TektosaglarTuna nehri bölgesinden Avrupa'ya göç etmiş, MÖ 275-260 yılları arasında Garonne vadisi'ne yerleşmiş, Volcae (Volk) adlı bir Kelt kavminin boyuydular.[1] Tektosages, keltçe "servet arayanlar" demektir.[2]
Strabo'ya göre MÖ 280 yılında Volklar arasındaki cereyan eden, ayrıntıları bilinmeyen çekişmelerin bir sonucu olarak Tektosaglar vatanlarından ayrılmak zorunda kalmışlardır.[3] Başka boylarla birlikte Balkanlara doğru bir göç olmur. Yolda iki başka Kelt boyu Tolistoagler ve Trocmianlar da onları katılmıştır. Delfi şehrine saldırmışlar sonra Çanakkale boğazına varırlar. Orada, MÖ 277'de, bir gece baskınında Makedonyalı general Antigonus Gonatas'ın saldırısında büyük bir yenilgiye uğrarlar. Sağ kalan Keltler boğazı geçip karşıya geçerler. Orada Nikomedes'le karşılaşırlar. Kendisi Bitinya bölgesinin kontrolü için Selevkoslarla mücadele halindedir, Keltlere kendisi için savaşmalarını teklif eder. Gelecek 5 yıl boyunca Nikomedes'in paralı askerleri olan Keltler ortalığı yakıp yıkarlar. Bir noktada Nikomedes, istediği nüfuza kavuşur. Nikomedes I, Pontus'lu Mithridates ve Suriyeli Antiokus I'in anlaşmaları sonucu Keltlere günümüz Ankarasının olduğu bölge verilir.[4]
Tektosaglar bundan sonra Anadolu'nun çeşitli kentlerinden haraç almaya başladılar. Nihayet Pergamum (Bergama) kentinin hükümdarı Attalus onlara karşı çıktı ve savaşta onları yendi. Yapılan barış anlaşmasından sonra Kelt kavimler kendi bölgelerinde kalmayı kabul ettiler. O dönemden sonra Tektosaglar ve komşuları olan diğer iki Kelt boyunun yaşadığı bölge resmen Galatya olarak bilindi. Savaşçı bir geleneği olan Galatlar sık sık paralı askerlik yapardı. Galatlar Mihridates yanında yer aldılar ama Magnesia savaşındaki yenilgilerinin ardından Roma İmparatorluğu onları cezalandırmak için Romalı general Manlius'u Ankyra'ya yolladı. Tektosag'lar Ankara'dan yaklaşık 15 km uzakta Magaba dağında (Elmadağ'da) yapılan savaşta Romalılara yenildiler ve ondan sonra Roma'ya haraç vermek durumunda kaldılar. MÖ 25 yılında Galat kralı Amynthas ölünce Galatya resmen Roma'nın bir eyaleti haline geldi.[5][6][7]
Tektosaglardan kalma Keltik özellik taşıyan kalıntılardan çok az miktarda vardır. Anadolu'ya göç ettikten sonra hızla helenleşmiş (yunanlaşmış) oldukları anlaşılmaktadır. Ama dillerini uzun süre korumuşlardır. 4. yüzyılda Aziz Jerome Galatların konuştuğu dilin Galyalılar tarafından konuşulan dile benzediğini belirtmiştir.
Tektosagların Anadolu'ya göç eden kolundan ayrı olarak bir diğer kolu Tolosa'da (günümüzde Toulouse) yerleşmiştir. Cimbri ve Tötonlar, Galya'yı istila edince Tektosaglar onlarla işbirliği yaptılar. Romalı Servilius Caepio bu isyana misilleme olarak Tolosa'yı MÖ 106'da yağmaladı. Tolosa MÖ 52'de Jül Sezar'ın Galya'yı istilası sırasında Gallia Aquiatania'nın parçası olarak Roma Cumhuriyetine katıldı. Romalıların Tolosa'yı almalarından sonra Volk Tektosaglarının kültürel varlığı sona erdi.