiştir. Joe'nun avukatı ile vasiyeti hakkında görüştükten sonra Lee, Joe'nun kendisini Patrick'in koruyucusu olarak emanet ettiğini öğrenir ve şoke olur. Lee geçmişte yaşamış olduğu sarhoşluğu yüzünden çıkan yangında çocuklarının ölmesi sonrasında intihar girişimi ve Randi ile boşanmaları yüzünden burada kalmak istemez. Randi Lee ile görüşür ve cenaze törenine katılıp katılamayacağını sorar. Konuşmaları sırasında Randi hamile olduğunu açıklar. Randi, bir adamla, muhtemelen yeni kocasıyla cenaze törenine katılır. Lee ve Randi kısaca kucaklaşır ama konuşamazlar.
Soğuk hava nedeniyle cenaze töreni ertelenir ve Lee, Joe'nun bedenini hastanedeki dondurucuda saklar. Bu durum Lee'yi Patrick'le birlikte Manchester'da kalmaya zorlar. Lee, ayrıca Joe'nun Patrick'e bıraktığı tekneyi satmasını önermektedir. Patrick buna razı olmaz. Patrick, bir grupta çalan bir kız arkadaşı olan Sandy ile de vakit geçirirken, seks girişimleri Lee ile ilgilenen Sandy'nin annesi Jill tarafından kesintiye uğrar.
Lee, Patrick'in alkol ve uyuşturucu kullanımı hikâyesi nedeniyle Joe ve Patrick'in hayatında bulunmayan annesi Elise ile temas kurduğunu öğrenir. Elise artık ölçülü olduğunu ve dindar bir Hristiyan olan Jeffrey ile nişanlı olduğu açıklar. Patrick liseden mezun olana kadar Elise ile yaşamayı umut etmektedir ve Elise'in evini ziyaret eder. Ziyaret sırasında Elise'in sinir bozucu davranışı Patrick'i rahatsız eder ve üzülmüş, şüphe uyandıran bir his bırakır.
Lee yeni doğan çocuğunun eşliğinde Randi'ye gider. Çocukları öldükten sonra kendisine nasıl davrandığı konusunda pişman olduğunu ifade ederek çok duygusallaşır. Kendisiyle bir bağlantı kurmaya heveslidir, ancak konuşmayı beceremediğini fark eder ve hıçkıra hıçkıra oradan ayrılır.
Patrick, kalması ve vasilik görevini üstlenmesindeki isteksizliği konusunda Lee ile yüz yüze geldiğinde, Lee çabalarını en iyi şekilde yerine getirmesine rağmen suçunun ve depresyonunun üstesinden gelemediğini itiraf eder. Joe'nun gömülmesinden sonra, Lee ve Patrick yürüyüşe çıkar; Lee, Patrick'e, yeni evinin fazladan bir odası olduğunu bildirerek, istediği zaman ziyaret etmeye teşvik eder. Yıllar önce olduğu gibi, Joe'nun teknesinde balık tutarlar.
6 Eylül 2014'te Matt Damon'un Manchester by the Sea filmi için Kenneth Lonergan ile yeniden takım olacağı duyuruldu.[8] Film aslında Damon tarafından yönetilecekti fakat programındaki karışıklık nedeniyle Damon hala yapımcı ve başrol iken Lonergan yönetmenlik koltuğuna geçti. Daha sonra Lonergan, fikrin kendisine Damon ve John Krasinski'den geldiğini ve aslında Krasinski'nin filmde oynayacağını söyledi.[9] Gigi Pritzker şirketi Odd Lot Entertainment yolu ile filmi yapımlandırdı ve maliyetlendirdi.[8]
Filmin yapım öncesi 8 Eylül 2014'te başladı. Aralık 2014'ün başlarında The Boston Globe başrol için Casey Affleck'in Damon ile yer değiştireceğini açıkladı.[10] Affleck resmi olarak 5 Ocak 2015'te Damon ile yer değiştirdi.[11]Michelle Williams 9 Ocak 2015'te kadroya dahil oldu.[12]
Film 18 Kasım 2016'da sınırlı yayınla yayınlanmaya başladı ve hafta sonunda dört salondan $256,498 hasılat elde etti. 16 Aralık 2016'da Rogue One ve Gizli Güzellik ile birlikte genel olarak gösterime giren film $4.2 milyon hasılat elde etti altıncı sırada yer aldı.[25]
Chicago Sun-Times'tan Richard Roeper, filme dört yıldız verdi ve ''acı ve mizahın başyapıtı Manchester by the Sea'' başlıklı yazısında film için ''bu sene gördüğüm en iyi film'' diyerek; ''bu şimdiye kadar gördüğüm trajedi ile baş etme konusunda komik filmlerden biri. Bir saniye için bile bir komedi değil. Yürüyen yaralılar ve uzun yıllar öncesinden kalmış korkunç olaylarla nasıl baş edileceği konusunda son derece dokunaklı ve güzel bir drama'' ifadelerini kullandı.[28]Los Angeles Times'tan Kenneth Turan ise ''yara izi bırakan güçlü, duygusal, bir şekilde yüreklendirsede yürek burkan film Manchester by the Sea dürüstlüğü, otantikliği ve umutsuzluğa erişimi ile mahveden bir film'' dedi.[29] Diğer iyi yorumların aksine The Guardian'dan Lanre Bakare ''Manchester by the Sea, aile işlev bozukluğu ve akla gelebilecek daha kötü kayıplar üzerine bir çalışmadır, ancak hepsi de Affleck'in içine kapanık başrolünün sayesinde süzülmesi gerçeği tarafından zaptedilmiş'' dedi.[30]