Tip 2 diyabet, ilk başta egzersizin artırılmasıyla ve diyet değişikliği ile kontrol edilir. Eğer kan şekeri seviyeleri, bu yöntemlerle yeterince düşürülemezse metformin veya insülin gibi ilaçlara ihtiyaç duyulabilir. İnsülin kullananların düzenli olarak kan şekeri]] seviyelerini kontrol etmesi gerekmektedir.
Diyabet oranı, son 50 yılda obeziteyle paralel olarak önemli boyutta artış göstermiştir. 1985 yılında 30 milyon diyabet hastası mevcutken 2010 yılı itibarıyla bu rakam, 285 milyonu bulmuştur. Kalp hastalığı ve felç, görme bozukluğuna sebep olan diyabetik retinopati, diyaliz ihtiyacı doğurabilecek böbrek yetmezliği, uzuvlarda ampütasyonlara yol açabilecek dolaşım bozuklukları, yüksek kan şekerinden kaynaklanan uzun vadeli komplikasyonlar arasındadır. Bir tip 1 diyabet özelliği olan akut ketoasidoz, yaygın değildir.[4] Ancak nonketotik hiperozmolar koma meydana gelebilir.
Tip 2 diyabet gelişimi, yaşam tarzı ve genetik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır.[7][9] Diyet ve obezite gibi bazı sebepler, şahsen kontrol altına alınabilirken artan yaş, cinsiyet ve genetik gibi sebepler kontrol altına alınamaz.[6] Uyku eksikliği de tip 2 diyabetle ilişkilendirilmiştir.[10] Bunun, metabolizma üzerindeki etkisinden kaynaklandığı düşünülmektedir.[10] Değiştirilmiş DNA metilasyonuna ait olan bir mekanizmayla fetüs gelişimi sırasında annenin beslenme durumu da rol oynayabilir.[11]
Yaşam Tarzı
Otuzun üzerinde vücut kitle endeksi ile tanımlanan obezite, fiziksel aktivite eksikliği, yetersiz beslenme, stres ve kentleşme, tip 2 diyabet gelişiminde önemli olduğu bilinen yaşam tarzı faktörlerindendir.[6] Vücuttaki aşırı yağ, Çin ve Japon nesillerindeki vakaların %30’uyla, Avrupa ve Afrikalı nesillerdeki vakaların %60-80’iyle ve Amerika yerlileri ve Pasifik Adalı nesillerdeki vakaların %100’üyle bağdaştırılmaktadır.[3] Obez olmayanların genellikle bel-kalça oranı yüksektir.[3]
Ayrıca diyet faktörleri de tip 2 diyabet riskini etkilemektedir. Şekerle tatlandırılan içeceklerin aşırı tüketimi, risk artışıyla bağdaştırılmaktadır.[12][13] Diyetteki yağ türleri de önemlidir ve doymuş yağlar ile trans yağ asitleri riski artırırken çoklu doymamış ve mono doymamış yağlar riski azaltır.[9]Beyaz pirinç tüketiminin çok olması da riski artırmakta rol oynamaktadır.[14] Vakaların %7’sinin sebebinin, egzersiz eksikliği olduğu düşünülmektedir.[15]
Genetik
Çoğu diyabet vakası, tip 2 diyabete sebep olma olasılığını artırma yönünde her birinin küçük katkıları olan birçok geni kapsar.[6]Tek yumurta ikizlerinden birinde diyabet olduğunda diğer ikizin de diyabete sahip olma ihtimali %90 iken tek yumurta ikizi olmayan kardeşlerdeki ihtimal, %25-50 arasıdır.[3] 2011 itibarıyla tip 2 diyabet riskini artıran 36’dan fazla gen bulunmuştur.[16] Yine de bu genlerin tümü, bu hastalığın toplam kalıtsal unsurlarının yalnızca %10’unu oluşturur.Örneğin TCF7L2aleli, diyabet riskini 1.5 kat artırır ve ortak genetik değişkenler arasındaki en büyük risktir. Diyabetle bağlantılı çoğu gen, beta hücre işlevleriyle alakalıdır.[3]
Tip 2 diyabet, insülin direnci ortamında beta hücrelerinin yetersiz sayıda insülin üretmesinden kaynaklanır.[3] İnsülin direnci, yani hücrelerin normal insülin seviyelerine yeterli yanıtı verememesi, öncelikli olarak kaslarda, ciğerde ve yağ dokusunda meydana gelir.[23] İnsülin, normalde karaciğerdeki glukoz salınımını durdurur. Ancak karaciğer, insülin direnci ortamında kana uygunsuz bir şekilde glukoz salar.[6] İnsülin direncine karşı beta hücre işlev bozukluğu oranı, bireyler arasında değişiklik göstermektedir. Bazı bireylerde ağır insülin direnci bulunup insülin salgılanmasında çok küçük bir bozukluk varken bazılarında hafif insülin direnci ve ağır insülin salgılama sorunu mevcuttur.[3]
Tip 2 diyabet ve insülin direnciyle bağlantılı olan diğer önemli mekanizmalar arasında yağ hücrelerindekilipidlerin bozulmasında artış, inkretin direnci ve eksikliği, kanda yüksek glukagon seviyeleri, böbrekler tarafından tuz ve suyun tutulmasında artış ve merkezi sinir sistemi tarafından metabolizmanın uygun olmayan şekilde düzenlenmesi vardır.[6] Ancak pankreasa ait olan beta hücreleri tarafından insülin salgılanmasında bir bozulma da gerektiği için insülin direnci olan herkes, şeker hastası olmaz.[3]
Teşhis
Dünya Sağlık Örgütü’nün (hem tip1 hem de tip 2) diyabet tanımı, semptomlarla artan tek glukoz değeri veya diğer bir deyişle aşağıdaki iki durumda değerlerin yükselmesi ile yapılır:[24]
açlık plazma glukozu ≥ 7.0 mmol/l (126 mg/dl)
veya
glukoz tolerans testi ile; oral dozdan iki saat sonra plazma glukozu ≥ 11.1 mmol/l (200 mg/dl)
Tipik semptomlarla bağlantılı olarak 11.1 mmol/l (200 mg/dL) üzerinde rastgele kan şekeri [5] veya %6.5’ten daha büyük glikat hemoglobin de başka bir diyabet teşhisi yöntemidir.[6] Amerikan Diyabet Vakfı (ADA), Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) ve Avrupa Diyabet Araştırmaları Birliği (EASD) temsilcilerinden oluşan uluslararası bir uzman heyeti, 2009 yılında diyabet teşhisi için ≥6.5% HbA1c’lik bir sınırın kullanılmasını önermiştir. Bu öneri, 2010 yılında Amerikan Diyabet Vakfı tarafından benimsenmiştir.[25] Kişi, tipik semptomlara ve >11.1 mmol/l (>200 mg/dl) seviyesinde kan şekerine sahip olmadığı sürece pozitif testler tekrarlanmalıdır.[26]
Diyabet teşhisi için sınırlar, glukoz tolerans testlerinin sonuçları, açlık glukozu veya HbA1c ve retinal sorunlar gibi komplikasyonlar arasındaki ilişkiye dayalıdır.[6] İnsanlar için daha kolay olduklarından dolayı glukoz tolerans testi yerine açlık veya rastgele kan şekeri tercih edilmektedir.[6] HbA1c, aç kalınmasını gerektirmez ve sonuçlar daha istikrarlıdır, ancak test, kan glukozu ölçümünden daha maliyetlidir.[27] ABD’deki diyabet hastalarının %20’sinin bu hastalığa sahip olduğunun farkında olmadığı tahmin edilmektedir.[6]
Tip 2 diyabet, insülin direnci ve buna bağlı insülin eksikliği nedeniyle yüksek kan glukozu ile karakterize edilir.[2] Bu, hamilelikle bağdaştırılan yeni bir yüksek kan şekeri başlangıcı olan gestasyonel diyabet ve pankreastakiadacık hücrelerinin yok oluşundan kaynaklanan kesin bir insülin eksikliği bulunan tip 1 diyabetin tam tersine bir durumdur.[3] Tip 1 ve tip 2 diyabet, ortaya çıkan durumlara dayalı olarak birbirinden ayırt edilebilir.[26] Teşhiste şüphe varsa tip 1 diyabet için antikor testi, tip 2 diyabet içinse C-peptit seviyelerinin doğrulanması çözüm sağlayabilir.[28]
Tarama Testi
Büyük kuruluşların hiçbiri, diyabet için evrensel bir tarama testi önermemektedir, çünkü böyle bir programın, sonuçları geliştireceğine dair bir kanıt yoktur.[29] Tarama testi, Amerika Birleşik Devletleri Koruyucu Hizmetler Görev Gücü tarafından kan basıncı 135/80 mmHg’den büyük olan ve semptom göstermeyen yetişkinler için önerilmektedir.[30] Kan basıncı daha az olanlar için yeterli kanıt olmadığından dolayı tarama testinin lehine veya aleyhine bir öneride bulunulamaz.[30]Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca yüksek riskli gruplarda testin yapılmasını önermektedir.[29] 45 yaşın üzerindekiler, birinci dereceden bir akrabası diyabetli olanlar, Hispanik, Afrikalı Amerikalı ve Amerikan yerlileri gibi bazı etnik gruplar, gestasyonel diyabet geçmişi olanlar, polikistik over sendromu olanlar, aşırı kilolular ve metabolik sendromla ilişkili rahatsızlıkları olanlar, ABD’deki yüksek risk grupları arasındadır.[5]
Korunma
Tip 2 diyabetin başlangıcı, doğru beslenme ve düzenli egzersizle önlenebilir veya geciktirilebilir.[31][32] Hareketli bir yaşam tarzı, riski yarıya indirebilir.[7] Egzersiz, kişinin ilk kilosu veya kilo kaybettikten sonraki kilosundan bağımsız olarak fayda gösterir.[33] Ancak tek başına diyet değişikliklerinin faydalarının,[34] yeşil yapraklı sebzelerin bulunduğu [35] ve şekerli içecek tüketiminin azaltıldığı diyetlerle sınırlı olduğu görülmüştür.[12]Bozulmuş glukoz toleransı bulunanlarda diyet ve egzersiz, tek başına veya metformin veya acarbose ile birlikte diyabet riskini azaltabilir.[7][36] Yaşam tarzında yapılan değişiklikler, metforminden daha etkindir.[7]
Kontrol
Tip 2 diyabetin kontrol altına alınması, yaşam tarzı değişiklikleri, kalp ve damar hastalıkları riskine yol açan etkenlerin azaltılması ve kan glukoz seviyelerinin normal aralıkta tutulması ile mümkün olmaktadır.[7] İngiliz Ulusal Sağlık Hizmetleri, 2008 yılında tip 2 diyabet teşhisi yeni konulan kişilerin, kan glukozunu kendi kendilerine takip etmesini önermiştir,[37] ancak çok dozlu insülin kullanmayanların kendi kan glukozunu takip etmesinin faydalı olduğu kuşkuludur.[7][38]Hipertansiyon, yüksek kolesterol ve mikroalbuminüri gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin yönetimi, kişinin ortalama ömür uzunluğunu artırır.[7] Standart kan basınıcı tedavisi (140-160/85-100 mmHg’den düşük), aşırı kan basıncı tedavisinin (130/80 mmHg’den düşük) aksine felç riskini hafif azaltmaktadır ama genel olarak ölüm riski üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.[39]
Standart kan şekeri azaltmanın (HbA1C of 7-7.9%) aksine aşırı kan şekeri azaltmanın (HbA1C<6%), ölüm oranı üzerinde bir değişikliğe sebep olduğu görülmemiştir.[40][41] Tedavinin hedefi, %7’den az bir HbA1C veya 6.7 mmol/L’den (120 mg/dL) az bir açlık glukozudur. Ancak bu hedefler, doktor tavsiyesi alındıktan sonra hipoglisemi ve ortalama ömür süresi riskleri değerlendirilerek değiştirilebilir.[5] Tip 2 diyabetli tüm kişilerin düzenli olarak göz doktoru muayenesinden geçmesi önerilir.[3]
Yaşam Tarzı
Doğru bir diyet ve egzersiz, diyabet için yapılması gereken şeylerin temelini oluşturur [5] ve egzersiz miktarı artırıldığında daha iyi sonuçlar elde edilir.[42]Aerobik egzersizleri, HbA1C’de düşüş sağlar ve insülin hassasiyetini geliştirir.[42]Direnç eğitimi de faydalıdır ve en etkili yöntem, her iki egzersiz türünün birlikte yapılması olabilir.[42] Kilo kaybı sağlayan bir diyabet diyeti önemlidir.[43] Bunu başarmaya yarayan en iyi diyet tipi tartışmalıyken[43] bir düşük glisemik endeks diyetinin kan şekeri kontrolünü geliştirdiği bulunmuştur.[44] Kültürel açıdan uygun eğitim, tip 2 diyabetli kişilerin en az altı aya kadar kan şekeri seviyelerini kontrol altına almalarına yardımcı olabilir.[45] Hafif diyabetli kişilerin yaşam tarzındaki değişiklikler, altı hafta içinde kan şekerinde ilerleme kaydetmezse ilaç tedavisi düşünülmelidir.[5]
Çoğu insan, ilk başlarda insuline ihtiyaç duymaz.[3] Kullanıldığında, genellikle oral ilaçların da devam ettirilmesiyle geceleri uzun etkili bir formülasyon eklenir.[5][7] Bunun ardından (kan şekeri seviyeleri iyi kontrol edilerek) etkili olacak şekilde doz artışı uygulanır.[7] Geceleri uygulanan insülin yetersiz hale geldiğinde günde iki defa insülin uygulanması, daha iyi kontrol sağlayabilir.[5] Uzun süreli insülinler olan glarjin ve detemirin, nötral protamin Hagedorn (NPH) insülinden çok daha iyi olmadığı görülmektedir. Ancak çok daha pahalı oldukları için 2010 itibarıyla uygun maliyetli olmaktan çıkmışlardır.[48] Genellikle hamilelerde tercih edilen tedavi yöntemi, insülindir.[5]
Ameliyat
Obez olanlarda zayıflatma ameliyatı, diyabet tedavisinde etkili bir önlemdir.[49] Çoğu insan, ameliyat sonrasında ilaçsız veya çok az ilaçla normal kan şekeri seviyesini koruyabilmektedir [50] ve uzun vadede ölüm oranı azalmaktadır.[51] Ancak ameliyat kaynaklı olarak kısa vadede %1’den düşük bir ölüm tehlikesi mevcuttur.[52] Ameliyatın uygun olduğu vücut kitle indeksi sınırları, henüz net değildir.[51] Ancak ağırlık ve kan şekerini kontrol altına alamayanlar için bu seçenek, önerilmemektedir.[53]
Epidemiyoloji
2000 yılında dünya çapında diyabet yaygınlığı (her 1000 kişide). Dünya ortalaması, %2.8 olmuştur.
no data
≤ 7.5
7.5–15
15–22.5
22.5–30
30–37.5
37.5–45
45–52.5
52.5–60
60–67.5
67.5–75
75–82.5
≥ 82.5
2010 yılı itibarıyla dünyada 285 milyon insanın tip 2 diyabete sahip olduğu ve bu rakamın, tüm diyabet vakalarının %90’ını oluşturduğu tahmin edilmektedir.[6] Bu rakam, dünya yetişkin nüfusunun %6’sına eşittir.[54] Diyabet, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygındır.[6] Ancak azgelişmiş ülkelerde yaygın değildir.[3]
Kadınlar[6][55] ve Güney Asyalılar, Pasifik Adalılar, Latin Amerikalılar ile Amerika Yerlilerigibi bazı etnik gruplar, daha büyük risk altındadır.[5] Bu durum, bazı etnik gruplarda Batılı yaşam tarzına karşı artan hassasiyetten kaynaklanıyor olabilir.[56] Aslen bir yetişkin hastalığı olarak görülen tip 2 diyabet, obezite oranlarının artışıyla paralel olarak çocuklarda da artış göstermiştir.[6] Tip 2 diyabet, artık ABD’deki ergenlik çağındaki çocuklarda, tip 1 diyabet kadar sık teşhis edilmektedir.[3]
Diyabet oranlarının, 1985 yılında 30 milyon olduğu, 1995 yılında 135 milyona yükseldiği, 2005 yılında ise 217 milyona ulaştığı tahmin edilmektedir.[57] Bu artışın, başlıca küresel popülasyonun yaşlanmasından, egzersizin azalışından ve obezite oranlarının artışından kaynaklandığına inanılmaktadır.[57] 2000 yılı itibarıyla en çok diyabet hastasına sahip beş ülke; 31.7 milyonla Hindistan, 20.8 milyonla Çin, 17.7 milyonla ABD, 8.4 milyonla Endonezya ve 6.8 milyonla Japonya olmuştur.[58]Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir salgın olarak görülmektedir.[59]
Tarih
Diyabet,[60] 1500 MÖ 1500 dolaylarında, “idrarın çok fazla boşaltılması”ndan bahseden Mısırlı bir el yazmasıyla tarif edilen ilk hastalıklardan biridir.[61] Tarif edilen ilk vakaların, tip 1 diyabet olduğuna inanılmaktadır.[61] Aynı dönemin Hint hekimleri, hastalığı tanımlamış ve idrarın, karıncaları çektiğini belirterek “madhumeha,” yani “ballı idrar” adını vermiştir.[61] “Diyabet” ya da “aradan geçme” tabiri, ilk olarak MÖ 230 yılında Yunan Memphisli Appollonius tarafından kullanılmıştır.[61] Hastalığa, Roma İmparatorluğu döneminde nadiren rastlanan bir hastalıktı ve Galen, kariyeri boyunca yalnızca iki vakaya şahit olduğunu belirtmiştir.[61]
Tip 1 ve tip 2 diyabet, ilk defa M.S. 400-500 civarında Hint hekimler Sushruta ve Charaka tarafından birbirinden ayrı durumlar olarak tanımlanmıştır ve tip 1, gençlik ile, tip 2 ise fazla kilolu olmakla bağdaştırılmıştır.[61] "Baldan" anlamına gelen "mellitus" terimi, yine sık idrara çıkmakla bağdaştırılan diabetes insipidus ile karıştırılmaması için 1700’lerin sonlarında, Britanyalı John Rolle tarafından eklenmiştir.[61] Kanadalı Frederick Banting ile Charles Best’in 1921 ve 1922 yıllarında insülini keşfettiği döneme kadar etkin bir tedavi yoktu.[61] Bunun ardından 1940’lı yıllarda uzun süreli etkiye sahip olan NPH insülin geliştirilmiştir.[61]
^abKumar, Vinay; Fausto, Nelson; Abbas, Abul K.; Cotran, Ramzi S. ; Robbins, Stanley L. (2005). Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease (7. bas.). Philadelphia, Pa.: Saunders. ss. 1194-1195. ISBN0-7216-0187-1.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Fasanmade, OA (Haziran 2008). "Diabetic ketoacidosis: diagnosis and management". African journal of medicine and medical sciences. 37 (2). ss. 99-105. PMID18939392.
^abcdefghijklmRipsin CM, Kang H, Urban RJ (Ocak 2009). "Management of blood glucose in type 2 diabetes mellitus". Am Fam Physician. 79 (1). ss. 29-36. PMID19145963.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Pasquier, F (Ekim 2010). "Diabetes and cognitive impairment: how to evaluate the cognitive status?". Diabetes & metabolism. Cilt 36 Suppl 3. ss. S100-5. doi:10.1016/S1262-3636(10)70475-4. PMID21211730.
^Hu, EA (15 Mart 2012). "White rice consumption and risk of type 2 diabetes: meta-analysis and systematic review". BMJ (Clinical research ed.). Cilt 344. ss. e1454. doi:10.1136/bmj.e1454. PMC3307808 $2. PMID22422870.
^Lee, I-Min (1 Temmuz 2012). "Effect of physical inactivity on major non-communicable diseases worldwide: an analysis of burden of disease and life expectancy". The Lancet. doi:10.1016/S0140-6736(12)61031-9.
^Herder, C (Haziran 2011). "Genetics of type 2 diabetes: pathophysiologic and clinical relevance". European journal of clinical investigation. 41 (6). ss. 679-92. doi:10.1111/j.1365-2362.2010.02454.x. PMID21198561.
^Saad F, Gooren L (Mart 2009). "The role of testosterone in the metabolic syndrome: a review". The Journal of Steroid Biochemistry and Molecular Biology. 114 (1–2). ss. 40-3. doi:10.1016/j.jsbmb.2008.12.022. PMID19444934.
^Farrell JB, Deshmukh A, Baghaie AA (2008). "Low testosterone and the association with type 2 diabetes". The Diabetes Educator. 34 (5). ss. 799-806. doi:10.1177/0145721708323100. PMID18832284.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^abValdez R (2009). "Detecting Undiagnosed Type 2 Diabetes: Family History as a Risk Factor and Screening Tool". J Diabetes Sci Technol. 3 (4). ss. 722-6. PMC2769984 $2. PMID20144319.
^Raina Elley C, Kenealy T (Aralık 2008). "Lifestyle interventions reduced the long-term risk of diabetes in adults with impaired glucose tolerance". Evid Based Med. 13 (6). s. 173. doi:10.1136/ebm.13.6.173. PMID19043031.
^Orozco LJ, Buchleitner AM, Gimenez-Perez G, Roqué I Figuls M, Richter B, Mauricio D (2008). Mauricio, Didac (Ed.). "Exercise or exercise and diet for preventing type 2 diabetes mellitus". Cochrane Database Syst Rev, 3. ss. CD003054. doi:10.1002/14651858.CD003054.pub3. PMID18646086.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Nield L, Summerbell CD, Hooper L, Whittaker V, Moore H (2008). Nield, Lucie (Ed.). "Dietary advice for the prevention of type 2 diabetes mellitus in adults". Cochrane Database Syst Rev, 3. ss. CD005102. doi:10.1002/14651858.CD005102.pub2. PMID18646120.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Carter, P (18 Ağustos 2010). "Fruit and vegetable intake and incidence of type 2 diabetes mellitus: systematic review and meta-analysis". BMJ (Clinical research ed.). Cilt 341. ss. c4229. doi:10.1136/bmj.c4229. PMC2924474 $2. PMID20724400.
^Farmer, AJ (27 Şubat 2012). "Meta-analysis of individual patient data in randomised trials of self monitoring of blood glucose in people with non-insulin treated type 2 diabetes". BMJ (Clinical research ed.). Cilt 344. ss. e486. PMID22371867.
^McBrien, K (6 Ağustos 2012). "Intensive and Standard Blood Pressure Targets in Patients With Type 2 Diabetes Mellitus: Systematic Review and Meta-analysis". Archives of internal medicine. ss. 1-8. PMID22868819.
^Boussageon, R (26 Temmuz 2011). "Effect of intensive glucose lowering treatment on all cause mortality, cardiovascular death, and microvascular events in type 2 diabetes: meta-analysis of randomised controlled trials". BMJ (Clinical research ed.). Cilt 343. ss. d4169. doi:10.1136/bmj.d4169. PMC3144314 $2. PMID21791495.
^Webster, MW (Temmuz 2011). "Clinical practice and implications of recent diabetes trials". Current opinion in cardiology. 26 (4). ss. 288-93. doi:10.1097/HCO.0b013e328347b139. PMID21577100.
^abcZanuso S, Jimenez A, Pugliese G, Corigliano G, Balducci S (Mart 2010). "Exercise for the management of type 2 diabetes: a review of the evidence". Acta Diabetol. 47 (1). ss. 15-22. doi:10.1007/s00592-009-0126-3. PMID19495557.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^abDavis N, Forbes B, Wylie-Rosett J (Haziran 2009). "Nutritional strategies in type 2 diabetes mellitus". Mt. Sinai J. Med. 76 (3). ss. 257-68. doi:10.1002/msj.20118. PMID19421969.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Thomas D, Elliott EJ (2009). Thomas, Diana (Ed.). "Low glycaemic index, or low glycaemic load, diets for diabetes mellitus". Cochrane Database Syst Rev, 1. ss. CD006296. doi:10.1002/14651858.CD006296.pub2. PMID19160276.
^Hawthorne, K.; Robles, Y.; Cannings-John, R.; Edwards, A. G. K.; Robles, Yolanda (2008). Robles, Yolanda (Ed.). "Culturally appropriate health education for Type 2 diabetes mellitus in ethnic minority groups". Cochrane Database Syst Rev, 3. ss. CD006424. doi:10.1002/14651858.CD006424.pub2. PMID18646153. CD006424.
^American Diabetes, Association (Ocak 2012). "Standards of medical care in diabetes--2012". Diabetes Care. Cilt 35 Suppl 1. ss. S11-63. doi:10.2337/dc12-s011. PMID22187469.
^Waugh, N (Temmuz 2010). "Newer agents for blood glucose control in type 2 diabetes: systematic review and economic evaluation". Health technology assessment (Winchester, England). 14 (36). ss. 1-248. doi:10.3310/hta14360. PMID20646668.
^Picot, J (Eylül 2009). "The clinical effectiveness and cost-effectiveness of bariatric (weight loss) surgery for obesity: a systematic review and economic evaluation". Health technology assessment (Winchester, England). 13 (41). ss. 1-190, 215-357, iii-iv. doi:10.3310/hta13410. PMID19726018.
^Frachetti, KJ (Nisan 2009). "Bariatric surgery for diabetes management". Current opinion in endocrinology, diabetes, and obesity. 16 (2). ss. 119-24. doi:10.1097/MED.0b013e32832912e7. PMID19276974.
^abSchulman, AP (Eylül-Ekim 2009). ""Metabolic" surgery for treatment of type 2 diabetes mellitus". Endocrine practice : official journal of the American College of Endocrinology and the American Association of Clinical Endocrinologists. 15 (6). ss. 624-31. doi:10.4158/EP09170.RAR. PMID19625245.
^Colucci, RA (Ocak 2011). "Bariatric surgery in patients with type 2 diabetes: a viable option". Postgraduate Medicine. 123 (1). ss. 24-33. doi:10.3810/pgm.2011.01.2242. PMID21293081.
^Dixon, JB (16 Haziran 2012). "Bariatric surgery for type 2 diabetes". Lancet. 379 (9833). ss. 2300-11. PMID22683132.
^Meetoo, D (13-27 Eylül 2007). "An epidemiological overview of diabetes across the world". British journal of nursing (Mark Allen Publishing). 16 (16). ss. 1002-7. PMID18026039.